gün bu gizlenen sırrın kap kalın perdesi d ğinin ucu gözüktü. çıkmış topal bir fare gibi derhal avlanır. Netekim, dok- torun gizlenen sırrından sızan bir küçük nokta, burada haki» katen gözden kaçmadı, Ve açık göz muharrirler, bu hadi- senin romanını yazmak için, kalemleri bilemeye ikoyuldu- lar. Hattâ içlerinde, bu de dikodularile ortalığı ayaklan” dırabilecek meselenin peşin- de koşmak için, tabanları patlamış kunduralarını yeni” liyenler bile oldu. Fakat dok- torun Oo tanıdığı gazeteci; romanlar yaratmağa nan yazıcıları yatıştırdı. Sayı İan hatırını, doktorun sırrını meydana vurmaya hazırlanan muharrir sürülerinin önüne, bir duvar gibi yükseltti. Eğer bu kalın ve aşılmaz hatır du- varı olmasaydı, doktorun sır- larını örten aralanmış perde, delik deşik edilecekti. Ve doktor, bugünkü mevkiinin.. bugünkü şöhretinin.. bugün” kü servetinin tatlı köşesinde ömrünün yıllarını dolduracaktı | Sonra aradan yıllar geçti, ve bey- ninin ışıkları körelen zavallı meslekdaşım, kırmızı tükür meğe başlayınca, doktorunu hatırladı. Muayeneye gittiği zaman beraberdik. Doktor umduğu» muzu men tersine, bizi bütün hastalarını saydıktan sonra yanına aldı. Dostumu, fıpkı ilk defa gördüğü bir insan yüzünü süzer gibi, gözden geçirdi. Adını öğrenmeğe kalkınca, biç işitme diği bir ad duymuş gibi, düşündü. uzun uzun Anlamıştım ki şöhret, mevki ve servet, onun olanca insanlığını, bir aç gibi kemirmiş, son kırıntısına tüketmişti. Ve o da, bütün benzerleri gibi... hattâ bütün insanlar gr, Gazeteciler,.en karan her kafadan üstündürler. Onların kulaklarına çalınmış” bir havadis, ti Takar ŞU: “yerin kulağı vardırl,, sözü, gazeteci kulağının delikliğinden çıkma olacak ki, bir- e aralandı, ve hakikat... daha doğrusu hakik r özmekte, lık hadiselerin bilmecelerini çözm atik bir gibi; fena günlerini.. ve fena günlerinin artık hayırları görülemiyecek dostlarını, çoktan ve çok kolay unutmuştu. Nihayet : — Hatırladım 1... diyebildi. Bundan bir müddet evvel, benden bir mülâkat almıştınız, ve sözlerimi ilin sahifeleri arasında neşretmiştiniz. gazetenizin Bu karşılayış, ve bu sözler dostu- mun incelmiş yüzünde, kökünden yıkıs lan bir yüreğin sesi gibi çizgilendi Fakat insanlara, şöhretinin zirvesins İden bakan doktorun; insani duyguları ANIL J2:9 atın ete k di kedi önüne efa ara a ni esinin seçemiyen perdeli gözleri, bu deri çizgileri okuyamadı. N Ve o sözünü, iskeletleri bile isyağ ettirebilecek bir cümleyle, tamamladı! ; — Mamafi, , bana yaptığınığı azizliğe mukabele etmeyeceğim... İ bugün bedava muayene günüm deği dir. Salı günü altıya doğru uğrayın Buna ne zavallı dostum, ne de bel e cevap vermedik, hatta oradan çıktıktarğı sonra, biribirimizle bile konuşmadık. Zira doktora sözle değil, kanunu i mennettiği en fena yolla bile verileciğiie Yazan : ii <5 ." # ÜILILIĞLERE