MA TEA 8 — VAKIT 7 # AĞUSTOS 1914 Meraklı bir. sergüzeşt romanı Edgar Pip'in son maceraları Yazn : Arnold Galopen © Sonrada idare heyeti azasma dönerek: — Demek oluyor efendiler, de- dim, bana iftira için vicdanını sat- © maş böyle bir sabrkalının sözlerine © İnamryorsunuz? Bebert kahkahalarla gülerek; © o — Sabrkalr öyle mi? dedi, şu © halde kolkola verelim Edgar Pip! © — Şöhretimi kırmak için, dedim! J bulduğumuz şahide bakınız. Fakat! “bunun kâfi olmadığı itiraf edi-! niz. Bu adam, ya bana iftira için © vicdanı satmıştır ve yahut beni ik Edgar Pipe benzetiyor. Şu halde © sizin için yapacak bir şey var: Pa- >ris polis müdürlüğünden Edgar Pi- pin eşkâlini isteyiniz. Bu, gelince siz de benim Edgar Pip olmadığır görürsünüz, Buna rejisör Sper itiraz etti: © — Bu gibi eşkâl ekseriya müp- » hemdir. Bundan maada son bir © kaç sene zarfında değişmiş olabi- JMirsiniz, © — Hayır, dedim, öyle değil! Benim eşkâlimde ölünciye kadar! değişmiyen bir farıkı slâmet var- dır. Lütfen gözlerime (dikkatle — bakarsanız ikisinin de ayni renkte olmadığını görürsünüz. ğ Ben çakırım. Böyle bir fa- — Tiki alâmetin hiç bir zaman poli- sin dikkat nazarmdan uzak kalma “dığı siz de takdir edersiniz. Ed- “gar Pipin eşkâlini isteyiniz ve bu o seşkâl gelince o adamla aramda hiç bir münasebet olmadığını görecek siniz. Parise kablo ile telgraf çe- kiniz. Bütün masrafları çekiyo - Tum. Bazı vızıltılardan sonra (idare * heyeti dokuz muhalif reye karşı on “dört reyle Paristen eşkâlimin 80 - rulmasına karar verdi. Bunu müte- © akip M, Vey: © — Pek âlâ Baron Fregoryo, de- di, artık gidebilirsiniz. © Çıkarken verdiğim selâma kim- “se mukabele etmedi. Böyle bir Setihfafa hayatımda ilk defa ola - rak uğramış değilim. Fakat bu de- © #eki-beni çok müteessir etti. ik XXXH i “© Bu çeksilişim, hakikatte, daha şidetle atılabilmek için bir gerile- başka bir şey değildi. Mah- ii bulunuyorum. En iyi hare- k Gudvaydan uzaklaşmak- N : Fal bunun için Gladise nasıl j sebep gösterebilirdim? Gud - her y,önun hoşuna gidiyordu, , ve herkes onu şımartıyordu. v i He İe şu Sper denilen mel'un he - ni Gindise delicesine tutulmuştu “ve onu benden ayartmak için e -/ den geleni yapıyordu. i Glağis beni stüdyoda bekliyor- “Yeşil sandık,, adlı yeni bir çeviriyorduk.. Beni görünce iy yor. o — E, dedi, ne oldu? -— Mükemmel, dedim, her şey yolunda.. Bana iftira etmek üzere pis bir serseriyi para ile elde et - mişler, Bu adam, M, Sper tarafın « e Himaye edildiği halde hiç bir! .sünnetleri icen ettirileceletir. “Film işimiz gene sarpa sarmıştı, Paristen eşkâlimi soracaklardı,, gal ret ederim... Halbuki bize karşı ne kadar lütüfkârlikla hareket edi - yordu... — Sana karşı belki, fakat bana karşı hiç te öyle değil... Bugünkü hareket tarzı gayet sefilâne idi. — Kabil değil, dedi, arayerde bir anlaşamamazlık olduğu muhak kak... Kendisine bahsedeyim mi? — Hayır, dedim, bilâkis bun - dan sonra onunla katiyen konuş - tuğunu istemem.. Anlıyor musun? — Haydi canım sen de... o Her halde böyle şeyleri ciddi — olarak söylemiyorsun.. Çünkü, Sper'in re- jJisörümüz olduğunu unutma.. A - damcağız bana elinden geleni ya - pıyor ve... — .. Ve seni metres edinmek istiyor ve bu maksadına erişmek için de seni benden almak istiyor. Buna muvaffak olmak ve beni her kesin gözünde menfur kılmak için her ahlâksızlığa baş vuruyor... — Bütün bunlara inanıyor mu- sun? — Evet... Hiç şüphe yok. Ve o- nun istediğini yapmadıkça sefil, daima benimle uğraşacak, (beni mahvetmek için elinden geleni ya- pacaktır, İşte bunun için Gudvay- dan ayrılmağa karar verdim. — Ne? Gudvydan ayrılmak mı? Başlıca muvaffakiyetimizi “temin edecek olan bir film çevirmeğe baş ladığımız bir zamanda burayı ter- ketmek mi? (Devami var) “Kuvvetli bir do- nanmamız olmalıdır! ,, Londra, 5 (A.A.) — “Milli bah- riye haftası,, nm başlangıcma ri - yaset eden, sabık (deniz birinci lordu lord Beatty, . Portsmavtta, memleketin müdafaa © vesaitinin noksanlığına dair bir nutuk irat et- miştir. Mumaileyh demiştir ki: “Yirmi sene evel, Almanlarm Emden gemisini yakalamak : için muhtaç olduğumuz kadar kruya - zöre bugün dahi malik (değiliz. Londra muahedesini imzalamakla kabul ettiğimiz kayıtlardan kur- tulmanın vakti ve saati gelmiştir. Orta Avrupadaki bugünkü karışık vaziyet, bundan 20 yıl evelki ka- dar vahim bir tehlike arzetmekte- dir, nün yıl dönümünü fırsat bilerek, bundan böyle artık yer © yüzünde harp olmaması hakkındaki temen- nimizi ve sulhu muhafaza edebil - mek için kâfi derecede kuvvetli bir donanmaya malik olmak hu - susundaki kati kararımızı âleme - lân etmeliyiz.,, Sünnet düğünü Hilâliahmer Fatih Kıztaşı nahi- yesi heyeti tarafından Aksarayda Pertevniyal lisesi bahçesinde 9 — 8 — 934 tarihine müşadif per- sembe günü fukara çocukların Eregli ve Zonguldakta | ————— 2 Amele sandığı ida-. resini düzeltmeli! İşçinin“ derdi, sıkıntısı, şikâyeti nedir? Zonguldak, (Hususi) — Zon- guldaktaki amale birliği işleri, üzerinde o durulup konuşulacak mühim bir meseledir. Ereyli hav- zasında çalışan on binden fazla işçinin müşterek faaliyetlerinin semeresi olarak doğup büyüyen, yaşıyan amele birliği, bugünkü talimatname ve bugünkü idaresile bu memleket evlâtlarının Jüzumu olan hak ve ihtiyaçlarını koruyup yürütmekten uzaktır, Kömür hav- zası işçi ve ailelerine yardım mak sadiyle teşekkül eden amele bir - liğinin yapmakta olduğu Yardım! miktarının iki misli, memurin ve müstahdemin maaşatma para ver. diği söyleniyor. Bu haberin ne dereceye kadar doğru olduğunu şimdilik henüz tahkik etmek im - kânmi elde edemedik. Eğer haki- katen böyle ise birlik teşekkül maksadı haricine çıkmış olaca - ğından bu işleri ehemmiyetli su- rette ve süratle tetkik etmek lâ- zım gelir. İşçiler: “Biz bu birliğe on on dört senedenberi para veriyor ve icabında yardım da görüyoruz. yardımlardan bazıları öyle dolam- baclı yollardan ve öyle zor muame lelerden geçiriliyor ki insan bu birliğin cüzü ferdi bulunduğuna | bin kerre pişiman oluyor!,, diyor-| lar. i Mevcut şerait içinde birlikten ödünç para almak imkânı yüzde doksân dokuz kaldırılmış gibidir. Evvelâ, paraya ihtiyacı olan bir işçi, muteber iki tüccar kefil bul- mak mecburiyetindedir. Bundan sonra da talimatnamedeki mah - dut bir kaç mazeretlen birisini “kendi vaziyetine wydürması ve is- bat etmesi şarttır. Bir defa bu za- manda her hangi bir işçinin mu- teber iki tüccar kefil bulması mümkün değildir ve muteber tüc- carları kefil olarak gösterebilen bir şahsın, istediği bankadan ni 4 zami faizini vererek para çekmesi pek âlâ kabildir. Bir iki tüccara! borçlü olan bir işçinin birlikte a-| Jacaı istikrazı borcuna vermek i- "çin alacaklı tüccarların kefil ol - duklrmı Kabul edelim de amele birliğinden ödünç para almağa! kalkışalım. İşte asıl kıyamet, asıl zorluk ve uğraşmalar bundan son- ya meydana çıkıyor. Talimatna- medeki bir kaç mahdut maddeye! vaziyetlerini uydurabilenler para- yı alırlar. . Uyduramıyanlar derin! bir üzüntü içinde . yorgunluktan! başka bir şey almış olmazlar. Bir aylık kazanc yekünunu geç- miyen ikrazat işlerini bu kadar ağır ve şiddetli maddelerle tahdit etmek doğru mudur?. Kimin pa- rasmi"kimden: kıskanıyorlar? Bu | mühim noktalar ve görüşler üze- rinde bir az insaflıca düsürmek zamanı gelmiştir, Sanıyoruz. Ev- velce birlikten ödünç para alıp ta bu parayı münyyen olan müdde'' zarfında ödemiyenler mevcut ta- limatnameye göre ikinci hir istik- raz hakkırldan mahrum edilmek - tedirler.. Ödeme müddetini, tür-| Tü sıkıntı icinde olduğu icin, bir .az uzatan bir isçiden istikraz hak»j r da rr dad e sün | Hadise esnasında kay- ————— kını ebediyen nezetmek doğru Adanadâ Kamyon devrildi, | yaralananlar var | bolan ceket ve paralar | Adanada Taşköprü . üzerinde bir kamyon kazası olmuş ve içinde bulunan altr yolcudan üçü hafif sürette yaralanmışlardır. Kaza hakkındaki malümatı yzıyoruz: şoför Mehmet kullanmakta oldu- ğu kamyona on yedi çuval buğ - day yüklüyor ve içerisine de altı! yolcu bindirdikten sonra Sirkenli köyünden Adanaya hareket edi - yor. Taşköprünün üzerine geldi-. ği sırada tamir edilmek üzere sağ! taraftan açılmış olar çukürda bir! tehlikeye meydan vermemek için) direksiyonu kırarak sola sapmak istiyorsa da kamyonun sağ taraf ön ve-arka tekerekleri boşa geli-! yor, kamyonda yük pek fazla oldu- ğundan çukura devriliyor, Bu devrilmeden, yolculardan! Mehmet, Mükrimin ve Vahap a- dımda üç kişi yaralanıyor. Hadi- seden haberdar olan polis derhal oraya yetişerek şoförü yakalıyor, Yaralıları bir eczaneye naklettire- rek ilk tedvilerini yaptırıyor. Mersindeki yangın Mersinde Karamancı zadelerin istasyon caddesi üzerindeki demir ve çimento mağazasının üst ka» | tmda bulunan gene Karamahcı!' zadelere ait evin çatıları arasin -| dan bir duman. yükseldiği görül - müş ve derhal söndürülmesi için lâzım gelen tedbirler «alınmakla beraber itfaiyeye de haber veril - miştir. İtfaiye aradaki mesafe yakın olduğu için çabuk yetişmiş ve yan gını haber alan vali vekili Atıf! polis müdürü Ata, belediye reisi Mitat, Fırka vilâyet heyeti reisi Necip Mecit Beyler de gelmişler ve yangının söndürülmesine neza- ret etmeğe başlamışlardır. Fakat arozözdeki su bittikten sohra itfaiye otomobilleri şehrin dört tarafını dolaşmışlarsa da su bulamamışlardır. Yeni Mersin gazetesinin yazdı- ğına göre; su depolarında da ih- tiyat su bulunmadığı anlaşılmış - tır, Gümrük hamalları ve çimento fabrikasında çalışan amele deniz- den kovlarla su taşımışir, rüzgâr durmuş, yangın bu suretle söndü- rülebilmistir. Muhtar dayâk yedi, arkadaşı delirdi! i Biğada Durali köyünün muhta- rı İsa ağa, tarlasında çalışırken bazı yabancı kimseler birdenbire üstune atılmışlar, adamcağızı fena halde dövmöslerdir.. İsa ağa ye- diği dayağın tesiriyle bhastalan » mıştır. “O sırda İsa ağanm yanın-| da bulunan Mehmet adlı bir köy-| lü de tehdit edilmiş, Mehmet kor- kudan aklını kaçırmıştır. Müte - cavizlerin eski bir kin yüzünden ve başka birisinin tahrikiyle bu işe kalkıştıkları zannediliyor. Jandarma tahkikatyapmakta- dır. mudur?, Diğer taraftan ortada bazı yar- dımların da tarafkirane bir şekilde ypıldığı iddiaları vardır. Ereyli havzası amele birliği te- , lara mevzu olacak kadar esraref” i diler ve Milâs gencleri i tarafından hararetle karşılandı Bartında 300 yıllık bir ev yandı Tarihi binanın esrarengiZ bir hikâyesi var Bartında Kurucaşilenin Tekke önü Hisar köyünde Çelebi oğhü Mustafa Beye ait tarihi bir ahşap ev yanmıştır. Yangının: kazasi çıktığı znnolunmaktadır. * Ateş # vi süratle sardığı cihetle pek a3 eşya kurtarılabilmiştir. Bu eski evin, o muhitte, masal giz ve meraklı bir macerası vardır. ki babadan oğula hurafelerle karı” şarak söylenir. Bu rivayetlere gö re, evin yapılış tarihini üç yüz yıl evveline kadar çıkarmak müm * kündür. Nitekim 8on tamir tari" hini gösteren bir levhada 1229 tarihi okunmuştur. On büyük odayı, geniş sofalar! havi olan ve takriben 15X30 met relik bir sahayı kaplıyan bu bü” yük ahşap ev, vaktiyle “Haydut oğlu,, adında bir derebeyinin ma" likânesi imiş. Ev, deniz kiyısmda, üç tarafı yalçın kayalarla ve met“ hali de surla kapalı bir sahaya in şa edilmiştir. Bu kale duvarı şim di kısmen harap olmuş vaziyette" dir. Bu, dört taraftan emin duvar * la çevrilmiş malikânede hüküm sü ren derebeyi, burada karakuşi mal kemeler görür ve idama mahkür ettiklerini, kale duyarından aşa denize attırır Bu derebeyine ve bu eve ait bur na benzer bir çok efsanevi riva” yetler : pek çoktur. Fakat çoğu” nu masaldan âyırt etmeğe imkân yoktur. Yıllarca o havali halkı k i dah titröten ve sonra * mahiyetini kaybederek yalnız eski bir ev ok mak itibariyle merak uyandıraf bu tarihi ev, yanmazdan evvel bif çok ziyaretçiler tarafından serik miş, tavan ve kapılarındaki saf atkârane oyma ve işlemeler m&” | rakla seyredilmiştir. Hatta zarif ve irce işlemeli bir kapıya vaktil? 250 lira kadar para verilmiş, f8” kat bugünkü sahibi satmağa olmamıştır. Halkevi gençleri arasınd Milâs, 5 (A.A.) — Muğla yi evi gençleri dün Bodrumdan ve pa 4 lar. Gençler bugün ve yarın gör düz istirahat edeceklerdir. ör Milâsın eski eserlerini ziyaret decekler, akşama temsil, a ve konferans vereceklerdir... Dün öğleden sonra Bodrum larla Muğla gençleri ne voleybol maçı meme heyecanlı olan maci kazandı. Akşama ud “e deri tarafından konser verilmiti. Gençler “Köyün namusu, ni temsil etmişler ve Milâs tarafından şiddetle kışlar takdir edilmişlerdir. Ke avün sandığı murahhas ir leri bugünlerde seçilmi yi niden teşekkül edecek pet eyi bu işlerle candan gramer bekliyoruz. si ilyas hami i