6 Ocak 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6-1-1938 HİK ÂYE Rüya ve hakikat 2 — hakikat Çeviren: Hikmet TUNA azan: FRANZ HERCZEG Şimdi anlattıkları ğ Si ım, artık rüya de- , Bir başşehrin binicilik mektebinde bir ad döslloda vuruldu? 'Du' ri_iyanm üzerinden on beş yıl geç Mişti. Olan şey, bir faciadan ziyade, talisiz bir tesadüfdü. ç Çünki, onun ölümünü hiç kimse istemiyordu. Hattâ tasavvur edilemi- yecek derecede kötü bir tabanca ile tehlikenin artık ortadan kalkmış ol- duğunu, acıklı bir hâfiflik bulundu- ğunu hissediyordu. Ç Dul kadın, ürke ürke tabuta eğildi ve cenazenin yüzünü örten bezi kal- dırıd. Ölünün yüzü bir parça uzamış ve rengi uçmuş gibi, kendinden de çokdaha genç görünüyordu. Göğsü delik deşik bir halde, onu avdan eve getirdikleri vakit de, Magda kocasını onu otuz adımlık bir fed vu- ran hasmı bile, onun ölümünü istemi- yordu. İki arkadaş Pilâtine kaçan sarı saçlı bir güzel kadım yüzünden biri- Rislesslne hacım almnuglardı Va hu iki arkadaş, biribirlerine gevirdikleri ta- !bancahrı ateşledikleri vakit «kendi isteklerinden ziyade il alem için», bunu, döellodan sonra kol kola gir- mek kasdile yapmışlardı.. Fakat, tesa- düf, başka türlü ol istemişti. rüy bu biçimde görmüştü Kadının yüzüne kan hücum etti ve vaktile onu uykusunda kaplıyan ölçüsüz ıztırabı tekrar duydu. Birden- bire başı döndü ve gözlerini kapıya- ral- tahırta dayanırİzen, müçevveş hir hasretin tesirine kapıldı;dua eder gi- bi ,gayet hafif bir sesle kendi kendi- ne söyleniyordu : «Her şeye kadir olan tanrım, on- beş yıldanberi bütün bu olan biten Döellonun galibi, ile harab bir halde idi : Doğrusu, ben bunun böyle olmasını istemedim... Böyle bir hiç için ! Zavallı Ludvig bu anda bana bir sille indirmiş olsay- dı büyük bir haz duyardım... İşin asıl hoş olmıyan tarafı bundan sonra başlamıştı : Ölüyü, hayatında pek az meşgul olduğu ailesine teslim etmek lâzımdı. Ondan ayrılmak istediği söylenen karısı Magda, bir müddettenberi ka- badakiasaas hat yanında ya- şıyordu; şahidlerin kendisine telgraf- la malümat vermeleri üzerine hemen başşehre hareket etmişti. Gözleri yaşlı, benzi uçuk dul ka- dın, kocasının tabutuna yaklaştı. O- nun göz yaşlarını akıtan, hayaf arka- daşı oluşu dolayısiyle duyduğu ma- tem değil, insanlık duyguları idi. Ludvig onun saygisı ile birlikte sevgisini de kaybettiği gündenberi, © kendini dul hissediyordu. Eğer ©o samimi olmak istese, Ludvig'in ahlâ- ki konkordatosındaki mahsub mua- melesinin altına kara bir çizgi g'eke'ıı mukadderata isyan etmesi için hiçbir sebeb yoktu : çünki, ondan alabildiği- leyemezdi. şeyleri rüyaya tebdil et...... Benim genç kocamın ormandan eve ölü ola- rak getirilişi ve benim ona tükenmez göz yaşları döküşüm tatlı bir hakikat olsun.. » Sıhîy_ede yeni tayinler Bahçe hükümet tabibi Hüseyin Hamid, Tursunbey hükümet tabibli- ğine, emrazı sariye sabık mütehassıs- larından Osman seyyar emrazı sariye mütehassıslığına, 36 senesi tıb fakül- tesi larından Sadık bul düşkünler evi çocuk asistanlığına, Kayseri memleket hastahanesi opera- törü Veliyettin aynı hastahane başta- bibliğine, Artvin eski operatörü Ce- vad Kars memleket hastahanesi ope- Andaç NÖBETÇİ ECZANELER Pazar : İstanbul Pazartesi : Merkez », Salı : Ankara ” Çarşamba : Yeni ve Cebeci ecz.leri Perşembe : ve . Cuma Ege eczanesi Cumartesi : Sebat ve Yenişehir ec.leri HALK ve YENİ SİNEMALARDA MATİNELER Hergün Cumartesi Pazar 1445 , 13.00 11.00 16.45 1445 13.00 18.45 18,45 1445 21.00 21,00 16,45 18.45 21.00 Pazar ve cumartesi günlerinden HALK sinemasında hergün Bbı“lk: matineleri; 12,15 Film değişme günleri: Pazartesi ve Cuma LÜZUMLU. TELEFON NUMARALARI Yangın ihbarı: 1521. — Telefon müracaat gehir: 1023 » 1024, — Şehirlerarası; 2341 - 2342. — Elektrik ve Havagazı Arıza Me- murluğu: 1846. — Mesajeri Şehir Anba- rı: 3705, — Taksi Telefon numaraları: Zincirlicami civarı: 2645, 1050, 1196, — Samanpazarı civarı: 38259, — Yeni- şehir, Havuzbaşr Bizim taksi; 2323 — Havuzbaşı Birlik taksi: 2333 OTOBÜSLERİN İlk ve SON SEBFERLERİ Sabah İlk Son sefer sefer Ulus M. dan K. dere'ye 645 — 23.00 K. dereden Ulus M, na 7.15 23.20 Uh . dan Çankaya'ya — 7.25 23.30 Ç ya'dan Ulus M.na — 7.10 23.30 Ulus M, dan Dikmen'e 7.30 20.00 Dikmen'den Ulus M.na — 8.00 — 20.30 Ulus M, dan Keçiören'e — 6.00 21.00 Ulus Mana 6.30 — 21.30 Ulus M. dan Etlik'e 6.30 20,30 Etlik'ten Ulus M, na 7.00 — 2100 Ulus M. dan Cebeci'ye 7.00 — 20.30 Cebeci'den Ulus M. da 7.00 20.30 Cebeci'den As. fabl. 6.30 —— As, fabl. dan Cebeci'ye —— — 17.15 8. pazarı'ndan Akköprü'ye 6.30 7.15 Akköprü'den S., pazarı'na —— 945 Yenişehir, İstasyon ve Bak her saatı beş geçe muntazam seferler ', Pazar günleri ilk seferler birer saat sonra başlar. POSTA SAATLERİ Posta saat 19 a kadar İstanbul cihetine mektub kabul eder, Taahbütlü 18 e kadardır. TREN SAATLERİ Çinliler isti âya uğrıyan şehirleri nasıl boşaltıyorlar ? Frankfurter Saytung gazetesinin çinliler tarafında bulunan hususi mu- habiri Bayan doktor Lily Abegg, Han- kaudan gazetesine yazdığı bir yazıda, Nanking'in son günlerine dair intiba- larını anlatmaktadır. Bu yazıyı aşağı ya koyuyoruz : Hükümet memurlarının bir kısmiyle yabancılar kolonisi iki gün için Han- kau'a taşındı. Yabancı elçilikler de, bir kaç memur geri bıraktıktan sonra buraya geldiklerinden, Nanking'de kalan yabancılar kolonisi elli kişiyi geçmemektedir. Buraya gelenler,Hankau'nun sulh ve sükün içinde geçen gündelik hayatı karşısında, kendilerini hayretten ala- mıyorlar. Ne tayyare tehlikesini ilân eden düdük ve töp sesleri, ve ne de sığınaklara girenler var. Dans yerleri sabahlara kadar dans eden çinlilerle dolup boşalmakta, yabancıların kulüb- lerinde zevk ve neşe içinde vakit geçi- rilmektedir. At yarışları, sinemalar hasılı harble alâkası olmıyan ve sulh içinde yaşıyan memleketlerdeki gibi normal bir ha- yat | Nankinden kaçıp gelenler, bura- daki halkın sükünetini bir türlü kavrı- yamıyorlar. Eski hükümet merkezinde, son gün, ler, tayyare hücumunu ilân eden dü- dük sesleri, göç edenlerin ardı arkası gün, saat yediden öğleden sonra dörde kadar beş dakika tayyare tehlikesi ilân edildi. Bunun manası, seyrü seferin durması, halkın sokaklardan çekilip sığnaklara girmesi demekti. Her telike ilânı arasında, insan, an- cak yarım saat rahat bir nefes alabili- yordu. Halk, japonların bombardıman tayyarelerine alışmış olduğu için, te- tiğini bozmadan yolculuk ve göç ha- zırlıklarına devam ediyordu. Japon tayyareleri, bombalarını surların dışı- na atıyorlardı. Bu esnada faaliyete ge- çen çinlilerin tayyare defi topları za- yıf bir ateş açabiliyorlardı.Besbelli ki, bataryaların çoğu çekilip gitmişti. Japonların öğleden sonra yaptıkları hücumda, halk büyük bir sürprizle karşılaştı: Çin tayyareleri, çoktanberi görülmemişti. Fakat, hücum esnasında birdenbire, fevkalâde süratle hareket eden bir avcı çin filosu peyda oldu ve yedi bombardıman tayy inden mü- rekkeb bir japon filosuna saldırdı. Ha- vadaki sahne, çok heyecanlı idi. Her Çin avcısı bir japon borbardıman tay- yaresine çullanmış, tepesinde dolaşı- yor, altına dalıyor, tekrar üstüne çıkı- yor, hasmına nefes aldırmıyordu. Nihayet, üç bombardıman tayyaresi, iki lek bu propagandi ara- sındaki münasebetleri tanzim edecek olan anlı imza edilmesinin er- tesi senesi başlaması, ehemiyetle naza- rı dikkate almaya değer bir keyfiyet- tir. İngiltere, bu radyo propagandası ile italyanlara karşı hasmane niyetle- rini isbat etmiş bulunmaktadır. İngil- tere dış bakanlığında yapılan değişik- liklerden sonra, B. Eden, tamamiyle serbest bırakılmıştır. İngilterenin italyan aleyhtarı bir hattı hareketle birlikte olarak ingiliz gazetelerinin aynı yoldaki neşriyatı, tam bir suiniyetin delilini vermekte- dir. İtalya, hiç bir zaman, Filistin a- rabları arasında ingiliz aleyhtarı, bir propaganda yapmamıştır. Halkibi in- giliz gazeteleri her gün İtalya hakkın- da bir çok yalanlar yazmakta ve bu su- retle efkârı umumiye İtalya alayhine kışkırtılmaktadır. Fetihlerden doğan sulh Giornale d' İtalia Amerika Reisi Cumhuru Ruzveltin mebusan mecli- sindeki nutku hakkında şöyle yazı- yor: “Ruzveltin göklere çıkardığı sulh fetihlerden doğan sulhtur. Bu sulh enternasyonal bir kaç kapi- talistin kurduğu küçük sendikanın imtiyazlarını korumaktadır.. Bu sen- dikadır ki, vaktiyle Habeşistanı'x daha iyi istismar edebilmek için İtalyayı mütecavizlikle itham etmiş ve şim- di de Çini istismar etmek için Japon- yaya karşı aynı ithamda bulunmak- tadır. iGe;ıe böyle bir fikirledir ki , vaktiy- le Almanyadan çalarak kendi muazzam yana yana, biri şehre, biri civardaki bir tepeye, bir diğeri de şehrin dışına düş- tü. sörmürge imparatorluklarma ilâve et- miş olan demokrat devletler Alman- yanın bu müstemlekelerini geri iste- Haydarpaşaya : Her sabah 8.20, her | kesilmiyen kafileleri, şehri müdafaa| Bir yandan halk şehri terkediyor, de (m,_“'“ köel l’:: etmiye gelen yeni kıtaların şehre akış- | öbür yandan askerler akın ediyorlar- | mesini reddediyorlar, martesi -Fm. sürat), | ları arasında geçti. ö dı. Bu gelen asker, vilâyetlerden ğe-| “Amerika kendine baksın|!” Brinsuullüşina : Hurgün W3S (Keyall Sandıkveeze.;jyııi_yle agxzıa.rır:a_ ka- |lenlerdi. Pamuklu üniiormılnşı vesa-| Eğer R A TF BAF ri, Amasya bu | dar tıka basa ş 1 ve |man şapkalr olanlar, cenub vilâyetle- | demokratik hücrelerine tekrar sok- hat üzerindedir), arabalar, gece ve gündüz sokaklardan | rinden gönderilmişlerdi. Disiplinleri | mak istey ldanryor Dünyada baş- Diyarbakır hattr : Hergün — 940 geçip gidiyordu. Kap ğaza ve | olduğu intibamı bırakıyorlardı. Her | ka bir yol üzerinde inkişaf b Zonguldak hattı ; Hergün — 15.00 dükkânların sayısı, her gün artıyordu; | birinin 1 tüfeği vardı ki, vilâyetler- | dir. Kırıkkaleye rayotobüs 16.05 bir çokları ise, elektrik cereyanını kes- | deki kıtalarda bulunan askerlerin hep-| Amerikadaki 12 milyon işsizi, , işçi GÜNLÜK: tirmiş olduklarından, mağazada kalan | sinde silâh bulunması dikkate değer |evlerinin sefaletini, Amerika istihsa- HBAT a mallarını, mum ışığında ellerinden çı- | bir mesele idi. lâtınım di lduğu Arabi - 1356 Rumi-18353 — | karıyorlardı. Bavul, el çantası, sandık | Buna mukabil, Seçuandan gelen as- | ve yeni bir krizin başlangıcı olmak ü- 4 Zilkade Birinci kânun ve ambalajkâğıdı, piyasada kalmadı, | kerlerin kılık kıyafetleri çok bozuktu. |zere Nevyork borsasındaki dehşetli Son hafta içinde Nankin'den 200.000 | Yalın ayak, baldırı çıplak bir kafile i- | sukutu galiba unutuyor., Makbuzları tahrif'öden bir kişi göç etti. Vaktiyle milyonluk bir | di. Nankinden ayrıldığım gün, şehir ân Si şehir olan hükümet merkezinde 350.000 | bir ordu karargâhını andırıyordu. Alm.n .| şahıs mahki 0 kişi kalmıştı. Şimdi, orada bulunan ' İstanbul, 5 (Telefonla) — Makbuz-| halk 150.000 kişiyi aşmamaktadır. F j ları tahrif ederek zimmetine kırk lira| — Son üç gün çok korkunçtu. O vakite l' İİISİ KALÜ iren Kızıl k belediye tahsilda-| kadar kayıdsız davranmış olanlar te- Bile bile haksızlık edenler... rı Burhaneddin Ağır ceza mahkeme- sinde beş sene on ay hapse mahküm oldu. y B. Nurullah Sümer İstanbul'a dönüyor $ Nİ s (T taf, Ç| x _vıJ A, bulunan sümerbank umum müdürü B. Nurullâh Esad Sümer önümüzdeki hafta içinde İstanbula gelecektir. Beyoğlu Halkevinde bir kitab sergisi açıldı İstanbul, 5 (Telefonla) — Beyoğ- lu Halkevinde bugün bir kitab sergi- si açıldı. Sergide 1936 ve 1937 sene- lerinde neşredilen telif ve ü laştan yapacaklarını — şaşırmışlardı., Tekmil hükümet memurlarının, ya ha- reket etmiş ve yahud da şehri terket- mek üzere oldukları hükümetin yeni merkezi olarak Seşuan'da Çımking şeh ri seçilmiş olduğu, fakat, şimdilik ba- kanlıkların bir kısmı Hankau'a bir kıs- mı da Çankçaya yerleşeceği haberi or- taya çıktı. Umumi bir yarış başladı; Hayret verici bir hâdise Popüler gazetesi yazıyor : tari- Amerika cumhur reisi Ruzveltin parlamentodaki nutkunu bahis mevzu eden Diplomalische K a r “Enternasyonal mü betl hinde belki Japonya iç işler bal g i diyor ki; “Ruzveltin bu nutku kadar hayret verici hiç bir hâ- da totalitaire devletleri onal hedel, riayet ikle tahtie ediyor. dise ol ştir. Bu hal, Japony Mançuriyi işgalde, Jehol'ü ilhakta Şahar-Hopei hükümetini ihdasta, Pe- kin muvakkat konseyini ve Nankin ba- , bil bulmak imkânsızdı; resmi memurlar bile biribirlerinin kamyonlarına el ko- yuyorlardı. Bir kamyon için binlerce dolar teklif edenler vardı. Göç eden- ler, kesif kafileler halinde limanın yo- !unu tutmuşlardı. Çünkü, kaçabilmek için, Yangse nehrindeki vasıtalara baş- 500 den fazla eser vardır. ratörlüğüne, Kars l nesi operatörü Hüsnü, Sinob memle- ket hastahanesi operatörlüğüne, Ba- baeski hükümet tabibi Zeki Beyoğlu Küçük İç Haberler Süe hastahanesi hariciye ” Jığına Urfa trahom mücadele hastahanesi üteh, Abdil Gazi b e x ıç Ral İel B !; Mal memurin intihab komisyonu bugün üsteşar B. Sabri Çıtağın reisliğinde Komisyon münhallere ne aşağılanmaktan başka bir şey bek- | hastahanesine, Adıyaman trahom mü-| topl cadele hastah Ra- t ayak ucunda bir | miz Urfa trahom hastahanesi müte- Magd.ınğ“b:îd“;ya' leye diz || lığına, İstanbul akıl ve sinir dua i: çökerek ellerini kilidledi,_ f'a.ka_t © düa etmiyordu; başını ellerinin üstü- ne eğerek mazisini düşünüyordu. Ne işlemişti ki, bu derece bahtsız nasibi olmuştu | : Kocası onu sevdiği müddetçe - l_(ı bu da pek kısa sürmedi - asil, hodbin olmıyan, iyi yürekli bir adamdı. Lâ- kin, karısının kendini ona bütün var- lığı ile verdiğini gördüdükten, onun bu haline bıktıktan sonra, kalbsiz ve egoist bir adam olmuştu. Solmağ.a başlıyan kadının, onu artık çekemedi- ğini gizlemeğe lüzum bile görmiyor- du. Fakat, kendi, sanki her gün bir parça daha gen;lqiyormuş _gıbi, ge- zib tozmak ihtiyacını hissediyordu... Ma; onun önünde diz çökmüş- tü., Şhxgıg:' kocasına ağlaması “;'.m' geldiğini, yalnız dışına değil kalbine de dulluğun kara yasasını urmı;m münasib olacağını düşünüyordu. Fa- kat, olmıyordu. — Ağlarken, sadece kendine ağlıyordu. Kalbinde, matem değil, ailesinin sükün ve şuuer;ı:; mütemadiyen tehdid etmiş olan hastalıkları hastahanesi mütehassısı operatör Cemil Şerif Silifke memle- ket hastahanesi operatörlüğüne, Bur- sa sıtma mücadele tabiblerinden İh- yapılacak tayinler ile becayişler üzerin- de görüşecek ve kararlar alacaktır. X İhsai anket — İstatistik Umum Müdürlüğünün memurlara aid açtığı ihsaf ankete gelen cevablar genel di- rektörlükçe tasnif edilmektedir. X Ticaret odalarında — Ziraat san Kargı hükümet kara nümune hastahanesi çocuk asis- tanlarından mütehassıs” Saffet Di- yarbakır belediyesi süt ve çocuk ba- kımevi çocuk mütehassıslığına, açık- tan eczacr Abdürrahman Bolvadın belediye eczacılığına tayin edilmiş- lerdir. Siird memleket hastahanesi dahili- ye mütehassısı Hasanın istifası kabul edilmiş ve Amasya memleket hasta- hanesi eczacısı Kadrinin vazifesine nihayet verilmiştir. Bükreş ve Budapeşte'ye gidecek hukuk talebeleri İstanbul, 5 (Telefonla) — Ayın onbeşinde hukuktan beşi kız olmak üzere 25 kişilik bir talebe grupu Bük- reşe, burada 3 gün kaldıktan sonra da bibliğine, An- b kaları şubeleri bulundukları mahal- lerde ticaret odalarına ne şerait dahi- linde kaydolunmuşlarsa senelik kayıd ücretlerini o suretle tesviye edecekler ve kaydol yan banka şubeleri se nevf 5 lira kayıd ücreti vereceklerdir. İktısad Vekâleti bu hususu alâkadarla- ra bildirmiştir. X Yugoslavya'dan gelen bir ra- por — Belgrad ticaret odası Ankara dasına bir mektubla Yugoslavya'da mevcüd büyük mağazaların idare su - retleri hakkında geniş bir rapor gön - dermiştir. Mektubta Türkiyede mev - cud buna mümasil mağazalar hakkın- da tetkike müstenid cevab istemekte -| Belgrad odası aynı zamanda Anka- rada bil: İ ) ve maği ların sabah ve akşam açılış ve kapanış leri ile öğle tatili müddeti hakkın- Peşteye gideceklerdir. da malümat istemektedir. v başka çare kal ştı. Li- mana akın etmiş olan göçmenlerin va- rış k ini tesiste ve Cenevre pak- tiyle Vaşington muahesini ve Briand- Kollong paktını imza ederken deruhte ettiği bütün teahhüdleri nakzda gör- düğü kolaylıklarla izah edebilir. 1931 den beri devam eden bu cansız kalma keyfiyetine, Almanya ve İtalya ile o- lan anlaşması katılmıştır. Bu iki fa- şist devlet sarıların beyazlara karşı seferlerini teşçi etmişlerdir. Her halde pur ve gemilere hü ları, korkunç bir manzara arzediyordu. Bu vaziyet karşısında, vapurlar rıhtıma yanaşmak tan korkuyorlardı. Bundan dolayı, san- dallarla vapurlara gitmek icabediyor- du__ Fakat, bu kaçan insanların teşkil ettikleri siyle, limandaki sandal ve kayıklar yetmediğinden, hidd kö- 'nun bey nist mücadelesinin mahiyetini ortaya çıkarmak gibi bir faydası olacaktır. Şimdi resmen biliniyor ki, Japonyanın Çindeki hedefi komünizme karşı mü- cadele değil, İngiltere ile ve bütün Avrupa ile, bunları Asya kıtasından püren halk, vapur acentaliklarına hü- | :2:: edı::mkl,ı kapı, pencere, hasılı önle- çıkan her şeyi param i- yorlardı, n AF Almınlır © kadar telâş etmiyorlardı. Çünkü, alman elçiliği, daha eylüldeki korkunç hava bombardımanı sıraların- için Japonya ve beyaz ırklar Aynı mevzu hakkında Epok gazete- si yazıyor : “Çinden yalnız fransız, ingiliz ve amerikalrları değil, aynı zamanda şim- di ihtiyacı temin için kendilerinden dabir ingiliz vap Kaptan rılhtıma yaklaşmak — i di istifade edilen alman ve italyanları da Binden, vapur açıkta duruyordu. Fakat buna rağmen,, 500 çinli yolcu güverte- sinde peyda olmuştu. Bunların, nasıl ve ne zaman geldikleri hakkında kim- senin malümatı yoktu. Kancalar taka- rak, halatlar sarkıtarak, vapura tırman mışlardı. : Olan biten şeyler yetmiyormuş gibi bir de, Yangise nahryinin yyukan, sni: fında bir baraj kurulacağı rivayeti or- taya atıldı. Bu rivayet, telaşa katmerli bir şekil verdi, Yangtse'nin iki barajı FAŞ ati | LN ve ne de Hankau'a gidemem;k dîl;ü;ı- cesi, maneviyatı sıfra indirdi. Bir taraftan halk limana akın ediyor. diğer taraftan canavar düdükleri, dur- madan tayyare hücumu tehlikesini i- lân ediyorlardı! Almanların da kaçmış oldukları son ürmek histir. Bunlar da Filhakika bu devletlerde bazı sistem den ve bazı muahedelerden ayrılmak temayülü görülüyorsa bu asıl demok- rat devletlerin taahhüdleri hilâfına o- larak mezkür mypahedelerde ihlâl et- miş oldukları hak prensiplerini elde etmek içindir. Ancak insanlık ve ada- let prensiplerini muzaffer kılmaya ça- lışan devletlerdir ki, kendilerini dün- ya sulhunun bekçisi telâkki edebilir- ler. Bile bile haksızlıkta ısrar edenle- rin böyle bir iddiası olmamalıdır. 60 ailenin hâkim olduğu memleket Sonra demokrasi kelimesini milletin hâkimiyeti manasında kullanmakta da biraz ihtiyat gösterilmelidir. Filhâki- ka daha geçen gün Amerika hükümeti azasından biri Amerikada altmış âile- nin bir nevi hakimiyeti sürdüğünü söy lemiştir. Her halde parlamento rejimi bu olmasa gerek: Halbuki — totalitaire rejimler bütün kudret ve kuvvetlerini milletten almakta ve bütün sosyal sı- nıflar arasında tam bir müvazene kur- maktadır. Her halde kendi hesabına Almanya bu prensiplerden mülhem ol- makta ve ayrıca da diğer memleket- lerle de barış ve anlaşma gayesini ta- sarı ırkın diğerleri kadar düş - dır, Bir kaç sene önce, Musolini, çınlı- yan bir nutkunda, bu Asya toprakla- rından yükselmekte olan tehlikeyi i- lân etmişti. O zamandanberi, bu tehli- ke ile kendi memleketinin menfa- atlerine uygun sandığı şekilde oy- namaktadır.,, İtalya İtalya'ya karşı radyo harbı B. Gayda, Giornale d'İtalia gazete- sinde, ingiliz radyolarının arab dili ile bir ıya';rımdu di;vo; ki : “Deyli Ekspres gazetesinin,, İtalya- ya karşı radyo harbı,, ismini verdiği kib ktedir. Reisi ; : in nutkunda ise hiç de böyle bir tema- yül görülmüyor. Bilâkis bu nutuk de- mokrat denilen devletlerle totalitaire denilen devletler arasındaki uçurumu daha ziyade derinleştirmektedir.,, | —İZMİR entemasyonal Fuarına Hazırlanınız 20 agustos 20 eylul 1938 FRA ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: