m EE 16-4-939 renses Jeraldin,Kral Zogo Ile Nasıl Tanıştı Ve Nasıl Evlendiler ? (Yunanistandan yazılıyor) B u sabah Arnavut kraliçesi- nin sıhhati tehlikeli olmak- ta devam ediyordu. 40 derece hö- ra vardı. Fakat tedavi eden doktorlar tehlikeyi inkâr etme mekle beraber, kurtaracaklarını kuvvetle ummaktadırlar. Kraliçenin vaziyeti, pazartesi akşamı etrafındakileri telâşlandır- mağa başlamıştı. Kral Zogo akşam üstü Larissaya vasıl olunca, krali- çeyi bir sedye ile Olimpos oteline haklettirmiştir. Arnavut nazırları ve kralın maf- yetini teşkil eden zevat hastaya, o- tele kadâr refakat etmişlerdir. 'Kralla beraber Yunan hududuna iltica eden 113 kişiden doksanı bin dikleri vagonlardan çıkmamışlar, ve Selânlğe gitmekten imtina ede- rek krallarmı beklemeğe karar vermişlerdir. Vagonlar boş bir yo- la çekilmiş ve Yunan hükümeti kralın Selâniğe hareket etmesini tavsiye etmiş ise de kraliçenin sih- hati ani bir müdahaleyi istilzam ettiği için bu kabil olamamış, Ar- navut mültecileri de kral ve krali. çeyi Larissada bırakarak yola de- vam etmek istememişlerdir. Yunanistanın üç meşhur doğum mütehassısı Yunan Kralı Sa Ma- jeste Jorjun emrile hemen krali- çenin tedavisine başlamışlardır. Otele, polis kordonu dolayısile yaklaşmak mümkün değildi. Bil - hassa mültecilerle konuşmak im- kânini ortadan tamamile kaldırs- cak tedbirler alınmıştı. Mülteciler, tabii olarak, kendi- lerine müracaat ede gazetecilere çok nazik'mua: etmekti; fkat beyanatta bulunmaktan kaçınmak- tadışlar. Maamafihı Kral Zogonun Türkiye Cümhuriyet hükümetin - den, kraliçe iyi olur olmaz, kendi- sinl ve maiyetini hudutları içinde oturtmayı kabul edip etmiyeceğini sorduğu aşağı yukarı tahakkuk et- miş gibidir. Haber alnıdığına göre, dün bir Arnavut piyade yüzbaşısı Larissa şehrinin Arnavutluk viskonsülü ile aralarında başlıyan politik bir münakaşa neticesinde, viskonsülü tabanca ile öldürmüş, bü hareke- tine mâni olmak istiyen bir Yu- han refakat zabitini yaralamıştır. Kk Prenses Jeraldi ile, güzel Prens Zogonun se- vişmeleri ve evlenmeleri etrafında çok heyecanlı aşk hikâyeleri uy- durulmaktadır. Halbuki, hakikat, hayale yer vermiyecek kadar en terosan ve alâka vericidir: Jeraldi, asil bir aileye mensup tur. Cetlerinden birisi, Kont Antuvan Apponyl Avusturyanın Paris el- çisi idi. Parisin en muhteşem bina- larından biri olan Eckmühl otelin- de oturuyordu. Oğlu Kont Rudolf Apponyi, 'Te- Tes Nogarola adında, ve güzelliğin- den dolayı ilâhi Teres diye anılan bir Italyan kontesile evlenmişti. Kont Rudolf ta, babasından sonra Londra sefaretinden Paris setirliği- ne tayin edilmişti. Kont Rudolfun oğlu Lüi Apponyi, - yani kraliçe Jeraldinin büyük babası ise - A“ vusturya - Macaristan kralı Fran- suva Jozef tarafından Budapeşte kraliyet sarayı mareşalliğine geti- rilmişti. Bu Mareşalin oğlu Jül Apponyi, imparator ilân edilen Fransuva Jo- zefin maiyet kumandanlarındandı. Pariste tanıştığı güzel bir Ameri Kahı misle, yani, Virginia Stevort ile evlendi. Mis Virginia, aslen Fransız olan ve Amerikaya hicret etmiş bulunan bir aileye mensup- *u. İşte bu izdivaçtan İkisi kız, bi- risi erkek, üç çocuk doğdu; Jeral din, Virginia, ve Giyulu! abası öldüğü zaman. Jersi- din. 8 yaşındaydı. Genç yar ında dul kalan annesi, üç çocuğu- hu alarak Fransaya yerleşti. Bu su- Kral Zogonun Kraliçe ile beraber alınmış bir resmi Kraliçe Jeraldin retle, küçük Jeraldin, çocukluğunu Kotdazür de geçirdi Kışı Kan'da geçirenler, bronz saçlı, ve deniz gözlü küçük kızın göze çarpan güzelliğini mut- laka unutmamışlardır. Küçük Je- raldinin zekâsı da güzelliği kadar nazarı dikkati celbediyordu. Fran- sızcayı da Macarca kadar kolay ve ahenkli konuşuyordu. Jeraldinin hayatındaki ilk facla, Annesinin tekrar evlenmesile baş- ladı. Bu hâdise karşısında duydu- Zu ıstırabı ve ümütsizliği kız kar- deşine gecelerce ve uzun uzun an: latmış ve iki kız kardeş, ne olursa olsun; âile yuvalarını terkederek asıl vatanlarına dönmeyi kararlaş- tırmışlardı. Fakat kaçmak için pa- raları yoktu. Yaya olarak yola çık- mayı göze aldılar: Bir gece hare- ket ettiler. Fakat Rivyersdan Jtak- ya hududuna geldikleri zamanı hu- dut muhadızları bu iki küçük kızı yakaladı ve tekrar annelerine iade etti, Seneler geçmişti: Kontes Ap: ponyi, Miralay Girault adında bir Fransız zabitile evlenmiş ve Fran- sız tabilyetine girmişti Fakat Jeraldin bahtiyar değildi. Aklı fikri, daima, yaya yürüyerek de olsa bir gün yurduna dönmek idi, Nihayet, iyi bir fırsat zuhur etti. Küçük Kontes Jeraldin, tahsil çağına da gelmişti. Annesinden tehsil için kendisini babasının memleketine, yani o Budapeşteye açık göndermesini rica ett. Annesi kı- zwın bu istirhamını kabul edince Jeraldin, Budapeştede halası Kon- tes Szertos'un yanına yerleşti ki, bu hala, müstakbel Arnavutluk kraliçesinin ikinei anası olmuştur. Güzel genç kizin Kontesi şaşır- tan fikirleri vardı: — Ben, bir meslek sahibi olmak istiyorum, diyordu. Bütün mümanaatlara rağmen, stenografi öğrendi. Halasına: — Hayatta müstakil yaşamak i- meslek sahibi olmak lâzım! di- yordu. Sevdiğim adama hiç olmaz- sa kâtiplik edebilmeliyim! Ke Jeraldin, artık sevimli bir genç kız olmuştu. Gitti- ği ilk baloda, hayatının sirri taay- yün etti. Halası, onu, Budapeşte yüksek sosyeteşine o gece çıkarı- yordu. Genç kiz. hemen nazarı dik- kati celbetti. Kontes Jeraldinin se- wmnliliğine daha fazla kapilanlar arasmda Kral Zogonun İki kız kar- deşi Prenses Sadiye ile Ruhiye de vardı. Prensesler: — Bu güzel, bu nefis kız kim - dir? döye sordular. Adını öğrenin- ce tanışmak istediler. Daha birinet kelimelerde anlaştılar ve prenses- ler, Kontes Jersldinin fotoğrafını ısrarla talep ettiler: İşte bu harikulâde sevda romanı böyle başladı! Bir gün, Jeraldin, stenografi der- sine gitmiye hazırlanırken, evleri- nin kapısında büyük bir lüks oto- mobil durdu. Genç kıza: — Sa Majeste Kral Zogo, sizi görmek İstiyor! dediler. Arnavut- luğun genç kralı, Kontes Jeraldi- nin resmini görür görmez deli gibi âşık olmuştu Otomobil Tirana doğru yola çık- tu Nihayet otomobil Kral sarayi- nin avlusuğa girdi. Genç kızı, et- rafında herkesin hürmetle eğildik- leri güzel bir delikanlı karşıladı. Bu Kral Zogo idi. Kırk yaşında dedikleri halde, ancak otuz yaşlarında gösteren kral Zogo, uzun boylu, narin en- damlı sempatik bir erkekti, Arna- vutlukta yerleşmiş bir Türk pa- şasınm oğluydu. Tam bir Şarklı erkek güzeliydi. İzdivaç takarrür etti. Italya Ha- rieiye Nazırı Kont Ciano ve Kont Apponyi şahit oldular. Arnavut milleti, 18 yaşında bir genç kiz gi- bi taze ve güzel duran 22 yaşın- daki kraliçeye hürmet ve sevgi ile bağlandılar. Vellahtı 5 nisanda doğdu. Ak- rabaları doğum yatağının kenarı- na, henüz tamamile toplanamadan, Kral Zogo, İtalyadan o mahut ve müthiş ültimatomu aldı. Bazıları bu garip hâdisede tesadüften baş- ka şeylerin, bir kastı mahsusun ol- duğunu da Iddia ediyorlar. Şimdi, kral tahtına oturmak şan- sile doğan küçük bir prenses, Yu- nanistanm bir taşra şehrinde, bir otel odasında ağlamakta ve bütün dünyada sulh istiyen milletler, bu küçük insan yavrusuna sadece an- nesile beraber ölümden. kurtuluş temenni etmektedir! TAN Trakyada Her Köye Bir Eğitmen knk Lüleburgazda 220 Mevcutlu Yeni Bir Kurs Açılıyor Edirne (TAN) — Lüleburgazdaki devlet ziraat İşletmeleri (kurumu çiftliğinde 220 mevcutlu men kursu açılmak üzeredir. menler çadırda çalışacak ve kurs Cümhuriyet bayramında bitecektir. 1940 senesinde de böyle 220 mev. cutlu bir kurs açılıp mezunlarını ve- rince, Trakyadaki en küçük rin bile eğitmene kavuşacakları he- saplanmaktadır. Eğitmenlerin köylere büyük fay-| daları dokunmaktadır. Bir misal o.! larak Hasköyden bahsetmek kâfidir. Burada on beş bin kavak çileği di- kilmiş, yoncalıklar, çeşitli fidanlıl lar tesis edilmiştir. Alınan bir m topomp ile su ihtiyacı temin olun- muştur. Tavuk istasyonunda yalnız Rodeyland cinsi yetiştirilmekte ve 12 tavuktan her gün 10 yumurla a- lunmaktadır. Bunlar, köylünün &di yumurtalarile değiştirilerek, cins ta-| vukların bir an evvel üremesine ça- lışılmaktadır. İpekböcekçiliği Ziraat Vekâleti, Bursa ve Erikli- ceden temin ettiği 1100 kutu ipek- böceği tohumunu Trakyanın fakir köylülerine dağıtacaktır. Traky her yerinde dutçuluk ilerlemekte. dir. En ileriye geçmiş olan yer, Ça- nakkaledir. Orada, 300 binden fazla dut fışki- nı elde edilmiş ve 20 bin kadarı, bir yardım olarak Meriç, Uzunköprü ve Karıştırana gönderilmiştir. Ziraat kursu talebe rile beraber, Trakya içinde İtalık tatbikat atine Çi dır. İlkin gittikleri Kırklarelindeki bususi şahısların bağlarında on beş biri” kadar aşı, ve budama lar, bi köyle muailimle- r haf- mışlar- rce kavak çileği mışlardır. Oradan Pınarhisar, Vize, İnece, Babaeski, Hasköy ve Havsaya giderek kollektif fidanlıklarda aşı ve İbudama yapmışlardır . Edirnenin Kıyık (o bağlarındaki yardım ve hizmetleri bitince, yine| muallimlerile beraber bir hafta son-| ra seyahate çıkarak Uzunköprü, Ke- şan ve Çanakkaleye gidecekler, ah-| lat ve zeytin deliceleri aşı ve buda. gör Bir klerdir. ma işlerini çen yıl olduğu gibi, üç hafta kadar sütçülük, peynircilik tatbika ceklerdir. göre- e Zongu'dakta Çocuklara Yardım geme kurumu, nahiye ve köylerden fakir çocukların isimlerini istemiş- tir. 23 Nisan bayramından bir gün evvel beş yüz fakir çocuğa elbise ve- recektir. Kozlu nahiyesi ilk mektebi tara- fından, Çocuk esirgeme kurumu men faatine bir müsamere verilmiştir. El de edilen üç yüz lira ile altmış fakir çocuğa elbise alınmıştır Doktor ve Hâkim Yok Kiziltepe (TAN) — Burada mev- cut sulh mahkemesi, geçen yıl # kim vekâlet emrine alınarak kapan- muştır. O yakittenberi mahkemenin açılması hakkında halkın vukubu - lan müracaatları semeresiz kalmış - tır. Alâkadarların muhakemeleri , İ- çin Mardine gidip gelmeleri zahmet- li ve masraflı olmaktadır. Geçen yıldanberi ilçemizde sıhhat memuru da yoktur ve burada bir doktora da şiddetli ihtiyaç hissolun- maktadır. | Hendekteki Harap Köprü | Hendek (TAN) — Adapazarı şo- sesi üzerinde bulunan Yağbasan köprüsü yıkılacak bir vaziyet arzet- mektedir. Bunun için on beş gün- İdenberi köprünün başına bir nöbet. çi dikilmiştir. Gelen otomobil ve kamyonlar yükleri boşaltıldıktan sonra köprüden geçirilmektedir. Bu hal, büyük güçlüklere ve iktisadi za- rarlara sebep olmaktadır. Köprünün biran evvel sağlamlaştırılması lâ- sonra da mandıralara dağılarak, ge-| Zonguldak (TAN) — Çocuk pi) zımdır. İngilterenin Akdeniz filosuna mensup gemilerden biri seyir halinde İngilterenin Akdenizdeki Donaması kdenizdeki İngiliz donanma- sı, 4 safı harp gemisinden, bir tayyare zırhlısından, altı kru- vazör, 39 muhrip, yedi tahtelba - hir, bir refakat gemisi, altı motör torpitobot, 10 mayin gemisi, bir ağ atıcısi, bir sahil'mayin gemisi, altı tamirat ve levazım gemisin - den müteşekkildir. Bunlarda başka safı harp kru- vazürü olan (32.000 tonluk) İe- puke Cebelittarık'ta bulunuyor. Zırhlıların vaziyeti hakkında a- lınan en son malümat şu merkez dedi Safı harp gemisi spite, 32000 ton. Amiral Dudley Pouna dir, Gemi, San Kemo'dan Aberden gemisi ile bir- likte Safı harp gemisi Bahram. 31004 ton, Visamiral Leyton'un Amiral gemisidir. Geçen cumartesi Napo- liden hareket etmiştir. Safı harp gemisi Malaya 31.000 ton. Cezaire gittiği anlaşılıyor. Safhı harp ogemisi Ramillies 29,150 ton, Şarki Akdenizde ola- caktır. Tayyare zırhlısı Glorious Mal- tadadır. Devonshire ve Sussex kruvazör- leri onar bin tonluktur. Penelope 5270 ve Arethusle 5220 tonluktur. Hepsi de Maltadadir, Kruvazör Galateer 5220 tonlok- tur. Ve Malta yolundadır. Afridi, Guskha, Nubian, Sih, Active, Bulldoz, Wolsey muhzip- lerile ilk filotillâya ait 9 ve üçün- cü filetilâya ait 9 gemi Maltada- dır. Wishard mubrihi o Cebelitta- rıktadır. Cossack mubribi Palma Majm, kadaydı. Ve Cebelittarık'a git miştir, un Amiral gemi hareket etmiştir. Maori muhribi İspanyadan Ce- belittarık'a gitmiştir Mohaulk muhrihi 4 nisanda Vik lâ Frank'taydı. Zulu muhrihi oMarsilyadaydı, ve Cebelittarık'a hareket etti, Hosty, Hostile ve Hunter, “tiy- perien muhripleri nisan başların- da Tunustaki Sta Hotsput, Herenvard, Hero, Har dy ve Haivork muhripleri geçen cumartesi günü © Serrento'dayir lar. Yedi tahtelbahirin mayin gemisi, sahil leri hep Maltadadır. Dört mayin gemisi de İskende- riyededir. yedisi, olta yin gemi- Kozan Ortaokul İstiyor Kozan (TAN) — Burada bir orta- mektebe ihtiyaç vardır. Bundan ysk niz Kozan değil, Fekke, Saimbeyli ve Kadirli çocukları da istifade ede. cektir. Son üç yılda bu yerlerdeki mekteplerin beşinci sınıfından me- zun olanların adedi, vasati olarak her sene 175 çocuğun İlkmektep şa- hadetnamesi aldığını göstermektedir. Bunlardan ancak 25 | ortamekiep olan yerlere aileleri tarafından gön- derilmekte, fakat oralarda yalnız başlarına oldukları için ekseriya muvaffak olamamaktadırlar. Her sene geriye kalan 150 çocu» ğun ise kahvehaneleri mesken vapip kumara dadandıkları teessürle gös rülüyor, İİ 4 İtalyan, İngili zırhlıların en , Fransız filolarmin 938 senesi tonajları, en büyük ük toplarile attıkları güllelerin sikleti MOM EE Tonaj En büyük gülleler ii — gd a ee: Milletler İNGİLTERE