'4&4.——(— 10 Acaba Geç Kalmış Degıl miyiz (Başı 1 incide) ziyade kuvvetlendirmiştir. Binaen- aleyh bu fırsattan istifade etmeli- dir. Vesaire.. Ovakit bu neşriyatımız mev- simsiz göründü. Balkan devletleri eski ittifak çerçevesi i- çinden dışarı çıkmıya razı olmadı- lar. Fakat hâdisat süratle yürüdü. Ve korkulan tehlike çabuk kendini gösterdi. Balkan konseyi dağılır, dağılmaz Almanya, Çekoslovakya- yı işgal ederek Romanya hududu- na dayandı ve bu Balkan mütte- fikimizi ağır şartlar ihtiva eden ik- tısadi bir anlaşma imzalamağa mec- bur etti. Hattâ bir ara Romanya hudutları tehlikeye düştü Şimdi dostumuz Romanya Alman yum- ruğunun tehdidi altındadır ve bir iktısadi esarete sürüklenmek tehli- kesine maruzdur. Ikinci Balkan müttefikimiz Yu- goslavyanın vaziyeti daha iyi de- ğildir. İtalya Arnavutluğu işgal e- dince Yugoslavya Alman ve İtal- yan çemberi içine düşmüştür. Şim- di bir taraftan Almanların, öte ta- * raftan İtalyanların sıkı bir tazyiki altında bulunmaktadır. Her iki dev- let te Yugoslavyanın madenlerine şiddetle muhtaçtır. Binaenaleyh Yugoslavya siyaseten değilse bile, iktısaden —Almanya — ve İtalya- nın esareti altına girmek tehli- kesi ile karşı karşıyadır. Arnavut- luğun işgalinden sonra Yunan müt- tefikimizin de vaziyeti tehlikeye düşmüştür. Filvaki İtalya şimdilik Yunanistanı istilâ niyetinde olma- dığı hakkında teminat vermekte- dir. Fakat bu teminat Yunanista- nın hattı hareketi İtalyayı mem- nun ettiği müddetçe bakidir. Yu- nanistan İtalyayı rahatsız eden bir siyaset takip ederse daima tehlike altındadır. Bu takdirde İtalya Bul- garistanla birleşmek için Arnavut- luktan Selâniğe inmekten çekin- miyecektir. İtalyanım ötedenberi Bulgaris- tanı tahrik ettiği ise malümdur. Balkanların ortasında tatmin edil- memiş bir devlet olarak kaldıkça Bulgaristan daima gerek İtalya- — nın, gerek Almanyanın propagan- da ve tahrikine müsait bir saha teş- kil edecektir. Bulgarların harekete geçmesi ise Balkanların huzurunu kaçırmıya kâfidir. Binaenaleyh Almanların Balkan- lara ifimesi, tallyanların Balkan- lara girmesi, Balkan devletlerinin huzurunu kaçırmış, sulhünü tehli- keye düşürmüştür. imdi bu elle tutulur tehlike karşısında Balkan devletle- ri arasında bir federasyon tesisi fikri kuvvetlenmiye başlamıştır. Balkan federasyonu ancak Bul- garistanın da bu bloka girmesine mümkündür. Bulgaristanın Bal- 'kan blokuna girmesini temine Tür- kiye ve Yugoslavya ötedenberi ça- lışmaktan geri durmamışlardır. U- marız ki, diğer Balkan devletleri de realiteler karşısında artık ha- kikati görerek Bulgaristanın arala- rına girmesine muhalefet etmiye- ceklerdir. İstanbulda Romen ve Türkiye , Hariciye Nazırları arasında iki gün süren müzakerelerin bu imkânı ha- zırlamış olması ihtimali çoktur. Balkanlarda huzurun ve sulhün devamı için bundan başka çare yoktur. Fakat, acaba bu işte geç kalmış değil miyiz. dan “geçenki İngiliz gemisi görün- dü.” diye bağırdılar. Zırhlı. liman ağzında hi- zamiıza gelince — hiç aklım - “dan çıkmaz sancak — bor - dasından birbiri peşinde iki du- man tükürdü. İki gürleme tepeleri inletti. İşi anladım. Kaptana iki top eksik attığını kabul ettirmişlerdi. Hemen başüstüne seğirttim. Böra- Zzana gürül gürül (top başı) çaldır- dım. Onlar iki eksik selâm topunu atmışlardı. Biz de mütebaki on dört kuru sıkıyı savurarak İmparatora hakaretten vazgeçtik. Mesele kal- madı. Selâm topu diyip geçme evlât, kuru sıkıdır ama sırasında adamın aklını tarumar eder. İngiltere ve Fransa Akdenizde Askeri Tedbirler Aldılar (Başi 1 incide) st icap edecek tedbirleri tesbite mecbur etmiştir. Polonya Hariciye Nazırı, pek ya- kında, Romanya " ve Macaristanla karşılıklı teminat meselesi hakkında müzakereler yapacaktır. Diplomatik mahfillerde bildirildi- ğine göre, Ingiliz hükümeti Italyan- ların hiçbir suretle Korfoyu işgal etmiyecekleri hakkında Romadan ka- ti ve resmi teminat istemiştir. Romanya tereddüt ediyor İyi haber alan mahfillerin öğren- diklerine nazaran Romanya, Ingilte- .re ile bir karşılıklı yardım anlaşması akdinde hâlâ mütereddit bulunmak- ta ve aşağıdaki iki şartın evvelemir- de teminini istemektedir: 1 — Harp vukuunda boğazların İn- giliz — Fransız filosuna açık bulun- ması, 2 —Doğu Avrupasında müessir bir mukavemet cephesi tesisi için Türki- ye, Romanya ve Sovyetler Birliği a- rasında bir karşılıklı yardım paktı- nın imzası. Hükümet mümessillerine gö- re, İngiliz nazırları bugün, İn- giliz teminatının derhal Yuna- nistana ve Türkiyeye teşmil e- dilip edilmiyeceği meselesi hak- kında karar vermişlerdir. Mev- zuu bahs olan anlaşmalar Pa - Tonya ile imza ve Romanya için de derpiş edilen iki taraflı an- laşmaya benzer anlaşmalardır. İyi malümat alan mahafiller Yunanistan ve Türkiye ile akdi muhtemel anlaşmaların şimdi - lik gizli tutulacağını ilâve et - mektedirler. Aynı zamanda İngiliz hükümeti, Mussoliniye, İspanyadan — kıtaatını çekmek suretile imza ve taahütleri- nin şerefini koruması için son bir imkân daha vermek arzusundadır. Diğer taraftan, İngilterenin Tür- kiye, Bulgaristân ve Romanya ile o- İniz dipi k. fadliyeti önümüzd ki günler zarfında çok hararetli bir safhaya gırecek ve hedefi de şun- lar olacaktır: 1 — Balkan antantının, Bulgaris- tanın Döbricedeki isteklerine — rağ- men, muhtemel teşriki mesaisini, 2 — Harp halinde İngiliz ve Fran sız harp gemilerinin boğazlardan serbest geçmesini temin eylemek. Mısır ve Sudanın müdafaası Mısır mahafiline göre Londra se- firinin bugün Kahireye muvasalatı beklenmektedir. Sefir, İtalyanın Ar- navutluktaki harekâtı dolayısile Ax- denizde hasıl olan vaziyet ile Mısır ve Sudanın müdafaasını ve Filistin meseleleri hakkında görüşmeler ya- pacaktır. General Metaksasın nutku Atina, 10 (Hususi) — İtalyanın Arnavutluğu işgal etmesi yüzünden memlekette hissolunan huzursuzluğu gidermek ve halkı teskin etmek üze- re Başvekil General Metaksas bugün radyoda bir nutuk söylemiş ve “Yu- nanistan istiklâli ve bütünlüğü mut- lak surette müemmendir,, demiştir. Nutuk halkı teskin etmiş ve hissolu- nan endişeleri beriaraf etmiye yar- dım etmiştir. İngiliz — ltdyan ıtılâ!ınuı # K di yarİ Parisı 10 (Hususi) — Diplomatik mahafil, gerginliğin hafiflediğine ka. nidir. Londraya İtalyan hükümeti tara- fından İtalyanın. Akdeniz statükosu- na rliayet edeceği ve Arnavutluğun istiklâlini muhafaza eyliyeceği husu- sunda teminat vermiştir. İtalya hükümeti, Italyanın Yuna- nistana ve Korfuya karşı bir güna ni yet ve tasavvuru olmadığı hakkın- da teminat vermiştir. Diplomasi mahafili, Ingiliz — - talyan itilâfının feshedilmesinin çok muhtemel olduğunu beyan etmekte- dir. Bonnet, Pariste kalmıştır. Beynel- milel vaziyetin inkişafını yakından takip etmektedir. Mumaileyh bu sa- bah İngiliz sefirini kabul etmiştir. Sefir kendisine Londra ile Roma ara- sındaki müzakerelerin netayici hak- kında malümat vermiştir. Bonnet, ay ni zamanda Sovyet Rusya sefirini ka- bul etmiş ve sefir ile şarki Avrupa hakkında görüşmüştür. Fransa hariciye nazırı, bugün bil- hassa Sovyet Rusya sefiri ile görüş- müş ve müşterek cephe kurmak bah- si üzerinde Sovyet noktai nazarını tetkik etmiştir. Fransız kabinesi çar- şamba günü Cümhurreisinin riyase- ti altında toplanacaktır. İtalyanın verdiği teminata itimat edilemiyor Gazeteler Arnavutluk işgalinin buraya münhasır kalacağına dair ve rilen teminata pek de inanmamak - tadır, Vaziyeti hulâsa eden matbuat, İngiliz hükümetinin Balkan memle- ketleriyle müzakereleri tacile karar verdiğini ve Romanya ile yapılacak paktın ise şimdilik endişelerin ikinci safında kaldığını yazmaktadır. İngiltere Yunanistana — garanti vermekle işe başlayacaktır. Nihayet gazeteler, Chamberlain'- in önümüzdeki çarşamba veya cu - martesine topl k olan parl toda bu bapta beyanatta bulunması- nı bekliyorlar , Taymis, hükümetin yeni siyasi istikamette süratle yürümesini teş- vik etmektedir. Daily Telegraph şöyle yazıyor: “Tecavüze karşı kurulan cephenin kuvvetlendirilmesi ve yeni yağma- cılık temayüllerine karşı kuvvetli bir mania hazırlanması için hiçbir gayret esirgenmemelidir. News Chronicle gazetesi totaliter olmıyan memleketlerin süratle ha- rekete geçmesi Arnavutluğun. zap- tından sonra elzem olduğunu yaz - maktadır. Sulh için yegâne ümit bir İngiliz - Fransız - Sovyet askeri iti- lâfıdır. G telerin Ü Paris gazetelerinin hepsi de Arna- vutluk meselesi ile maşguldür. Petit Parisien gazetesi, Mussolini- nin Korfo adası veya Yunanistanın diğer toprakları üzerinde hiçbir emel beslemediğine dair verdiği teminati mevzuubahis ederek diyor ki: b “Büyük Britanya hükümeti bu te- minatı senet ittihaz etmekle beraber Fransız hükümetile bilitilâf Akdeni- zin bahri müdafaasının kuvvetlen- dirilmesine karar vermiştir. Bu yol- da tedbirler de alınmıştır. Gerek İn- giltere, gerek Fransa, gerekse bütün Akdeniz sahiHerinde bulunan mem- leketler müteyakkız durüyorlar.” Buhranın tehlikeli cephesi “Temps,, gazetesiı diyor ki: “Mesele, Arnavutlukta mahallen halledilse bile, enternasyonal bakım- dan halledilememiştir. Ve bu keyfi- yet, tamamile Avrupai mahiyet gös- teren buhranın en tehlikeli cephesi- dir, İstihdaf edilen nokta, şarkt Ak- deniz ve Uzak şarka hâkim olan bü- tün Balkan mintakasıdır. Mevzuu- bahs olan, İtalyaya Şarki Akdehizde hâkimiyet temin için yalnız Selâni- ğe ve Ege denizine doğru inişi temine kalkışmak değildir, fakat ayni za - manda Yugoslavyayı bloke ederek Romanyayı tecrit etmek ve Alman- yanın Romanyanın tabii zenginlikle- rine ve Karadenize ilerleyişini ko - laylaştırmaktır. Arnavutluğa karşı İtalyan hareke- ti Almanyanın Çekoslovakyaya va- ziyet etmesi, Romanya ve Polonya- ya karşı Alman — tehditleri, bütün bunlar birbirini tutan ve itmam e. den şeylerdir. Ve yine bugün bun- lar, Roma ile Berlin arasında sıkı surette konuşularak tesbit edilmiş aynı siyasi plânın metodik tatbıka- tındaki müteakip merhalelerdir.” Matin diyor ki: “İtalyan teminatı Yı istan gibi TAN İtalya Yeni Kuvvetler Gönderiyor (Bası 1 incide) nutku söylemekten vazgeçtiği anla- şıliyor. Duçenin bu seyahati, hava şartları müsait olduğu zaman yapması muh- temel olduğu haber verilmektedir. , Diplomasi mahafili, Mussolininin bu seyahatten yalnız hava şartları değil, ayni zamanda muhtelif ecnebi payitahtlarında İtalyanın Arnavut - luktaki hareketi üzerine yapılmakta olan görüşmelerin neticelerini bekle- mek arzusunda olması dolayısile vaz- geçmiş olduğunu beyan etmektedir- ler. İtalyan işgalinden evvel Arnavut- luğu terkeden Italyanlar geri dön- miye başlamışlardır. Yeni kuvvetler gönderiliyor Arnavutluğa gitmek üzere yeni as- keri kuvvetler hazırlanmaktadır. General Guzzini, bugün bir beyan- name neşrederek Arnavutları itaata Gavet etmiş ve mukavemet edenlerin en şiddetli cezalara çarpacaklarını | bildirmiştir. Arnavutluk devlet adamlarından biri Kral Zogonun reddettiği Italyan şartları hakkında şu malümatı ver- miştir. İtalyan şartları şu mahiyatte idi: 1 — İtalyan kıtaatının her an ve Arnavutluğun her noktasına ihraç edilebilmesi, 2 — Arnavutluğun bütün istih - kâmları, limanları, muhtelif tesisatı üzerinde İtalyanın askeri kontrolü, 3 — Arnavutlukta ikamet eden İ- talyanlara mebus ve nazır olmak hakları dahil olmak üzere Arnavut - ların bütün haklarının verilmesi, 4 — Arnavutluk hariciye neza - retinin ilgasiyle Arnavutluğun hariç te İtnlya tarafından temsili, 5 — Arnavutluk nezaretlerine İ- talyan genel sekreterlerinin tayını, 6 — Tirandaki İtalyan elçisi Arnavutluk kabinesine dahil olması ve Arnavutluğun Roma elcısının de Faşist kabinesi erkâ Kral Zogo Türkiyeye geliyor Kral Zogo ile karısı, Selânikten cenuba doğru hareket etmişlerdir. Hedeflerinin Atina olduğu anlaşılı - yor. Kralın Atinadan Mısıra giderek, Mısırda yerleşeceği haber verilmek- tedir. Havas Ajansının' Atinadan bildir- diğine göre, Kral Zogo ve nazırlar Türkiyeye gitmek tasavvurundadır- lar. Kral Zogonun kardeşi Prens Ce- lâl dün karısiyle birlikte Üskübe mu vasalat etmiştir. Prens gazetecileri kabul etmemiştir. Bir çok Arnavut subayları Ala - sonya civarında İtalyanlarla son mü- sademeleri. yaptıktan sonra'dağ yolu ile Yuügoslavyya topraklarına iltica etmişlerdir. Sinyor Mussolini bugün, İtalya- nın işgal kuvvetleri kumandanını teb rik etmiştir. Bir rivayete göre kato- lik Meredit Arnavutların reisi olan Ciyoni İtalya kralına Arnavutluk ta- cını takdim etmiştir. Bu adam hali- hazırda muvakkat hükümet reisidir. Arnavutlukta. Faşist partisi teş - kilâtına başlanmıştır. İtalyanın Ar - navutluk için hazırladığı esas kanun hakkında bugün bir takım malümat beklendiği halde bugün de buna da- ir hiç bir malümat alınamamıştir. Kızı Öldürdü Babasını Yaraladı Manisa, (TAN) — Şehrimizin dış mahallesinde, Bozköy caddesinde feci bir cinayet işlenilmiştir. Tafsilât şu- dur: R ka bazı memleketleri hiç te tatmin et- memiştir. Yunanistan bugün İngilte- renin garantisini istiyor. Fransanın kanaatini hulâsa etmek lâzım gelir- se doğrudan doğruya diplomasi usu- lü ve hususi anlaşmalar gürültülü nümayişlere tercih edilmek lâzım- dır. Filhakika vaziyetin beyanata de- ğil, her türlü ihtimale karşı koymak için askeri tedbirlerin ittihazını icap ettirdiği kanaati vardır.” Yugoslavyada huzursuzluk Belgrat, 10 (Hususi) — Jtalya ta- rafından Yugoslavya menafiini ko- rumak için verilen teminatın Yugos- lavya hükümetini tatmin etmediği İbrahim oğlu Mehmet, kı- zı 16 yaşında Halideyi birine nişan- lamıştır. Halidenin övey Aannesinin mânevi evlâdı Hamdi, kendisinin red dedilmiş olmasına kızmış, geceleyin, dıvarı aşmak suretile eve girmiş, Ha- lideyi evvelâ çifte ile, sonra da bıçak- la vurup öldürmüstür. Yetişen baba- sı Mehmedi de ark d yüzün- den ağır surette yaralamış, kaçmış- tır. ve Yugoslavyada huzursuzluğun hü- küm sürdüğü anlaşılmaktadır. Ingil- terenin Yunanistana da, Yugoslavya- ya da teminat verip vermiyeceği beklenmektedir. 11-4-939 Türk Ordusu Her Tecavüzü Bertaraf Etmeğe Kadirdir (Başı 1 incide) bakımından işlerin yürümesinin da- ha kolay bir hale konulduğunu ve Vekillerin de daha yakından işlerini takip ve kontrol edebileceklerini ü- mit ediyoruz, İş Programları Vekâletlerin iş programında bir değişiklik yoktur. Kabinenin progra- mında olduğu gibi, Vekâletlerin iş programlarında da Cümhuriyet Halk Partisinin programı esastır. Cümhuriyet devrinin en muvaf - fak prensiplerinden biri olan denk bütçe esasına dayanarak hazırlanan 939-940 mali sene bütçesi huzurunu- za takdim edilmiş bulunmaktadır. Müzakeresi esnasında gerek şahsan gerek kendileriyle çalışmakla iftihar duyduğum vekil arkadaşlarımın size vereceğimiz izahat bunu gösterecek- tir kanaatindeyim. —Yalnız — dahili ve harici vaziyetlerden — bahse - deceğim. Dahilde devamlı bir hu- zur ve sükün bulunduğunu ve Türk vatandaşının samimi beraberlik ve güven havası içinde yaşadığını em- niyetle söyliyebilirim. Cümhuriyet hükümeti, bu havanın bulanmama- sına Türk vatandaşının endişesiz ça- ve | buzur i- cmde faziletli bir aile hayatı geçlr—' mesine ve istikbalinden emin olma- sıma bütün kuvvet ve gayretile ça- lışmakta devam edecektir. Harici Siyasetimiz Aziz arkadaşlarım, Dünya vaziyetinin baş döndürücü bir süratle her an değişiklikler gös- teren inkişafı, harici siyasetirsizin her zamankinden ziyade müteyakkız olmasını icap ettiriyor. Milletleri biribirinin karşısına di- ken, bir kaç gün gibi kısa zaman i- çinde devletlerin ortadan kalkması- na müncer olan bugünkü dünya buh- ranı, sulhe olan kuvvetli merbutiye- tini her zaman ilân ve isbat etmiş bulunan cümhuriyet hükümetini ta- bıaı;_l_e Ayakından alâkadar etmekte- dir. Fakat bütün bu değişmeler, bu sü- ratli ve'esaslı İnkişaflar yanında, Türkiyenin harici siyaseti bir tebed-, dül göstermemektedir. Dostluklarına, ittifaklarına velhasıl sözüne ve im- zasına sadık olan Türkiye sulhü sev- mek, sulhe hizmet etmek yolundaki azminde ayni iman ile, ayni itina ile berdevam bulunmaktadır. lan büyük Türk ordusuna da yanarak her tehlikeyi ve te | cavüzü bertaraf edeceğimi: kanaatinde olduğumuzu söy lemekle iftihar duyarım. İşte arkadaşlar, maruzatım burada bitiyor. Sözüme başlarken arzettiğim gibi, Cumhuriyet Halk partisinin pro- gramına sadık ve onun tahakkukuna çalışan arkadaşlarınız olmakla bah- tiyarız. Sizin gösterdiğiniz yolda ve vereceğiniz — direktifler dairesinde milletin refah ve saadetine çalışmak azmindeyiz. Eğer bizi bu vasıfları- mızla yüksek maksatlarınıza hizmet edecek kabiliyette görüyorsanız iti- mat reylerinizle taltif ve takviye ve işimize devama müsaade buyuru- nuz.” İttifakla İtimat Başvekil Refik Saydamın sık sık sürekli alkışlarla ve bravo seslerile karşılanan bu nutkunu takiben ta- yini esami ile reye müracaat edilmiş ve tasnifler neticesinde Refik Say- dam kabinesine 389 Teyle ve mevcu- dun ittifakile itimat edildiği bildiril- miştir. Söz Alan Hatipler: Bu beyanat üzerine Fazil Ahmet Aykaç (Elâzığ), Refik İnce (Manisa), Berç Türker (Afyoni, Emin Sazak (Eskişehir) söz alarak hükümetin programını tasvip ve yeni Refik Say dam kabinesine karşı en derin itimat hislerini ifade etmişlerdir. Hatipler, burada bilhassa Türk milletinin sul- ha olan derin bağlılığı kadar kuvve- tine de olan inançlarını bilhassa te- barüz ettirmişler ve bu kuvvetin en canlı bir timsali olan Türk ordusü - na karşı muhabbetlerini ve itimad - larını meclisin sürekli alkışları ara- sında bir defa daha teyit eylemişler- dir. Hatayın Bağlılığı: Meclisin bugünkü — içtimaında, Hatay Millet Meclisi Reisi Abdülga- ni Türkmen tarafından gönderilen şu telgraf okunm Turkı)e Büyük M İler Meclisi Reisliğine ANKARA Hatay Millet Meclisinin 31 mart 1939 toplantısında büyük İnönü dev- rinde mill izin hakiki ü il ve hülâsası olan altıncı Büyük Mil - let Meclisine, tarihi vazifesine baş - larken sarsılmaz bağlılıklarımızla se- lâmladığımızın ve eserinde yürüdü- Bu kargaşalıklar önünde Cümhu - riyet hükümetinin büyük küçük bütün devletlerle ayni samimiyet ve dürüsti altında dostane müna - sebetlerini idame etmekte bulun- duğunu ve bundan sonrâ da ida - meye çalışacağını size söyliyebili-- rim, Sulha hizmeti, hükümetiniz bu dürüst siyasette buluyor. Fikir ve menfaatlerin bu kadar şiddetle çarpıştığı zamanımızda, Tür- kiye için ne bir fikir cereyanı, ne de herhangi bir menfaat hirsı sulh yo- lundan inhirafta âmil olmamaktadır, ve olmıyaraktır. Daimi Teyakkuz Milletimizin hayat ve refahını teh- Jikeye atabilecek hareketler, hükü- metinizden sadir olmıyacaktır. Elve- rir ki, iyi niyetlerimiz ve bütün dev- letlere karşı beslediğimiz samimi ve dostane bitaraflık doğrudan doğruya veya bilvasıta ihlâl edilmek teşebbü- süne maruz kalmasın. Çok tehlikeli, buhranlı ve sık te- beddül eden enternasyonal vazi- yet içinde harici siyasetimizin bu ana hatlarını tebarüz ettirmekle iktifa ediyorum. Yeni vaziyetleri umumi sulh menfaati ve Türk âli menfaati bakımından daimi bir teyakkuz ve tetkika tâbi tutaca - * gız. Ve büyük meclisin mürakaba ve karar hakkını daima zamanın- da ve tam olarak kullanması - için lâzım gelen ihtimamı dikkatle tat bik edeceğiz. Türk vatan ve milletinin, Tür sunda, Cümhuriyet Iuikünıe- ti müteyakkız bulunmakta - dir. En yüksek hamaset ve sarsıl- maz vatan sevgisi kaynağı o- ğgğümüz büyük anavatana ve kahra - man şefimize duyduğumuz sonsuz sevginin arzına ittifakla ve alkışlar- la karar verilmiş olduğunu en derin saygılarımla arzetmekle bahtiyarım. Bütün Meclisin sürekli alkışlarıy- le karşılanan bu telgrafa riyaset di- vanınca karşılık verilmesi tasvip e - dilmtşir. Miltet Meclisinde (Başı 7 incide) kay (Gaziantep), Hasan Vasıf Samyürek (Giresun), Rıza Saltuğ (Kastamonu), Sa- lih Turgay (Kayseri), Dr. Fuat Soragman (Kocaeli), Dr. Osman Şevki Uludağ (Kon- ya), Dr. Ali Süha Delibaşı (Kütahya), A- sım Tümer (Manisa), Dr. Rıza Levent (Mardin), Nazmi Trak (Tekirdağ), Hü- samettin Okan (Zonguldak), ır Brilâtı Emi’e E d : Gİ. Kâıım Özalp (Balıkesir), Fethi Ok- yar (Bolü), Fazil Nazmi Örkün (Çankırı) Hüseyin Cahit Yalçın (Çankırı), Necip Ali Küçüka (Denizli), Yusuf Ziya Özer (Eskişehir), GL Cemal Mersinli (İçel), GI. Kâzım Karabekir (İstanbul), Celâl Bayar (İzmir), Mahmut Esat Bozkurt (İzmir), Dr. Tevfik Aslan (Kastamonu), Dr. Fuat Umay (Kırklareli), Hüseyin Rah- mi Gürpınar (Kütnhya). Recep Peker (Kütahya), Kenan Öner — (Manisa), Yu- nus Nadi (Muğla), Süleyman Necmi Sel- man (Samsuün), Ali Münif Yegana (Sey- han), Resai Erişken (Tokât), Mehmet E- min Yurdakul (Urfa), Ziraat Encümeni Nuri Göktepe (Aydın), Rahmi Selçuk (Balıkesir), Emin Aslan Tokat (Denizli), Yusüf Başkaya (Denizli), Faik Kaltakkı- ran (Edirne), Fikret Atlı (Giresun), Sa- bit Sağıroğlu (Elâzığ), Ahmet Ovacık (İ- çel), Rahmi Köken (İzmir), Ömer Küntay (Kars), Zühtü Akın (Kırklareli), İbrahim Diblan (Kocaeli), Nasuhi Baydar (Malat- ya), Hüsnü 'Yaman (Manisa), Kâni Ka- rasman (Manisa), 'Yaşar Özel (Manisa), Dr, Abdülkadir Kemali (Maraş), Muhittin Birgen (Mardin), Damar Arıkoğlu (Sev- han), İsmail Safa Özler (Seyhan), Tevfit Tarman (Seyhan), Ali Rıza Esen (Silt), Şefik Özdemir (Siirt), Atı! Esenbel (Si- vas), İsmail Mehmet Uğur (Sıvas).