6 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PW Z Tüş.. A a Nasıl doğdu ? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı? No. 5 ( | Jurnalcı Ârtik fırka, faaliyete geçmemiş ece Gümülcüneli ile birkaç &rkadası küçük bir heyet teşkil et Tlişler; kendi menfaatlerine uygun a işler görmek istemişlerdi... mklkate gelince; Hürriyet ve İti firkası, feshedilmişti. Ve feshe 'dikten sonra da, müessisleri ta bir » yeniden ihyası için hiç teşebbüse girişilmemişti. Şu halde?., erif Paşanm (Radikal) fir kasma gelince.... İr esasiyej Osmaniye) di 9* tumturaklı ve âhenkli bir ünva Malik olan bu fırka da; ismi Var, cismi yok olan zümrüt anka n hg“na benziyordu... Müesssii; Şe :fpa-şa idi. O Şerif Paşa ki; vakti İttihatçılarla gül gibi geçinirken ları şunun bunun sözüne uy (831 Mart) vakasma takad N eden günlerde, cemiyetten isti k âderek. İttihatçılarla kanlı bıçak dl.u an kesilmişti.... Artık on Sonra Şerif Paşanm muhiti ; ğ;t’:&iı ve dalkavuk muhaliflerle edilmişti. Hatırı sayılır bir af":tin sahibi olan Şerif Paşa, İt dt Ve Terakki klüplerinin kapıla & ekmek bulamıyan zavallıların nüzi kluğu mukabilinde— ©o h._“;"nda taşıdıkları bir bayrak © gelmişti. Ia ? derecede safderun bir zat o Şerif Paşayı abluka eden aç Wı öyle bir his vermişlerdi " bir fırka teşkil ederse, der u“&ü&n deviriverecek., ve sadaret makâmma geçecek &. Birçok sadrâzamlarınm hâline N tttirecek kadar servet ve yesa h"::lik olan Şerif Paşa da bu işe Yü m:tmiç.. ağrısız başma paçav Cadel, nlar gibi, artık fırkacılık mü '€sine girişmişti. Fal t.. servet cihetinden © ©e gülen talih, her neden Çü kacılık işlerinde ondan en kü ..Mbir Muvaffakryeti bile esirge Tnen | Bütün çabalamalarma Tağ e Paşlbaşma bir fırka teşkil ede sbm Fırka teşkil edenler de, Tni ede sadrâzamlığa atlamıya qu%’ Ya olan bu zatı, içlerine alrp q%_ e rakip yapmıya cesaret , Dr işlerdi. ? ki;; ( Rıza Nur Bey rivayet eder Hürriyet ve Itilâf fırkası) te Zim 9j edeceği zaman, fırkaya lâ neqn,';:“pam meselesi mevzuu bah deri Rıza Nur Bey de fırka li _% Beye: Bu uş'!'îf Paşa, zengin bir adam. Prenş ©'da sarfiyatta bulunuyor. dan 3 Sabahattin de var. Bunlar mklh para alsanız.. mîwş—— Sadık Bey derhal gökre yoruz “Yten ve harfiyen nakledi Datah “Siften para mr alacağız?. | a,::n:_rsesm. Bu herif, hafiye.. k bir bile jurnal etmiş olan öy parasını, fırkanın işi ::::_h’lmam. Fırkaya, nuhu lar duy, Hem halk, hem İttihatçı dür... Vay 6 Mahvolduğumuz gün 7 ile, ecnebi devletlerden lıkta :ö':u'!- (hıristiyan, ve padişah Olan Sabahattin) gibi bir Ğl) Ce bu fırkaya karıştırmam. Göl Vabını Vermiş... hg"“?w ki zavallı Şerif Paşa; Maksatı, Sit halkm bin bir çeşit * Vet ve İtiap Telendikleri, (Hürri hlyr&ğ'ı & fırkası) nm yeşil renkli ti () — “Pa bile kabul edilmemiş at İkası) haklerş, Beyin, (Hürriyet ve Ttilâf Tfasmdan, açi CA Yazdığı risalenin 17 nci sa Aynen ve harfiyyen nakledilmiş (2) %wl—n m Tttihatçıları devir İstanbula v Strif Paşa büyük ümitler botanlar © Ğî""üü. Fakat ikbal peşinde F — İKİNCİ KISIM — Işte, fırkacılıktan nasibi bu ka dar kıt olan bu siyaset heveslisi zat, artık Fransız hükümetinin ida re merkezi olan (Paris) şehrinde, ve bizzat kendi muhteşem apartıma nı dahilinde, (Islahatı esasiyei Os- maniye fırkası) namı ziihtişamile bir fırka tesis etmişti. u fırkanım müessisi, bizzat «kendisi idi. Erkân, aza, ve efradı da, apartıman sakinleri ile muntazaman öğle ve akşam yemek lerine devam eden, (yarânı bâ sa fa) dan ibaretti, (Memaliki Osma niye) dahilinde bir tek fertten iba ret fırkacısı olmadığı gibi, ismin den ve cisminden malümatı olanlar dahi mevcut değildi. İşte Şerif Paşa; (Radikal) bir programı olduğu rivayet edilen, ve bütün intişar sahası, apartrmanının hududunu geçmiyen bu garip fırka nn başında —tıpkı, ağının ortasın da oturan bir örümcek gibi— (Sad râzamlık) kısmetini bekleyip durur ken; Hhürriyet ve İtilâf fırkası li deri) Sadık Bey ile, Gümülcüneli İsmai| Bey (Paris) e çıkagelmişler. Birkaç gün sonra da, Şerif Paşanın karşısma dikilmişlerdi. Eğer Rıza Nur Beyin rivayeti sa hih ise; Şerif Paşa aleyhinde o acı sözleri söyliyen Miralay Sadık Bey, nasıl olup ta Şerif Paşanm karşısı na çıkıp yüzüne bakabilmişti?. Ve.. o.zaman fırkasına (nuhuset) getir mesinden korktuğu Şerif Paşaya, şimdi ellerini uzatarak: — Paşam!.. Vaktile senin aley hinde bulundum. Fakat şimdi, piş- man oldum. Ver elini.. helâllaşa- hm. Bundan sonra beraber çalışa hm, Diyebilmişti?. Bunları, bilmiyo ruz.., Ancak bildiğimiz birşey var sa, bazıları bu birleşmiye: — Mide meselesi... Demişlerdi. Bazıları ise, ciddi bir teessüf düuyarak: '— Zavallı Şerif Paşa!.. İşte şim di, partiyi kaybetti.. Bu adam, hakikaten çok (safderun) muş. Diye teessürlerini izhar etmişler di. Asıl dikkate şayan olan bir üçün cü parti var idi ki;; bunlar da, Şe rif Paşanın muhitinde dalkavuklar, ve akşam, sabah sofralarında san dalya çoğalmasından kuşkqlman lar... Ve sonradan gelenleri kıska nanlardı. 5 Bunlar, derhal gizliden gizliye Şerif Paşanm kulağına fısıldaya rak Sadık Bey ile Gümülcüneliyi kötülemiye başlamışlardı... Fakat Gümülcüneli İsmail Beyin, Şerif Paşaya yaptığı (büyü) yü bozmı va muvaffak olamamışlardı. u güne kadar ismi bile meç B hul kalan, bu garip fırka, derhal faaliyete başlamıştı. Şerif Paşa, artık kasalarınm çelik kapı larmı açmıştı. Ayni zamanda, Âv rupa ve Mısırdaki zenginlerden; türlü vaitlerle paralar istenilmiye anmıştı. beî',ı.itler. kısa ve sarihti: (ittihatçılar; Almanlarla ittifak ederek harbe girmekle, kendi ölüm lerini hazırladılar. İtilâf devletleri, nasıl olsa galebe edecek.. Muhte şem ve zikudret İngiliz donanması, hiç şüphesiz ki Çanakkaleyi yıka rak İstanbula girecek... O zaman devletin bütün nüfuz ve kudreti bi zim elimize geçecek.. Sizin de her ne murat ve matlubunuz olursa, tarafrmızdan isaf edilecek...) Tttihatçılarm ortadan kalkması için itilâf devletlerinin plebesi..v İn ; Yazan : Ziya Şakir Adamın Parasını Fırka Işlerine Sokmam,, giliz dona n boğazı g anavatanın, düşman ayakları altın da çiğnenmesi temenni ediliyordu. Ve böylece de, Mısır ve Avrupada ki zenginlerden —fırka namıma— paralar çekiliyordu. Sadık Bey için, artık Parisin Ope ra meydanında bir Melâmi tekkesi açmasına lüzum kalmamıştı. Istan bulda çektiği sıkmtiılı. hayattan zimmetine geçirdiği rivayet edilen birkaç yüz liranm hesabını vermek için bocalamaktan halâs olmuştu. Artık Allah, son gürlüğü vermişti. Sırtını, şöylece Şerif Paşanm kasa sına ve fırkanın sandığına dayamış tı. Beş vaktine beş daha katarak: — Yarabbi.; Sen.. şu, (İngiltere devleti fahimesi) ni tez günlerde, ve tez saatlerde mansur ve muzaf fer eyle. Diye dualara başlamıştı... Sadık Beyi, (Karagöz göstermeliği) gibi kullanarak ona (menejer) lik eden Gümülcüneli Ismail Beye gelince.. iki fırkayı birleştirmek hususunda azami mahareti sepkat etmiş olan bu zat ta, bu mühim hizmetine mü kâfaten çektiği paralarla, Paris na zeninlerinin şakrak muhitlerinde, bedii zevklere dalmıştı. (Arkası var) TAN —— E"K ON TOM İ GÜNLÜK PİYASA Karadeniz merkezlerinden şeh rimize getirilen elli dokuz bin kilo iç findık kilosu 34 kuruştan ve iç bademler kilosu 84,20 — 88 kuruş arasında satılmıştır. e Dün zeytin mmtakalarından | getlrllmlşkırkikibinbeşyüz" kilo muhtelif cins zeytin yağı kilosu cinslerine göre, 36—42.,5 | gelmiş ve kilosu 4,10—4,22,5 ku ruştan verilmiştir. Borsada Dünkü Muameleler Dün borsada Türk borcu üzerinde oldukça mühim işler olmuştur. Birin. ci tertip Unitürk 18,45 lirada açılmış ve 18.70 lirada kapanmıştır. 2 ve 3 üncü tertipler 18,40 — 18,65 lira ara sında muamele görmüştür. Ergani tahvilleri 97, Merkez Bankası 99 li. radır, Sıvas — Erzurum birinci ter. tipleri 102 liradan satılmıştır. Bu a. yın onuncu gününden itibaren bu tah villerin kuponuna 140 kuruş öden . mesine başlanacaktır. Londra borsa. sı bir sterling karşılığı 147,22 frank ve 5,0025 dolar göstermiştir. Paris borsası da Unitürkü 299 frank gös. term'ştir. Bir sterlin Merkez Banka. sında 626 — 629 kuruş üzerinden a. Imıp satılmıştır, ÖĞÜT HEK LER i: İMİN Soğuğa Nasıl Dayanırız? Vücudümüzün üzerine giydiğimiz iç çamaşırlarımız, elbisemiz bizi so ğuğa karşı, şüphesiz, az çok korur lar. Bir rivayete göre hisam tam kapalı giyinmek şartile sıfırın al tında yetmiş derecye kadar daya nabilir. Fakat, bayanların modaya uy mak için kış yaz açık giyinmeleri de gösterir ki elbise soğuğa karşı dayanmak için mutlaka lüzumlu bir vasıta değildir. Onlarda kürk manto bile dekolte ceket üzerine, giyilimce dışarıdaki soğuk hava ipekten iki mesiç arasında serbest çe dönüp dolaştığından, kürk man to bile bir süsten ibaret kalır. Elbi senin ve kürkün insanı gerçekten Üa a h ŞA için .T şıp kalması lâzımdır. Bizi soğuğa karşı gerçekten ko ruyan vücudümüzün tabii müdafaa cihazıdır. Bu cihazımızın en öndeki yen derimizin altına, adalelerin ara sma toplarız. Bu sıcak su, bir kalö rifer radyatörü gibi, bizi soğuğa karşı müdafa eder, Bizi soğuktan koruyan müdafaa vasıtalarımız bu kadarla da kal maz. Soğukta insanın havadan da ha ziyade oksijen alarak vücudün içerisinde daha ziyade hararet bâ sıl ettiği çoktanberi bilinir. Şididetli bir soğukta insanm titremesi bun dan ileri gelir. Ensan titredikçe ada leleri işler ve hararet hâsıl eder. Fakat daha az soğukta hiç titreme den bile vücudüm içindeki oksijeni yakarak hararet hâsıl etmek işi yi ne artar, Daha sonra, bizi dışardan, içer den gelecek her türlü fenalıklara karşı müdafa eden, en büyük hâ mimiz. karaciğerimiz soğuğa karşı müdafaa için de işe karışır. Lüzu âletleri, gördükleri işten dolayı “soğuğun istilâsma karşı vücudü müzün bekçileri” diye tavsif edi len deri sinirlerimizdir. Soğuk bun ların üzerine tesir edince deri ara sındaki kıl gibi ince damarlar sıkışırlar, derimiz soğur. Fakat ha raret kaybetmemiz azaldığı için ka nımıza daima lüzumu olan hararet dercesi ayni halde kalır, Zaten bu Hk müdafadan sonra vücudümü zün içinde öteki müdafaa vasıtaları da işlediğinden, deri içindeki ince d lar tekrar genişler ve deri yi ne sıcak olur, biraz kızarır bile, So ğuktan kızarmak, bazılarınım da morarması budur. Derimizdeki si nirlerimiz, bizi soğuğa karşı müda faa etmek işinde ne kadar çok jim nastik yaparlarsa o kadar usta o lurlar. Bizi de soğuktan gelecek hastalıklara karşı o kadar iyi ko — rurlar. Bumlardan sonra bizi soğuğa kar şı müdafa eden vücudümüzün için deki sudur, Çok sıcağa karşı ter dö kerek o suyu azaltırız, çok soğuğa karşı da terlemeyiz, kanımızdaki suyun nisbetini azaltırız, onu üşü kull k üzere sakladığı glikojen maddesini h elt Yurtta AğaçlamaFaaliyeti (Safranbo'udaki orman Mıntakasının işletilmesinebaşlanıyor Yeni Orman Kanununun tatbikındanberi, müsbet net'celer | | alınmıya başlanmıştır. Tatbikatta gözönünde tutulan baslıca esas |lar şöyle hulâsa edilebilir: 1 — Korumak ve yeniden yetiştirmek. 2 — Günün ihtiyaçla- rını karşılamak. 3 — Mahveden eski tahrip yerine imar eden ve kazanç veren yeni işletme sistemini koymak. Yeni kanunun esas prens'p ve he. defi “Devlet işletmesi,, olduğu içın derhal faaliyete geçilmiş, 1937 büt. çesine konan 110 bin liralık müteda. vil sermaye ile Safranbolu kazner da. hilindeki büyük düz ve Gültepe or - manlarınımn işletilmesi kararlaştırı. mıştır. Bu mıntakada ormancılık mü vehassısı profesör Vegel tetkikat yap mış ve rapor vermiştir. Kurulan fidanlıklar Geçen yıl içinde memleketin her tarafında, Ankara, Istanbul, Izmır fidanlıklarından yetiştirilen muhte. lif cinslerde binlerce fidan dağıtılmız, bilhassa Ankaranın Marmara, Bt . mesut ve Çakırca ağaçlama sahala. rında bin hektara yakın bir araz:de şimd'ye kadar dikilmiş bir milyo>» 385 bin fidandan yüz bini bu yıl için. de dikilmiştir. Ankara fidanlığından bu sene 132,721 fidan dağıtılmış, Es. kişehirde 210. Tarsusta 12 hektarlık iki fidanlık sahası satm almmıştır. Yeniden, bazı fidanlık sahaları için de tetkikler yapılmaktadır. Floryadaki ağaçlama işlerine pro- gramla devam edilmektedir. Akdeniz muntakasında okaliptüs ormanları te sisi için, orman fakültesi profesör. lerinden Çermak'la orman mühendis lerinden mürekkep bir heyete tetk.k ler yaptırılmış ve 9380 hektar geniş. liğinde bir saha tesbit edilmiştir. Memleketin muhtelif ormanlatın. da tanzim edilen amenajman plânları mucibince, 1937 haz:ranından son. ra, 183969 kental odun, 3505 metre mikâbı Köknar, 5895 metre mikâbı meşe, 12071 metre mikâbı çam, 1336 metre mikâbı kayin ve diğer ağaçlar la topyekün 23112 metre mikâbı ke. restelik ağaç serbest artırmıya konul muş ve ihalesi yapılmıştır. Köylünün ihtiyacı için ayrılan kısım bundan hariçtir. Iskân kanunu mucibince, yurt için. de birleştirilen göçmenler için bu se. ne 40980 metre mikâbı kerestelik çam ve köknar parasız olarak veril. miştir. Tahdit işleri üzerinde de ça. lışılmıya başlanmış, Ankara ve Is . tanbulda iki heyet teşkil edilmiştir. ŞERLEN ia ae Bi GErbaş. Güründe Hamam Sıvas (TAN) — Gürün belediyesi. nin yaptırdığı asri hamam bitmiş ve açılmıştır. ,Şeker haline çevirerek kama salrve rir, bundan da oksijen yanması ar tar. Kışın daha ziyade şeker yeme yi tavsiye etme'eri de bundandır Karaciğer sakladığı yağları da so ğuk ol sarfeder, bunlar da ha Taret hâsıl ederler. Böbreklerimizin üzerinde gudde lerin soğukta daha ziyade çalışa rak daha fazla adrenalin hâsıl etti ği, boynumuzdaki tiroit guddesinin de soğukta daha çok işlediği anla şılmıştır. Bu müdafaa vasıtaları şimdiye kadar öğrenilebilenler.. Da ha başka vasıtalarımız olmadığı şimdiden temin edilemz. Bu müdafaa vasıtaları sayesinde insan kendisini birdembire bastıran şiddetli soğuklara karşı da, sürekli soğuklara karşı da muhafaza eder kanımın tabii — sıcaklığını - kaybet mez. Fakat —daha önce de söyle diğim gibi— o vasıtaları daima iş lek bir halde tutmak, paslandırma mak lâzımdır. Daima tatlı ve hiç değişmiyen bir hararette oda İçin de kalmak soğuğa karşı müdafaa cihazımızı tenbel eder, paslandırır. KUYULCAKLI YULUF Beraet etti Sabahattin Ali'nin yazmış ol- luğu KUYUCAKLI YUSUF Ro- nanı, emsallerine faik bir san'at Jümhuriyet Müddeiumumisi ... Sabahattin Ali kanaatimce son aesil hikâyelerinin en kuvvetlisi- dir. Ve KUYUCAKLI YUSUF Romanı memleketimizin ve ede- siyatımızım yüzünü —ağartacak aymetli bir san'at eseridir. Reşat Nuri XUYUCAKLI YUSUF 100 Krş. CAĞNI Hikâyeler — 50 Krş. 3ES Hikâyeler — 30 Krş. Sabahattin Ali'nin roman ve hikâyelerini her zaman için zevk ile alâka ve neş'e ile okuyabilir- siniz. Her kitapcıdan isteyiniz. « . Fırtınadan Sonra Balık Azaldı Evvelki gece balık tutmak Üzere, Boğaza ve Marmaraya açılan balık. çılarımız gece yarısına doğru birden. bire şiddetlenen fırtına yüzünden ge. ri dönmiye mecbur olmuşlar ve ba. lık tutamamışlardır. Dün yalnız bir moötör balık getirebilmiştir. Denizin sertliği ve akıntıların şiddeti balıkla rm körfez yerlerde barmmasmna se. bep olduğu için evvelki günkü bolluk kalmamıştır. Yalnız Köprü dubaları Ortaköy, Arnavutköy, Yeniköy ve Is tinye koylarında fazla miktarda is. tavrit, kolyos ve pek az palamut tu tulmuştur. Havanm sertl'ği devam ettiği takdirde bugün de balık tutu. lamıyacaktır. Yulaf Yükseldi Dün piyasamıza kırk altı vagon buğday, bir vagon çavdar gelmiştir. Piyasa gevşekl'ğini muhafaza etmek tedir. Yumuşak buğdaylar 5.29 — 6, ekstra ekstra Polatlı malları 6,15 — €.17, sert buğdaylar 5.22 — 5,25 ku. ruştan. çavdar 4,39 — 5, Anadolu ar. pası 4,07 kuruştan satılmıştır. Yulaf lar bir miktar yükselmiş ve 4,05 ku. ruştan müşteri bulmuştur. 2500 kila afyon Malatya malı kilosu 490 dan, pamuk kilosu 35 kuruştan satılmış tır. Ğ z 5S—l1—5938 PARALAR Sterlin 625,— 625.— Dolar 122.— 126— Frank 8ü— 86 — Liret 99,— 106— Belçıka Fr. Bü— — Bi— Drahmi 18— 22,— isviçre Pr, 570.— — S80,— Leva * 2üm— — 23— Florin G— — Tü— Kron Çek 8— — Bz— Silin Avusturya 2l— — 23,— Mark 26.— — 29.50 Zloti 20— — 22— Pengo 2li— — 25 Ley i2— 4.- Dinar 8— — S2— Kron İsveç 830.— | » Ü Altın 1079,— 1080,— Banknot 2737 24— ÇEELER Acılış Kapanış Paris 23,50 23,5175 Nevyork 0,7984 0,7980 Milano 15,175 15,1870 Brüksel 4,7050 4,7588 Atina 87,23 87,30 Cenevre 3,45 3,4525 Sofya 63,8467 — 63,8975 Amsterdam 1,4338 1,4350 Prag 22,7645 — 22,7825 Viyana 4,2186 4,2220 Madrit 13.7270 — 13,7380 Berlin 1,9822 1,9838 Varşova 4.2138 4,2132 Budapeşte 4,01 4,0135 Bükreş 106,4644 - 106,55 Belgrat 34,4375 — 34,465 Yokohama 2,7420 2,7442 Stokholm 3,0963 — 3,0980 Londra 626.25 — 626 — Moskova 23,605 23,5875 ı v

Bu sayıdan diğer sayfalar: