am mami ll MİM İMREN. Lİ ma kn İİ sema imini amil İM amma ze RİZENİN MM mmm İİ A 6 TAN Gündelik Gazete TAN, e m hedefi: Haberde, fikirde, #öyde temiz. dürüst, samimi » kariin gazetesi olmuya galışmaktır. — ——ABONE BED — Türkiye Ecnebi 1400 Kr, 1 Sene 2809 Kr, TO 3 daş 100 » 40 > say 800 » ME > itay 0 > a eerarası posta İtibağıma dahli ol yi memleketler için 30, 16, 9, 3.5 bira ti, Abone bedeli peşindir, Adres değiş emek 2$ kuruştur, Cevap için mektup 10 koruşluk pul ilâvesi lâzımdır, GÜNÜN MESELELERİ | Romanyanın Harici Siyaseti Değişmiyor (Yazan: M. Zekeriya) wn iktidar mevkiine ge Gozu hükümetinin faşist tema-| Yüllerine bukarak harici siyasetinde Berlin — Konu mihverine doğru bir ik vuku bulacağı tahmin e. . Berllu ve Roma matbuatınm vinci, Ingiliz ve Fransız matbuatı. tin eadişesi de bu tahminleri teyit e der gibi ia, Fakat yeni Romanya Başvekil He| Hariciye Nazırı bu tahminleri tekzip | beyanatta bulundu, Romanya | hin eski ittifaklarma, Balkan ve Kil-/ Yük Antant itilAflarına sadık bulandu mu ve sadık kalacağını bildirdi, beyanatı, uyanan endişeleri silmek Mibarilğ 'ş map faydalı olmuştur. Bu temi | anlaşmadan, bugünkü tasb! ptlerinin yerini trtacak, yeni (nah. Muallım Nıhat YAZAN Sabıha Zekeriya İerm oda burnunda, denize karşı evin sa- lonunda oturuyordum. “İnci,, acı acı bağırmıya başladı. Bizim köpek deh- şetli aristokrattır. Üstü başı pejmürde, ayakları çıplak, insan kıyafetine uymıyan kılıkta insan gördü mü, sinirleri gerilir, bu sefaletin bütün günahı bu adama ait- miş gibi, üstüne saldırır. Köpeğin sefil in. sana bu hücumunu, bizden fazla insani- yetperver olduğuna hamletmek te müm- kündür. İnsan denen mahlükun bu kadar küçülüşüne, bu kadar insanlıktan çıkışına isyan ediyor da, haykırıyor diyebiliriz. “Tnei,, o kadar yırtıla yırtıla bağırıyordu ki, yerimden kalktım, cam kapının önüne geldim Ustü başı perişan, ceketinin üzeri renk renk ya, malarla işlenmiş, uzunca boylu, siyah gözlüklü bir adem bahçe kapısını açnuya çalışıyordu. — Kimi istiyorsunuz? — Zekeriya Beyin evi burası mı? Ben mua. Um Nihat... Muallim Nihadın kim olduğunu bir akşam ev. vel zevçimden öğrenmiştim, Otuz sene rayal'im. lik etmiş, alti eser yazmış, türkçe. arapça, a. cemee, fransızca lisanlarını mükemmel bilen, memlekete 6000 talebe yetiştiren ve sonunda Karacaahmet mezarlığına düşen bir adam... Su. yu, usaresi alındıktan sonra cemiyetin dişina tırlatılmış bir hoca, bir enlellektüe!... Bu takdiri gönd B u defa Muallim Nihada daha dikkatle MM kan 2 Ul baktım... Bir heyulâ ki, burugmuz yüzü. T silhiaen ye N nün her çizgisi, Würapla geçen yılları, bie halen I ki d gaderiye GE bu kılığı içinde insanı ve hayatı ifade &. Yaya vadedilen paralar verilmi. vak bugünkü Romanya kabine, e İstinat ettiği fırka, 'Hivaki sağ. leg” 35İSt temaytlilldür. Otoriter dev iç , Fakat asıl faşist fır. hükümetine benzer, Bu sebep. gla, bugünkü Romanya hüküme. Memleketin harlef siyasetini bir. üçe değiştirecek kuvvette değil. " > de ay. .... " hr ve bark a Mağlübiyetinizden İstifade Edin : Dz ayatta muvaffak olmanm, gelen dersi almayışıızdır. hirs ve kuvvetle atılmıya da sevk © oldu, Bu geneln bu düşmanlığı, ken | Ka2a1$ budur. Yüksek en büyük âmillerinden biri Mağlübiyet utanılacak bir şey (o eder. Mağlübiyetla verdiği bir kuv © disinden başka herkese gülünç gö Müdüre; İlk Tedrisat de mağlübiyetten İstifade etmesi. ai Muvaffak olmak iagyta vet yarra, bu kuvveti kullanmak © ritnüyordu, Fakat onun için handan er) bilmektir. Muvaffak olanlara (orüşan adamın başma cn (o Ssyesinde İnsan imkâns ümkün tabii bir şey olamazdı. Uk me ş mm ae lak ediniz. ynam çoğu mağ. ( Âkıbetlerdon » Fakat onun (kalabilir, ği teeribede mağlüp Yaş ve dan burn üdürü Cevat Zatanbuk | iibiyetlerinden çıkardıkları metloe. — Karşısma azim ile dikilir, onu tahlil o Kahramanlar ekseriya mağlübi biyeti kabul etmişti, Halboki mağ atabaka, 2d, Uzum mildür.| hele bu muvaffakıyete ermişler . — #dİp kendini için dere olailecek © Şellrin yarattığı msanlardır lübilyetin sebeplerini araştıracak ve teminin erinin, Maarif) gir, Beticeler çıkarmıya başlarsanız, o Gone tanırım ki, bir aöl ma- - tanğan yeni bir azin ve karar le ra era ye Sİ) Fakat mağiübiyeve muvarmaıı. Kar eee mta, Bu genç b ee teninden ortaya çikacak. Ki » © Yy tırmayı > . çi .. imiz benzer iye Bşk olmuyacağını söy may. dn ann atak Bu suretle mağlübiyet kendi se. Çaman a e Mi ki e 0 ii baş yk tadina N Je muvaffak olmamıya mah. O beplerini kendisi öldürmüş olur. vi bettikten sonra bir daha iş aramıya kik amir ve DEM a am Sizi muvaffak etmiyon a LR e a ka, Sesaret edemiyenler, kele kar. tir, “ünden Ankaraya dönmetiş | meğlüp oluşumuz değildir. mağ” arak mak için daha btyük bir © öm dünyanın en korkunç mahlüle © #>»de seslerini ckarmaktam kor. 2 kapı kilitlidir, Lütfen köşeyi dönünüz, Yan kapıya geliniz, size kapıyı açayım. Yan sokâğu bukan El Muallim Nİ, hadın sefaletile daha yanyana gelmiştim. Ba. kışımdan kim bilir ne mânalar çıkarır velmile yüzüne bakamadım. Ayaklarma bakıyordum. Yırtık pabuğlarmı görmek te günah olur Bibi bir hisle başımı kaldırdım. kapının yanmdaki odayı gösterdim: — Buyurunuz, Zekeriya Bey içerdedir. Salona döndüğüm zaman “Inci,, yerde dilini çıkarmış, soluyordu. Bağırmaktan o kadar ye rulmuş ki, güçlükle nefes alıyordu. Köpeğe bak tum, Insanı düşündüm. Bunlar da çöplükleri ka. rıştırır, rızkmıza ortak olur diye mi bunlara düşmansınız? Bütün köpek neslinin sefil insanla ra ayzı var. İnsan cemiyeti dö bunlara nefretle bakar, bütün sefaletleri tembellikten geliyormuş gibi bir sokak felsefesile bunları hakir görür, İçerdeki adam altı tane eser yazmış, otuz sene çalışmış, bu da mı tembelliğinden bu bayate ia, tihkak kazanmış? H izmetçiye içeri kahve götürmesini söyle- dim. Hayatın içinden bir roman çıkar. mış bir gazeteci ile, hayati bir roman olmuş en. tellektileli yalnız bıraktım. Bir aralık salonda okurken zevcimin yukarı çıktığını duydum, Bİ. raz sonra tekrar geldi: — Sotrayı üç kişilik hazırlayınız. Misafirimiz var, Muallim Nihadı bir saat evvel bahçekapıın. dan yan kapıya bir dilene! kıyafetile geçirdiğim N .3S için sofraya da kendisini ayni kıyafetle bekli, yordum. Muallim Nihat salona girdiği zaman üzerinde iyi bir elbise, sarı kunduralar. bir in. san kıyafeti verdı. Bü kılıkla hakikaten bir mu. allim, bir insana benziyordu. Ben yırtık pabuç. arma bakarken duyduğum hissi tekrar duy. dum, bu defn yine yüzüne bakamadım, © Sofraya oturduk. O, kendi kılığına baktı, zev. elme baktı, bana baktı, hayretle ellerini kaldır. Gşdudaklarını büktü — Allah Allah, ded"... Ben Muallim Nihat mi. yon? Yoksa sebilde yatan dilenci mi? Ben Us. küdara bu kılık kıyafetle nasıl gideceğim? Se. bil yâranı, bunu nereden çaldın diyecekler... Yırtık pantalon, yamalı ceket. Muajlim Niha. dın o kadar ikinci bir hüviyeti olmuş ki, İnsan kıyafetine girişten yadırgıyor. Uzun müddet se- bilde yatan dilencinin, Muallim Nihat olduğunu unutmuş, ona muallimliğini, ancak düzgün bir kıyafet hâtırlatıyor izmetçi, içerde kahve verdiği dilenciyi, Bafrada bir elendi kıyafetile görünce hayran... Dikkatle bakıyor. Muallim Nihadın sıcak çorbaya hasreti var. — Sebilde öyle gecelerim olurdu ki, bir sıcak çorbanın dumanı gözlerimde, semadan kopmuş bulutlar gibi halka halka döner, uzun bulutla Sütunlar gibi yine havaya yükselir... Boş bir mi. deye bir sıcak çorbanın verdiği zevki, sarayda yaşıyan adıma baklava. börek dahi vermez, Muallim Nihat heyatmı arlatıyor, Artık ya. veş yavaş yüzüne bakabiliyorum. Hayatındaki günah bana aitmiş gibi duyduğum yükü silkini- yorgibiydim.Bir hayat Ki, mesuliyetini parça par ga herkese taksim mümkin... Müellim Nihat iç- kiye düşkünmüş, Felâket sebeplerinden biri de bu... Sefaletin insanı içkiye sevkettiğini söyl. yenler de doğru söylüyor, içki yüzünden deje. mere olan ferdin sefalete düştüğünü söyliyenler de doğru söylüyorlar... Fakat, billün dilnya ce. miyetlerinde öğleden gece yarısına kadar viski içenlerin, Amerikan barlatında sarhoş olanların hepsinin dejenere olduğunu kabul etsek bile, hepsinin sefalete düştüğünli iddia edemeyiz. yallim Nihat, Karacaahmet mezarlığına, Usküdardaki sebile nası düşmüş.. Bu roman onu anlatacak., Fakat ben sofrada din. lediğim hikâyeden şu mânayı çıkardım ki, Mu- allim Nikat tömbel olduğu için değil, sadece iç. kiye inhimaki olduğu için değil” talihs'z o'duğu için hiç değil, fertlerini teşkilâtlar altında top. lıyan, fertlerine, entellektüellere sigortalı bır hayat Lemin eden bir muhitte yaşamadığı için düşmüştür. Bir maualllın, ne olursa olsun, bu kadar büyük bir sefalete düşümez, düşmemelidir. Düşüyorsa, düşebiliyorsa, cemiyette buna karşı yapilacak işler var, demektir, Açsa, hasta ise. dejenere ise, bunlara karşı cemiyette Kenâteine siperler sula. bilmeli, başını sebildeki taşa değil, bir hastane. nin, bir yardım evinin yastığına dayayabilmeli. âir, — Aman, bana çok yedirmeyiniz.. Midem a. ışkın değil, sonra hasta olurum... Arapça, acemee. şiirler okuyor. Hayata, ce. miyets, feleğe küfreden şiirler. Son tesellisini yine möyde buluyor. — Içki için parayı nereden buluyorsunuz? Acı bir tebazetimle gülüyor: — Insan bu cemiyette aç kalabilir. Rakisiz kalmaz, Hangi izbede. bir rakı sofrasından rakı isterseniz size verirler. Ekmek vermezler. Meyhanenin insana gösterdiği civanmertliği, cemiyetler İstemek elbette ki, hakkımızdır. M uallim Nihat yemeğini bitirdi, kalktı. Teş hıkta buraktığı eski elbiselerinin torba. sını alirken mirildanıyor: — Köpeğe sürütürler leşini.. Yani demek is. tiyorum, kirimi kendim götüreyim, Muallim Nihat, kapıdan çıkarken “İnci” hiç bağırmıyor. Nasrettin Hocanın kürküne itibar eden insanlar gibi, köpekler de kılık kıyafete hürmet ediyorlar, Kapıdan girerken Üzerine pa ralıyacak gibi saldıran köpek, Nasrettin Hoca. pm samur kürkü karşısında el uğuşturan dal .kavuklar gibi kuyruğunu oynatıyor... Anlaşdı. yor ki, gayzı insana değil, insanı insanlıktan çı. karan yamalı pantâlona, yırtık pabuçlara... ŞMUVAFEEAK »X "OLMANIN SİRRİ* kanlar, hep mağlübiyetin kurban. de, iddia ederim ki, ist€nildiği gibi çalışıyor. Ankaradakini geçelim, Ki bette ki hepsinden üstün randıman verecek.Ne de olsa merkeade.Sesini di , İberaher giden dört ev daha biliyorum: Başta Kadıköy evi olduğu halde ba ba ocağım olan oŞehreminindeki ev, Eminönü evi, bir de Beyoğlu. Dördü de iyi çalışıyor, Şehremini şn toplan & salonunu da yaptırmayı başarabilir se daha iyi çalışacak. Beyoğlunun son İyi işlerinden biri de kitap sergisidir. Bizde bu kitap sergilerinin en güzelini ve en olmu sunu şimdi Ankara Belediyesi ekono mi işleri direktörü olan Şevket Sü reyya arkadaşım kurmuştu. Ankara Ticaret Lisesi direktörü Wen. Ona da galiba söylemiştim, Kitap sergileri çok iyi birşeydir. Fakat ser gi kitapları hem çok iyi, hem çok fay dalıdır. Kitap sergisinde memleketin ya zanları, eserleri görünür ve eserlere karşı ilgi ve sevgi duygusu uyanır. 0 kadar. Sergi kitabı başkadır. Ben duvar diplerinde, meydan ke narlarında, saçak altlarında serilmiş pörsük kitaplar işine daha çok ehem miyet veririm ve o sergileri satıcilari le birlikte takdis ederim. Bazıları kı xarlar: Kitaplarım düşkün fiyata, kâ “İğıt okkasına işportalarda satılıyor ! diye. Hay gafiller hay! Bırakmız İş portalarda, duvar diplerinde, pencere pervazlarında dizilip satılsınlar. Memlekette, kıtlığından sızlarıp durduğunuz okumak zevkini, zevkin den ziyade kolaylığın mı artırmak istiyorsunuz? Ba sergilerden daha iyi sini mi bulacağız? Yok pahasma satı ıyormuş, Satılsın varsın, Bu ucuz sa tılş, okumuşun en büyük delilidir. De mek ki halk ucuz kitap İstiyor. İster ya. yorganına göre ayak uzatması öğrendiği için ister. Yalan mı söyliyeceğiz? Yüksekten mi atacağız? Heniiz kalantur millet olmadık. Elbette hayatımızda herşe yin ucuz tarafını arayacağız Bol ve ucuz. Kitap işi de böyledir. İşporta, kitabı ucuz veriyor. Bu ki tap değersiz olduğu için işportaya İ düşmemiştir. Pahalı olduğu İçin sal lamaşmıştır, ve ondan düşmüştür. İş portacı da yok pahası almış, pek ucuza salmaktadır. Mesele buruda, Camekânda satılanıyan kitap, so kak sergisinde neden satılıyor? Ucuz olduğundan. Bon aylarda 25 kuruşa, 35 kuruşa 650 kuruşa eser çıkaran kitapçılarımız türedi. Bunların hepsini bütün kal bimle tebrik ve takdir ederim. Bilmem derdimi anlatabildim mi? Kitap sergisi iyidir, güzeldir. Am ma sergi kitabı daha iyidir, daha fay dalıdır. Çünkü daha ucuzdur. Gazete ve mecmun kâğıtları içla devletin gösterdiği gümrük ve ucuz luk yardımı çok yerindedir. Fakat in kılâpçı bir memleket matbuntı sade /ce gözete ve mecmua değildir. Kitap i tar, kitaptır, kitaptır, ve kitaptır. Sayın Saffet Arıkanla sayın Fuat Ağralı arkadaşlarımın bu ideolojik mesele hakkmda me düşündüklerini pek meruk ediyorum. Kitap kâğdınm —hattâ sıfıra— inmiş gümrüğü ile matbaa vergileri nin —bususi kanımla— çok yunuşa tılması devleti iflâs ettirmez; milleti “dünya kültürünün en üst seviyesi ne” çıkarır. Gerçek ve krize uğramaz Bu işler şüphesiz ki olacaktır. Olun caya kadar da hir defn “kitap sergi İsi ne mnikabil, hin defa “sergi kitap ları” hazırlamıya önem ve hazırlat mağa önem! landırlar, Kendinizi bir yoklayınız. Ve böyle saçma bir mağlübiyet kol kusunun esiri olup olmadığınızı a- raştırınız, Mağlübiyetinizi gizlemi, ye çalışmayınız. Bilâkis onunla kar $i karşıya gelmekten çekinmeyiniz. Mağlübiyeti mağlüp etmek gali, biyetlerin en basitidir. Psikoloğ