——— 0 Dil kurultayı toplantısında | dır. Her kavim orada beşeriyetin nefi Dünkü Kurultay toplantısında söz «lan ecnebi âlimler, mensup olduk- ları milletlerin. hurufu hecası sırasile kürsüye çağırılacaklardı. Fakat Yu- anlı ve Fransız profesörlerin bu ak- gamki eksprese yetişmek mecburiyet leri, onlara en evvel söz verilmesini zarıri kılmıştı. Yunanlı Profesörün sözleri Profesör Anağnastopulos hulâsa- ten dedi ki: “— Türk Dil Kurultayında hazır bulunmam hakkında lütfen vâki olan daveti geç aldığım için tilrkçe ve grekçenin mütekabil tesirleri hakkın da vermek istediğim tezi hazırlaya- cak vakit bulamadığıma müteessi - tim. | Bu tez, İki kavmin ayni zamanda tarihlerini aydınlatacak ve müşterek hayatlarını medeniyet bakımından birlikte çalışma yolundaki mesaile- rini gösterecek mühim bir bahistir. Bunu gelecek Kurultaya kadar hazır lamayı vadederim. Fransız âliminin tezi Bundan sonra kürsüye Paris Şark dilleri enstitüsü türkçe profesörü Jan Denny Geldi, Profesör Jan Denny cok güzel konuştuğu (türkçesile, “türkçede (leri edatının menşei" mevzulu tezine başladı ve bunu izab etti Profesör sözlerine söyle devam l İngiliz ölimi Denisson Ross nü daha daraltmak, ve o dilde muha faza edilmiş tek heceli birkaç köke hasretmek icap eder ki bizim şu eski dünyanın bütün dilleri işte bu kök- lerden gelmedir.,, Diye baslayan Profesör Hiler de Bermaton bu sahada muhtelif tahlil ler yaptıktan sonra dedi ki: — 1870 felâketinden sonra kendisine yurdun kurtarıcısı adı verilen ve Fransa Cimburbaşkanlığına seçil - miş bulunan büyük tarihçi Thiers Apaydm dehasile filolojinin bütün e- İ bemmiyetini kavramıştı. Bu âlim: — Bana kelime'e'in mânasmı ve- rin, #ze dünya tarihini yazayım. derdi. etti “ — (ODTürk ol) şekli pek eski zamanlarda kullanılmıştır. Bunun menfi şekilde (ol) dan evvel, bir “dağ” vardır. Dağ nefiy edatıdır. Bü gün kullarşlan (değil) kelimesinin aslı da (Dagol) dür. Meselâ (ol Türk dağ-ol, “O Türk değil” demektir, Demek oluyor ki “ol” zamiri, men fi şeklinde iz bırakmış, fakat müs- bet şekilde 'dur-mak,, fiilinin müzarii ile tebadül etmiştir ki tıpkı lâtince mukabili bulunan Stare kelimesi gibi © da etre - olmak flili yerine kail ol- muştur. Böylece (ol Türk durur) denir ve osmanlıca şiirlerinde bir dal harfin- den sonra çifte r koyarak yazılır ve dürür diye telâffuz edilirdi. Modern Türk dilinin dür, dür, dir, | dir ekleri'bu şekilden doğmuştur. Profesör bu izahatı neticesinde cem' edatı olan ler ve lar'm onlar mânasına gelen olar zamirinden çık mış olduğu mütaleasında bulundu. Doktor Giesse'in tezi Ücüncü tezi eski Türk Üniversite- si profesörlerinden Dr. Giesse okudu Profesörlin tezinin hülâsası' şudur: “— Garip tesadüftür: Üçüncü dil kurultaymn toplandığı 1986 yılmda Türk bilgisini alâkadar eden bir sıra eserler çıkmıştır. Türkiyede çıkanla- rı bildiğiniz için tekrarlamayacağım. Yalnız - Alman dilinde çıkmış olup bazılarının haber alınamadığını san dığım eserlerden bahsedeceğim. Profesör Giesse bu eserler arasın- da bilhassa çok değerli bir dil âlimi olan Kari Meynhof'un neşrettiği bir esere dikkat nazarlarını çekti. Bu wer otrağında uzut izahat verdi. ir çeyreklik istirahat si e İaLadi verildi. Bu müddet zarfında Atatürk bazı ec nebi âlimlerle konuştular. Bulgar âliminin sözleri Dördüncü defa kürsüye çıkan Bul ger milli kütüphanesi Şark kısm! şe fi Dr. Miatef yapılan davete teşek - külr ettikten sonra: — Yüksek Kurultayea malümdur ki Bulgar - Türk münasebetleri çok eskidir. Bu münasebetler hattâ akra- balik bağları derecesindedirler bile Bizde mevcut olduğunu yukarıda ar zettiğim malzeme Üzerinde işlemek iş ikbalin vazifesidir. Bu vazifeyi kolaylaştıracağını sandığım Güneş - Dil teorisi henüz çok yeni ve Bulgar ilmi için heniz meçhul olduğundan simdilik kat'i bir kanaat izhar edes| miyoruz. Böyle olmakla beraber ben ce Güneş - Dil Teorisi söylenilen gençliğine rağmen ehemmiyetli ve enteresan bir teoridir. Hiler de Beranton'un sözleri Filoloji için düne kadar bir hayal olan bu vaziyet bugün tahakkuk et- miştir. Bizim bir atasözümüz vardır: , Büyük fikirler buluşur. Yüce başkanımız Atatürk, Türki. yesine, milletine âşıktır. Ve milleti de, bu aşkı ona karşı Tazlasile besle- mektedir. Atatürk yurdunun şan ve gere- fini bugün için de, dün için de, yarın için de kıskanç bir itina ile korumak- tadır. Onun taşımak İstediği ad, A- tatürk adı, Sumer dilinde, hem Türk lerin atası, hem de Türklerin kalesi | mânasınadır ki bu ünvanların her ikisine de (0) lâyiktir. Milletinin mazideki şan ve şerefi- pi bu. derece , kıskançlıkla, KÖRSLLRİ için, o da bizim büyük devlet adamı mız Thiers gibi, filolöjinin 6 maziye keşfetmeğe ve aydmlatmaya yatşirm edeceğini anlamıştır. Ve onun kuv - vetli tahrikiledir ki bu kadar 87 sene içinde, üiçümcü dil kurultayının hay- ranlığınaza arzettiği neticeler alın - mıştır. Dileiliğin bu yepyeni zaferle ri devam ededursun anlı ve şanlı baş kanile yeni Türkiye sevgili yurdu için bu İşte de bir şeref kaynağı bulacak tır... Dennison Ross'un sözleri İngiltere Şark dilleri okulu direk- törü Profesör Denisson Ross kürsü- ye çıktı. Hulâsaten dedi ki: — Ulu Başkan Atatürkün Türk di- linde vücude getirmiş olduğu ıslaha- tı derin bir alâka İle takip ettim, Türk dil kurumunun bana lütfen gön derdiği dökümanları büyük bir itina ile okudum. Böylece bu Kurultaym yabancı üyeleri sırasında bulunmak | gerefine hazırlanmış gibiyim. , Profesör bundan sonra Çinliler, 'Ti | bet, Mogol ve Türk lehçelerinin ge - çirdiği tekâmül safhalarımdan bah. setmiş ve sözlerini göyle bitirmiştir: “.— Beni Kurultaya çağırmakla bana bağışlamış olduğunuz büyük gereften dolayı hepinize bir defa da ha teşekkürlerimi sunmakla babtiya rım... Profesör Baltalini'nin sözleri Swa İstanbel Üniversitesi profe- sörlerinden (Baltaliniye (gelmişti. rrwesor bülâsaten dedi ki" “— Size hitaben söyliyeceğim şu | birkaç söz bir yabancının mutat ce. milesi değil, fakat on yıldan beridir memleketinizde insanlığa şeref veren bir manzaraya şahit olan bir insa- nm minnet duygularının ifadesidir. Birkar sene oluyor ki - ve bu bir kaç sene şimdi bize asır gibi geliyor- Atatürkün milletine alfabeyi öğret - mek için halkın arasına girdiğini gör müştük. Bugün mektepler açıldığı Sıra maruf Silmeroloğu Hiler de Beranton'a gelmişti. Sözle- rine: ; “. Bütün diller, hiç değilse bizim su eski dünyamızın dilleri kardeştir. ler, hepsi de ayni surette ve doğru- doğruya ayni kaynaktan gelme- dir. Hepsinin de menşei bir, anast birdir. Ve bütün dillerin bu tek anar sr, geçen asırda meydana çıkarılan Sumer dilidir. Bisün dillerin analığmı Sümercsye izafe ederken bu kelimenin şümulü- zaman Beyazıt kulesinin tepesinden aşağı baktığımız zaman Üniversiteye doğru giden bir gençlik ordusu görü rüz. Bu gençlik, Türk gençliği, 1922 de Atatürkün sesine koğan Anadolu evlâtlarının ayni heyecanile koşmak tadır. Profesör sözlerine şöyle devam et tü: : “.- 19 uncu asrm büyük bir İtal; yan Cümhuriyetperveri olan Mazza- ni der ki: . “Milletler büyük birer lâboratuvar için serbestçe çalışmaktadır. Ben de bu kü m üzerinden ye nİ Türk lâboratuvarını ve onun hari kulâde üstadı saygı ile selâmla -| rım.., | Japon âlimi Okuba da kürsüye çık- İt ve Atatürkle Türk âlimlerini se İ lâmladıktan sonra Şark dillerinin # na menşelerine ait kısa bir tez oku- du. Beş dakikalık bir istirahatten sonra celse yeniden açıldı. | Profesör Nemeth'in sözleri Söz, Budapeşte Üniversitesi Filo- zofi fakilitesi dekanı profesör Ne meth'in idi. Profesör Türk Dili Ku- rultayı hakkında çak parlak sözler söy Kürsüye Varşova Üniversitesi Tür koloji Profesörü Zayonçkofeki çıktı ve şimdiye kadar hiç bir ilim saha- sının Türkoloji kadar İleri gitmemiş olduğunu söyledi. Profesör Türkoloji ile İslâmizm'in ayrı şeyler olduğunu izah etti, Kurultaya gelen Sovyet âlimleri namma söz #lan Profesör Samollo- viç kürsüye çıkarak “Türkiye ile |Sovyet Birliğinde başlıca dilcilik me- seleleri ve dil kuruluşunun pratiği, adlı tezini izah etti, “— Ülkemiz dost Türkiye cümhu- riyetinin ekonomik ve kültürel hayat ta elde etmekte olduğu muvaffakı- yetleri büyük bir samimiyetle takip etmekte ve iki memleketin ilim, fen ve sanat sahasında el birliğiyle çalış- masma büyük bir ehemmiyet ver - mektedir. Bunun içindir ki kongre- ye iştirak eden heyetimizin tez için seçtiği mevzu, kongrenin en esaslı i- ki mevzün ile, yani Türk Dil Teori- si ve dil inkilâbmın umumi yolları meseleleriyle aslâkadardır. Profesör bundan sonra tezini izah etti. Fenebi profesörlerden son sözü, sark filologu Viyanalı Dr. Kıvergiç aldı. Bu profesör, tezini izah ettik- ten sonra, sözü Güneş - Dil Teorisine getirerek bu teorinin tedai üzerinde ciddi bir etüt yapmak imkânmı ver- diğini söyledi. Başkan, Pazartesi on dörtte top - lanmak lzere celseyi tatil etti... . Şehrimizde bulunmakta olan gcne- bi âlimler şerefine, Türk Dil Kurumu tarafmdan bugün Büyükderede bir öğle ziyafeti verilecektir. Güneş - Dil komisyonunda Üçüncü Dü Kurultayınm umumi toplantısından evvel, sabah saat on-! da bir içtima yapan Güneş - Dil Te-| orisi ve dil karşılaştırmaları komis- yonunun dünkü müzakeratı bilhassa ehemmiyetli olmuştur. ” Dünkü toplantıda söz alan Türk - Dil Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen Türk Tarih Tezini i- zah ve harita üzerinde de İrae ettik- ten sonra Türk dil tezinin tarih tezı- ne nasıl dayandığını — anlatmıştır. Güneş - Dil Teorisinin gerek ses, ge- rek mana bakımından esaslarmı izah eden profesör İbrahim Necmi, dava- nın “Türk dili bütün dillerin, bütün kelimelerin anasıdır. şeklinde anla - şılmamasını, İleri sürülen iddianm ne olitik ve maden medeniyetlerinin Türkler tarafından dünyaya yayıl - mış olmasından dolayı bütün diller- de medeniyetin izlerini taşıyan kül- tir ketimelerinin türkçeden gelmesin den ibaret olduğunu söylemiştir. Bundan sonra Necmi Dilmen, ec- nebilerin ve bilhassa profesör Hiler de Beranton ile profesör Gisse'in mütalealarna cevap vererek Sümer dilinin orta Asyadan gelme Türk di- U olduğunu ve kurumun maksadı yeni Türk Dil Teorisi üzerinde dün- ya dil âlimlerinin dikkatini çekmek- ten ibaret bulunduğunu ilâve ederek önümüzdeki yıllarda daima temas ve muhabere halinde bulunularak bu te- ori üzerinde tetkikata devam edilme- #i temennisinde bulunmuştur. Profesör İbrahim Necmi Dilmenin bu beyanatmm bilhassa yabancı â- limler üzerinde mühim bir tesir yap- tığı görülüyordu. Netekim bu âlimler ikinci celsede birer birer hem teşek- kür ettiler ve hem de İbrahim Nec- minin temas ve muhabere temânnisi- ne bütün kalpleriyle iştirak ettikle- rini ilâve “ettiler. Neticede mesaisini bitiren komisyonun raporunu yap- mak üzere bir redaksiyon Komitesi seçildi. Yedi kişiden mürekkep olan bu komiteye ecnebi profesörlerden Hiler de Beranton, Zayonçkofski ve Baltalini dahil bulunmaktadırlar, Bu komite raporunu hazırlıyacak ve pazartesi günü toplanacak olan komisyona verecektir. Eski vw BOGAZİIÇ FEYZİAT i LİSELERİ vw Kızlar ve erkekler için ayrı bölüklerde: Ana, ilk Orta ve Lise sınıfları Kayıtlar başlamıştır. Istiyenlere mektep tarifnamesi gönderilir. Kayıt ve tafsilât için her gün mektebe ve yalnız tafsilât almak için Yenipostane arkasında Basiret hanmda Özyol edilebilir. idarehanösine müracat Arnavudköy, tramvay caddesi Çiftesaraylar. Telefon: 36.210 £ ZENER > Nişantaşında 4 IS5IK& Eski “Feyziye, BLiSSE'S5i Memleketimizin en eski hususi lisesidir Ana, Tlk, Orta, ve Lise kısımları vardır. Yatılı ve yatısız talebe kaydı için her gün müracaat edilebilir. Istiyenlere mektep tarifnamesi gönderilir. Tele fon: 44039 istanbul Gayrimübadiller Komisyonundan: D. No, Semti ve mahallesi . Edirnekapı Hacı Muhittin Yeniköy , Tophane Hacı Ali 453 2006 Kasımpaşa Büyük Piyale Küçükpazar Rüstempaşa Bakırköy . Kartaltepe Büyükdere Büyükdere Yeşilköy Şevketiye Ortaköy Çengelköy Feriköy 8341 Beyoğu Kamer Hatun Sokağı Emlâk No, Yağhane E. ve Y.15 Eö2Y.58 E. ve Y. 26-28 Maslak Çıkmaz Dibek E.4Y. 78 10-11 ETE Dereboyu Ipçiler Cinsi ve his, Hisseys göre 6959 metro arsa 201 metro srsa 94,80 metro arsa Dükkânm 35/120 His, ve iki pul His, E. 3-4-5 Mü. harita 345 ES5MU a, E. 132-132 Mü. 134 Mü. Y.139 Mahallen 40 E, 17 Mü, Y. 10 İncirli Cevizli bahçe Büyükdere Cad. E. Bulvar Y. Gezi Avranos ve Saadetli E. Dereboyu X. Küşadiye mahallen Saadet E. Abdi oğlu Y. Abdi Paşa E. Rum kilisesi arka Y. Lala Şahin Dudu odaları çıkmazı E. 14-16 Y.24-28 E 35 Y.35 E 13 x.13 2449 metro arsa 38 metro arsa 348 metro arsanm 36/60 His. 310 metro arsa Ahşap hanenin 1/8 His. Bahçeli ahşap hanenin 2 His, Bahçeli ahşap dükkânm 1/2 His. Iratlr 45 metro arsa- nın 5/24 His, 110 Yukarda evsafı yazılı gayrimenkuller on gün müddetle satışa çıkarılmıştır. İhaleleri 9-9-936 tarihine “isüzdiir edin Çârşamba günü saat on dörttedir Sete”münNasran gevimiba BOK > — Istanbul dördüncü icra memurluğundan: Tamamma yeminli üç ehli vukuf tarafmdan (382600) üç yüz seksen iki bin altı yüz lira kıymet taktir e- dilen Beyoğlunda Hüseyin ağa ma- hallesinin eski ve yeni caddeikebir ve tiyatro - sâhne sokaklarda tâ- pu kaydina göre bir tarafı Sürp Pro nens Ermeni kilisesi bir tarafı hazi- neyi hassa dükkânı diğer tarafı Ti- yatro - Sahne sokağı ve cephesi cad deyikebir ile hudutlu ve elyevm bir tarafı Tokatliyan oteli, cephesi Is - tiklâl caddesi - caddeyikebir arka tarafı Sürp Pronens kilisesi diğer ta rafı Tiyatro - Sahne sokağı İle mah- dut Galatasaray civarmda Tokatli- yan oteli ittisalinde yeni 170/172/ 174/176/4/6/8/16 hususi 2/2/3/4/ 4/5 ve eski 15/16/20/21/1 ilâ 6/17/ 18/19/25/22/1 il& 6/23/24/190/1/2/ 3/4/5/6/7/8/9/10/11/12/13/14/ ta- pu numaralarile murakkam İstiklâl caddesinde ve büyük pasajı içerisinde ve tiyatro sokağmda kâin mağaza ve dükkânları ve üzerlerinde asma kat odalarile bunların üzerinde apar timanları müştemil ((Hristeki han ve pasajı) ve nâmı diğer (Site dö Pera) namiyle maruf hanm bütün müştemilâtile tamamının on hisse iti bârile borçlu Aliye Saidin onda bir hissesi ipotek borçtan dolayı 920 ta- rihli icra kanunile 2280 numaralı ka aun hükümlerine tevfikan satışa ko nulmuş olup şartnamesi 10 Eylül 938 tarihinden itibaren divanhaneye talik edilerek 936 senesi eylül ayı - nm 30 uncu gününe tesadüf eden çarşamba günü saat 14 ten 16 ya ke dar Istanbul dördüncü iera dairesin- de birinci açık artırma İle satışı ya- pılacaktır. Işbu artırma birinci olup 929 ta- rihli lera kanununa göre hisseye isa bet eden muhammen kıymetin ta - mammı bulduğu taktirde ihalesi: ya- pılacaktır. Aksi halde ikinci artır - mâya konularak yapılacak bu ikin- ci artırmada 2280 numaralı kanun hükümlerine göre hisseye müsip muhammen kıymetin S6 75 ni buldu Zu taktirde müşterisi üzerine ihale si yapılacak ve bu kıymeti bulma- dığı. halde satış geri bırakılacaktır. Gayrimenkulün vergi borçlarile belediye resimleri, icare ve yirmi se nelik evkaf taviz bedeli müşterisine aittir. Artırma bedeli peşin olup'ar- tırmaya iştirak edeceklerin mezkür hisseye isabet eden muhammen kiy melin “ç 7,5 nispetinde pey âkçesi veya milli bankaların teminat mek - tuplarını tevdi eylemeleri lâzımdır. Gayrimenkulün yukarda zikredi - len mağaza ve dükkünlarınm hepsi- nin muntazam camekânları mevcut olup apartıman dairelerine tiyatro - Sahne sokağından bir ve pasaj dahi linden iki methal kapısile çıkılır. Pa- saj dahili sağ birinci kapıdan girile- rek mermer merdiven ile çıkılan as- ma katında zemin katındaki mağaza ve dükkânlar üzerine gelen odalar mevcut ve yine bu asma katlan is- tiklâl cephesine nazır olan kısımda- ki odalar müstakil asma kat apartı manı olarak ayrı bir daire halinde kullanılmaktadır. Merdiveni takiben gelen -birinci katta karşılıklı iki apartiman ve 0- nü takiben Ikinci katta yine karşılık ı iki apartıman ve onu takiben de üçüncü katta yine karşılıklı iki apar tıman mevcut ve bunlar kısmen pa- saj dahiline ve kısmen İstiklâl cad- desine nazır ve her bir apartiman dairesinin antresinden girilen kori- dor üzerinde mutbak, banyo, aptes- hane, kiler ile esasen ve sonradan ayrılmak suretile beş, altı, yedişer Odaları ihtiva etmektedir. Yine İstiklâl caddesinden girilen pasaj methalinin sol tarafımdan ay- rı bir merdiven ile çıkılan asma kat» taki İstiklâl caddesine nazır olan o- dalardnn yine müstakil bir asma kat apartıman dairesi mevcut olup bura sı hâlen terzi imalâthanesi olarak kullanılmaktadır. Yine pasaj dahilinde orta kapı methalinde mermer merdiven ile çi- kılan apartımanların birinci asma katından sohra takiben gelen birin ci katta yine karşılıklı iki apartıman ve takiben ikinci katında yine karşı lıklı iki apartıman ve onu takiben ü- günceli katmda, yine karşılıklı iki a- partıman daireleri mevcut ve apart- manlarm da antre ve koridorları ü- zerindp mutbak, kiler, banyo, ap - teshane ve altışar odaları vardır. "Tiyatro - Sahne sokağından çıkı- lan Üçüncü apartıman dairelerine yi ne mermer merdiven ile çıkılarak birinci asma katında yazihane ola « rak kullanılan odalar ve bunu taki- ben çıkılan birinci katta o karşılkir iki apartıman daireleri ve yine çıkı- lan ikinci katımda karşılıklı iki apar lıman daireleri ve üçüncü katta yine karşılıklı iki apartıman dairesi mev cut olup kismen İstiklâl caddesine ve kismen Tiyatro - Sahne sokağına nazırdırlar. Bu apartmanlarda mutbak, ban- yo, kiler, apteshane ve esas ve a; rılmış altışar, yedişer odaları muh- tevi bulunmaktadır. Her üç apartıman dairelerinden çıkılan gayri menkulün vâsi'daraçı sinda hizmetçi odaları, su deposu ve zemin katında da vâsi sahrmcı bu - Junmektadır. Elektrik ve su tesisa- tı mevcuttur. 929 tarihli icra kanununun 119 uncu maddesine tevfikan ipotekli a- Iscaklılar ile diğer alâkadarların ve ir tifak hakkı sahiplerinin işbu hakları nı ve hususile faiz ve masrafa dair 0- lan iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile birlikte memuriyetimize müracsatis kayıt ettirmeleri aksi taktirde hak- ları tapu sicillerile sabit olmıyanla - rm satış bedelinin paylaştırılması. dan hâriç kalacakları ve kira ve saj- re hakkında daha fazla malümat al mak istiyenlerin 933/127 dosya nu- marâsile memuriyetimize müracaat ları ilân olunur. « Dr. NACI S. SOMERSAN Çocuk Hastalıkları Mütehassısı Şişli, Halâskârgazi, Meşrutiyet Apr, kat 2.No5 Her gün saat 3-6, Telefon 4249 635 Göz Heikmi Dr. Şükrü Ertan Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. No. 30 (Cağaloğlu eczanesi bitişiği). Tel, 22566