Almanyda Türk Ürünleri ,, Berlin, (Hususi) — İhracat Hrünlerimizin Almanyada piya- salarının 16-22 Haziran 1935 haftası içindeki durumunda bir hafta evveline göre yenilikler ve değişiklikler olmamışdır. Kuru üzüm alış verişine he- hen hemen normal bir. vaziyet- te devam edilmişdir. Çokça iş yapılamamasına se- beb olarak Türkiyeden teklifle- rın bilinen fiyatlar üzerinden yapılması gösterilmekdedir. Ba- zı alıcılar fiyatları yüksek bul- makda ve sözleşmeden şimdilik uzak kalmak yolunu daha iyi saymakdadırlar, Bir de İzmirli bazı evlerin gizli olarak daha a- Şşağı fiyatlarla teklif yapdıkları şayia olarak söylenmekdedir. Bu hususdaki haberlerin ne de- receye kadar doğru olduğu an- laşılamamakdadır. Her ne de ol sa fiyatlar esas itibarile geçen haftaki durumlarını muhafaza etmişlerdir. İncir İncir piyasasında dahi hemen biçbir önemli değişiklik yok gibidir. Çok iş yapılamamasına Tağımnen fiyatların biraz daha küvvetleşdiği söyleniyor. Bu nunla beraber İzmir Natürel incirleri Hamburg 9 Türk lira- sı üzerinden <teklif edilmişdir. İ İç fındık İç fındık piyasası bilhassa Hamburgdaki istoklar görü- münden sağlamlığını muhafaza etmişdir. Eski ürün üzerinden yflldeme muamelelerine gelince bir tarafdan eski mallara bu mevsimde nisbeten az taleb ol- | ması, o bir yandan da Türkiye de pek az istok kalmış olması dolayısile yapılan işler pek çok olmamışdır. » Fiyatlara gelince, eski mal- lar yine geçen haftaki gibi, Ha- Zziran ve Ağustos yüklemesi Şşartile 100 kilo başma Ham burg 68-69 Türk lirasına tek- Hif olunmuşdur. Türk ihracatcı | ları yalnız yeni ürün için bu hafta fiyatları biraz indirmişler dir. Şöyle ki 1935 ürünü Ham- burg ağustos yüklemesi 58 Türk lirasına, ve eylül yükleme 8i 55-57 liraya teklif.6lunurken bu hafta 54-56 liraya arzedil | mişdir. Eylülden sonraki yükle | meler için ise geçen hafta 53-55 liraya karşı bu hafta 52-54 Türk Zirası istenmişdir. Yumurta piyasası Alman yumurta piyasaları sağlam olarak gösterilmekde- dir. Yerli istihsal mımtakaların- dan istihlâk mahallerine yumur- tasevkien yüksek seviyesini artık arkada bırakmış bulunmak dadır. Hatta bazı şehirlere sev- kiyatın azalmağa başladığı bil- diriliyor. Büyük şehirlere sevki- yat da gerilemiş gibidir. Bunun — sebebi şehirlilerden bir çoğunun yaz dolayısile taşraya ve köyle- başka bir de daima her ayın i- kinci yarısına nisbetle birinci yarısında daha bolca para bulun masından ileri geldiği şüphe- sizdir. Öteki ülkelerde dahi pi- yasanın sağlamca olduğu haber veriliyor. Danimarkada bir ta- rafdan yerli istihlâk memnuni- yete değeç görülürken o bir yan- dan da iyi denecek derecede ih- racat yapılmışdır. Polonya dahi hayli mal satmışdır. Son za- manlarda hatta İngiltere ve İs- viçrenin bu piyasalardan - öteki Avrupa pazarlarmdan — hayli mikdarda -mal aldıkları yazılı- yor. Türk yumurtalarının Alman- yaya idhaline gelince bugün * Reichsstelle für Eier” daire- sinden öğrendiğimize göre 500 kental tutan Haziran 1935 kon- tingentimiz dahi Mayıs kontin- genti gibi başa baş kapadılmış- dır. Hatta temmuz - kontingen- tin de 200 kental kadar kulla- nıldığını bildirilmiştir. Yumurtalarımız haziran da 1400 danelik büyük sandık ba- şına Trieste, D sınıfı 35, C sını- fi 40 ve B sınıft 45 Mark'tan muamele görmüşlerdir. Reichss telle her üç sınıf için trenle taşr- ma ve Salzburg teslimi 5 Mark kadar fazla bir fiyat vermişdir. Bundan başka Reichsstelle für Eier ilk defa olarak İstanbul teslimi alım dahi yapmışdır. İs- tanbul teslimi yumurtalar B sı- nıfından 41 Marka yapılmışdır. Reichsstelle für Eier Dairesi Türk tacirleri için bir ön ayak olmak üzre İstanbul teslimi mü- bayaa yapdığını ve bu malları trenle taşıdığını bildirmekdedir. Daire, buna benzer daha bazı tarz alımı her zaman tatbik e- dip edemiyeceğini henüz karar- laşdırmamışdır. Türk yumurtalarının kalitele- rine gelince, bu yılki sevkiyatı- mızda geçen yılki - ambalajlara karşı her halde bir terakki ol- edilmekdedir. Eskiden yumurta sandıklarına çıkan kırıklar bu yıl hali azalmıştır. Ancak doğ - rudan doğru yumurtanın kalite- si itibarile yapılacak — daha bir cok seyler olduğu Reichsstelle für Eier Dairesince bildirilmek- de ve bu alanda daha sıkı çalış- maları Türk alâkalılara tavsiye olunmakdadır. —— ——— —— Bildircin avı Anbarlı ve Avcular köyü av meraları bildircin avı için en mü nasip yerdir. Her yıl bu arazi avcılar klübü tarafından kiralan maktadır. Dün yeni sezon için, Çoban çeşmesi köy ihtiyar heyeti bü araziyi yine eksiltmeye koymuş ve avcılar klübü burasını kirala mıştır. İstanbul avciler klübü üyeleri burada bıldırcın avlama Te çıkmış olmalarıdır. Bundan ga başlayacaklardır. mübayaalar yapacaksa da bu | duğu yuümurta dairesince tasdik | BORSA AAA A 29 Haziran Cumartesi PARALAR Alış Sterlin 63 — Dolar 20 Fransız frangı 20 Liret 20 Belçika Frangı 20 Drakhmi 20 İsviçre ir, Florin 20 Çek Kron Avusturya gilin Mark Zloti 'en İsveç Kuroa dten Mecidiye Banknot ÇEKLER Kapanış 20 Fransız Fraogı 169,2$ 16925 İngiliz Uran Dolar Liret Belga Drahemt İsviçre Franzı eva Florin Çekoslovak kuronu İsveç kuronu ESHAM Iş Bankamı Mü. . . XN Azadolu ©$ 60 Anadolu 96100 Sirketihayriye Tramvay Bomonti - Nektar Terkos Reji Azlün çimento Merker Bankası Ozsmanlı ı'l'd:(cı * Şark merker ecennesi İSTİKRAZLAR 'Türk Borcu I”Kllpoıı Kesik 3802 " D 26, Krzeni ” N» İstikrasi dahili S Si n lll bare geee l TAHVİLÂT Rıhtım Kupon Kesik Aaadolu | ve TI ». H Kupon Kesik Anadolu mümcesil 10,25 4415 44,50 $2,35 YENİ NEŞRİYAT Perşemba mecmuası Resimli (Pergembe)'nin 13 üncü Sayısı zengin münderecat, lüymetli ya zılarla çıkmiştır. e YENİTÜRK — İstanbul Halkevi tarafından her ayın sonunda - çıkarıl- makta olan «Yeni Türk*'ün 244 üncü ve Halk Bilgisi haberleri mecmuası- nn 49 uncu sayısı bir arâda olarak çıkmıştır. On dört makaleyi ihtiva eden ve bütün gençlerle MüÜnevyer - leri alâkadar edecek — yazıları topla- mış bulunan bu mecmuayi - Okuyucu. larımıza tavsiye ederiz. ( KIRMIZI V Genc hanende, çocukları gül- #nekten bayıltan italyan ağzını biraz daha meydana vurarak al- di sözü: — Signor Zangarelli çok sert bir hoca idi. Onu Konservatu - ar'da seven yoktur, o yine her. ikesin, kendisini seviyor gibi ha- Teket etmesini ister. Ben fırsat buldukça, San - Carlino tiyatro- suna gidip tanrılara layık bir — müusiki dinlerdim: ama oraya ar- — kakaprıdan olsun girebilmek için Jâzım olan sekiz meteliği nere- den bu' aalı? Çocuklara bakarak: — Bu az uz para mı? dedi. - Çocuklar gülüştü, signor Gö- onimo devam etti: San - Carlino direktörü K ovannone benim sesi - suş. Daha on altı y;qm— oet Xo gn edi at a. Ü a alt Z M 5 e Ğ Ti sBana VA gp Yaneeşkırı salastı, E SİYAH STENDHAL gelip: — Aziz dostum, dedi, seni bi: zim tiyatroya alalım mı? —N. verirsiniz? — Ayda kırk duka. *“Baylar, kırk duka yüz alt - miş frank « * r. Sanki bana cen- het kapıları açılmıştı.” Giovannone'ye: — Ama, dedim, Zingarelli söz dinlemez; ya beni bırakmak istemözse? — Lascia fare a en bül $ — Siz onu bana bırakın! diye bağırdı. — İyi bildiniz; küçük beyim. “Signor Gicvannone bana: Caro, il: önce küçük bir kontrato ya- palım”, dedi. Ben heme: imza- yr bastım: bana üç duka verdi. Ömrümde o kadar parayı bir arada gürmemiştim. Sonra ba- 4 » “ Ertesi sabah o Müthiş signor Zingarell.'nin Karşısına çkıp görüşmek is..dim. İhtiyar bir hademe beni onun odasına götürdü. T'ngarelli: — Yine ne istersin, haylaz? dedi. Ç — Maestro, dedim, bütün yaptıklarıma pişmanım; artık bundan sonra hiç, ama hiç par- maklıktan atlayıp kaçmıyaca - ğım, Bundan böyle iki katlı ça- İrşacağım. — Ömrümd- duyduğum en güzel basso sesini Dozmaktan korkmasam seni on beş gün ka- ranlık bir yere k patır, kuru ek- mekle sudan başka bir şey ver- mezdim. — Maestro, ben bütün mekte- be örn.k olazağım, ceredece a me (sözüme ir.cım). Ama sizden bir lütüf bekliyorum, biri gelir de beni dışarıda şarkı söyle. nek İçin iİst)rse, Tazı olmayın. Böyle bir şeye izin vermiyece - ğinizi söyleyin. — Senin gibi haylazı kim ge- lir de ister? Ber senin Könser- vatuar'dan çıkmana hiç razı olur | aa mreteenedddüire ürereaica Sön zamanım hava taktiğinde en mühim ğişiklikleri gösterecek amil- lerden birisi de tayyarelere top kon- ması olacaktır. Bu bemen ekseri bava ardularında başlamıştır. Hele Fransızlar uzun senelerin verdiği tec- rübelerle en ileri dir. Meseli nier (M. Nicuport (M. 125) küçük çaplı toplarla teçhiz edildikler gibi son ikisine ayrıca ikişer makinel İi tüfek te konmuştur. | Aver tayyarelerinin topla teçhizi şundan lüzum — görülmüştür: Büyü bombardıman tayyareleri son zi larda öne, yana; arkaya, aşağıya yukarıya doğru ateş edebilecek mi addit makineli tüfeklerle teçhiz miş ve etrafında hiçbir ölü zaviye b takılmamıştır. — Binaenaleyh .bü, bomnbardıman tayyarelerine avcı yarelerinin hücumu hemen de mümkün şekil almıştır. Bunu dahiline sokmak için avcı ta ni küçlük çaplt toplarla teçhizden ka çare kalmamıştır. Avcr tayyarelerine top konulfar. nın meydana getireceği en büyü Ye- nilik şuradadır; Bir makineli lteı kurşunu tü Ti üzerinde ancak hayati ehemmiyâ ha- iz yerlere tesadüf ederse tesirgörü- , lür Bunlar da hemen tayyare — ile motörün bazr parçalarından iltettir. Kanatlara, gövdeye gelen — rikineli tüfek kurşunları bom! resine bir zarar vetemiyor. İâlbuki böyle hayati *hemmiyeti hai Hokta- ların gösterdikleri satıhlar aç tayya- re satbına nazaran pek az bi Heydir. Meselâ 18 metre murabbar/!$ sathı olan bir &vcr tayyaresinde ıı"hüke— H noktaların gösterdikleri Atıih an - cak 2 meti; murabbar metre murabbar dış sathr di büyük bir bombardıman tayyat it bu miktar ancak 3 metre güç olan isabeti bir de kadar düşünce yalnız lerle silâhlandırılmış avc tayyareleri bir iş göremiyor. Halbul aver tay - yarcleri topla silâhlangfilabilirse iş değişiyor. Bu küçük çaplı toplaft (meselâ 20 milimetrelik) mermiler de tıpkı bü- yük çaplılarınki gibiğ--ptığı yerde paralanıyor, bu takü'n ister him bir faydozı makişkli tüfeğe naza. ran Va çok uzaklardai ateş edebilme. © halde tehlikel' Satıh bamba tay. yarelerinde eskiğen ©ç 3 kadar az iken birdenbire bi'tün dış satıtı tehli. keli satıh içerisine giriyor ve tesir e 97 artıyor demektir. Bilhat-1 avet tapyarelıri hücumla. Tını kaldeten *5 -S0 € sece bir meyi) ile yukardan veya aşağıdan yaptıkları için tayyarenin daha büyük bir Sathı. mr görüçorlar ye © süretle bu yarala. ma kudtetinin artışı avcı tayyareleri için daba büyük bir ehemmiyet ker- bediyor. Buna mukabil topun en - büyük mahzüru yanında az ' zrdâ Cepha- |jne taşıyabilmesidir. Avcı tayyareleri her $€yden Önce süra'te-ve Manevra kabiliyetine echemmiyet verdikleri için üzerlerinde fazla yük taşıyamazlar, H>" uki bu v'ak topların mermisi ma. kineti tüfek fişekle beş defa fazla ağı adetleri de ona g Cephane mahdut kalmca ekseriya tam Zamanında iş görmeden, Vazife if; edemeden dönmek zarureti hâsıl ola. caktır, Buna mâni olmak için gon g:ldin? “Bunun üzerine k.. ma bir tücme vurarak: — Yıkıl karşı odan! dedi, yı- '_'L yoksa yatırırım Scaj kuru ekmeğe... “Bir saat geçmedi, signc Gio- vannone dirc'<töre geldi, O — Tzden büyük Li göldir., dedi; v0se.-. yi terseniz Göronimo'yu bana ve - rin. “im tiyatroda çırkı söy- lesin, yrlına kalmaz, kızımın çe- yiz parasını çıkarır, ü yarelli: —( hayl-.ı *- ne yapacak. sın? dedi. Ben razı değilim; ala. zaten — <n raz' olsar) isi Konservatdlar'dan ayrılrak istemiyor; daha de- min yer'> etti. “Giovannc.:>, cebinden benim bostratoyu çıkarıp: — — İş onun razı olm.usına ba- Lıyorsa, dedi, carto canta! işte irazası. dı zile, dı"'/ a İf Ş | ASKEFLİK müuyum? Sen benimle alaya mı |, —_—f—— n Top Taşıyat Bomba Tayyarele avet - tayareleri| P>t ı YAZAN J M. ŞEVKİ fi Büyük harpte bir İngiliz tayyarecisinin, bir Alman ve İngiliz tayya- resinin çarpışmaları esnasında aldığı hakiki fotoğraf. Haçlı tayyare Alman, daire şeklinde zamanlarda şu çare düşünülmüştür: Âz mermisi olan topü en «hemmiyet- li işlerde ve en can alacak yerlerde kullanmak ve fakat bundan sonra da avcı tayyaresini - silâhsz burakmıya - rak onu normal şekilde muharcbeye devam için cskiden olduğu gibi yine Terlan at dter. Diğer GO İngilizler bir Alman tayyaresi tarafından yakalanan arkadaş- larıni kurtarmaya geliyorlar ... bir veya iki makineli tüfekle silâh - landırmaktır. Meselâ avcı tayyarelerine top koy- mak yi den - bombardıman filoları eskiden olduğu gibi yanaşık şekilde hücum edemiyecekler, aralıklarını . mış bir şekilde geleceklerdir. Aver tayyarelerinin “pla Hücumu bunları biraz dab. C “rtaca bu dağınık işareti olan İngilizdir. varziyetten €tifade etmesini bilen a €t tayyareler! bombardıman tayyarc lerine teker tıker hücum ettikleri vâ kit ağlebi ihtir â! top cephancleri bit miş bulunacaktır. O vakit derhal ma! kineli tüfeklerine — sarılacaklar ve harplerine bunlarla devam edebilecek- lerdir. Pu güretle Pransızların karışık sistemde silâhlandırma, yani hem top we hem de makineli tüfek yerleştirme tezi kendizini gösteriyor. Bombardıman — tayyarelerinin de topla silâhlandırılmasından şimdilik büyük faydalar görülmüyor. Çünkü avcı tayyareleri büyük sür'atleri ve manevra kabiliş *tleri dolayısile bom- hardıman tayyerelerinin üst veya al- tından hücuma geçerek bütün satıh- larımın hemer ' yarısını gördüğü ve tekmil bu satıhlar çok te'ilikeli bir şe« kil aldığı halde bombardıman tayya- zelerinin göreceği hedef daima avcı « ön . Bu da yine ancak hile —| — 1 kadar bir şeydir. şlerin ayrılığı dos Jayısile toplar avcı tayyarelerinde da- ha fazla ehemeiyet kazanmakta, da» ha iyi işler görebilmektedir. Maamafih bunun da ilânihaye böy- le gideceğini kimse iddia edemez. Tayyarcler büyüyüp taşıma kudretle. ri arttıkça, gilâhlarının da büyüyecee iine, taşınan cephane miktarının art- tırılacağına şürhe etmemelidir. Başı- mizin üstünde - toplarını patlatarak karşıdan karşıya harpler yapan bava Hlolarınım görüleceği günün bizden ne kadar uzakta olduğunu söylemek pek te mümkün değildir. 'TALAS AMERİKAN MEKTEBİi Orta Derece - 5 sınıf Lisan — San 1935 - 36 ders senesinde x: | kursları açılacaktır. Fazla malümat mekteb idaresinden alınır. 'at Ticaret yrıca iki senelik mesleki san'at Tedrisat 23 eylül pazartesi günü başlar ea — L.. saatten tezi yok, Göro- nimo Konservatuar'dan - çıka - ca'! diye bağır sağa başladı. “İşte böylece “s0oğuldum, gül- meden katı'ıyordum. O akşam tiyatroda del Moltip: 'yu oy - nadım, Pulçinella evlenmek is- ter ve bir eve lâzım olan şeyleri 'a ile saymağa kalkar, bu hesabda bir dür'iye yanılır, Madame de Rönal: — Kuzum, :10n İeur, dedi, o şarkıyı bir söyleseniz. Göronimo şarkıyı — söyledi, gülmekten herkesin gözünden yaş geldi. Signor Göronimo an- cak sabahın ikisinde gitti; bü- tün aile onun kibarlığına, hatır- sayarlığına, - keyfine, neşesine bayılmıstı. Ertesi gün M. de Rönal ise karısı ona, saray için istediği, tavsiye mektuplarını verdiler. Julien içinden: “Bu dünyanın her işi haksız! dedi. Signor G&e- ronimo şimdi a “mış bin frank yıllıkla Londra'ya gidiyor. San- *“Zingarelli küplere binip asıl- | Carlino tiyatrosu müdürü işten Öfke bazından tütüyor- | anlar bir adam olmasaydı, Gö- ,1 ronimo'nun o gizelim sesi daha on yıl bilinmez, kimseyi hayran etmezdi... Doğrusu. bence bir | Rönal olmaktansa bir Göronimo olmak daha iyidir. Gerçi asilza- deler arasında bir yeri yok ama bugünkü gibi “rtırma işlerine karışıp kederlenmiyor da; ha « yatı keyf içinde geçiyor'w Julien'in şaştığı bir şey var. dı: Verriâres'de M. de Rönal'in evinde yapayalnız geçirdiği haf talar onun için bir bâhtiyarlık çağı 0! uştu. İğrenme ve acı acı düşünceler onu yalnız çağ- rıldığı ziyafe lerde kavramıştı; © SessiZ, 1ssi- :vde gön'ünün is- tediği gibi, hiç rahatsız edilme- den, okumuş, yazmış, düşün- müştü. Her an aşağı ruhlu bir adamın hislerini, düşüncelerini | incelemek, onu birtakım mürai- 'ce hareketler, sözlerle aldatnak için o tatlı, parl-k hulyaların - dan sıyrılmağa mecbur olmu- yordu. j “Yoksa bahtiyarlık hakikaten yanı başımda da benim habe * rim mi yok?.. İnsan öyle bir ha (Arkası var| N.ATAÇ —©