14 — p 1-70938 e— ı MEŞHUR - REJİSÖR | Conrad Veid, Kadınlar için Ne Diyor? Erkeklerin cinsi! | Von Strenberg Maewesi Cazibe dedikle- ri şeye ben asla İnanmıyorum! Tam Ve Mükemmel Bir Aşkın Esas Un- surları Bence Zekâ, Anlayış, Sempati Ve Gülmesini Bilmek- ten ibarettir Sinemanım en san'atkâr artis- ti Conrad Veidt'n kadınlar hakkındaki ihtisasatı son dere- ce ince bir görüşün mahsulüdür. daki yazı erkek ve kadın, yucuyu * uzün dü - ceğinden eminiz. r biribiri arkasına yu- a, kadınları daha az rissediyorum. Kadı- raştıkça © kalın bir esrar r a saklamağı öğ- reniyor, kendini anlatmaktan çekinen bir hal alryor. Yirmi yaşınd. iken bana ka- dın bir sırdı. Şimdi kırkında- Hâlâ yine o esrarlı halini 'aza ediyor. zı erkekler için kadın, her- g ü giydikleri elbiselere ben- ziyen bir mı diyettir. Bu er- kek “turp” gibi biri ise ona rar, tahlil edilmeğe değer bir mana ifade etmiyeceği için el- biseleri nasıl onun vücuduna uyuyu, ve işe yarıyorsa kadın da bu tip erkeğe ayni vazifeleri görür, Böyle bir erkel n kadın bir alışıklıktır. Ona kadın bir şah- siyet ilade etmez. Maamafih bi« inecek olursak kadını tin en esaslr şartlarından olarak telâkkideki derin âka ne ar iyi bir şeydir. E eri insanl..rın çok azı kadınsız yazıyabilmişlerdir. Da- ha ha: ilk yşözlerini açtığı a n ren erkek kendini ka- d da buluyor, Bi- leret yahut bi'miyerek kadın | onu külçe ndeki balmumu | yi karakterine bir şekil ver - | mek için yuğurmaktadır. Bir oğ- | lan çocuk doğar doğmaz cna ilk | dokunan el kadın elidir. Onu ilk okşıyan el; iyi eden, rahat ettiren termas yine kadınındır. Kac... sesin uzur ve sükün | duymuyan bir. çocuk tasavvur lir mi? Anasının kucağın- hiçbir kimsenin fe- yecezine her çocuk mi olarak inanryo- | üp delikanlı olan 'atına giren her ka- dinı işte bu (ana — kadın) mik- | yası ile ölçerek tahlil ediyor. — | bir çocu Hangi meslekte olursa olsun, | güzel san'atlarda, politikada, | ta, fende, maliyecilikte; yer- de büyük şöhret kazanan | rkasında muhakkak suürette bir kadın bulacaksınız. Mevzuu çok iyi tetkik ettim. Dünyanım keşfolunmamış yerle- rine, buzlar arasma ve belki de muhakkak bir ölüme giden kâ- Şiflerin bile hayatlarındaki bü- yük bir kadından başka bir şey değildir. Belki bir genç, kendi kadın idealinin anasının karakterine benzediğini birdenbire itiraf et- mek istemez. Fakat ben artık şa geldim ki, bir ananın oğ- hayatında en mühim ka- dın olduğuna şüphesiz nazarile | bakabiliyorum. Anam insana hayret verecek kadar anlıyan ve cesur bir ka- dındı. Kendi kendime olan iti- madımın kırıldığı zamanlarda bile her şeyi benim gözümle, be- nim zaviyemden mütalea etme- Bi, beni teselli etmeği, o kadar severek biliyordu ki, bütün kal- bi ve ruhu benim için titriyor gibi idi, Bu itib *A da yaşım ilerledikçe anarımn, ananm bir erkek çocukta ideal kadın ola- Jon Harlov'dan sonra bir çok artisiler saçlarını plâtine boyadılar. Fakat içlerinde siyah kalmakta iİsrar edenler de vardır rak yaşıyacağına şüphe bile et- miyorutm, İlk aşkım Çocukluk aşkımı çok iyi ha- tırlarım. O da gençti ve güzel di. İkimiz de ayni tiyatro mek- tebinde talebe idik. Her gece tiyatrodan sor.ra onu yayan ola- rak Berlin'in dışmdaki orman kenarındaki evine ben götürür- düm, O zamanlar, hayatta bu seviliye evine kadar refakatten daha tatlı tir şey olamıyacağı- na inanırdım. Hele mehtaplı gecelerde! Onun kalbi benim dünyamı, tatlı bakışları en bü- yük saadeti yaratırdı. | Aşkımız o kadar güzel ve iyi idi ki, onun solacağına inanmak mümkün deği da kader bizi biribirimizden altı ay kadar ayırdı. Tekrar buluş- | tuğumuz zaman ayrılığın, ara - | mızdaki aşkı soğutmağa kâfi geldiğini ikimiz de hayretle gör- dük. Mehtap, romans ve sevda- İit kalplerimizin daha hızlı atışı- nı hakikti aşk zannetmiştik. Bü- yük bir inkisarı hayale uğrar gi- bi olmuştum; fakat altı ay son- ra düşüncelerim büsbütün deği- şivermişti. Yaşım ilerledikçe anladım ki, 4 aşk cok derin bir şeydir. Zekâ, güzellik, şenlik, tatlı dil. likk ve arkadaşlık gibi hislerin; ekseriya bir mehtap gezintisin- de edilen sızılardan daha devamlı ve küvvetli olduğuna artık şüphesiz nazarile bakıyo- Halbuki her genç gibi ben de | henüz yirmi beşinde bir deli Ir iken kendimi k&dınları adam akıllı bilir sanar ve o vakitler sarışınlara, esmerlere ait fikir- | ler beyan etmekten çekinmez - dim. Güzel bacak ve baldırlara, gül gibi dudaklara ait saçma sa- pan bir şeyler zcardım. No ka- dar böş şeymiş bunlar! Bugün kadınlar hakkında bedbin sözler söyliven erkekle- | | Tam bu esna- | £ re rastgelince iki şey aklıma ge- liyor. Acaba bunlar sevdiklerin. den mi, yoksa analarından r inkisarı ale amışlardıı Her halde ş kattir ki, anasına kızgın, ona küskün ve hürmet bec'emiyen hiçbir e. <ekşbaşka bir kadına karşı hürmet ve muhabbet besliye - mez. Bu erkek hakikaten acına- cak bir mahlüktur. Böyle bir er- kek kadınlıra ol itimatsızlığı yüzün.'en hayatta .na hakiki bir ” olacak 1 lar güç: lükle bulacaktır ki, birçok tecrü- beler yapmağa mecbur olacak- tır. Halbuki ta öyle acı tecrübelere müsait midir? İtiraf etmeliyim ki, hayatım- da bazı defalar yirm r yaşın- da evlen te sonuna kadar a yaşamış erkekle- ri kıskanmadım değil! Fakat bu çifte boyun 'uruğa giren erkek | tipleri çok az olduğundan benim sözlerim or'ara ac' olamaz, Sade güzellik yetmez! | Muha'.kak ki hayatta eşini | gençiken bulanlar çok mes'uttur- | lar, fakat gençlik ve güzelliğin | akir selim ve anlayışla bir arada | yürüdüğü zamanlar çok kısa ol- | duğu için bt çok nadir vak'alar- dandır. rüum, Tam vemi esas unsurları anlayış, sempati bilmekten ibarettir. Bir kadında şa de yüz ve vücut gilelliğini göl- Ve Marlene Dietrih için Neler Anlatıyor ? maruf Ti dlâkat cpeyı çok iyi bir h: de yakalıyan Luis Alonzo her nasılsı beyaz perdenin en ca rlene ve Mae bal tvaffak 0 Von Sternberg her bir ârtistte çok kuyvetli bi şahsiyet Ona ar bir artist € güvenmer ve itimat et üzerinde nisıl disine cezbidebilir ene Dictrieh haklındaki — şu örüşün mahsulüdür. “— Beş sene evvel Hollywood'a geldiği vakit Marlene nuvaffak ola- bilmek için başka kadnlardan farklı nak Hüzumunu al hissederek lisini pek çabuk vaziyete ge- Diğer büyük artistler gibi n €i renkli, en can- olim Mac West te asusiyeleri olan bir ar- & enaşifte rolleri Me temsil eden bu hayamda ağzına — bir dum içki koymalığı gibi sigara bi İe içmez. Ayni zananda pazarlar: ki lisesini de kaçırmaz.” bundan kendıni alamamıştır enmnel bir ı<-L diğim şey sihirli olmaktır. â,| Öyle bir sihir ki, sanki insanı büyülenmiş gibi kendine çeksin, bağlasm ve bütün hislerini şet her hal- | uyuştursun! En romantik erkek bile zaman Erkeklerin cinsi cazibe de -| gede bırakacak kdar kuvvetli | zaman kendine “annelik” edil - dikleri masala da ben inanmıyo- | bir şeydir. Bir kamnda en sev- | mesini ister. Bu itibarla da sev- | tün unutmamalıtır, | zan—a nlarınta da “Geçenlerde, yarım haftalık bi ti- yat" angajmanı için kendisine tklif olunan en bin doları *reddetmet de her şeyden « prensip d b ve vücudunu — yıpratmadan — çalışmısımı bilen bir insan olduğ. — gösterir.Ona göre zenginlik bir ihtiyaç değildir. Parayı r mek - içinka - yyen düşinme Herkese İkendini - sevdirmek için, artistin “-r şeyden cevel, dediğm gi ısiye. «i, >ksantrisitelerlolma- Bunlarda da Marlene v Mae emsalsizdir.” Maruf rejisör Von Sternberfin bir n muvaffak olması için T çok yerindedir. | € eritekler vardır ki n aç kalmağa mahküm olmı nihayet sinema ideallerinin sördü nü görünce baska yerlerde kıpdil. ne ekmek aramışlardır. Sinemada muvaffak olmak şin gü- zellikten, tatlı sözlülükten, catibeden ve saireden ve len dah büşeka bir şey lâzımdır. O da talid, Netet kim Marlene Ditrih bu talii, rejisör p Sternberg'in sevgisinde bunuş ve ondan sonra meşhur olmuştu. Holivudda “arzan ayarında filmler çok revaçladir. Jon Kravfordbile kendine her zaman içia sihirligörünmek ro- lünde devam edtse; erkek bi« raz inkisara uğr&, Sihirli gö- rünmek için 'adı; erkeğe “an- nelik” etmek vüilesini büsbü.