30 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1

30 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 HAZIRAN PAZAR 19385 TAR YAK'NDA SAYI: 69 — 3372 Onbirinci YIL SAHİB ve BAŞMUHARRİRİ Mahmud SOYDAN SAYISI 5 KURUŞ ISTANBUL TELEFON ( Mülir 24318, Yazı işleri : 24319. İdare ve Matbaa : 24310. UGÜN 2 incide * —Peyami Safa'nm: “ Aşk ve müşhil ”, Orhan Selim'in “Üsküdar - Üvey evlâd” fıkraları — Şehir haberleri. Süncüde: — Ankara telgrafları — Rus- çuklu Hakkı'nm yazısı : * Sağlamlık, Esenlik” — Fe- lek'in fıkrası : “ Münasebet- siz”. üncüder Bizde casusluk — Kendi kendimize çatıyoruz. 5 incide : — Son haberler — İcmal. 6 mcıda : Memlekette TAN — Sağ- ıâk döllğüdle.ri. 7 incide'; zdil, B 8 incide ” Ekonomi — Fütürist — Şair Marinetti anlatıyor. guncudar — Atatürk'ün dün Floryada aldığımız resimleri. h 10uncuda : Florya kumsallarında bir düşünce — -Sevişmeler, ev- lenmeler — Briç. Y1 incide * — Spor. 12 incide » Dünya hâdiseleri karşısın- da gazeteler, 13üncüde: — Yarmın büyükleri — Duy- duklarımız, okuduklarımız. 14üncüde: — Bir medeniyet mücadelesi, İNÖNÜ DÜN ŞARKA GİTTİ Yugoslavyada . .. A Yeni Hükümet Avrupa ülkelerinin herhangi birin- de çıkan bir kabine krizi, o ülkenin siyasal hayattaki önemine göre, ayni zamanda büyük veya küçük ölçüde arsıulusal bir kriz şeklini alır. Geçen ay çikan Fransız kabine krizi böyle oîmuştu. Fransa'da bir hükümet ku- ruluncıya kadar arsrulusal münasebet- ler olduğu yerde sayıp dururdu. Yugoslavya'daki hükümet krizi de bizi yeni bir arstulusal kriz karşısın- da bırakmıştır. Yevtiç hükümeti is- tifa edip, Stoyadinoviç hükümeti — iş başına geçinciye kadar Roma konfe- ransınm toplanmasına zemini hazır- lamak için İtalya ile Yugoslavya ara- sında yapılan temaslar durdu. Bled- de toplanacak olan bir konferans geri kaldı. Bükreş'teki-Küçük Antant eko- nomik konseyi de görüşmelerini kısa kesti. Yeni Yugoslavya hükümeti kurulmadıkça, işler yürümeğe başla- madı. Yugoslavya'daki kabine krizi Baş- bakan Yevtiç'in çekilip yerine Başba- kan Stovadinoövic'in yelmesi kadar ba- muna göre, bu, 1929 yılında, diktatör- lüğün ilân edildiği günlere kadar ge- ri gidiştir. Çünkü kurulan ulusal bir- lik hükümeti ile yeni Yugoslavya, es- ki Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığına benzemeğe başladı. O zaranki du - rüm Yuğgoslavya'yı ulusal birlik ama- cına götüremediği içindir ki Kral Alexandre bütün kuvvet ve yetkiyi k_.endi üzerine alarak ülkede diktatör- lüğünü ilân etmiş ve ölünciye kadar Yugoslavya'yı demir elile idare etme- ğe çalışmıştı. Alexandre'ın ölümü Yugoslav — iç politikasınım önemli bir dönüm nok- tasıdır. Bu ölüm bir defa ülkeyi de- mir el ile idare edecek olan adamdan mahrüum etti. Çünkü Alexandre'ın yerine ayni yetki ve ayni kuvvet ile idare edecek adam Yugoslavya'da yoktu. Bunun için Yugoslay devlet adamları yeni duruma uyarak, Yugos- lavya'yı teşkil eden unsurlar arasın- da bir uzlaşma, bir barışıklık siyasası güdmeği kararlaştırdılar. Bu siyasa- nm en yakın yanatı (taraftarı) olan Yevtiç, hükümetin başına geçti. Ge- çen mayısın ilk haftasında yapılan seçim bu geniş politık_anm ilk adımı olacaktı. Ne yazık ki, seçim hiç te beklenilen sonuncu — vermedi. Karşı partiler seçimde hükümetin baskı yaptığını iddia ettiler. Seçimden bir ay sonra Skopçina toplandığı zaman, toplantıya gidecekleri yerde Hırvatis- tan'ın merkezi olan Zagrep Şehrine giderek orada bir beyanname çıkardı- lar. Bu durum karşısında güdülecek siyasa üzerinde bakanlar arasında an- laşamamazlık çıktığından Yevtiç çe- kildi ve ulusal birlik şeklindeki yeni hükümet, Maliye Bakanı Stoyadino - |' viç tarafından kuruldu. Stoyadinoviç hükümeti, Kral Ale- xandre'm diktatörlüğünden önce ku- rulmuş ve çalışmakta olan bütün si- yasal partileri içine almıştır. Bosna- h müslümanlardan Spaho, Bayındır - lık Bakanı oldu. Sloven Radikal Par- inden Koroşetz Şii diferler ve Yollar Bakanı, hükümet -içinde Hır - vit köylü partisi, Yüugoslav demok- Tet partisi, Sırp çiftçi partisi, sözün kzası, Sırp, Hirvat ve Sloven Krallı- ğm'n kuruluşu günündenberi teşkil (Arkası 3 üncüde) A. Şükrü ESMER 1 Temmuz Denizeller Bayramıl Florya plâjınaa Atatürk'ün ikameti İçin yapılmakta olan deniz Üzerindeki köşkün mimar Seyfi Arkan tarafından vücude getirilen maketi Atatürk Floryada Büyük önder dün de şehre armağan ettikleri Flor- yadaki bayındırlık çalışmalarını tetkik buyurdu'ar Atatürk, dün akşam üzeri denizde bir gezinti yapmışlar, Floryaya da gi- derek bayındırlık çalışmalarını göz - den geçirmişlerdir. Refakatlerindeki zevatla beraber Dolmabahçe sarayın « dan motörle hareket eden önderimiz, saat beşe doğru Floryaya varmışlar - dır. Biriken hallıın alkışları arasında iskeleye çıkan Atatürk,. burada vali vekili Rükneddin ve diğer zevat tara- fından karşılanmışlar, “yaşa Atatürk” a leri ile selâmlI glardır. Atatürk, yeni yapılan muvakkat is- keleden köske dağru yürürlerken, dur diye iltifatta man;uşîa;dî;.“ Önce;, denizde inşa edilrnekte olan köşk gözden geçirilmiş, plânını ve res mini yukarıya koyduğumuz . maketi tetkik etmişlerdir. Maketi yapan mi- mar Seyfi Erkanı kabul ederek izahat almışlardır. Atatürk, plânın tetkikinden sonra, sahil kısmına geçmişler ve orada bir müddet istirahatten sonra, akşam sa- raya avdet buyurmuşlardır. n eeşmen Af Atatürk'ün dün Florya plâjında hususi fotograf mMmuhabirimize aldırdığımız resimler 9 uncu sayfamız- dadır. Artatürk deniz üzerinde inşaatı tetkik buyuruyorlar. Yeni Yunan Meclisi Yarın Toplanıyor Saylavlar yemin edecek KONDİLİS Atina, 29 (Hususi muhabiri - miz bildiriyor) — Bugün akşa - ma doğru ahali partisi lideri Çaldarisin Başkanlığında bir top TArkası 5 incide) GENE EKMEK Narh komisyonu Yarın toplanıyor YARINKI TOPLANTI- DA EKMEK FIYATI- NINUCUZLATILMASI BEKLENIİYOR, ÇEŞ- NI DE DÜZELMELİ Dün şehrimize 353 ton buğday, 90 ton da un gelmiştir. Birinci y Ş unlar borsada, 580 - 700 kuruş arasın- dan satılmıştır. Bu fiyatlara göre, pi- yasanın son durumunda yeni bir deği- şiklik yoktur. Belediye, buğdayın ve unuh ucuzlamasına rağmen, hâlâ narh komisyonunu toplamamıştır. Dün ve- rilen bir habere göre, komisyon, ya- rin t ak fiyatları gözden geçire- cektir. Çok geç olmakla beraber, narh komisyonunun yarınki toplantısında, fiyatların indirilmesi yolunda bir ka- rar alınabilecektir. Diğer taraftan ek- meklerin çeşnisi meselesi, hakikaten önemli bir duruma girmiştir. Bugün- UYA SABUNA DORUNMEADAN İÇLER ACISI! Bir gece yarısı, matbaadan dö- nüşte, canım sıkılıyordu, ,bir kaba- reye uğradım. ç Baktım: Güzel, hoş bir yer! Tıpkı, ama tıpki b a ş k a mem- leketlerdeki eşleri gibi! Beyaz örtülü masalar, beyaz örtülü masa- ların üzerinde çiçekli vazolar, çi- çekli vazoların yanında abı:jı:_rl:ı Gece Yarısı Başbakan Yola Çıktı (HUSUSİI MUHABIİRİMİZ BİLDİRİYOR) Ankara, 29 İsmet İnönü 24,1 de kalkan hususit trenle ve Adana yolu ile doğu vilâyet- lerimizde yapacağı tetkik isi çıktı. Başl durak Başkanı Abdülhalik Renda, Bakanlar, saylavlar, askeri ve mülki erkân tara fından uğurlandı. Trenin kalkacağı sı rada uğurlamağa gelenlere iltifatlar - da bul e lâmbalar! Tıpkı başka lerdeki benzerleri gibi! Yalnız, ne yazık hi, masaların: dörtte üçü boş- övey vasören d elekü hütün n-bautan Ave tülerin, o taze karanfıllerin, o par- lak elektriklerin manasını alıp gö- türüyor, silip süpürüyordu. Bir gece yarısı, bir eğlence yeri- nin güler yüzünü ararken, çöl- de sebepsiz frak giymiş bir ada- ma tesadüf etmiş gibi- idim. Neye uğradığımı şaşırdım. Kokain çek- miş gibi gönlüme bir hüzün çöktü. Galiba masaların hali içime dokundu ki, gözlerim yaşla doldu, adeta, ağlıyacak gibi oldum. Başımı masalardan çevirdim, çal- gıcılara diktim, Baktım: Tıpkı, ama tıpkı başka memleketlerdeki eşleri gibi! Keman, saksafon, davul, dümbelek, her şey ! Her şe- yi mükemmel bir caz, bir cazbant! Tıpkı başka memleketlerdeki ben- zerleri gibi! Yalnız, ne yazık ki, “Vrangel” in Beyaz Rus muhacırla- rile beraber getirdiği ne kadar ba- yat fokstrot varsa, hep onları çalı- yorlar! Bu havalar bana ç za- manlarımı hatırlattı, içi m e bir hüzün çöktü, kafamda, 1918 denberi çalgıcıların. b u artık- ları kaç milyon defa çalmış olabile- ceklerini düşündüm, galiba onların Çin işkencelerini andıran. bu hali içime dokundu ki, gözlerim yaşla doldu, adeta, ağlıyacak gibi oldum. ble:b Başımı çalgıcılardan — çevirdim, kızlara diktim. Baktım: Tıpkı, ama tıpkı başka memleketlerdeki eşleri gibil Allı »avili elbiseler giymişler, bazısı tek başına, bazıları bir ara- Ho -e B? a, şler, p işler, bek- liyorlar. Tıpkı başka memle- ketlerdeki ben-erleri gibi! Yüz- leri, tavaletleri, cilveler i, her şeyleri yerinde, hepsi biribirinden güzel! Yalnız, ne yazık ki, galiba dalgınlıkla, çoraplarını, evet, çorap- larını giymeği unutmuşlar! Zavallı kızcağızlar! Galiba onların, o bek- liyen, o kendilerini çöpler gibi sel- lerin akışına - birakmış hali, o alt- ları kaval, üstleri şişhane halleri içime dokundu ki, gözlerim yaşla doldu, adeta, ağlıyacak gibi oldum. kü narha göre, ekmek kalitelerinin da ha çok iyi olması icap etmektedir. Be- lediyenin, mahsulün arkası alınma - dan çeşni değiştirmeğe lüzum görme- yişi fırınların bu bakımdan kontrolsüz B kızlardan çevirdim, gar- sonlara diktim. Baktım: Tıpkı başka memleketlerdeki eşleri gibi! Kapılarda, lar ar d ııı" lı:rafta, ellerini kıçları üzerine kalmasına sebebiyet vermektedir. Ye- ni narhın tesbiti strasında bu nokta- nın da gözden uzak tutulmıyacağı u- muluyor. Üç gün evvel, ortada hiç bir sebep yokken, bazı fırınmların az ekmek çıkardıklarını yazmıştık. Vilâ- yet, bu hususta tahkikatı yaptırmış, Ortaköyde az ekmek çıkardığı tesbit edilen bir fırın sahibi hakkında kanu- ni takibata başlanmıştır, ş$, duruyorlar! Tıpkı baş- ka memleketlerdeki benzerleri gi- bi! Fraklı, siyah boyunbağlı, terbi- yeli, nazik, tanıdık, bildik, ahpap garsonlar! Bizim garsonlar! Yalnız, ne yazık ki, zavallılar, galiba çok yorulmuşlar, ayakta, hindiler gibi uyuyorlar! Galiba onların bu hali içime do- kundu ki, gözlerim gene yaşla dol- — Arzularınızı yerine getirmeğe gi diyorum, dedi. kSourı Ahdülhalik Rendaya döne » Tüke — Sizin bildiğiniz ve çalıştığınız pek çok yerlerden geçeceğim, hitabın- da bulundu. Başbak Dış işleri Bak Tev « fik Rüştü Aras, saylavlardan Tah « sin ve Bekir Faleli ile Jandarma genel komutanı General Kâ..m, Baş ve Diş bakanlıklar husu:” kalem müdür- leri refakat etmektedirler. y ingiliz Gazetecileri du, adeta, ağlıyacak gibi oldum. Başımı garsonlardan çevirdim, müşterilere, kendime ve benim gibi bir eğlence, bir avunma için yer kıtlığında bu çaresizler ha- nesine gelerlere' diktim.. Baktım: Kimi su içiyor, kimi limonata ve ben de... kahve! Hele bizim bu halimiz pek içime dokundu, gözlerim yaşla doldu, adeta ağlıyacak gibi oldum. 2 Eğer benim gibi arasıra hüngür hüngür ağlamak ihtiyacını duyarsa- nız, adresi, Pc 3palas'ın tım yanın- da, Tepebaşı'ndadır: Belediyenin açtığı kabare'e uğrayınız! Sizi temin ederim ki, hiçbir Al- man kimyageri, gözyaşını bu kadar çabuk boşaltabil-cek bir kimyevi maddenin sırrını henüz bulama- mıştır. Ali Naci KARACAN Londra - İstanbul yolunu görmeğe gelen İngiliz gazeteciler İ(Yazı 5 incide|

Bu sayıdan diğer sayfalar: