30 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1

30 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 HAZIRAN PAZAR 19385 SAYISI 56 KURUŞ BUGÜN 2 incide * —Peyami Safa'nını “ Aşk ve müşhü”, Orhan Selim'in * Uzküdar » Üvey evlâd” fıkraları — Şehir haberleri. Büncüdes — Ankara telgrafları — Rus- çukla Hakkı'nm yazısı : * Sağlamlık, Esenili! Fe- lek'in fıkrası : * Münan Hüncdüde» Bizde çasusluk — Kendi kendimize çatıyorus. . $ incide * — Son haberler — İcmal, 6 ancıda : — Memlekette TAN — Sağ- v öğüdleri. 7 incide') dil. B incide ” Ekonoml — Fütürist — Şalr Marinetti anlatıyor. Duncudar Atatürk'ün dün Floryada aldığımız sesirleri 10uncada 1 — Florya kumsallarında bir düşünce — Sevişmeler, ev- lenmeler — Briç Yi inelde 1 Spor. $ 12 incide © Dünya hâdiseleri karşısın- da gazeteler. 1öüncüde: — Ya , okuduklarımız. iyet mücadelesi. 1 üncüde: Bi Yugoslavyada MAD A Yeni Hükümet Avrupa ülkelerinin herhangi hirî!ı- Ge çıkan bir kabine krizi, o ülkenin siyasal hayattaki önemine göre, ayni gamanda bi ik veya küçük ölçüde arsıulusal bir kriz şeklini alır. Geçen ay çikan Fransız kabine krizi böyle olmuştu. Fransa'da bir hükümet ku- Tuluncıya kadar arsıulusal münasebet- ler olduğu yerde sayıp dururdü. Yııgolhvy:“dzkx hükümet krizi de bizi yeni bir arstulusal kriz karşısın- da birakmıştır. Yevtiç hükümeti is- tifa edip, Stoyadinoviç hükümeti — iş başına geçinciye kadar Roma konte- rantının toplanmasına zemini bazır- lamak için İtalya ile Yugoslavya ara- sında yapılan temaslar durdu. Bled- de toplanacak olun bir konferans geri kaldı. Bükreş'teki-Küçük Antant eko- nomik konseyi de görüşmelerini kısa keşti. Yöni Yugoslavya hükümeti kurulmadıkça, işler yürümeğe başla- madı. ae Yugoslavya'daki kabine krizi Baş- bakan Yevtiç'in cekilip yerine Başba- | in gelmesi kadar ba- muna göre, bu; 1929 yılında diktatör- lüğün ilân edildiği günlere kadar ge- j gidiştir. Çünkü kurulan ulusal bir- lik hükümeti ile yeni Yugoslavya, es- ki Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığına benzemeğe başladı. O zaranki du - Tüm Yugoslavya'yı ulusal birlik ama- çcına götüremediği içindir ki Kral Alexandre bütün kuvvet ve yetkiyi kendi üzerine alarak ülkede diktatör- Tüğünü ilân etmiş ve ölünciye kadar vya'yı demir elile idare etme- ğe çalışmıştı. Alexandre'ın ölümü Yugoslar — iç politikasının önemli bir dönüm nok- tasıdır. Bu ölüm bir defa ülkeyi de- mir el ile idare edecek olan adamdan mahrum etti. Çünkü Alexandre'ın yerine ayni yetki ve ayni kuvvet idare edecek adam Yugoslavyı yoktu. Bunun - için Yugoslay di adamları yeni duruma uyarak, Yugos- lavya'yı teşkil eden unsurlar arasın: da bir uzlaşma, bir barışıklık siyasası güdmeği kararlaştırdılar. Bu siyasa- nm en yakın yanatı (taraftarı) olan Yevtiç, hükümetin başma geçti. Ge- gen mayısın ilk haftasında yapılan seçim bu geniş politikanm ilk adımı olacaktı. Ne yazık ki, seçim hiç te beklenilen sonuncu vermedi. Karşı partiler geçimde hükümetin baakı yaptığını İddia ettiler. Seçimden bir ay sonra Skopçina toplandığı zaman, toplantıya gidecekleri yerde Hırvati tan'ın merkezi olan Zagrep şehrine gidetek orada bir beyanname çıkardı- lar. Bu durum karşısında güdülecek siyaba üzerinde bakanlar arasında &n- laşamamazlık çıktığından Yevtiç kildi ve ulusal birlik şeklindeki hükümet, viç tarafını kuruldu. Stoyadinoviç hükümeti, Kral Ale- xandre'n diktatörlüğünden önce ku- rulmuş ve çalışmakta olan bütün si- yasal partileri içine almıştır. Bosna- İr müslümanlardan Spaho, Bayındır - lık Bakanı: oldu. Sloven Radikal Par- tisinden Koroşetz Şimendiferler — ve Yollar Bakanı, hükümet-içinde Hır - vit köylü partisi, Yugoslav demok- Tet partisi, Sırp çiftçi partisi, sözün kısısı, Sırp, Hirvat ve Sloven Krallı- ğirm kuruluşu — günündenberi teşkil TArkası 3 üncüde) A, Şükrü ESMER ——— M 1 Temmuz Denizeller Bayramıl T SAA AAA A m büyükleri — Düy- | Maliye Bakanr Stoyadino - |" | Atatürk Floryada Büyük önder dün de şehre armağan ettikleri Flor- yadaki bayındırlık çalışmalarını tetkik buyurdu'ar Atatürk, dün akşam üzeri denizde bir gerinti yapmışlar, Floryaya da gi- derek bayındırlık çalışmalarını göz » den geçirmişlerdir. Refakatlerindeki zevatla beraber Dolmabahçe sarayın « dan motörle hareket eden önderimiz, saat beşe doğru Floryaya varmışlar - dır. Biriken halkın alkışları arasında iskeleye çıkan Atatürk, — burada vali vekili Rükneddin ve diğer zevat ta: fından karşılanmışlar, “yaşa Atatürl avazeleri ile selâmlarmışlardır. Atatürk, yeni yapılan muvakkat is- | keleden köske doğru yürürlerke Öye Ttulatta bulunmuşlardır. Önce, denizde İnşa edilmekte olan köşk gözden geçirilmiş, plânınt ve res mini yukarıya koyduğumuz. maketi tetkik etmişlerdir. Maketi yapan mar Seyfi Erkanı kabul ederek izahat almışlardır. Atatürk, n tetkikinden gonra, sahil kısmına geçmişler ve orada bir müddet istirahatten sonra, akşam sa- raya avdet buyurmuşlardır. AAA Atatürk'ün dün Florya plâjında hususi fotograf muhabirimize aldırdığımız resimler 9uncu sayfamız- dadır. Aratürk deniz üzerinde inşaatı tetkik buyuruyorlar. Yeni Yunan h G————î îıE Eı“ ME ğ c arh komisyonu ğ'lec[lıü Yarın Yarın toplanıyor oplanıyor YARINKI TOPLANTI. DA EKMEK FIYATI-. NINUCUZLATILMASI BEKLENİYOR, ÇEŞ- Nİ DE DUZELMELİ Dün şehrimize 353 ton buğday, 90 ton'da un gelmiştir. Birinci yumuşak unlar borsada, 580 - 700 kuruş arasın- dan satılmıştır. Bu fiyatlara göre, pi yasanın son durumunda yeni bir deği Siklik yoktur. Belediye, buğdayın ve | unuh ucuzlamasıma rağmen, hâlâ narh | komisyonunu toplamamıştır. Dün ve- rilen bir habere göre, komisyon, ya- rın toplanarak fiyatları gözden geçire- cektir. Çok geç olmakla beraber, narh komisyonunun yarınki toplantısında, Saylavlar yemin edecek | zar alınabilecektir. Diğer taraftan ek- meklerin çeşnisi meselesi, hakikaten önemli bir duruma girmiştir. Bugün- kü narha göre, ekmek kalitelerinin da ha çok iyi olması icap etmektedir. Be- lediyenin, mahsulün arkasr alınma - dan çeşni değiştirmeğe lüzum görme- yişi fırınların bu bakımdan kontrolsüz kalmasına sehebiyet vermektedir. Ye- ni narhın tesbiti sırasında bu nokta- nn da gözden uzak tutulmryacağı u- muluyor. Üç gün evvel, ortada hiç bir sebep yokken, bazı fırınların az ekmek çıkardıklarını yazmıştık. Vilâ- , bu hususta tahkikatı yaptırmış, KONDİLİS Atina, 29 (Hususi muhabiri « miz bildiriyor) — Bugün akşa « ma doğru ahali partisi lideri | Ortakö, ğ Ğ 1 1 iyde az ekmek çıkardığı tesbit Çaldarisin Başkanlığında bir top | edilen bir fırın sahibi lııkhndıı kanu- TArkası $ incide) ' ni takibata başlanmıştır, ISTANBUL fiyatların indirilmesi yolunda bir ka- | TAR SAYI: 69 — 3372 Onbirinci YIL İYAK'NDA SAHİB ve BAŞMUHARRİRİ Mahmud SOYDAN TELEFON | Müdür : 2018 Yın İşleri 1 24310. İdare ve Matbaa t 26310 Florya plâjınaa Atatürk'ün ikameti için yapılmakta olan deniz Üzerindeki köşkün mimar Seyfi Arkan tarafından vÜcude getirilen maketi /'A SABUNA 1_' hnonninn ı[HJJ*J (D0 YA F »,’/Ü TU İÇLER ACISI! Bir gece yarısı, matbaadan dö- nüşte, cantm sıkılıyordu, bir kaba- reye ağradım. ğ Baktım: Güzel, hoş bin yer! Tıpkı, ama tıpki ah leketlerdeki eşleri gibi! örtülü masalar, beyaz örtülü masa- ların üzerinde çiçekli vazolar, çi- çekli vazoların yanında abajurlu lâmbalar! Tıpkı başka memleket- lerdeki benzerleri gibi! Yalnız, ne yazık masaların: dörtte üçü boş- b v te kaşlek hütün » belan üre tülerin, o taze karanfillerin, o par- lak elektriklerin manasını alıp gö- türüyor, silip süpürüyordu. Bir gece yarısı, bir eğlence yeri- nin güler yüzünü ken, çöl- de sebepsiz Frak giymiş bir ada- ma tesadüf etmiş gibi- idim. Neye uğradığımı şaşırdım. Kokain çek- miş gibi gönlüme bir hüzün çöktü. Galiba masaların hali içime dokundu ki, gözlerim yaşla doldu, adeta, ağlıyacak gibi oldum. Başımı masalardan çevirdim, çal- gıcılara diktim, Baktım: Tıpkı, ama tıpkı başka memleketlerdeki eşleri gibi! Keman, saksafon, davul, dümbelek, her şey tamam! Her şe- yi mükemmel bir caz, bir cazbant! Tıpkı başka memleketlerdeki ben- zerleri gibi! Yalnız, ne yazık ki, “Vrangel” in Beyaz Rus muhacırla- rile beraber getirdiği ne kadar ba- | yat Fohstrot varsa, hep onları çalı. “yorlar! Bu havalar bana çocukluk za- manlarımı hatırlattı, i çi me bir hüzün çöklü, kafamda, 1918 denberi çalgıcılarm bu artık. ları kaç milyon defa çalmış olabile- ceklerini düşündüm, galiba onların in işkencelerini andıran bu hali | içime dokundu ki, gözlerim yaşla | doldu, adeta, ağlıyacak gibi oldum. | | Başımı çalgıcılardan — çevirdim, kızlara diktim. Baktım: Tıpkı, ama tıpkı başka memleketlerdeki eşleri | gibil Allı savili elbiseler giymişler, | bazısı tek başına, bazıları bir-ara- | da, süslenmişler, püslenmişler, bek- İ üyorlar. Tıpkı 'başka memle- | ketlerdeki ben-erleri gibi! Yüz- | leri, tuvaletleri, cilveleri,her şeyleri yerinde, hepsi biribirinden | güzel! Yalnız, ne yazık ki, galiba | dalgınlıkla, çoraplarını, evet, çorap- larını giymeği unutmuşlar! Zavallı kızcağızlar! Galiba onların, o bek- liyen, o kendilerini çöpler gibi sel- lerin akışına- bırakmış hali, o alt- ları kaval, üstleri şişhane halleri içime dokundu ki, gözlerim yaşla doldu, adeta, ağlıyacak gibi oldum. Başımı ktzlardan çevirdim, gar- sonlara diktim. Baktım: Tıpkı başkha memleketlerdeki eşle &ibi! Kapılarda, masalar arasında, her tarafta, ellerini kıçları üzerine kenetlemiş, duruyorlar! Tıpkı baş- ka memleketlerdeki benzerleri gi bi! Fraklı, siyah bayunbağlı, terbi- yeli, nazik, tanıdık, bildik, ahpap garsonlar! Bizim garsonlar! Yalnız, ne yazık ki, zavallılar, galiba çok yorulmuşlar, ayakta, hindiler gibi uyuyorlar! Galiba onların bu hali içime do- kundu ki, gözlerim gene yaşla dol- - Gece Yarısı Başbakan Yola Çıktı (HUSUSI MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR) ' Ankara, 29 Tsmet İnönü 24,1 de kalkan husust trenle ve Adana yolu ile doğu vilâyet- lerimizde yapacağı tetkik gezisine çıktı. Başbakan, durakta Kamutay Başkanı Abdülhalik Renda, Bakanlar, saylavlar, askeri ve mülki erkân tara fından uğurlandı. Trenin kalkacağı sı rada uğurlamağa gelenlere iltilatlar - da bulunarak : Arzularınızı yerine getirmeğe gi um, dedi. diy, yağçATA Ahdülalik 'Rendaya döne - — Sizin bildiğiniz ve çalıştığınız pek çok yerlerden geçeceğim, hitabın- da bulundu. Başbakana Dış işleri Bakanı Tev » fik Rüştü Aras, saylavlardan Tah « sin ve Bekir Faleli ile Jandarma genel komutamı General Kâm, Baş ve Diş bakanlıklar husu * talem müdür- leri refakat etmektedirler. ingiliz Gazetecileri Geldiler ni du, adeta, ağlıyacak gibi oldum. Başımı garsonlardan — çevirdim, müşterilere, kendime ve benim gi bir eğlence, bir avunma aramak için yer kıtlığında bu çaresizler ha- nesine gelerlere' diktim.. Baktım: Kimi su içiyor, kimi limonata ve dokundu, gözlerim yaşla doldu, adeta ağlıyacak gibi oldum. Eğer benim arastra hüngür hüngür ağlamak ihtiyacını dayarsa- nız, adresi, Pc >palas'ın tım yanın- da, Tepebaşı'ndadır: Belediyenin açtığı kabara e uğrayınız! Sizi temin ederim ki, hiçbir Al- man kimyageri, gözyaşını bu hadar çabuk boşaltabil-cek bir kimyevi maddenin sırrını henüz bulama- mıştır. Ali Naci KARACAN Londra - İstanbul yolunu görmeğe gedlen İngiliz gazeteciler İYazı $ incide)

Bu sayıdan diğer sayfalar: