pti Te YARININ, BÜYÜKLERİ Okuma Yazma Bılmıybrum Amma | Resimden Çızgıden Anlarım Hicri'ni ÇOCUK TEMSİLLERi n Bahsi -2- (Bay sevincinden zıplıyatak Kâmil'in boynuna sarılrı,) Kâmil (Bayı iterek ) — Aman bayım, rica ederim, beni rahat bırakınız. (Bayan, Kâmil'in karşısına dikilir.) — Muallim, t mallim.. diyor- sunuz. Sizin r sallim olduğunu- zu ispat eder vesikalar lâzım.. Kuru söz olur mu? Vesikanız, Wesikanız.. Kâmil (Şaşkın şaşkın) — Ne dediniz? Bay (Tatlı tatlı) — Rica ede- Tiİm yavrum, bayı rahatsız etme, mademki muallim olduğunu söy lüyor, tabit muallimdir. Bayan (Hiddetli) — Sen ne | kadar safsın.. Her ne derlerse inanırsın. Hiç tanımadığın bu adamın sözlerini de ayet gibi kabul ediyorsun. Kâmil (Hiddetli) — Rica ederim bayanım, rica ederim, böyle çirkin konuşmayınız. Bay (Tatlı tatlı) — Karımın haklı olduğunu zahnederim, İş bir bahistir, Arada kuvvetli bir para var.. Arada bir yanlışlık ve itiraz olmamak için bize, ba- 21 hüviyet varaakları gösterme- nizi rica ederim, Meselâ: seç Men vesikası, şimendifer abone- man vesikası, otomobil işletme ve kull.. aa vesikası gibi şey- ler.. Hatta namınıza gelmiş ta- ahhütlü bir mektup zarfı... Kâmil ( Gözleri yataklarından fırlamış) — Aman efendim, bu he hakaret!.. Olur şey mi... Ne mMmedburiyetim vat Bayan — Oyl sizin sis- teminiz pek basit... Ben mualli- mim de..cokle insan muallim olur mu?.. Ben de muallimlik iddiasında bulunabilirm. Bunun- la bir şey is; : ed.lmiş olmaz. Kâncil ( Jüsbütün çileden çı- kar, Kudurmuş bir. tavır alır. Cüzdanından bir kart çıkarır v bayana uzatır) — Al, işte sana bir kart.. Artık beni ahat bırak. Bayan (Kartı dikkatle mua- yene eder) — Evet ,evet.. Bay (Kart rinceliyerek) — Alâ.., tarihi var. İmza yolunda.. Resmi tasdi.. “ührü de mükem- mel. Alâ.. alâ... (Kartı Kâmil'e uzatır) Teşekkür ederim. Böy- | lece mesele hallolundu.. Kânil(Alm. * terini silerek) imdi, size küçük bir teklifte bulunmama — müsaade ediniz, olur mu? Ba> (Nezaketle) — Tabii, çok memnun kalırız. Kâmil — Siz fiziyonomi işle- rile alâzadar görünüyorsunuz ve benim mu “im ulduğumu keşfetmekle iyi bir fiziyonomist olduğunuzu ispat ettiniz. Fakat, tefahür için sü; >miyorum, ben sizden çok bas'cın bir fiziyono - mistim. Çünkü, '..n asla aldan- mam, Bayan — Ne gülünç iddia! Öyle şey olur mu? Kâmil (Ta.lr tatlı israr ede- rek) — On lira bahseder misi - niz? Bay ( Smuzlarını kaldırarak ) — Lâtife mi ediyorsunuz? Kâ " (Mesza ? tüne on İira kör) — Emin olutuz ki, bu ke- şıf kuvveti, bana tabiatin verdi- ği esrarlı bir mevhibedir. İlk geçecr” sahsiyetin mesleğini si- ze yanılmadan söyliyeceğimi id- dia ediyorum, Yanılırsam on li- rayı kaybederim. Bay (O daon İirayı ma: koyar) — Doğrusu bunu gör- TAN İspanya sahillerindeki küçük köyün halkı bir gün balık avlar- larken şimdiye kadar dikleri bir manzara karşısında | kalarak son derece şaşırmışlar- dı, İnsan şeklinde bir mahlük tıpkı bir balık gibi denizin kâh yor, fakat üzerine gidilince mu- hakkak surette bir daha gözük- memek üzere dalıyordu. Şahitler Olmasaydı.... Bu vak'anın birçok şahidi ol muhakkak surette bir efsane te- lâkki edeceklerdi. İlk gördükleri gün esasen ba- görme- üstüne çıkıyor, kâh dibine dalı- | mayıp ta bir kişi tarafından söy- lenmiş olsaydı, hikâyeyi herkes | e Eski Zamanların — Deniz Kızı Efsanesi Bir Hakikat Oluyor. OKUDUKLARIMIZ DUYDUKLARIMIZ İspanya Sahillerinde Balık Gibi Su Içınde | ' Yaşayan Bir Adam Denizden Çıkarıldı | lıkçılar da gözlerine inanama- mışlardı. Bınncı gün ile tekrar görünmesi arasında geçen üç gün zarfında balıkçılar ne olur- | sa olsun bu insana benzer balığı | tutmağa karar verdiler. Yem olarak ta küçük tatlı balıklar- dan bir iki sepet doldurarak en son göründüğü yere giderek ağ- larını gerdiler ve birkaç saatlik bir uğraşmadan sonra, bir de ne baksınlar,balık diye avladıkları, genç ve kuvvetli bir delikanlı- dan başka bir şey değildi. Ne yapacaklarını | Şaşırmışlardı! Safdil balıkçılar denizden çı- kan bu genci n> yapacaklarını şaşırarak bir manastıra götürdü- İ ler. Ona, fransızca, i ispanyolca hitap ettilerse de hiç aldırış bile etmiyordu. Hattâ et- a olandan bitenden bile adar olmuyor; )alnıı kendisine yemek verildiği -a - man gözleri daha fazla parlıyor- du. Haftalarca sonra nihayet adam tek bir “Lergan", süren bu halden bir gün balık - kelime söyledi Oluyor Balık - adamın konuşması ma- | nastırdaki papazlarla onu her gün zivarete son derece sevindirmişti. ı Lergan, manastırın bulundu- ğu yerden iki saat uzakta bir kö- | yün ismi idi, Demek oluyordu ki, bu delikanlı Lergan'lı idi. İki balıkçı ve bir papazın muha- FAYDALI BilGiLER BUGUNKU PROGRAM !stanbul 12.30: Plâk ceşriyatı sikişi (Plâk), 19.30: ler, Nesut Cemil, 20 Bayan Birsen, türkçe sözl ve tango orka 21.30: Son haber der, borsalar, 21/40: Ay tago demir caz | rkestraları, Bayan Beybi. 22:- Mayistro Popol idaresitde çiçan romans Bükreş Koro kosneri, 12.30: Radyo orkı 1 1830 Dans mu- uk Hikâye- teası. 13301 Sözler. 1340: Plük, Sözler. 14,35: Plâk. 17:Köylü yayımı | Baditza orkektrası 19: Duyumlar. 19. n 20: Sözler, 20.20: Romen ük. 2i: Sözler. 21.15: Teti (Türkülü) 22: Spor 22.10: Konserin süreği 23: 23.15: Plâk, Varşova 19,15: Piyano camı, 10.30: Sözler. 19.45: Sözler. 20.25: Trio konser. 20.50: Sözler. Z 10: Senfonik konser. 21.45: Duyumlar. Pi o birlüğiyle tirküler, 22.30: Söz- l:r 2245: Plâk. 23: Spor duyumları. 23. 20: Könser (röle). 24.05: Plük. Paris Dans müziği. Moskova 17.30: “Şen harb, adlı radyo , piyesi, 18.30: Edebiyat ve müzik, Z: Sözler. 22: Almanca yayım. 23,05; İngilirzce. 2445: Almanca, Bud.ıpoş(ı 19.30: Bertha orkestrası. 2045: Sözler 21.10: "Güzellik kraliçesi.. adlı öperet pi- yesi. 24.10; Çingene müziği, " Roma 20.30: Spor duyumları. - Plâk. 21.40: Viyolonist Arturo — Bonuççinin birliğiyle senionik orkestra kanseri. 23.20: Dans mü- | #iği. 24: Duyumlar, Prag 20.1$: Şen elel gopuri. 21.20: yanı. 213$: Radyo cası, 2205: Popüler konseri. 21.1$: Duyamlar. 2335: Plâk, 23.40 son duyumlar. 234$: Cazband. Belgrad N yayım. Zi: Sirb türküleri 23: — Duyümlar. 23.20: —— nnn ——— mek isterim. Kâmil — Şir. li görür anlar- snrıiz. (Çfasaya hastonu ile sert sert vurur, Vahvenin garsonu kolun- ©T bir tepsi taşıyarak gelir.) Kâmil (Garsonu kısaca tet- kik ettikten sonra baya döne « rek) — Bu, bir kahve garsonu: dü.. Der, Masa Teerindeki yirmi lirayı alır, kalkar, yavaşça uzak- daşır ve bastonunu çevirerek gözden kaybolur, Almanca | Radyo orkestrası. 241 Konser (röle), 24 0: Dans plâkları SiNEMALAR TIYATROLAR £ Türk : Bir aşk nağmesi — Bitmi- yen iztırap Melek : Kahirede Kedi ve keman. * Yıldız : kizi. # Elhamra : Veronika kıcısı, ? Şık t kız aşk geceleri — Gönül tuzağı — Dağların — Bar şar- Korkunçev — Telefoncu Alkazar : Galp ruhlar Suvariler kralı, Alemdar : Sürüsüne 77 No, lu casus, * Mi Fantoma — sevgilisi. Hilâl : Zombi — Tunç vücutlar. Kadıköy Süreyya : Kimsesiz. * Kadıköy Hâle : Birle- şince. Üsküdar Hâle : Aşk fırtınaları, * İpek : Gene aşk beldesi — Kerim Racanın oğlu. Tan : Tarzan ve eşi, * Halide ve arkdaşları: Beşiktaş Suad parkta (Üvey Baba). Halide ve arkadaşları : Beşiktaş- ta Suad parkta (Üvey Baba), adası — Bereket — Kadınların Gönüller NOBETÇİ ECZANELER Bü gece nöbetçi eczaneler şunlardır : Bahçekapıda Sahih Necati — Divanyolum da Rsat — Kumkapıda Belkik — Zeyrek- te Hulusi — Şehradebaşmda — Üniversite — Aksarayda Pertev — Samatyada Rıd. van — Şehremininde 8. Hamdi — Kara- | gümrükte Suad — Büyükadada Mehmet x— Heybelide Tanaş — — Rakırköyünde L Terziyan — Penerde Vitali — Hasköyde Yeni Türkiye — Kasımpuşada Yeni Tu- n — Kadıköyünde Sıhhat — Putstyo- da Rifat ktaşta Recep — G da Metki e Matkoviç ebul — Şişlide Hikmet ecaaneleri Bi Şürk Merkes e ı/ e LIMAN HAREKETLERİ| Dün limanımızdan giden vap z mite 9 da Güzel Bandırma, — Ayvalığa 17 de Mersin, Bartıma 19 da Antalya, Karı- biğaya 20 de Bartın, Bandırmaya 21 de | Gülnihal * HASTANE TELEFONLAR Cerrahpaşa hastanesi. Cer- rahpaşa Gureba Hastanesi. Şehremini, Yenibahçe. Haseki kadınlar hastanesi, Aksaray Haseki cad. 92 Gülhane hastanesi. Gülhane Kuduz hastanesi. Çapa Emrazı akliye ve —asabiye hastanesi. Bakırköy Reşa 21693 23017 24553 20510 22142 16.,60 Beyoğlu Zükür hastanesi, Firuzağa Etfal hastanesi. Şişli Haydarpaşa Nümune has- tanesi 43341 42426 n 60107 Zeynep Kâmil — hasta Üzküdar, Nuh kuyusu, Gü Doğumu caddesi 60179 | YT FASYE TELEFONLARI 24222 44644 60020 | Tatanbul | Beyoğlu itfaiyı | Kadıköy itfaiye: Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar itfaiyesi 60625 Paşabahçe, Kandilli, Erenköy, Kar- tal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kr nalt mıntakaları için telefon santra- | lmdaki memura (yangın) kelimesini ıg-lıngk kâfidir. MURACAAT YERLERIİ Deniz Yolları acentesi Telefoa Akay (Kadıköy iskeleti baş me- imurlağu) Şirketi Hayriye. Telefan Vapurculuk Şirketi merkez acen- tesi, Telefon Şark Demriyolları müracaat ka- lesi, Sirkeci Telefon Devlet - Demiryollar kalemi Haydarpaşa. Azı4s 42362 43732 44703 22925 23079 müracaat Teleton İstanbul beşinci icra memurluğun ça 10,000 lira kıymet konulmuş olan Fetiköy Birinci Kısım Büyükdere cad desi ecki 17, yeni 17, 17-1 sayılarını taşıyan ve altında bir dükkânı bulu- nan evin tamamı açık arttırmaya çıkarılmış olup — 18-7-935 — gününde şartnamesi — Divanhaneye — asılıp 1-8-035 perşembe günü saat 14 den 16 ya kadar İstanbul Beşinci icra dai- resinde paraya çevrilecektir. Arttır- maya katılmak için konulmuş kıyme- tin yüzde yedi buçuğu nispetinde te- minat akçası alınır. Toplanmış verği, * | Belediye, Vakıf icaresi alacaklıya ait olup arttırma konulmuş — kiymetin bulursa ihalel / kat'iye- ulmazsa en sön arttıranın taahhudu baki kalmak üzre arttırma onbeş gün daha uzatılarak 15-8-035 perşembe günü aaat 14 den 16 ya ka- dar ikinci Aarttırması yapılarak en çok arttıranın üstünde bırakılır.2004 No, lu icra ve iflâs kanununun 126 ci maddesine göre ipotek sahibi alacak- hılarla diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin bu ğayri — menkul Üzerindeki hakla: ve hususiyle, faiz ve maszarıfa dair rakı musbiteleriyle —ilândan 20 gün içinde İcra dairesine bildirmeleri ge- rektir. Bildirmezlerse hakları tapu si cilleriyle anlaşılmadıkça satış akçası- nın paylaşılmasından dışarı kalacakla rı ve alâkadarların işbu maddei kanu- niyeye göre hareket etmeleri, daha fazla malümat —almak - isteyenlerin dairemizin 934 - 591 No, lu dosyasına müracgatları ilân olunur, (12756) —— gelen balıkçıları | dan : Tamamına Antlı üç ehli vukuf- | iddialarını ev- | | muş gibi evinin * Herkes memnun| |halkı şaşırmışlar fazasında balık » adamı Lergan köyüne doğru yola çıkardılar. Zavallı denizde çok oturduğu | için yürümekte son derece müş- külât çekiyordu. Nihayet köye yaklaştıkları vakit papaz akle - derek delikanlının arkasından rümeğe baş'aıdı. Bakalım köydeki evir” bulabilecek mi idi? Delikanlı sanki elile koy- ypısını çalıp ta ev halkı müthiş bir sevinç çığ- lığı kopardıkları vakit ortalığı tutmuştu. Esvaptan nefret ediyordu Adt Francisco olan balık « adam esvaptan nefret ediyordu. Onu küçük bir çocukken - bile sudan çıkarmak çok güç oluyor- du. Kış, yaz onun için bir fark ifade etmiyordu. Onun için de- niz olsun da ne olursa olsundu. Küçükken bile o kadar -i zerdi ki, bu gayri tabii hale kar- şı herkes şaşardı. Bir gün esvaplarını deniz ke- narmmda bulmuşlar ve günlerce aradıkları halde bulamayınca, denizde boğulduğuna zahip ola- rak ölüp yittiğine inanmıslardı. Halbuki şimdi böyle onu tekrar aralarında görünce bütün köy şona - esvap iydirmeğe; konuşturmağa gün- lerce beyhude yere uğraşmış- lardı. Bir gün balık Adam nehirde Anasile bir gün elele köyün içinden geçernken bir türlü insan hayatına alışamıyan — genç ,bir- | denbire anasının elinden kurtu- larak kendini nehre attı ve en mahir bir yüzücü imiş gibi et « raftan yetişilinciye kadar deni- ze açılarak bir daha görünme- mek üzere gözden kaybolmuştu. Bu haberden sonra yıllarca ba- lık adamın izini takip ettilerse | de onu bir daha görmek kimse- ye nasip olmadı. F.a adamları bu garibe hak- kmda uzun uzun münakaşalara giriştiler. Suyun altında ne ka- dar kalz sileceği, suyun içinde uyuyup uyuyamadığı, deniz su- yu mu ,yoksa başka su mu içti- Zi, balıkları nasıl tutabildiği vel- hasıl bir sürü sorguların ckısen- si cevapsız kalıyorndu. Fennin izahı Bununla beraber tabiatin bir garibesi olan balık - adam hak- kında fen ad.ın!arı bunun do- ğuşta iç aletlerinin balığa ben- zerliğini ileri $ Jerdir. Ci ğerlerinin balrk gibi suyun için- *de uzun müddet kalmağa muş.ı- it şekilde yaratıldığı için; "Exıç kendinde balık gibi denizde ya- şamak için sönmüş bir arzu duy- muştur. Bütün bir hayat Süren sefalet Her halde insan olarak yara« tılan bu mahlük için soğuk de- nizlerin dibinde yaşamak bir se- faletten başka bir şey olamazdı. Esasen gülmek ve eğlenmek ka- bilivetinden mz'rum yaratılan- ların hayatlarının sonuna kadar bedbaht oldukları muhakkaktır. Bu itibarla balık « adamın hayı tı da baştan başa sefalet ve eza içinde geçmiş olacağına hic