SAÇ * A N 27 - 6 - 935 — MEMLEKETTE TAN Yunanistana Alanyadan Hayvan ihracına Başlandı , 'Alanya, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Son zamanlarda buradan Yunanistana oldukça büyük miktarda hayvan sevkiya- tı yapılmaktadır. En fazla keçi, koyun ve sığır gönderilmekte- dir. Alanya.nm hayvan ihracatı, gitgide artmaktadır. Bu mevsim oldukca yağmursuz geçmektedir. Maamafih, kış mahsulü çok iyi durumdadır. Yeni portakal ve limon ürünü be- reketlidir. Oğlunu Balta ile Kesti! Kînqıra. (Husqsî muhabirimiz bildiriyor) — Büyük Kaynar- ca köyünden Halil, üvey oğlu Musa'yı tarlada mısır beklerken balta ile öldürmüştür. Hadiseye Müddeiumumi Nezihi ile Jandarma Komutanı İbrahim el koymuşlardır. Halil, üvey oğ- lunun karısile birleşerek kendisini evden atmağa kalktıklarını, ıh_t_ı_yşr yaşında uğradığı bu hakarete dayanamıyarak suçu işle- diğini anlatmıştır. Tahkikata devam edilmektedir. İpek Böcekçiliği Canlandı r çlzmit' (Husust muhabirimiz bildiriyor) — Son birkaç yıl İçinde Kocaeli meyva fidanlığı bu mıntaka halkına mühim mik- tarda dut fidanlığı dağıtmıştır. Bu yıl da 300 bin fidan tevzi edilmiştir. Bu sayede ipekböcekçilik büyük bir hızla canlan- mşığa başlamıştır. 934 - yılı içinde alınan koza miktarı yarım milyon kiloyu bulmuştur. Bu miktar bu yıl daha artacaktır. ilk Arpa Mahsulü Geldi Kandıra, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Senenin yeni arpa ürünü kasabaya getirilmiş ve dört kuruştan satılmıştır. Bu yıl buğday ürünü pek iyidir. Yalnız mısırların yağmursuzluk- tan biraz_ zarar göreceği tahmin edilmektedir. Mısır çiftçileri- nin ümidi gün dönümünden sonra başlıyacak çisentili havalara kalmıştır. Göçmenlerin Altınları Alınıyor z Lüleburgaz, (Husust muhabirimiz bildiriyor) —Edirne yolu ile ana yurda geçen Bulgaristan göçmenleri, Bulgar smırlarm- da hiç yerinde olmıyan zorluklara uğramaktadırlar. Bu soydaş- larımızın kadın boynunda geçirmek istedikleri altınlar hudut memurları tarafından çapul olunmaktadır. Takım altını olan Türk beşlikleri de sahiplerinin ellerinden zorla alınmakta, kar- şılık olarak ta Bulgar İlevasına çevrilmiş ufak bir değer biçilmiş ilmühaberler verilmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde görülmi- yen bu çapulculuk haklı şikâyetlere meydan vermektedir. Çorumda Hava Tehlikesine Karşı Bir Toplantı Yapıldı Çorum, (Tan) — Hava tehlikesi için burada büyük bir top- !ant_ı yapılmış, tehlike bilen üye yazımına başlanmıstır. Aşağı- daki resim bu toplantıyı gösteriyor. Prme nn K zk Bürhan CAHIT Elektrik olmasına rağmen Atik ailesinin bu eski yemek masası üzerinde eskiden olduğu gibi mumlar yanıyordu. Boşluk. yalnızlık ortasında âdeta bir es ki şato hayatını yaşayan Demir Bey bazı eski alışkanlıkları bı- rakmağa kıyamıyordu. Turgut bu tarihi hayatı altın da kafasının dinlendiğini hisse- derek yanımdaki Erguvana te - şekkür ediyordu!: — Burada bütün yorgunluğu mu unutuyorum. Şü titreyen mumlar bile bana sükünet veri- yor. Yemekten sonra poker ve tav la ile vakit geçiren misafirler gece yarısına doğru dairelerine çekildiler. b Irgatbaşı Bedirhan çadırına çe , kilmeden önce işçileri dolaştı. ,Hepsi yatmıştı. k 'du. - Uzaktan Basibrinin yıldız gibi titreşen. ışıklarına bakti. Sonra a_lışgın adımlarla ayağı bir taşa bile çarpmadan karanlıkta ken- di çadırımma döndü. Silâhlıklarını çıkardı, soyun- ' Ve gür ve tel tel kaşlarınım altındaki sert bakışlı gözleri dü- şünceli idi. Yatağının altından çekip çı - kardığı sişeyi ağzına götürdü. içti. Sonra masanın üstünde du- ran peynir kırıntılarını avuçla- dı. Ağzına döktü. Kulaklarına kadar uzanan pa labıyıkları sert ve üzerleri kıllı parmaklarının arasında bir ka - yış gibi yapıstı, çekildi. Uzadı. Kendi kendine söylendi: — Onun istediğini ben yapa cağım. Şişeyi ağzına bir daha götür- dü. Uzun uzun içti, peynir kırın tısı kalmamıstı artık. Elinin kıl l1 tersile dudaklarını kuruladı. — Ben yapacağım. Tabancalarını yastığının al - tma yerleştirirken devam etti: —— Razı olursa! z Bu işi de Halletmeli Yol ve su, birçok Anadolu şe- hirlerinde ön plânda gelen ge- nel — ihtiyaçlardandır. Fakat, bu eksiklik daha çok, kasabalarda ve kazalarda kendini göstermekte- dir. Birçok belediyeler, bütçe mü- saadesi nisbetinde elden geldiği ka- dar çalışarak bu ihtiyaçları karşı- lamağa gayret gösteriyorlar, Kozlu; tecmel ehemmiyetine rağ- men, su derdi henüz halledilememiş kazalarımız arasındadır. Kasaba- da 400 ev, 200 tecim ev ve cem'an 2,000 nüfus vardır. Bura halkının susuzluğunu gidermek yolunda şar- baylığın harekete gecmek kararın- da olduğu sezilmiştir. Aldığımız mektuplarda, bu hayırlı işe bir an evvel başlanması temenni ediliyor. Biz de bu temenniye iştirak ederek Zonguldak Valiliğinin ve Kozlu Şarbaylığının dikkatini çeliyoruz: Kozlu, suya kavuşmak diliyor! Altınsu - Ateşspor Tirebolu, (Tan) — Kızılay haftasında Kızılay Kurumu ta- larında Altınsu Spor Kulübü Ateş sporu 2- 1 yenerek kupa- yı kazanmıştır. Yukarıki resim iki takımın kaptanını oyundan sonra bir arada gösteriyor. rafından hazırlanan kupa mac- Dise Çarşıkapıda, Cemalin yaptır- dığı apartmanda çalışan sıvacı Hasan, iş başında dün birdenbi- re iskeleden düşerek ölmüştür. Öğrendiğimize göre, Hasan, sabahleyin işi başına gelmiş ve apartmanın dışında kurular is- kelenin üçüncü kademesine çı- karak çalışmaya başlamıştır. Sa at ona doğru, biraz yorulan Ha- san, birdenbire alt katta çalışan beton ustası Ropenin yanına yu varlanmış ve düşmesile - ölmesi bir olmuştur. Ropen diyor ki: “— Çalışıyordum, hiç bir şeyden haberim yoktu ,birdenbi re bulunduğum yerin yanına bi- risinin düştüğünü gördüm. Bu, Hasandı ve caddeye yuvarlanı- yordu. Tuttum, bırakmadım. Fakat, biçarenin canı kalmamış a KN POLİS Bir Sıvacı Apartm_e_ıı—'ıîâ Çalışırken Birden Oldü! .A . Polis komiseri, sıvacı Hasanın düşüp öldüğü yerde hüviyetini tetkik ediyor Aynı yapıda çalışan taşçı Ha- şim de en alt katta çalışırken is- kelelerin sallandığını, bir aralırk üçüncü iskeleden birisinin Ro- penin yanma düştüğünü ve cad- deye düşerken Ropenin tuttuğu nu anlatmaktadır. Ölümü haber alan polisler, va- ka yerine gelmiş ve doktor ça- gırmışlardır. Yapılan muayene- de Hasanın nezfi dimağiden öl- düğü anlaşılmıştır. Hasan, bir kaç çocuklu bir a- ilenin babasıdır. İnşaatr yaptı- ran apartman sahibi Cemal, ai- lesine nakdi yardımda buluha- caktır. * Ankara hapishanesinin du- varını delerek kaçan mahküm - lardan Kevgir oğlu Ali, Kızılca Hamanmida yakalanmış ve Adli - yeye teslim olunmuştur. Mahkemelerin "“Hakyerleri, temmuzun 20 sin | den itibaren yaz tatiline gire - ceklerdir. Şimdiden mühim ol - mıyan bir çok davalar eylül ice- risine bırakılmağa başlanmış - tir. Tatilin başladığı - 929 dan KÜÇÜK TELGRAF | HABERLERİ * M. Kemalpaşa, (Tan) — Şeker Kanunu neşredildikten bir gün sonra burada yeni fiyatlarla satışlara baş- lanmıştır. * Aydın, (Tan) — Kızılay kuru- mü İsparta ve Eğridire bir tenezzüh treni tertip etmiştir. Tenezzühe Halkevi bandosu da iştirak etmiştir. Kızlay Kurumu Başkanı Doktor Rüş- tü bu tenezzühe iştirak etmemiş — ve sıhhi sebeplerini ileri sürerek bugün istifa etmiştir. * M. Kemalpaşa, (Tan) — Adaps- zarı Türk Ticaret Bankasının birkaç sene önce açılan buradaki şubesi kal- dırılmıştır. Buranın ihtiyaçları ban- kanın Bursa şubesi tarafından karşı- lanacaktır. * İzmit, (Tan) — Kocaeli yolları- nım yapılması işinde eksik olan silin- dirleri tamamlamak için ilbaylık 6 si- lindir satın almıştır. 935 s-nesine kadar, yalnız iki hukük ve iki ceza hakyeri nö - betçi olarak kalırdı. Bu yılki ta- tilde, nöbetçi hakyerlerinin ade di arttırılacak işlerin geçikmesi- ne meydarnı verilmiyecektir. Bu yıl hukuk hakyerlerinden üç, ticaret hak yerlerinden bir, ceza hakyerlerinden iki tanesi tatil müddetince açık kalacaktır * Şişli Bulgar çarşısında Nis bahçesi sahibi Okayan tarafın- dan Ermeni gazetecilerinden Si- sak aleyhine bir tehdit davası açılmıştır. Okayanın - iddiasına göre, Sisak, kendisine bir mek- tup göndererek “salataları gön- der!,, diye yazmıştır. Okayan bu salata tabirile ken disinden para istenildiğini ve şantaj yapıldığını ileri sürmek- tedir. Davaya dün üçüncü ceza- da bakılmış ve şahitlerin çağırıl Gözlerine vahşi bir parlaklık gelmişti. Uzun bıyıkları titredi burun delikleri oynadı. Kalın ve gür kaşları dikildi. Sonra ağ zı kulaklarına kadar yayıldı. Ko caman bir sevinç hareketi ile bütün sarı ve kirli dişleri görün dü: —Kahbenin dölü.. bal gibi yosma! Ve gözleri küçük petrol lâm- basının ışığına dikildi. Mırıl - dandı: — Sarı bal, Sarı bal ha! Yarı sarhoşluk, yarı yorgun - lukla yatağa yıkıldı. Ve biraz sonra keskin bir ayak kokusu, ter kokusu rakı kokusu içinde ağır bir horlama başladı. Bedirhan, bir ay önce Gökde re sırtlarında (Erguvan) n kur şunu ile ölen Hassonun işbaşın- da yardımcısı idi. İkisi de hem- şeri oldukları için biribirlerini koruyorlardı. Hasso giriştiğ' bu kanlı işi önce Bedirhana açmış- tı. Onunla beraber bu havalide bir çok vakalara girmişler, Sive rek dağlarında yol kesmişler, E- 'lâzizde soygunculuk etmişler - Sahiden Ji. Son zamanlar bu mıntakala rın âsayişi © kadar düzelmiş, ve daha doğrusu emniyet işlerine bakan kuvvetler o kadar hare - kete geçmişlerdi ki, her hansi bir vaka yirmi dört saat2 kalma dan aydınlanıyor, faili meydana çıkarılıyordu. Eski halin süremi yeceğini anlayan ve hayatları daima böyle karışık ve kanlı iş- lerle dolup geçen serseriler bir iş sahibi görünmek için her ye- re baş vurdukları gibi bir çokla rı da bu tarafların yegâne en - düstri merkezi olan Basibrin'e gelerek petrol ve arazi işletme şirketinde iş arıyorlardı. Bedirhan ve Hasso beraber gelmişlerdi. Yeni kurumlar ve yeni işletmeler için adama ihti- yaç olduğu için iş istiyenler -üze rinde uzun boylu araştırma yap mak da kabil olmuyordu. Böyle likle ve kolayca şirket işine gi - ren Hasso ve Bedirhan açık göz lülükleri, beceriklikleri sayesin- de göze girmişler ve işbaşı ol - muşlardı. Eski mesleklerine dönmek ie | çin zamanın fırsatını -bekliyen HAKYERİNDE Tatili Başlıyor ması için duruşma başka güne kalmıştır. * Figaro isminde bir kadın terzi, kostüm ve kumaş kaçak - çılığı yaptığı iddiasile gümrük- teki sekizinci ihtisas mahkeme- sine verilmişti. İhtisas müddei umumiliği evrakı tetkike başla- mıştır. Yakında muhakemesine başlanacaktır. * Gümrük kaçakçılığı yaptığı iddiasile ihtisas mahkemesine verilen Yaşova Behar, bin lirası nakdi, 20 bin lirası da şahsi ol- mak üzere 21 bin liralık kefalet- le tahliye edilmiştir. Duruşması na, gayri mevkuf olarak devam edilecektir. * Kumaş kaçakçılığından suç lu Sofiyanın durüşmasına dün sekizinci ihtisas hakyerinde de- vam edilmiştir. maşlar dünkü celsede açılarak ayrı ayrı tetkik edilmiş, suçlu bunları 10 sene önce İstanbulda aldığını söylemiştir. Muhake - me, tahkikatın genişletilmesi i- çin başka güne kalmıştır. iki kafadar kendi kısımlarına mü kalı Vat - sondan çok memnundular. A - merikalı onlara bol bahşiş veri - yor, ara sıra yemek bile ikram ediyordu. Maksadını türkçe pek iyi anlatabilen mühendis yanın- daki adamlar içinde bu ikisinin gerek hal ve tavırları gerek vü - hendislik eden Ameri cutça olan kabiliyetlerini gördü ğü için onları âdeta kendine mu hafız gibi ayırmış ve ırgatbaşı - lık vazifesi vermişti. Hassonun esrarlı âkibetinden sonra yerini alan Bedirhan arka daşını bu işe yürüten sebepleri biliyordu. Başbaşa konuştukla - rr zaman Bedirhan ona bu işin tehlikesinden ve hattâ muvaffa- kiyetle bittikten sonra bile neti (Ergu - van) ın ne çetin bir mahlük ol- duğunu biliyordu. Şöhreti Diya- rıbekire kadar yayılan genç kı- zım en zorlu erkeklerden daha cesinden bahsetmişti. tehlikeli olduğunu - arkadaşına nahak yere söyledi. Fakat Has- so kararını vermişti: — Sen korkarsan ben başka arkadaş bulurum, Yakalanan ku- || SAGLIK ÖGÜTLERİ Denizde Seyyahat Deniz kenarında oturmakla açık de«< nizde gezmenin haylıca farkı vardır. Deniz kenarında sıcaklık, rutubet, rüzgâr daima değiştiği halde açık de- nizde bunlar hep sabit kalır. Açık de- niz gündüz güneşin ışıklarını tekmil çeker, geceleyin onları sıcaklık şek- linde çıkarır. Onun için açık denizde gündüz sıcaklığile geceninki arasında pek az fark vardır. İkisinin arasında- ki kırk beş santigrat derecesini geç- mez. Bundan dolayı havanın tazyiki de açık denizde pek az değişir. Büyük ('bir hekimin dediği gibi, açık deniz ha- vası sıkıştırılmış havaya benzer. En | küçük hacimde en çok oksijen tutar, İnsanm nefesi açık denizde daha ge- niş ve daha iyi tesirli olur. Açık denizin havasında hiç mikrop bulunmaz, hava denizin sularına çarp- tıkça hiç durmadan temizlenir. Sis açık denizde pek az görülür, bunun için rutubet te az olüur. Bütün bu iyiliklerin neticesi olarak açık deniz havası insanın sinirlerini hem teskin eder, hem onlara kuvvet verir. Fikirle çalışarak yorulanlar, keder- den uyuşanlar, işlerinin verdikleri sı- kıntılardan yorgün düşenler denizde seyahatten çok fayda görürler. Uy- kularını kaybetmiş sinir hastaları açık denize çıkınca rahat uykularını bulur- lar, iştahları geri gelir. Birkaç gün içerisinde kendilerini daha kuvvetli duyarlar. Tekrar karaya çıktıktan sonra da bu iyilik devam eder. Kanları azalmış yahut büzülmüş hastalara, ateşli hastalıklardan yeni kalkmış olanlara, ameliyat görmüş olanlara denizde seyahat pek iyi ge- lir. Karada aylarca süren, iyi edilemi- yen nezleler açık denizde iki günün içerisinde birdenbire geçer. Göğüs nezlesi, roma*'zma ağrıları deniz üze- rinde pek çabuk hafifler. Kemik veremine tutulmuş çocuke lar, derslerinden fazlaca yorulmuş mektepliler, raşitik çocuklar için açık deniz havası birebirdir. Göğüs vereminde bile açık deniz havasından fayda bulacak şekiller var- dır. Fakat vapurlar böyle hastaları almağı hiç istemezler, çünkü onlar sıkme hasta olmıyanlar için büyük bir e seyahatten z kimse var- da büyük büyük vapurlar dolusu sey- yahlar geldiğini görüyoruz. Bunlar yalnız İstanbulun antikalarını, Boğaz- içinin mavi sularını görmek için gel- miyorlar.”” Açık deniz havasından faye da bulmak, yorgun bedenlerini din« lendirerek yeniden küuvvet bulmak için yola çıkıyorlar. Büyük seyahat acentelerinin yap- tıkları teşkilât sayesinde bu, denit üzerinde gezmeler pek te pahalı olmu- yor. Vakti, biraz da masraf edecek hall olünlar için en iyi hava tebdili şüphes siz denizde seyahattir. Lokman Hekim -- Dr. İHSAN SAMİ *i / OKSURUK ŞURUBU Öksürük ve nefes darlığı boğma: | ca ve kızamık öksürükleri için -| pek tesirli ilâçtır. Her eczanede —— ı Dr. A. KUTİEL Karaköy Topçular caddesi N.33 4690 demişti. İste bündan sonra idi ki, Has so Malatyalı Hüseyini asıl mak sadını gizlemek şartile yanına almıştı. Hassonun ölümü Bedirhanı ürküttü ve sevindirdi, ayni âki- bete kendinin de gideceği mu- hakkaktı. Tahmininde aldanma dığını gören Bedirhan âdeta es- ki hayatına dönmeğe tövbe ede- cek kadar uslanmış görünüyor- du, İlk tahkikat sıralarında jan - darma Hassonun bütün arkadaş larile beraber Bedirhanı da sıkış tırdı. Hassonun plânına ve Has- yu bu işe bağlayanların maksa- dına tamamile vakıf olduğu Hhal de bir şey sezdirmedi. Sezdir - miş olsa kendi de, uzun uzadı - ya sorguya çekilecek ve bu ara da eski vakaları da hatırlanacak bütün sâbıkası meydana çıka - caktı. Vakanın ilk hızı geçti. Bedirhan bu buhranlı günler de Amerikalının ne kadar sinir- li olduğunu görmüştü. Onun ağ Arkası