Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
' —— t'o g—e taenasan — | MERAKLI TETK GEMiCiLi Koskocaman Normandie va- puru ilk seferini yaptıktan sonra biraz gerileri düşünmemek im- kânsızdır. Büyük bir kalabalığı işitilme- miş lüks ve düşünülmemiş kon- for şartları içinde dört günde Havr'dan Nevyorka götüren bu deniz üstündeki şehir karşısında eski zamanların denizciliğini in- san nasıl bir oyuncak gibi gör- ,mez. y Çok eski zamanlara dönmeğe lüzum yoktur, daha pek uzak ol- mıyan zamanlarda deniz yolcu- ları, süratleri kararsız, hareket zamarıları belirsiz yelkenlilerin (keyiflerine tâbi idiler. - Bu tahta gemiler devri idi. O devirde şüpheli kimselerin bir telefonla deniz ortasında yaka- lanmaktan korkuları yoktu, tel- graftan yılmazlardı, postalar bi- le tam bir fantaziye kurbandı. Muntazam hiçbir sefer yapıl- mazdı., En fazla altı yüz tonluk üç direkli gemisini kaldırdığı zaman kaptan bile —seferin ne kadar süreceğini bilmezdi. Li - mandan limana yolcu ve yük buldukça yolunu değiştirir ve u- zatır, gemi sahibi de ancak se- nelerce sonra gemisinin bir gün çıka geldiğini görürdü. Sırf yelkenli tahta gemi dev- rinden, az kudretli makinelerin rüzgârsiz zamanlarda yelkene yardım devrine 1819 da geçil - miştir. Sonra yavaş yavaş gemi lerin bir çoğu da makine kuvve tinden istifade etmeğe başlamış lardır. Bu devirde yandan çark lar vardı. Pervane devri Bundan sonra pervane devri gelmiştir. Ancak pervaneli gemi ler müsait ve rüzgârsız havalar da iş görürler. Sert rüzgârlı ha valarda pervaneler hiç bir işe | yaramaz ve boşa dönerdi. Havr ile Nevyork arasında muntazama sefereler ancak1864 de başlamıştır. Ön sene sonra da en az 850 beygir kuvvetinde makineleri olan vapurlara da tahsisat verilmesi kabul edilmiş ti. Ancak ayni sene (AÂvrupa) ve (Amerika) vapurlarının bat- ması heyecan ve tereddüt uyan dırmış, pervaneli — vapurların yandan çarhlılar kadar denize dayanamadığı kanaatini uyan - dırmıstı. 1878 de de bir mühen dis 130 metre uzunluktan v$ 8500 tondan fazla hiç bir vapu- run yapılması doğru olmıyaca- ğımr iddia etmişti. Diğer taraf - tan çarhtan pervaneye geçer - y A N — İKBER S | ken bile hiç bir vapur yelkenin den vaz geçmemişti, Hattâ 1892 de eski Normandie, 5700 ton ve 6600 beygir kuvvetinde makine lerle mücehhez olduğu halde kuvvetli yelkenleri de vardı, Yelkenlilerin Kalkması Vapurlardan yelkenin kalk - mast 1892 de (La Touraine) va purunda çift pervanenin tatbiki le başlar. O zamandanberi Nor mandie'nin 78000 tonuna ve 160000 beygir kuvvetine gelin- ceye kadar vapurlar yavaş ya - vaş tonaj ve makine kudretleri- ni arttırmışlardır. / BÜ e aa a e MEEKe Faditsezcak ğ eee * 4 d K TARiHİ Bir taraftan vapurlarda bü - yük bir ilerleme görülürken, öte yandan yelkenliler de ayni şekil de ilerlediler, tahta gemiler yer lerini çelik gemilere bıraktılar. Harpten evvel bu çelik ve bü- yük gemilerin şimal atlantiğin- de vapurlara rekabet ettiği bir çok kereler görülmüştür. Dün - yanın en büyük ve en güzel yel kenlilerinden biri olan Çuevilly şimal atlantiğinde tam yirmi se ne sefer etmiş ve o zamanın en güzel vapurlarına kafa tutmuş- tur. Bu yelkenlinin Filâdelfiya- dan Dieppe'e 12 günde gittiği olmuştur. Gemiciliğin ve vapurculuğun kısa bir tarihini göstermek için bazı rakamları aşağıya yazıyo- rür; 1492 yılında Kristof Kolump Avrupadan Amerikaya Zi 1750 yılında on sekizinci yüz yıl İngiliz gemileri İngiltere - den Bostuna 40, Bostundan İn- _giltereye 30; 1778 yılımda Ben- jamen Franklen İngiltereden Amerikaya 80; 1791 yılında Ro şambo'nun askerleri Brestten Niyuporta 71; 1815 de Amerika yelkenlileri Havrden Amerika - ya 45, Amerikadan Havra 35; 1818 de İngiliz Coffin Brigs ge- misi Bristol'den Nevyork'a 45, Nevyork'tan Bristola 28; 1918 de dört direkli Ou&villy Fran - sız yelkenlisi (yalnız yelkenle) l?ıeppe'den Filâdelfiyaya 28, Fi lâdelfiyadan Dieppe'e 12 gün - de geçmişti. , 1819 da şimal atlântiğini ge- çen ilk vapur çarhir İngiliz Sa- vannah'dır. Bu vapur üç direk- li, yelkenli ve tahtadır. 350 ton ;i_ur. Atlântiği 27 günde geçmiş ir. Şimal atlantiğini geçen hem çarhlı, hem pervaneli ilk vapur- da İngilizdir. 32160 torlluk hem makineli ve hem yelkenli bu va purun ismi Great Eastern'dir. Makinelerinin kuvveti 11000 beygirdir. Atlantiği sekiz gün sekiz saatte geçmiştir. Yalnız tek pervaneli vapurlar dan atlantiği son geçen vapur İngilizlerin ÖOregon vapurudur. 27 » 6 « 935 ——— RİÇ DERSLERİ Yeni başlıyanlar için : 66 Koz oynamayınız Kozlarınız zayıf olduğu za- man hiçbir vakit koz oynama- malıdır. Kozlarınızın sayısı, kıy- meti, yahut da kozların hasım- lara fena dağıtılmış olması koz- da sağlam kalmanıza müsaade etmezse, yani son kozunuzu sağ lam bırakmak üzere hasımlarda- ki kozları bitiremezseniz, koz- dan yana zayıfsınız demektir. Kozun zayıflığı ekseriya oyu- nun başlangıcında anlaşılır; meselâ elde beş, morda bir koz zayıf demektir. Böyle bir halde hasımlardan birinde hiç değilse dört koz vardır. Eğer bu hasmın bir de uzun ve sağlam bir rengi varsa, koz oynadığınız takdirde hasmın sağlam rengini yapması mulitemeldir. Bazı kere, daha oyunun başlan giıciında kozda zayıf olduğunuzu anlarsınız, çünkü hasımlardan biri kontr demiştir. Hele kontr iki löveye söylenmişse kontr e- dende büyük koz kuvveti vardır. Kozunuzun fazla bulunduğu taraftan bir veya iki defa kâğıt kesmekle de kozdan yana zayıf- lryabilirsiniz, bir de, kozunuzda as, dam veya rua, vale gibi bir çatal da var da, bu çatala doğru oynıyamazsanız kozunuz gene zayıf demektir. Bazı kere de an- cak oyun ilerledikçe hasımlar- dan birinde müsavi veya sizden yüksek koz kuvveti bulunduğu- nu anlıyabilirsiniz. Bütün bu du- rumlarda hasımların kozlarını bitirmeğe çalışmamak lâzımdır. Bilenler içim LALI 4DV İ z 4 BHOA İ ABDU D Ş Kâğıdı (S) vermiştir. (N) ile (S) on iki sayıları vardır. (O) ile (E) nin sayıları yoktur. (S) bir, (N) iki sanzatu söy- lemişlerdir. (O) oyuna pik ruası ile başla- mış, sonra pik damını oynamış- tır. (S) in: Kör as, rua, damı - karo as, ruası — trefl ası — pik ası olmak üzere yedi sağlam 1lö- vesi vardır. Sekizinci löve; eğer bu renk- ler taksim olmuşsa ya dördün- cü kör veya dördüncü karo, ya- hut da empas geçerse trefl damı olabilir. Kör ve karo uzun renk- lerinden herbirinde yedişer kâ- ğıt bulunduğuna göre (S) işe bu renkleri oynamakla başlar da, bu renkler taksim olmamış çıkarsa boş yere hasımlarda bir kâğıt sağlamlamış olur. Şu hal- de (E) yi kâğıt boşaltmasa mecbur etmekte büyük avantaj vardır. Bu da (O) eğer pikleri- ni oynıyacak olursa kabil olur. Doğrusu eğer (E) de, burada olduğu gibi, dört kör ve dört karo çıkarsa, bu renklerden bi- rini bozması muhtemeldir. Şu halde (S) ikinci piki alarak tek- Bazı don juanlar vardır, ki el- liyi, hattâ altmışı geçerler; bit türlü ihtiyarlamazlar, Hâlâ ken dilerini yirmi beş yaşında bir delikanlı gibi hisseder, çoluk ço cuk sahibi, hattâ torun sahibi olduklarına bile aldırış etmeyip sağa sola saldırmakta devam e- derler. Zaten bir adamın yaşı hissettiği kadardır, diye bir söz vardır. İşte bu söz sanki bu az- gın adamlar içindir. Aksarayda Müjgân imzasile aldığımız mek tup böyle bir ihtiyar çapkını ta- rif ediyor: », Kendisi elli ikisinde oldu - ğunu iddia ediyor. Amma iyi bi- liyorum ki altmışına merdiven dayamıştır. Çünkü benimle ev - leneli yirmi altı sene oldu ve benden evvel de iki karısı vardı. Onlardan doğan çocukları şim - di yaşını başını almış, çoluk ço- cuk sahibidir. Benden de üç ço- cuğu vardır. Benimle evlendiği zaman otuzunu geçmişti. O za- man saraydan yeni çıkmıştım, kendimi bir erkeğin ancak köle- si olabilecek bir mahlük sandı- ğım için onun yaptıklarına göz yumuyordum. Neler yapmadı? Bebekteki Paşa babasının yanın da ne kadar halayığın, modistra Rum kızlarının uzak, yakın dul akrabalarının canını yaktı. O za man benim için kocam değil, bu kadınlar ve kızlar menfut idi. Çünkü bir erkeği baştan çıkaran kadınlardır, diyordum. O gün - lerden sonra babasının himmeti açıldı. Fakat ne oldu? O ne ise gene odur. Ama be nşimdi saçı r bembeyaz, kırkını geçkin bir ka dın olduğum halde rahat, huzur nedir bilmiyorum. Çünkü dedi - ile okuyup yazdığım için gözüm Bir Türlü Uslanmıyan Koca Bizimki de beraber gitmek isti. yor. Alman kızının bu pinpon a- damdan beklediği tabii yalnız paradır. Acaba bu kızı ondan na. sıl ayırabilirim?.. a Müjgânın altı büyük kâadlık mektubunun hülâsasr budur, Kendisine tavsiye ederiz: Al . man kızı ile anlaşsın. Görünü « yor ki her gün başbaşa yaşadık. ları ve gören göz kılavuz isteme diği halde henüz aralarında bu münasebetin bahsi açılmamış « tır ve Müjgân her şeye göz yum muştur. Ama artık ok yaydan çıkmış, ihtiyar altmısından son« ra balayı seyahatini bile göze al mıstır, Alman kızı lâftan, tatlı- Iıktan, hafif tertip tehditten an. lamazsa bir iki yüz liralık hedi- lerden muhakkak anlar. Za« ten kadıncağızın da tahmin etti- ği gibi Almanın bu münasebet « ten beklediği de başka birşey de ğgildir. ; ) Sevilmeyen koca ve bir sevgili Bazı evliler vardır ki, ya eşe lerinin bir ihmali, küçük bir lâ« kayıtlığı yüzünden bir gün baş- ka birile tanışır, sevişirler ve bu sevgi onların eşlerini gittikçe soğuk bulmalarına vesile olur. Bir gün bu soğukluk nefret dere cesine bile varır ve sanırlar ki anlaşamamışlardır. Bahane - ya hut kendilerine göre - tahlil ha zardır: — Ne yapalım, ancak aradan birkaç sene geçtikten sonra an« ladım ki ruhlarımızın kaynaşma sına imkân yok, Ayrılmalıyız. Ölünceye kadar onunla betbaht olacak değilim ya... © I L kalan emlâki Beyoğlunda Rum kadınlarına, ecnebi aşiftelere yedirdikten sonra şimdi hâlâ us- lanmamıştır. Size asıl anlatmak istediğim de onun bit seneden beri devam eden münasebetidir. Bir sene oluyor ki, küçük kızı - ma almanca öğretmek üzere ge- tirdiği küçük bir Alman kızı ile gönül eğlendiriyor. Bu onun kendi tabiridir ve benim gibi görgüsüz bir saraylı ile imkân bulmadığı için başka da çare yoktur. Ancak Alman kızı bu - günlerde memleketine gidecek. rar pik oynamalıdır. (O) çok muhtemeldir ki, piklerini yapa- cak ve (E) bu pikler üstüne üç defa başka renk vermeğe mec- bur olacaktır. (E) morda dört karo gördüğü için bir veya iki kör boşaltması çok muhtemel- dir. (S) de piklerin üstüne ken- disine hiç zararı dokunmadan bir trefl ve bir karo verebilir. Prensip: Yükenen (taahhüdü yapan) oyuncunun, hasımları kâğıt boşaltmağa mecbur et- mekte avantajı varsa, bunu yal- nız kendi sağlam kâğıtlarını yap makla değil, hasımlardan biri- nin sağlam kâğıtlarını yaptır- makla da başarabilir. Bu usulün en fazla muvaffakıyetle tatbik edildiği haller, sanzatuda, en fazla yedi kâğıtlı uzun renkler bulunduğu zamanlardır. makinelerinin beygir kuvveti 12000 idi. Bu sefer 1883 yılın - dadır. Çift pervaneli Vapur * Çift pervaneli vapurlardan at lantiği ilk geçen vapur yine İn- gilizdir ve ismi Campanadır. Ma kinelerinin kuvveti 26000 bey - gir olan bu vapur 12950 tondu. 1893 de atlantiği saatte 21,06 mil süratle geçmişti. Bundan sonra sırasile 1900 da Almanla- rıin Kaiser - Wilhelm vapuru 22,35, 1901 de Deutchland vapu ru 23, 1902 de Kronpriz - Wil - helm vapuru 23,47, 1904 de Kai- ser - Wilhelm vapuru 23,58, sı 23,69, 1911 de ayni vapur 27,04, 1933 de Almanların Bre men'i 28,21, 1933 de İtalyanla- rın ex'i 28,92 mil süratle Atlân tiği geçmişlerdi. 52000 tonluk Bremen'in makineleri 90000, 51000 tonluk Hex'in makinala- rr ise 100000 beygir kuvvetinde idi. Bu yıl Fransızların 79280 tonlük 160000 beygir kuvvetin- de makinelerle mücehhez Nor- mandie'si Atlântiği saatte 30,31 mil süratle geçerek rekor kırdı. Gelecek yıl sefere başlayacak olan İngilizlerin 73000 tonluk, fakat 200000 beygir kuvvetinde makinelerle mücehhez Oueen dının hali, Bakınız, mektubunun ilk satırlarını aynen alıyoruz: Beş senedir evliyim. Evlendi- ğim gündenberi ihmal edildim, Bu suretle aramızda hiç bir ra « bıta kalmadı gibi, iki çocuğu « muz da oldu. Fakat kocama an- cak çocuklarımın babası olduğu için bağlandım. Hiç bir ümit beklemiyorum. O yalnız zevkin« de, eğlencesinde, bana karşı ih-« malinde berdevamdır. Bugün ben de üç senedir benim peşim- de bir gölge gibi dolaşan birisi- ni seviyorum., Ondan aldığım heyecan, onun bana karşı sevgi- si, benim de kocama lâkayıt kale mama vesile oldu. Beni iyiden anlıyan âşıkımı şimdi çıldırasi - ye seviyorum. Ve tabit hayatın bütün güzel. liğini kendisinde bulduğu bu sev giliye kaçmayı, daima ağlayarı hayatına biraz neşe karıştırma- yı düşünüyor. Bu kadın kocasını evlendikle« rinden beri sevmediğini sanarak kendi kendini aldatıyor. O an - cak sevgiliyi bulduktan sonra kocasından soğumuştur. Bu sev gilinin bulunuşunda belki koca- nın da ihmali sebep olmuştur. Fakat iki çocuk sahibi olan bir kadın - belki de iş ve maişet müşkülleri yüzünden - gördüğü Böyle bir ihmali hemen, vesile o« Jarak kullanmalı mı? ğocqsmm ihmalini bir ihanete de atfede - - miyen bu anne, çocuklarının ba- basından ayrıldıktan sonra bali- tiyar olacağını muhakkak mı sa nıyor? Arada nikâh gibi, çocuk gibi engeller bulundukça sevgi pek şiddetli sanılır. Fakat bu en geller kalkınca sevginin bir kö- * pük gibi dağılıp gittiği ne kadar çok görülmüştür. Mary'si bakalım bu sürati kaç Vişne Satışı Kadı karyesinde Feneryolunda Ga« zi Ahmed Muhtar Paşa merhumun bağlarında bulunan nefis aşlama viş« ne 28 haziran 1935 cuma günü ma- halli mezkürda bilmüzayede satılaca- ğından iştiraya talib olanların yevmi |mezkürda saat 14 te hazır bulunmas * ter FDT A Orümk zasile mektup yazan annebirkat Â