27 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

27 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

li SOMURTMAK 'Andr& Gide anlatıyor. Kendi- sine Çinin büyük memurların- dan biri demiş ki: “siz Avrupa- Irlarım ddima kederli ve endişe- li bir yüzünüz var. Her ilmi bi- liyorsunuz, fakat saadet ilmin- den haberiniz yok.,, Bunu gsöyledikten sonra da Çinlinin yüzünde rahat bir gü- lürmseyiş belirmiş. Arkasında, yüz yıllardanberi hiç ilerleme- miş milyonlarca insan, Avrupa gemilerine götürmek için başla- rında taşıdıkları kömür çuvalla- rile sağmal inekler gibi çalışan milyonlarca kadın hayalinin saklandığı bu gülümseyiş, bü- yük Fransız muharririne şu hükmü verdirebiliyor: aynı za- manda hem gülümsemek, hem de düşünmek mümkün değildir â'ç tefekkür, tebessüme mâni- ir. “Ya dehre gelmeseydim, ya aklım olmasaydı!,, diyen Ziya Paşaya varıncaya kadar, zekâ- nın ıztırap kaynağı olduğunu söyliyen bir çok mütefekkirler, b_enim gözümün önüne şu haya- li getirirler: üstüne eşek arıları ve sinekleri üşüşmüş bir insan beyni ki, elyafının arasına batıp çıkan bin fikir iğnesinin verdiği acı yüzünden, dünyanın en ezi- yetli, çünkü en kalm bir mahfa- za içinde mahpüs hareketlerile yüğürulur, kıvranır durur. düşünenler çekmiştir. Buraya kadar Çinliye de, Fransıza da hak verelim. Fakat bu sancı, in- san beyninin gebe olduğu fikir- ler içindir. Bunlar, son ve mü- kemmel biçimlerile şuurun yü- züne çıkarak doğunca, mütefek- kirin kaşlarının ortasını buruş- turarak, alnını kırıştırarak ve yanaklarını çökerterek dudakla- rının etrafındaki gölgeleri ko- yulaştıran çizgiler, içerden ge- len tatlı bir sıcaklıkla gevşerler: bütün yüz aydınlanır ve gülüm- ser. Zekinin gülümsemesini ah- mMağın sırıtmasından ayıran da budur. Zekâ, çektiği eziyet nis- betinde hat kaynağıdır. Zekinin gülümseyişi beyninden, ahma- ğın sırıtışı ise iyi hazım yapan midesinden gelir. Bir Çinli gibi sırıtmaktansa, düşünürken bir medeni gibi somurtmayı tercih ederim, Peyami SAFA T . AN SŞEHİRDE OLUP BİTENLER 27 «6- 935 ——— BUDA BENDEN Dün de Hava tehlikesine karşı yevmiyelerinden arttırdıkları paraları mühim bir yekün halinde Tayyare cemiyetine veren tütün işçileri çalışma yerlerinde ... | YİNE ŞUNDAN BUNDAN Şundan bundan, havadan ko- nuşmak rahat şey., Bunu iki günlük tecrübemden anlıyorum. Hem havadan konuşmak — sade rahat değil, güzel şeydir de. Ancak rahattan belki bıkılabi- linir. Diyeceksiniz ki, bıkılmı- | yacak şeyler yok mudur? Var- dır. Onlardan bıkılmaması, bel- ki de, her zaman, istediğimiz gibi onları yapamayışımızdan- dır. Bir yandan oturmuş bunları yazıyorum, bir yandan dişim dehşetli ağrıyor. Diş ağrısının önüne nasıl geçersiniz? Ağrıyan dişi çektirerek, sökerek değil Kültür Bakanlığında Yeni teşkilât Kültür Bakanlığı Ağustosta yeni yıl kadrolarını ve değişmelerini yapa- caktır. Yeni kadroda bakanlık erkânı arasında ve genel direktörlerinde epey ce değişiklikler olacaktır. — Yeniden dört genel müdürlük ve bunlara bağlı şube direktörlükleri olacaktır. Mer - kez kadroşu bu şekilde genişletilmek- tedir. Genel müfettişler kadrosunda da münhal vardır. Her yıl olduğu gi- bi, bu yıl da lise ve orta mektep mü- rek devlet hesabına yaptıkları bu tah- sili Kültür Bakanlığının kurumların- da çalışarak ödemektedirler, ——— Kötü barsak satanlar Karaağaç mezbahasında * bağırsak ticaretile meşgul olan bir firma tara- fından, Amerikaya gönderilen bağır- sakların çürük çıktığını dün Ankara telgrafr olarak yazmıştık. Şehrimizde- ki alâkadarlar bu konu üzerinde tetki kata başlamışlardır. Anlaşıldığına gö- re, Amerikaya gönderilen bağrsaklar, dürlerile muallimleri arasında epeyce değişiklikler olacaktır. Değişeceklerin sayısı 250 kadardır. Bunların içinde idari, inzibati, sıhhi sebeplerle değişe- cekler olduğu gibi, kadro zarureti, kendi isteğile, yeni şubeler açılması dolayısile değişecekler de vardır. Mek tep müdürleri arasında da değişme- ler olacaktır. Temmuz birden itibaren muallimlere izin verilmiştir. Her mu- allim Maarif idaresinden müsaade al- ilen hayvanlar- dan, kısmen de Anadoluda kesilip ay- rılan hayvan bağırsaklarından toplan mıştır. Mezbah idaresi, Anadolud. gelenleri usulen kontrol etmiş ve bo- zuk olup olmadıklarına bakarak sıh- hat şahadetnamesi vermiştir. Fakat, K ğaç bağırsakl inde bir müd- det kalan bu bağırsaklar, doğrudan doğruya gönderen firmasının mesuli- yeti altında sevkedildiği için, ihraç sı- mak suretile vilâyetlerden İstanbula gelebilecektir. Muallimlerin yaz tatili iki ay sürecek, eylül birde vazifeleri başında bulunacaklardır. Orta tedti - sat llimlerinin yeni kıdemleri A- ğustosta ilân edilecektir. Kıdem zam- mt alan muallimlerin listesinde bu yıl 200 den fazla isim vardır. Yeni teşkil edilen dört genel direktörlükten gü- zel sanatlar genel direktörünün asli maaşı 90, diğer üç genel direktörün asli maaşı 70 lira olarak tesbit edil- miştir. : —— Güzel san'atlar akademi- sinde Avrupa imtihanını — kazananlar Güzel Sanatlar Akademisi bu sene Avrupaya göndereceği talebeleri seç- mek için (Avrupa konkuru imtihanı) namile bir müsabaka imtihanı hazırla- mış ve bunlardan birincisi evvelki gün Fındıklıdaki Akademi binasında yapıl miştir. Bu imtihanda birinciliği Halid Dural, ikinciliği Yakup, üçüncülüğü de Bedri Rahmi kazanmışlardır. Bun- lardan ancak birinciliği kazanan Ha- lid Dural, Avrupaya gidecek, ikincili- İmtihan talimatnamesi değişecek ” Lise ve orta okulların imti - han talimatnamesinin değişece- ğini yazmıştık. Muallimler eski talimatnameyi tetkik etmekte - dirler. Temmuz içinde fikirleri- ni Bakanlığa bildireceklerdir. Duyduğumuza göre talimat- name, Bakanlıkta toplanacak bir heyet tarafından değiştirile- cektir. Bu yapılırken yabancı o- kul imtihan talimatnameleri de gözönünde tutulacaktır. ği b Yakup yalnız mektepten diploma alacak ve üçüncülüğü kaza- nan Bedri Rahmi de gene mektebinde tahsiline devam edecektir. Finansal se beplerden dolayı Güzel Sanatlardan birkaç senedir Avrupaya talebe gön - derilemiyordu. Bundan evvel Akade- miden Avrupaya gönderil h yeni bir sıhhat kâ- adı aranmasına lüzum görülmemiştir. Fakat, bu malların bozuk çıktığı hak- kında Nevyork konsolosluğumuzca ve rilen malümat, lenin eh iyet- le tetkikine imkân vermiştir. Türk mallarını dış piyasalarda kötüleyecek kalitede ihracat yapılmasının önüne geçilecektir. İhracat mallarının kon - trol meselesi üzerinde Ekonomi Ba- kanlığınca yaptırılan etüdler, bu vesi- le ile yeni bir hız kazanmıştır. Şehri- mizdeki alâkadarların yaptıkları tet - kikatın neticesi Ekonomi Bakanlığına bildirilecektir. —— — Kızılaya verilen monopol - Sıtma ve frengi ilâçları için çıkan kanun dün ilbaylığa gelmiştir. Kanu- na göre geniş kinin ve müştakları ile mibhlerinin ve spesifik ve sentetik sıt ma ilâçlarını ve bunların hazırlanmış şekilde olanlarını ve neosalvarsan ile ayni veya benzeri terkipleri olan ar- sanobanzol mürekkeplerini ve burila- rın her türlü spençiyari şekillerini ve bunların mürekkeplerile hazırlanmış şekilde olanlarını memlekete sokmak veya memleket içinde yapmak ve yap- tırmak Türkiye Kızılay cemiyetinin monopolü altına verilmiştir. Ve mo- nopol altına alınan ilâçlardan Kızılay cemiyetinden — başkalarına gelenler gümrükten geçirilmiyecektir. Kaçak olarak getirilenler müsadere edilecek ve kaçakçılar ceza göreceklerdir. Ka- heykeltraş, dekoratör talebeleri he - men hepsi tahsillerini ve tetkiklerini bitirip memleketimize dönmüş olduk- larından Akademi bu yıl tekrar Avru- paya talehe göndermeğe karar vermiş tir. Avrupaya giden talebeler, Paris, Münih gibi şehirlerde dünyaca tanın- ' mış sanatkârların atölyelerinde üç se neye yakın bir zaman etüt yaptıktan ve bundan sonra da birkaç ay Avru- Pa müzelerinde sanat tetkiki için do- ş sonra memleketimize gele - kçıları bildirenlere ve müsadere e- denlere ikramiye verilecektir. — Recep Peker gidiyor Şehrimizde bulunan C. H. Partisi genel sekreteri Recep Pe ker bu sabah 8,5 da İtalya vapu- rile Avrupaya gidecektir. Genel sekreter Parti İdare he yeti üyeleri ve kurum başkanla- rı tarafından uğurlanacaktır. Kaçakçılığa karşı Tayyare İzmirde şehrimize gelen Gümrük muhafaza genel komutanı General Seyfi, Ankaraya dönmüştür. Alıman son kararlara göre, Pire ve İskenderi- ye yolcuları İzmirde daha sür'atle mu ayene edilecekler ve fazla bekletilmi- yeceklerdir. General Seyfi yakında Trakya ve Şark muhafaza teşkilâtmı teftiş için seyahate çıkacaktır. Veri- len malümata göre, kaçakçılığa karşı yeni tedbirler alınacak, mücadele art- tırılacaktır. Bu maksadla cenup hudut larımız için zırhlı otomobiller, A: denizi için tayyareler ve yeni motör- ler yaptırılacaktır. 15 Zırhlr otomobil, 20 kadar da tayyare alınması muhte- meldir. Bunlar için gelecek yıl bütçe- sine yeni tahsisat konulması düşünül- mektedir. — Eski Meyvahaş yıkılıyar Belediye dün Kabzımallar cemiye- tine müracaat ederek, eski halin 31 Haziran akş kadar boşaltıl nı bildirmiştir. Kabzımallar cemiyeti, halde 12 senedenberi müstecir vazi- yetindedir. Ve altı ayda bir yenilenen daha üç ay vardır. Kabzımallar cemi- yeti, bu tebliğ üzerine derhal Tecim ve Endüstri odasına müracaatta bulun muşlar, mukavelenin burada daha altı ay kalabilmek hakkını kendilerine ba- ğışladığını bildirmişlerdir. Oda ve di- mi ? Ya gözünüz ağrırsa? Diş ağrısıyla göz ağrısı, eninde so- nunda, ağrıdır. Fakat her ağrı- yı aynı yola baş vurarak din- dirmek mümkün değil. Ağrılar vardır ki cebir yoluyla yok ede- riz, diş ağrısı gibi, ağrılar var- dır, ilâçla uyuştururuz, göz ağ- rısı gibi, ama yine ağrılar var- dır ki, ne a ne bu çare para et- mez, sonunda bizi yok eder, Kalb ağrısı gibi. Yalnız bu kalb ağrısını “aşku alâka,, anlamına çekmeyin ! Sevdadan söz açmı- yorum. Kalbin sahici ağrımasın- dan bahsediyorum.Vücudumuz- da, gece gündüz, durup dinlen- dirmeden — istismar ettiğimiz kalbden, (KÜÇÜK HABERLER | # Şark Demiryolları sosyetesi baş müfettiş vekili Salâhaddin, bu vazife- ye asaleten tayin edilmiştir. Sosyete- nin hat komiserliğine de Ek i ba- kanlığı sabık şirketler komiseri Feh- mi atanmıştır. Fehmi dünden itibaren yeni vazifesine başlamıştır. * Gayrimübadiller, bugün saat on dörtte İstanbul Halkevinde kongrele- rini yapacaklardırı. Kongrenin gürül- tülü ve hararetli olacağı tahmin edil- mektedir. * İstanbuldaki tapu ve kadastro müfettişleri teftişlerine devam etmek tedirler. Teftişler yakında bitecek, ra- porlar tapu ve kadastro genel direk - törlüğüne gönderilecektir. * Küçük sıhhat memurları mekte- binin tedrisatı bu ay sonunda bitecek- Orhan SELİM. tir. 15 Temmuzdan sonra imtihanlara başl k ve a kadar B Tape A Hukuk Fakültesi imtihan talimatnamesi Hukuk fakültesi imtihan tali- matnamesinde bazı değişiklikler yapılacağı söylenmektedir. Bil- hassa son sınif talebesinin tâbi olduğu imtihan şekli üzerinde tetkikat yapılarak tadili icap e- den maddeler tesbit edilecektir. Büu arada Ankara hukuk fakül- tesinin imtihan talimatnamesi de gözönünde tutulacaktır. * Sıhhat Bakanlığının daveti üzeri ne Ankaraya giden Sıhhiye müzesi di rektörü Dr. Ziyanın yeni açılacak o- lan Sıhhat müzesinin tanzimi işleri için çağırıldığı anlaşılmaktadır. Zi - ya, birkaç güne kadar şehrimize dö- necektir. * İstanbul Tapu baş mühendisliği- ne, Bursa kadastro baş mühendisi ta- in ol ş, kadastro ka direk- törlüğüne de kadastro mühendislerin- den Necmeddin atanmıştır . * Etibba odası, senelik kongresi cuma günü saat 17 de oda salonunda dün bu. leyi tet kike başlamışlardır. Belediye, muva - fakat ettiği takdirde mukavele feshe- dilerek üç aylık kira bedeli kabzımal- lardan alınmıyacaktır. Son duruma gö re, Meyvahoş, Temmuzun haftasında tamamen yıkılacaktır. e— — Yeni alacağımız Gemiler Gemi almak için “Avrupada tetkikler yapan heyetin reisi de- niz yolları direktörü Sadettin, bir muharririmize şunları söy- lemiştir: “— Yabancı tersanelerin hep sini dolaştık. Ismarlayacağımız gemi tipleri ve ileri süreceğimiz şartlar hakkında iyi fikirler e- dindik. Temas ettiğimiz fabri- kalar temmuz sonuna kadar ge- mi tip moödelleri yaparak şartla- rını göndereceklerdir.,, Öğrendiğimize göre, Sadet- tin, tetkikleri hakkında hazırla- dığı rapöru şehrimize gelmesi beklenen Ekonomi bakanı Celâl Bayara verecektir. devreleri geçirilerek alınıp alınmamış olduğu araştırılabilir. Bu şartlarda a- lınmış olduğu anlaşılan diplomalar ka bul edilir. Yabancı memleketlerde dî; hekim mekteplerinden izinli diş he« kimleri hakkında da ayni suretle mu« amele yapılır. * Bu-yıl Üniversite Tıp fakültesin- den 40 genç mezüun olmuştur. Bunla. rın on biri kadın, on beşi asker ve on dördü de sivildir. * Üniversite Edebiyat fakültesin « de inkılâp dersleri imtihanlarıma dün« den itibaren başlanmıştır. İmtihanlar saat 16 da başlamakta, 18 huçukta bit mektedir. Hukuk ve Tıp fakülteleri ta lebesi de on ve ön beş temmuzda bu * Tababet ve şubeleri sanatlerinin dersten edilmeğe baş N Te b tır. tarzı icrasmna dair kanunun ikinci mad desini değiştiren kanun ilbaylığa gel- miştir. Buna göre yabancı memleket- lerin Tıp fakültelerinden izinli Türk hekimlerinin Türkiyede hekimlik ede bilmeleri için Sağlık ve soysal yardım bakanlığından ve Üniversite Tıp fa - kültesi profesörler meclisinden seçi - len bir jüri heyeti tarafından hüviyet- * Tapu ve kadastro genel direktör- lüğünce Beyoğlunda bir kadastro di- rektörlüğü teşkil edilmiş, memurları da tayin olunmuştu. Genel direktörlü ğün mesai hususunda yeni emri bek- lenmektedir. * Yeni Emniyet direktörü, dün di- rektörlük şube ve kalemlerini gez - miş, memurlarla tanışmıştır. Salih Kı- lıç, yarın da polis merkezlerini gezme ye başlayacaktır. #İçişler Bakanlığı İstanbul şarbay- lığına bir tezkete göndererek, müstak bel imar plânı için, şimdiye kadar ya- pılan hazırlıkları ve bu iş için göze alman masrafr sormuştur. İçişler Ba- kanlığı bu tezkereye gayet acele ce - vap istediğinden, soruları suallere he- men cevap verilmiştir. * Deniz bayramı için kaptan ve mavnacılar cemiyeti tarafından bir va pur gezintisi tertip edilmektedir. 1 Temmuz Pazartesi akşamı yapılacak olan bu gezinti için Ankara vapuru tahsis edilmiştir. * Çocuk Esirgeme kurumunun ev« velce kararlaştırdığı 28-6-935 cuma “lerine bakıldıktan sonra dip ları - | günü yap kg isi hafta tatilin- nın Türkiye Tıp fakültesi ders prog- | den ötürü 20-7-935 Cumartesi saat 5 e ramının ve öğretim süresinin ayni ve- | bırakılmıştır. — L AAT TT TTTT GAT CA DT FD ADGADAT GKT TT GGG A GAT ÇÜT GK ARLARZZ AK YG Ç AAT GGT ÇG C. No. 66 Erik Çiçekleri Mahmud YESARI '— Çünkü, sen, benden tem- Delsin... Mantomu — getirtmek için garsonu çağırabilirdim. Fa- kat anlatmağa üşendim. Mu- hakkak yanlış bir şey getirecek- ti ve beni, neş'eli zamanımda, sinirlendirecekti. Sana söyliye- cektim, korktum. Körfezi ortalamıştık. Kürek- leri bıraktım: — Neye korktun? Aksi Bir cevap veririm diye mi? Başını hızlı hızlı salladı: — Hayır... Ondan hiçbir va- kit korkmam, Sen, nazik adam- sındır. : — Mersi, peki, neden kork- tun? Gözlerinin içi gülerek bakı- yordu: — Odaya giderdin, fakat ya- tağa uzanır, uyuyuverirdin. Bel- ki de bir kitaba dalardın. S ee Âmma vanıvorsun2 — — Ben, malımı anladım. Man toyu da, cî;kî:i de sana verme- yişimin sebebi; ya düsürürsü yahut unuturmumî diyeü.şwmn' — Bunlar, hakkımda, hiç de iyi notlar değil... Omuzlarını oynatıyordu: — Böyle Yesariciğim... Sen, benden daha tembelsin, Fakat İyi... ySağ elini havada salladı: — Ne o, yoruldun mu? — Hayır... Daha açılalım mı? Başını, Kavaklara doğru çe - virmişti : — Açılalım. Bu koy, bana, da racık geliyor... İki kıyının ışık - larını, komşu pencerelerden ba - kıyorlar sanıyorum. Tekrar küreklere asılmıştım; ağır ağır, Boğazın uzaktan kıs- kaç gibi görünen karanlık ağ - zına doğru acılıyorduk... Koyun ışıkları, sönükleşti... sesleri duruldu... Yıldızlar, denizin üstüne yer yer altın tozu serpiyorlar.., Rüzgâr, bir tüy gibi suları giciklaya giciklaya dol_aş.ıyoi'... L Suları bir trampa gibi döven bir şilebin uskurlarının sağır ho- mürtusu, boşluklara doluyor... Kürekleri bıraktım; - kayığı, akıntılar, bir meltem gibi sürük liyors. -. Kadriye, elile işaret ediyor: — Gel, yanıma otur... Tatlı, ağır yalpalarla, akıntı- l;rl_a akarak sallanan kayık, bir beşiğe öyle benziyordu ki... Bu beşikte uyumak, ne tatlı, ne zevkli olacak, yarabbi! * ÖEÜriD e e ee aeb ....,. — Hayır, küreğe ben, geçe - ceğim, Sen, yoruldun! — Peki, sevgilim! Kadriye, küreğe geçti. Gözle rinde genç parıltılar, yarı çıp - lak kollarında genç adale sertli ği var. Dudakları, bir kahkaha sonu gibi yarı açık... Onun yerinde, şimdi ben, uza nıyorum. Kayık, durgun suları pelte pelte kırıştırarak ilerliyor... Suları bir trampa gibi döven şilebin uskurlarının sağır ho - n u artık duyulmuyor... “Rüzgâr, bir tüv gibi değil, ö- pen dudaklar gibi suları gıcıkla ya gıcıklaya dolaşıyor... : Yıldızlar, teker teker sönüyor P. Koyun ışıkları kamaşmağa, iuğxlarm sesleri canlanmağa baş adı... Boğazın uzaktan kıskaç gibi görünen karanlık ağzı, kaybol « düu... z Dar koyun kıyılarındaki ışık- lar, komşu pencereler gibi bakı yorlar... Kayığı iskeleye bağla- dık.Kayıkçı,otelin sofasında otu ruyordu, bizi görünce yerinden fırladı. Kadriye, garsona, kayıkçıyı gösterdi: — Beş lira ver,... Koluma girdi, merdivenlere doğru yürüdük. Kadriye, kulağıma, öper gibi fısladı: — Bu geceyi unutmıyaca- gım! — Unutursun! Uzün uzun içini çekti: — Ne yazık!. Bir haftadanberi ateldeviz. Defterleri okumağı unuttuk. Kendi masalımız, bizi o kadar eğlendiriyor ki... Kendi masalımız diyorum, E- vet, bu hayal dolu, his dolu, ha- yat dolu günler, saatlerde bir ma sal gibi gelecek ve bir çok mace ralar, eski günler gibi, bu da u- nutulacak... Unutma ve unutulma, denen ölüm merdanesi, bugünleri de ağırlığı altında ezecek, mahve - decek... - Yalnız, bir şeyi unutmıyaca - ğım; Kadriyenin, merdivenden çıkarkan kulağıma, öper gibi: — Bu geceyi unutmayaca - tım, İçime doğan çıktı; beni mat « baadan çağırıyorlar. Kadriye, gözleri âdeta yaşlr, durgun durgun bakıyor: — Hemen gidip geleceksin, değil mi? — Elbette çocuğum, Kirpiklerini sinirli sinirli oy » natıyor: : — Sana, inanılmaz ki... Onun bu inanmayışı, gücü - me gitmiyor; kalbimi, minnet - le, sevinçle dolduruyor: — Sana, yalan söyler miyim? İki elile omuzlarımdan tutu - yor: ğım! — Doğru matbaaya mı gide « Diye fısıldayışmı ve: , ceksin? — Unutursun! — Tabit. Diyişime cevap verirken: — Orada, işin çok mu? — Ne yazık! — Niçin çağırıyorlar, bilmi « Diye uzun uzun içini çekişini! | yorum ki... Unutacağını biliyor ve buna, acıyor... Bir insanın maddileşti- ği zaman, hassas oluşu ne tu - haf! Telefon, durmadan çalıyor. Ne garip epeyce doğuşlar var. Runda. kendima hir matr armmemıza Birden kuşkulanıvermişti: — Peki, senin burada olduğu nu nasıl biliyorlar? “Onun şüphesini gidermek için doğruyu söylemekten baş - DESBAre NOİt : B MA 67 —

Bu sayıdan diğer sayfalar: