Biz Diyoruz ki TENKİiD Karşılıklı görüşen insanlarda ki şey olsa dünyadan gürültü talkar. İnsaf ve müsamaha. Birini tenkit ederken sözler. nsaf süzgecinden geçirmeli ve bir sözde, tenkitte hahsızlık gö sürsek kızaçak yerde hoş görme- liyiz. Cünkü ne yapan hatasızdır, te tenkit eden kusursuz... Şimdi bu başlangıçtan sonra bir küçük etüt yapacağız. Çoğumuzun ağzında bir saktz yardır. Bunu ara stra çiğneriz. — Acık tenkit yapılabilse! İlk görünüşte bu sözde büyük kuvvet var sanılır ama işe girişir sek öyle olmadığı hemen meyda- ta çıkar. Halkın ve onun hesabına yaz yazdığını sanan gazetecinin her Tün tenkit edebileceği işler yok teğildir. İstiyen bir gazeteci her şün böyle tenkit edilecek şeyler Sulur. Lâhkin meden biz tenkidi mutlaka hükümete karşı yapılır sanırız? Her kurum, her adam, her yer tenkit edilebilir. Yurdda tenkide değer şey mi yok? Hâdise şudur: Biz tenkidi olduğu yerde bı- sakmayız. Halkın - şikâyetlerini vep hükümete karşı sanırız. Hal- buki, çöpçünün — gelmemesinden, belediye çavuşunun — çarşıyı kon- trol etmemesinden şikâyet eden halkın istemediği, belediyenin baş lart değildir. Bir tahsildardan, bir maliye tahakkuk şubesinden söz ederken işi Finans Bakanlığına kadar — sürmeye lüzum yoktur. Gündelik gazetelerin halk hesabı na yapacakları tenkit daha ziya- de halkın karıştığı günlük hayata dair olan işlerin tenkididir. Bun- lar içinde hükümet memurlarına dokunanlar olabilir. Hükümet me murlarını tenkit etmek hükümeti tenkit etmek değildir. Ve Böyle tenkitleri hükümet başları da isterler. Tâ ki her çey paralı müfettişlere, kontrola mec- bur kalmasın. ve uçlardaki bo- zukluklardan haberi olsun, Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz" Talebe gezintileri ! Hukuk fakültesi talebesi dün Yalovaya bir tenezzüh yapmış- tır, Talebe sabah saat sekizde hususi bir vapurla Yalovaya git- mişler ve akşam geç vakit dön- müşlerdir , Dün yine trp talebe yurdu baş kanlığı burada kalan altı yüz ta Jebeyi huşusi bir vapurla Beyko- za kadar göndermiştir. Gezinti çok güzel olmuş ve yurd tale - besi Beykozda muhtelif eğlence ler tertip etmişler, geç vakit dön müşlerdir. gek —— Ayasofya müzesi ““Ayasofya müzesi bahçesine toprak kazılmasına devam edil- mektedir. Burada, bir çok yeni eserler meydana çıkmıştır. zede tamirata da devam elil mektedir. n İ Erik Çiçekleri MAHMUD YESARI " Ona, masraf kapısı açmak, para sarfettirmek, çok eğlence- para - li bir şey olacaku: Ç)n , lar giderken, için için nü, kendini yediğini ldüğü keyif miydi? O, anlatıyordu: — Işte böyle, dan getirtirim. Ticaret, kolay bir şey değildir. Bilgi ister, hü- ner ister... Adamın doğuştan Ben, cahil kanında olmalıdır. bir adam değilim. Fakat bunu söylerken, nefesi toyluk kokuyordu. Kumaşlara, yapmacık bir dik- katle baktım; tereddüt ediyor - muşum gibi tutuk tutuk söylen- g Bir ka- rar veremiyorum. —asnammaı. dim: n — Hangisini alsam?., görmek, yabana atılır, omuz silkilir bir hanımefendi... Hususi surette yaptırdığım ör - nekleri, hususi surette Avrupa- A0 SEHİRDE OLUP BİTENLER | Dışardan lise imti- hanlarına girenler Bu yıl, dışardan liseyi bitirme imtihanlarına gireceklerin lise son üç sınıfından da ayrı ayrı imtihan vermeleri lâzım geldiği Bakanlık tarafından maarif ida- resine bildirilmiştir. Bu karar, imtihana —girmek istiyenleri memnun etmemiştir. Bu yıl dı- şardan (1500) kadar genç İise- yi bitirme imtihanına girmek i- çin müracaat etmişti. Bu vazi - yet karşısında bir kısmının im hana girmekten — vazgeçeceği tahmin edilmektedir. Yalnız soön sınfın imtihanını vererek, liseyi bitirmeğe hakkı olanlar, mekteplerde halen son sınıtfta okuyan talebelerdir. — B'r Amerikan diplamatı | - Amerikanın Moskova elçiliği müsteşarı Wiley bir kaç gün - denberi izinli olarak şehrimizde | bulunmaktadır. Wiley dün ken- disile görüşen bir muharririmi- | ze mezuniyetinden istifade ede- rek Türkiyeyi görmek ve bu ve: sile ile Türkiyede yapılan inki - lâpları tetkik etmek istediğini söylemiştir. Amerikalı diplemata Sovyet - Amerika münasebatı hakkın - daki fikirlerini sorduk. Şu ce - vabı verdi: — Sıyasal münasebatımız nor maldir. Hiç bir fevkalâdelik yoktur. Borçlar meselesinden dolayı Amerikanın Sovyet Rus- ya ile olan sıyasal münasebet - leri keseceği hakkındaki haber- ler hakkında benim hiç malüma tım yoktur. Nitekim ben mezu - niyetimi bitirdikten sonra tek - rar Moskovaya gideceğim.,, Wiley burada resmt bir hak- kı olmadığından diğer sıyasi me seleler hakkında beyanatta bu - lunmak istememiştir. O, hangi istersem, almak- lığımı yalvarıyordu. İçin için eğlenmekliğime rağ- men, oun ağırlığı, sinirlerimi yormüştu, ayağa kalktım: — Hafta içinde tekrar uğra - Dedim, yürüdüm. Hemen arkamdan koştu. Ka- PIYI açti ve ben çıkacağım za - man, elini uzatmaz mı? Öyle ya; o kadar konı ahbap olmuştuk. Bi ..;Lmj:"n ayrılacak değildik ya... Ben, gene pişkinliğe vurdum, onun uzanan elini sıktım. Ayrı- lırken öyle süzük süzük, mânalı bakıyordu ki kahkahalarla gül- memek için kendimi güç tut « tul ılrzbçebışını kadar hızlı hızlı yürüdüm ve yan sokağa sapınca kendimi bıraktım, kahkahayı kopardım. wSp.okakun geçenler; bu kadın, neye gülüyor? - deli mi acaba? diye şüpheli şüpheli bakıyorlar- di l Bir otomobil çevirdim, eve döndüm. - kolunun yeni açtığı Veznecilerdeki şube binası Kaybolan Yoliar da varmış Şehrimizde mezunen bulunan Afyon tapu müdürü Mevhip ev- velki gün vilâyete müracaat ede rek Üsküdar ve Kartal kayma - kamlıkları dahilinde bulunan a- razinin altmış iki yıl evvel tak- sim edilerek mahalle haline kon duğu vakit yola ayrılan kısımla- rın zamanla kaybolduğunu söy. lemiştir. Vilâyet Mevhibin sözlerini ye i bunun şehir ülmesine karar vermiştir. Mevhip dün kendisile görüşen bir muharririmize bu mesele etrafında şunları söyle - miştir: — İstanbul semtlerinin bun - dan evvelki haritalarile şimdi - ki haritaları arasında uzun za - mandanberi tetkikat yapmakta- yım, bu esnada İstanbulun he- men hemen bir çok kısımların- da belediyeye ait yolların bazı kimseler tarafından tesahüp 9 - lunduğunu ve üzerine binalar yapıldığını anladım. Kartal, Üsküdar kaymakam - lıklarr dahilindeki bazt arazi se- nelerce evvel mahalle haline ko nulurken bir takım yollar açıl - mıştı, Bunlar zamanla birer bi- rer kaybolmuştur. Kaybolan yollar binlerce kilo metre murabbaıdır. Belediye buralarda lâzım ge - len tetkikatınır yapması için ben de elimden geldiği kadar yar « dım edeceğim lüzumu olmayan yolların da belediye tarafından satılarak ayrıca bir varidat te - min edilmesine çalrşacağım.,, — Vergi tahsilâtı * Buay, mali — senenin son ayı olduğu için, tahsil şubeleri çok çalışmaktadırlar. İçinde bu- lunduğumuz yıla ait bütün ver- giler, mayıs sonuna kadar top- lanmış, bitmiş olacaktır. Tahak- kuk eden vergilerin yüzde 95 i- nin tahsil edileceği kuvvetle ü- mit olunuyor. kafasının içini öğrenmek, huzu- runun verdiği ağırlığa, sinir yor gunluğuna değerdi. Acaba onun, ev hayatı nasıl - dı? Parmağındaki kalm halka « dan, evli olduğu — anlaşılıyordu. Onun, karısını da görmeyi me- rak ediyordum, Kabalığına ve hantallığına rağmen, kılıbık ol- ması ihtimali de vardı. Bu, ö- ğüre öğüre övünen, öğüre öğü- re böğüren adamın kılıbıklığı, kim bilir ne gülünçtü. Hialll demaştn a ne gi rğra jtu da, ne gün uğra - yacağımı, bana dığına emindi. Üzerimde, şim - şek gibi, yakıcı ve kamaştırıcı bir tesir yapmıştı; ben, bu tesir- den kendimi kurtaramıyacak - tım ve muhakkak-tekrar gele - cektim. « Benim zavallı hantal “pat - Kızılay haftası 23 mayısta başlayacak olan Kızılay haftasının hazırlıklarını bitirmek üzeredir. Bugün saat 14 de Kızılay mahşellik başkanı General Ali Çalımlının başkan- lığı altında son bir toplantı yapı lacaktır. Toplantıda okulalar da, yapılacak merasimin prog - rTamı hazırlanacaktır.., Eminönü kaza koluna — bağlı Beyazıt nahiyesinde yeni açılan binada bayram günlerinde bü - yük müsamereler ve konferans- lar verilecektir. —— 4 Apartıman inşaatı gene fazlalaştı Son zamanlarda şehrimizde apartıman inşaatı gene bir hay- li artmıştır. İnşaatı üzerlerine alanların ekserisi mimar değil, kalfadır. Beton arme inşaat yüz de (90) nisbetindedir. Beton he saplarını belediye fen heyetine tastik ettiren bazı kalfalar ,bilâ- hare inşaatta bu projeleri hakkı ile tatbik etmedikleri anlaşıl - mıştır. Belediye son zamanlar - da inşaatı sıkı bir kontrol altına almıştır. Bir kaç kalfa cezalan - dırılmış, kasten yanlış proje kullanan kimseler adliyeye ve - nlmıwr Beton inşaat hesapları eh tlik yapılmaktadır. Mal : bina için büyük tehlikeler do - ğurabilmektedir. Projelere göre bir metre n'i- kâbı betonda 300 kilo çimento 120 kilo demir bulunması lâzım gelmektedir. Bazı müteabhitler çok kazanmak için, bu miktar g;eı:ırndm tasarruf yapmakta - — Dağcılık klubünde Dağcılık ve yürüyücülük ku- lübünün yeni yaptırdığı üç tenis kortunun açılma resmi, dün ak- şam saat 17 de yapılmıştır. Ye- ni kortları Beyoğlu kaymakamı Demir açmış ve nutuk söyliye- rek, kulübe muvaffakiyetler di- lemiştir. Merasimden sonra, bir danslı çay verilmiştir. ron,, um, eğer kendisi için neler düşündüğümü bilmiş ol, ne o ka dar geğire geğire öğünemezsin, böğüremezsin... Evet, çocuğum, “patron”, hiç aklımdan çıkmıyordu... Ona oy- nayacağım oyunu, en ince nok- talarına kadar özene bezene ta- sarlamıştım. Hafta içindeydi. Anlamıyan gözlerin kılıksız, sünepe! diye- cekleri bir şekilde, sade giyin - miştim. Patronun dükkânma yı.klııırıh 'ken otomobilden indim. va pusarıktı; yağmur ara- da bir ince ince çiseliyordu. Patronun zekâsı, bir imtihan geçirecekti. Kaldırımlar, çamur lu sayılırdı. Halbuki i: . /| rimde toz bile yoktu; mantom da ıslanmamıştı. Dükkânm kapısı, sıkı sıkı ka- palıydı. Tokmağı çevirirken i - çimden gülüyordum : — Hava soğuk... Patron üşü- girdiğim zaman, dükkânın, o hiç değişmiyen loş- luğu, gözlerimi karartmıştı. “Patron”, kasanın önünde, Dün yeni tenis kordları açılması dolayısile Dağcılık klübünde bir müsamere verildi. — Kızılay Beyazit * Cümhuriyet Halk Partisi İstan. bul Vilâyeti Başkan Vekili Ali Rıza dün Ankaradan şehrimize dönmüş. tür. İstanbul Başkanlığına seçilen e. ki Bayındırlık Bakanı Ali de bugün- lerde şehrimize dönecektir. * Ankarada bulunan Edebiyat Fa- kültesi Dekanı Profesör Fuat Köprü- ü bugün şehrimize dönecektir. * Afyon İnhisarı Müdürü Ali Sa- mi ve İdare Meclisi Başkanı Habip- zade Ziya, dün sabah Ankaradan geldiler. Uzak Şarka yaptığımız af yon ihracatını arttırmak için, bazı ı;:ııi ı:urdh;r.leı .:ımmxl%:ur.. ı:: yık, faz. mil gcesımu' tahmin ediliyoı.,m ; * Turing Kulüp Murahhası Şük- rü Ali, Ökonomi Bakanlığı ile temas etmek Üzere dün akşam Ankaraya gitmiştir. Hükümet, Turing işlerile esaslı şekilde meşgul olmağa başla « mıştır. * Haydarpaşada açılacak Nümune Hastanesinin tamiratı henüz bitmedi. ği için hazirana yetişemiyecektir. Hastanenin eylülde açılacağı tahmin ediliyor. Şimdiye kadar bu hastane için (170) bin lira masraf edilmiştir. * Köy mekteplerinde bu akşam imtihanlar bitmiş iBu yıl Tetanbut Wöy mekteplerini sekiz bin talebe çıkacaktuı. * İstanbul ticaret ve endüstri oda- sı, salı günü Ankarada toplanacak o- lan oda kongresine bir rapor gönder- miştir. Bu raporda ucaret işleri hakkında altı madde vardır. Fakat endüstri iş- lerine ilişen hiç bir macde yoktur. İstanbuldaki Endüstriciler odanın rapora kendileri için hiç bir şey ekle- memiş olmasına çok gücenmişler ve ayrıca bir rapor hazırlayarak kongre- ye göndermeğe karar * Silivri tapu memurluğuna Kadı- köy tapu memuru Kâzım Aka tayin edilmiştir. * Yeni Türk Musiki Yayım Kuru- mu musiki kolu tarafından Alemdar nahiye merkezinde dün bir çay ziya« feti verilmiştir. Ziyafette bütün kurüm Üyeleri ha« zır bulunmuşlar ve gece de cemiyetin temsil kolu tarafından cemiyet mer - kezi olan Binbir direkte binasında (Bir cihan gezdim) p'. -sile bir Aziz- lik komedisi temsil edilmiş her iki piyeste oynayan genç amatörler şid- kollarını kavuşturarak büzül - müş oturuyordu. Kapıyı, bile bile açık bırak - mıştım, İçeri giren soğuk esin - ti, patronu ürpertmişti, Sert bir sesle bağırdı: — 'Ricı ederim, kapıyı kapa- Hiç aldırmadım, ona doğ yürüdüm: M — Bonjur efendim. Yaklaştığım zaman beni ta - nımıştı, yerinden fırladı, elini uzattı: — Bonjur hanımefendi. Tezgâhtar çocuğa haykırdı: — Sana söylüyorum, kapı- yı kapat! Aklı sıra, bu, kırdığı potu dü- zelten bir çevirme hareketi idi. Hemen bir iskemle çekti: — Oturunuz efendim, ğ Paltosunun önünü kavuştur - u: — Hava, çok fena... Böyle hahvalarda sinirlerim - bozulu - yor, Sesi ve hali daha teklifsizdi. Beni bir hayli düşünmüş, içi ba- 18-5.9385 —— Z TÜRKÇE BiR ÖRNEK Bir otomobil örneği bulunur. Öna göre otomobil endüstrisİ binlercesini çıkarır, Buldok denilen köpek örne- ğini bilirsiniz. İlkönce bu örne bir çok çiftlerle elde edilmiş. sonra sürüsile çıkartılmıştır. Bir klâsik cimri örneği var- dır, Her cimri insanda onun &* na çizgilerini bulursunuz. Bu örnekleri böylece sırayâ dizmek kolaydır. Ancak ben bir insan örneği ile tanıştım ki bunun daha yeryüzünde üretil- memiş olduğunu sanıyorum, Kısaca anlatayım da dinle- “an; O, bir eve içgüveyisi girmiş. Düğün bir büyük tokantada ya* pılmış ve ertesi günü bay güve- yi ipekli pijamalarını giyerek, gelin koltuğunda, kahvaltr ma- sasının bulunduğu odaya dam- lamış. Ödada kaynana, kaynatâ: bayan baldız, küçük kayın, bit de kıvır kıvır ak tüylü, minimini pembe burunlu yumuk yumuk bir köpek, köpecik varmış. Bizimki kaynanaya, kaynate- ya baş eğmiş, bayan baldızın e“ dini sıkmış, küçük kayının ya- nağını okşamış, kurulmuş masâ başına. Ancak, anlaşılan, pernbe burunlu minimini köpek kendi* sine aldırış edilmediğini görüne ce kızmış bu işe, ve gelmiş, sez* dirmeden, yavaş yavaş harrt di ye bay güveyinin baldırımı ıst» zivermiş. Siz olsanız ne yapardınız bil* miyorum. Fakat bakın bizimki »Ne yapmış. Birdenbire kalkmı$ ayağa, kaşlarını çatmış ve e& ğemli bir sesle: — Bu köpek benim evde tut“ tuğum yeri bilmeli ve bundaf sonra bana ona göre saygı gös* termelidir, demiş ve oturmu$ — yerine, CCE İ Gördünüz mü işi? Eğer eğe- itüğlürr Gıe, a 3 ASN ;gılıeak insan örnekleri ürerse' | vay gidi başımıza gelenler. (Orhan SELİM detle alkışlanmışlardır. * İtalyan kolonisine bir konferanif vermek üzere İstanbula gelmiş olaf İtalyan profet Marpicati dün Lof dra otelinde İstanbuldaki Paşistlerif ileri gelenlerine bir ziyafet vermiştif Marpicati yine konferanslar vermek Üzere bu sabah tayyarc - ile Atinayf gidecektir. : * Türkiye ile İşveç arasındaki tW kas esasıma müstenit ticaret desinin müddeti temmuz iptida: bitecektir. Bu muahedenin daha 3i7 Ay uzatılması için Ankarada İsveç #” firi e müzakereler maktadır. * Hamallar cemiyetinin çevirsii takımından bazı üyelerin — eksilmeti yüzünden yeniden bir seçim y: gerek olmuştur. Cemiyet genel yazıli Sı ticaret ve endüstri odasına baş”i” rarak yapılacak yeni seçim ıçh__ll; na ıımmı;. daha alışmış olacak tı. Kendi kendine gelin g(l'd oluşu, benim hesabırta daha B” yorsunuz galiba? dedim, Yüzü değişivermişti: — İş yok... ” Fakat bunu söylediğine Pf man olmuştu: b*d — Bugünlerde piyasa durgun... ü Ve genç kıza elile işaret “- — Münevver hanım, açıveriniz... Bana dönmüştü: gr -—?Kıhvı, çay, emretme? — Teşekktir ederim, PİF & istemem. Bİ’” * “Patron”, büsbütür 1âübi, leşmişti, yalışık yalışık SOT — Haydi canım, birer çay içeriz. çeti' Bize, .k.ıçh söyle “gr) — Bime KSa # R aa ğ ığ