Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
——— —a ver ADANA'NIN Adana, (Hususi muhabiri- mizden) — Adanamızın ekono- mi durumu hakkında istatistik - lere istinat eden aşağıki satırla- rı bildiriyorum: 1931 yılında 10,623,593 kilo pamuk 3,279,230 1liraya satıl- mıştır. Bu malın 5,415,268 kilo- su 930 yılından müdevverdir. 932 yılında 6,154,727 kilo * 1,690,422 liraya verilmiştir. Bu- nun 5,074,052 kilosu 931 yılın- dandır. 933 de 4,216,808 kilosu 1,243,841 liraya verilmiştir. Bu- nun 2,201,777 kilosu 932 yılına aittir. ğ 934 yılında 11,633,180 kilosu 4,286,446 liraya verilmiştir. Bu- nuün 1,814,981 kilosu 933 yılın- dan devredilmiştir. Yukarıki rakamların tetki- kinden anlaşılacağı Üüzere 934 yılında 931 yılından 1 milyon kilo fazla ihraç olunmuştur. Vasati fiyat itibarile 934 yılı 930 yılı fiyatına pek ziyade yak- laşmıştır. 934 yılında pamuklarımızın bu kıymeti bulmaları fabrikala- rımızın ihtiyaçlarından, takas suretile mahreçler elde edilme - sinden ileri gelmiştir. Bu yıl pamukların daha iyi o- lacağına dair olan ümitler çok kuvvetlidir. Çünkü bu yıl mart ayı içinde çok yağmur yağmış- tır. Toprak suya doymuştur. Kayseri fabrikasının da faaliye- te geçmesi pamuk zeriyatına e- hemmiyet verilmesini doğur -| muştur. Ziraat Bankasının gös- terdiği yardımı da bilhassa kay- deylemek çok yerinde olur. Arpa durumu 1931 yılında 1,678,766 kilo arpa 32,095 liraya ihraç edil- miştir. 932 yılında ise 3,721,876 kilosu 90,236 liraya, 933 de 3,721,876 kilosu 90,236 liraya, 933 de 6,213,682 kilosu 109,064 liraya; 934 de 7,323,710 kilosu 157,043 liraya satılarak ihraç o- lunmuştur. 934 yılı arpa ihracatı, istatis- tikler tutumu başlangıcı olan 926 yılındanberi yapılan arpa , ihracatı arasımda bir rekor teşkil etmiştir. Adanada arpa ihracatı 1932 yılından itibaren bir ehem- miyet almağa yüz tutmuştur. Son yıllarda arpa ziraatine blş- layanlar çoğalmıştır. Buğday durumu Adanada 931 yılında 58,170 kilosu 1452 Hraya, 932 de 405,492 kilosu 17,672 liraya, 933 de 5,194,324 kilosu 162,937 Hiraya, 934 de 11,546,554 kilosu 324,485 liraya ihraç edilmiş bu- lunuyor. 1934 yılr buğday ihracatında rekor kırmıştir. Un durumu 931 yılında 919,696 kilosu 82,831 liraya, 932 de 2;002,711İ No. 14. İHRA CATI kilosu 164,828 liraya, 933 de 5,396,601 kilosu 297,235 liraya, 934 de 4,497,797 kiolsu 264,496 liraya çıkarılmıştır. Şu hesaba göre 934 yılı un ih racatı 933 yılından sonra gel- mektedir. İplik durumu 931 yılında 548,906 kilosu 625,807 liraya 932 de 911,682 kilosu 737,036 liraya 933 de 1,157,348 kilosu 828,600 liraya, 934 de 1,537,652 — kilosu 1,303,034 liraya ihraç edilmiş - tir. Daha evvelki yıllarda iplik ih racatı Cok azdı. İplikteki inkişaf 1931 de göze çarpmış ve 934 de üç misline çıkmıştır. Bez durumu o 931 yılında 29,750 kilosu 147,950 liraya, 932 de 224,690 kilosu 256,144 liraya, 933 de 858,835 kilosu 974,632 liraya, 934 de - 1,193,742 — kilosu 1,365,445 liraya çıkarılmıştır. Bundan evvelki yıllarda bez ihracatı çok azdı. Son yıllarda büyük bir inkişaf kaydetmesi va tandaşların yerli mallara karşı gösterdiği yüksek alâkayı teba- rüz ettirmeğe kâfi gelir. Pamuklu mensucat fabrika - larınm kazançları çoktur. Bez- ler, dokuma iplikleri bugünkü - nün yarısına verilse idare ede - cektir. Meraklı hesapçıların tah- minleri bu merkezdedir. Hükümetimizin bu işe el ko- yacağı, vatandaşların daha u - cüz giydirilmesini istiyeceği u- muluyor. e Gökırmaklı İstanbulda Pahalılık Bugünlerde İstanbuldaki gi - da maddelerile diğer vilâyetle - rimizdeki gıda maddeleri ara - smda( büyük farklar, görülmek- tedir. Adanadaki bazı yiyecek maddelerinin fiyatlarile ayni maddelerin İstanbuldaki fiyat- larını kuruş hesabile aşağıya ya zıyoruz: ü t Adanada Istanbulda Koyun eti : 35 50 Bakla K 1 13 Kabak ebrlü 20 Bezelye 15 15 Taze fasulye: 80 25 -30 Patates: : Ş 6 Elma sek (20 25 - 50 Erik ? v BR N Portakal : Z 7.5 Hıyar : 8 30-40 (İzmir) Malta eriği: —10 20 Yukarıda görüldüğü gibi he - men bütün maddelerin fiyatları Adanada ucuzdur. Yalnız fasul- ye İstanbula nazaran iki mislin- den fazla pahalıdır. Bunun se - bebi de Adanada yetişen mahsu lün diğer vilâyetlere gönderil - mesidir. z — KIRMIZİ V E SİYAH S.TENDHAL di. Sanki dünyada bundan baş - ka meziyet yok; ama tukaranın malını idareye kalktığından be- ri servetini elbette iki, üç mis- line çıkarmış olan bir adama karşı itibarda, saygıda yine ku- sur yok! hiç şüphesiz bulunmuş çocuklar için verilen paradan da çimlenir, Ö zavallı çocukların hâli öbür yoksullarınkinden de acıklıdır. Canavar herifler! Ben de kimsesiz, sokakta bulunmuş bir çocuk sayılırım, babam, kar- deşlerim, kimim varsa benden nefret ediyor...” ; Saint - Louis yortusundan bir kaç gün evel * Julien, Sadıklar mesiresi'nin üstünde Belvödöre (Cihannüma) denen koruda, du- alar mırıldanarak, yapayalnız dolaşıyordu; uzaktan, sapa bir keçi yolundan iki kardeşinin geldiğini gördü, onlardan sakın- mağa çalıştı ise de olmadı. Ju- zi Üü — Biklalk Hen'in güzel siyah elbisesi, son derece çeki düzenli hali, onlara karşı samimi olarak duyduğu hafifseme bu kaba saba işçileri o kadar kıskandırmıştı ki, onu, ağzından burnundan kan getir- tip bayıltıncıya kadar döğdüler. M. Valenod ve ilçe bayı ile gez- meğe çıkmış olan Madame de Rönal, tesadüfen koruya uğra- dı; Julien'in yerde yattığını gö- 'rüp ölmüş sandı. O kadar mü- teessir oldu ki, M. Valenod'nun içine kıskanclık kurdu girdi. M. Valenod pek erken telâşa düşüyordu. Julien Madame de ma bu güzelliği yüzünden de o- na kin besliyordu; bu kaza, Ju- lien'in bahtı gemisini az kalsın yoldan alıkoymuyor muydu? Julien, ilk gün, elini öpmeğe ka- dar vardırdığı coşkunluğu unut- turmak için Madame de Rönal- ee l mialidin ” —TT BORSA 4 MAYIS Cumartesi — —APRRR — e ee l e d S A LA AN a R Ee BC . & L A e » si d li ç “ 6.5-935 ——— DUNYA SIYASASI Yeni Pakt'ın Çekiç İle Mayısın ilk günleri arsıulusal PARALA R barış tarihinde en değerli vak'a- lardan birini doğurmuş olmak bakımından, bütün insanlık içiri uğurlu saatlerden sayılacaktır. Mayısın ikinci günüdür ki, Rus- Fransız karşılıklı yardım paktı parafe edildi. Sulhü sağlamlaş- tıran bu yeni vesika kat'i şekli- ni aldı. Yeni paktın hakiki ma- hiyeti nedir? Bunun, başka dev- letlere çevrilmiş bir noktası var mıdır? Hükümlerinin başlıcala- rından çıkan mana nedir? Tet- kik edelim, Yeni pakt, bütün manasile u- luslar kurumuna dayanan ve kurumun ana misakını ayrıca tamamlıyan bir andlaşmadır. Birinci maddesi “Rusya ile Fransa Avrupai bir devlet tara- fiından tehdide uğrayacak ve meşru müdafaa vaziyetine dü- şecek olursa biribirile istişare edeceklerdir” diyor. Ve bu isti- şare: “Cenevre paktının onuncu maddesi hükümlerine uygun o- larak gereken tedbirleri aimak hususuna” Matuf olacaktır. Uluslar Kurumu paktının o- nuncu maddesinde Kurum üye- lerine iki türlü vazife yükletil. miştir: 1 — Kurum azasından herbi- ri, diğerlerinin istiklâl ve mülki tamamlığına riayet edecektir. “(Menft vazife). - 2 — Bu iki noktadan tecavü- ze uğrayacak azadan herhang: birini, diğer aza müdafaa ede- | cektir. (Müspet vazife). İşte onuncu maddenin bu hü- kümlerinin tatbiki meselesini iki devlet aralarında derhal isti- şare etmeği taahhüt ediyorlar. Derhal yardım y . — CCa * TÜRELOGİYUT ? Alış Satış Sterlin 605.— 608.— Dolar 122.— 126.— 20 Fransız Frangı 165.— 168.— 20 Liret 203.— 206.— 20 Belçika Frangı 80— 83.— 20 Drahmi 22.50 Zd 20 İsviçre fr. 8l0.— Blâ— 20 Leva 22 Z24— Florin 82.50 Bâ— 20 Çek Kuron 98 — 102.— Avusturya şilin 22 Z24— Meark 43— 45.— Zloti 22— ZA4— Kroş 23.— 25— 20 Ley 15.— 16.— 20 Dinar S2.— S4â— Yen 33— 34.— İsveç Kuron 30.— 82.— Altın 938,— 939 — Mecidiye 43.50 44.50 Banknot - 238 — 240.— ÇEKLER Kapanış -. — — Fransız Frangı 12,05,50 İngiliz lirası 608,75 Dolar 0,79,50 Liret 9,63,65 Belga 4,69,58 Dranmi 83,75 İsviçre Frangı 2,45,62,50 Leva 64,04,50 Florin 1,17,64 Çekoslevak kuronu 19,02,75 Avusturya $ 4,22,85 Pezeta 5,82,13 Mark 1,97,33 Zloti 4,21,25 Pengo 4,51,50 Ley 78,57,75 Dinar 34,97,82 Yen 2,78,43 ?ervoneu 10,97,50 sveç kuronu 3,18,63 ESHAM Iş Bankası Mü- V 90— ” » N. 9.50 ” » H 950 Anadolu Şm. 95 60 25,20 ” » 00 75 42.50 Şirketihariye 16— Tramvay 30.50 Bomonti - Nektar 10— Terkos 17,25 Bal; Rej, 230 Asi aa 10.70 Merkez Bankası DETR ÖL 5z İ Osmani# Bankası 24 Telefon 13 Tttihat değirmencilik T.A.Ş. 9.50 $ark Değirmenle! 0.90 Şark merkez eczanesi 4.80 T ISTIKRAZLAR Türk Borcu I * 30.65 zi M 28.70 v a M 29.40 Ergani 9425 Sivas-Erzurum 95.— İstikrazi dahili 96.— Şark Şm. 26.— Rus - Fransız paktının üçün- cü maddesi yine Cenevre misa- kına dayanıyor. Uluslar Kuru- mu misakının 16 ıncı maddesin- de deniliyor ki: “Uluslar Kurumu harbin önü- TAHVILAT Rihtim 10.50 Anadolu TI 43.85 I Müz Anadolu mümessil 51.75 ne geçmek için: askeri, ökono- mik ve mali sanksiyonlar (ce- zai hükümler) kullanacaktır.” Görülüyor ki, yeni andlaşma, Uluslar Kurumu paktını ta- Rönal'i pek güzel buluyordu a- | Fransa ile t Ccaretimiz Fransa ile aramızda yapılmış olan Modus vivindis'deki tenzi- lâtlı tarife hükümlerinden ba - zıları geçen ayın başında kaldı- rılmıştı. Hükümet bu anlaşma- daki diğer hükümlerin de 1 Ha- zirandan itibaren kaldırılmasına karar vermiştir. 1 Hazirana ka- dar gelecek ve gelmiş mallar anlaşmadaki şartlardan istifade edecektir. Fransa için yapılmış olan kontenjan listesinde hiç bir değişiklik olmayacaktır. le mümkün olduğu kadar az ko- nuşuyordu. de chambre'ı Elisa, genc müreb- biye gönül vermişti; hanımına srk sık onun * sözünü ediyordu. Mademoiselle Elisa'nın aşkı Ju- lien'i, uşaklardan birinin kinine uğratmıştı Önun bir gün Elisa- ya- “Ö kokmuş mürebbi geleli beri benimle konuşmak istemi- yorsunuz” dediğini duymuştu. Julien doğrusu böyle bir haka- rete lâyık değildi; fakat güzel delikanlıların içinden doğan bir hisle, üstüne başına bir kat da- ha itina gösterdi. M. Valenod: nun kini de iki kat oldu. Bir genc papasa bu derece zariflik düşgünlüğünü yakıştıramadığı- nı herkesin içinde söylemeğe bşşladı. Julien'in elbisesinin ra- hib elbisesinden biricik farkı, cübbe giymemesi idi. Madame de Rönal onun Made moiselle Elisa ile her vakitkin- den daha sık konuştuğunu far- ketti; bu konuşmaların, Juli- en'in giyecek hususunda pek zü- ğürt olmasından ileri geldiğini K iğ Madame de Rönal'in femme mamlıyan bir vesikadır. Bunun başka türlü tefsir edilmemesi içindir ki, iki taraf yeti andlaş- manın dördüncü maddesinde, Uluslar Kurumu vazifelerini tahdit edecek bir mukavele ya- pılmadığını tasrih etmek ge- rekliğini duymuşlardır. Buna eklenen protokol, vazi- yeti açıkça anlatıyor. Harp teh- likesi karşısında iki taraf usu- len Uluslar Kurumuna müraca- at edecek.. Kurum kendi ana mi sakının 16 ıncı maddesine göre iki tarafa tavsiyelerini yapar TETETEE de öğrendi, Julien'in çamaşırı o kadar azdı ki. ikide bir dışarı gönderip yıkatması lâzım geli- yordu, Elisa ona işte bu işler için yarıyordu. Madame de R&- nal onun bu derece yoksul ol- duğunu hiç düşünmemişti, öğ- renince içine dokundu; ona bir takım hediyeler ' vermek istedi ama cesaret edemedi; Julien'in yüzünden duyduğu ilk elemli his işte bu mukavemet, isteğine karşı içinin gösterdiği bu muka- vemet oldu. Ö güne kadar Ma- dame de Rönali'n zihninde Ju- lien'in adı ile saf ve tamaınile fikri bir neş'e hisşsi beraber gidi- yordu. Julien'in yoksulluğunu düşündükçe içi içini yedi Ve ni- hayet kocasına, mürebbiye ca- maşır hediye etmesini söyledi M. de Rönal: — Böş yere Mmasraf! deli Kendisinden memnun olduğu- muz, bize istediğimiz gibi hiz- met eden bir adama ne diye he- diye vereceğiz? Gevşeklik pös- terse anlarım, hediye ile teşvik etmis oluruz. Kocasının bu düşüncesi, Ma- M 18 Cei Uğurlu gün Yeni paktın esası: MW d Deklr NPTR A Ruhu .. Orak Galib.. yapmaz karşılıklı yardım başlı- yacaktır. Konseyin tavsiyesi teahhur ederse yahut konsey hiçbir tav- siyede bulunmaz ve reyini itti- fakla beyan etmez ise iki taraf yine biribirine karşılıklı yardım da bulunacaktır. Yeni paktın ruhu buradadır: Akitlerden biri tecavüze uğ- radığı takdirde Uluslar Kurumu ister bir karar versin, ister ver- mesin, öbür âkit derhal yardım mükellefiyetini kabul ediyor. Eski ittifak Böyle olmakla beraber, bu andlaşma, Umumi Harpten ev- velki ittifak mahiyetinde değil- dir. Artık askeri ittifaklar devri geçmiştir. Süel ittifakların sul- hu teminden ziyade harbi do- ğgurduğunu 1914 ün acı örneği ile bütün insanlar gereği gibi anladı. Malümdur ki, eski Rus - İransız ittifakı 1891 den 1914 yılına kadar muteber kaldı. As- keri hükümleri açık olan o itti- fakın tefsiri birçok meselelere meydan vermişti. Birinci ve ikinci maddeleri açıkça Alman- yaya karşı idi. İkinci maddede- ki: derhal ve ayni zamanda se- ferberlik ilânı kaydı, Umumi Harbi patlatan başlıca sebepler- den biridir. Zaten bu ittifak bir çok değişikliklere uğradı. 1900 yılında Fransa ile Rusya ara- sında yapılan yeni askeri bir mukavele, muhtemel bir İngiliz tecavüzünde iki tarafın biribiri- ne yardımını tasrih ediyordu. Yfatta; daha ileri gidilerek bir de deniz mukavelesi projesi ya pılmıştı. Ne gariptir ki, bütün bu mu- kaveleler ve projeler, az sonra bir Fransız - İngiliz yakınlığı ve nihayet antant - kordial ya- pılmasına mâni olmadı. Fransız diplomasisi, İngiltereye bir kat daha yaklaştı. İngilizlerin müt- tetiki Olan Japuilya, Rusya llt harbe başlayınca Fransa bitaraf kaldı. Müttefikinin Uzak Şark- ta mağlübiyetine seyirci kaldı. Ittifak muahedesi mütemadi- yen tadil edildi. 31 Ağustos 1911 de yapılan askeri protokol da iki tarafın askeri taahhütle- rinde tadilât yapıldı. Müdafaa harbi sözünün manası tasrih e- dildi ve “münferiden sulh yap- mamak, muhasematı tatil etme- mek, mütareke aktetmemek” gibi kayıtlar sağlamlaştırıldı ve ilâ,.. Çekiç ile orağın galebesi: Burada eski Fransız - Rus it- tifakının tarihçesini yapacak değiliz. Maksadımız, bugünkü sında hir müna madığmı göstermektir, bugünkü Sovyet Rusya ile eski Çarlık arasında hiçbir münasebet olmadığı gibi.. Çarlık, dünya sulhünü mütema- diyen tehdit eden bir kâbus idi. Çarlık, vicdanları dame'de Rönâl'in unuruna do- kundu; onun bu düşüncede bir adam olduğunu, Julien gelme- den önce farketmemişti, ede mezdi. Üstü başı, pek sade ol- makla beraber vine de son de rece temiz gözüken genc rahib- lene zaman karşılaşsa, Ma:- dame de Rönal içinden: “Zaval- lr çocuk! diyordu, ne yapıyor, ne ediyor?,, Julien'in birtakım şeylerden mahrum olduğunu görmek, ya- vaş yavaş, fenasına gitmeyip merhametini uyandırmağa baş- lamıştı Madame de Rönal, kendileri- ni tanıdığınızın ilk on beş gü- nünde budala sanabileceğiniz taşra kadınlarındandı. Hayatın ne olduğunu anlamamıştı, pek söz söylemeğe de kalkışmazdı. Ruhunda bir kibarlık ve istiğna vardı, tesadüfen aralarına düş tüğü kaba insanların yapıp et- tiklerine çoğu vakit aldırış et- mezdi. Zaten bahtiyarlık ara mak herkesin içinde kendiliğin- den bulunan bir his değil midir? Biraz olsun tahsil, terbiye P A Ae a BAD AĞ ĞAA andlaşma ile askeri ittifak ara--|- ve ruhları & £ Yunan borçları Atina, 5 (Hususi muhabiri- mizden) — Emlâk bankası Hak- kında görüşmek üzere buraya gelen İngiliz maliyecilerinden Livor ve Horn Yunanistanın borçları hakkında da bir uzlaş- ma temini için müzakeratta bu- lunmak salâhiyetini haizdirler. Malüdur ki üç ay kadar ev - vel Londrada İngiliz dâyinleri ile Yunan heyeti arasında görüş meler yapılmış, fakat bir uzlaş- maya varılamamıştı. Bunun ü- zerine Yunanistan borçlarının yüzde otuzunu vermeğe karar vermiş ve bütçesine tahsisat koymuştur. İngiliz maliyecileri müzakerata -başlamak için yüz- de otuüz tediyenin tehirini iste - mişler, fakat Yunanistan bunu kabul etmemiştir. Başbakan bu işin müzakeresirâ Pesmazoğlu - na havale etmiştir. Pesmazoğlu ile İngiliz maliyecileri arasında temaslar başlamıştır. Danzig parası Varşova 5 (A.A.) — Para kıy metinin düşürülmüş olmasına rağmen, Danzig'de —sükünet vardır. Fiyatlar komiserliğinin iznile, dükânlar kapanmıştır. Polonya ticaretinin uğradığı za- rar 30 milyon zloti tahmin edili- yor. Nazi başkanlarından Forster, Dantzig sanayi mümessillerine vâki olan beyanatında, Dantzig- in 100 yıl, serbest bir şehir ola- rak kalmıyacağını ve akla uy - gün gelen bü değişikliğin er, geç hâsıl olacağını söylemiştir. Yeni kitaplar Afyon Uyuşturucu maddeler inhisa- rı idaresi, (Afyon) ismi altında güzel bir kitap neşretmiştir. Acunda ve daha ziyade Türki- yedeki afyon ekimi, - işlenmesi, alım satımı hakkında dikkate değer malümatın toplandığı bu eser, nefis bir baskı içinde çıka- rılmıştır. ; Kitapüç kısma ayrılmıştır. Ilk kısımda afyon hakkında fen- m? we tarihf malümat wesdee T — kinci kısmı teşkil eden - istihsal bahsinde memleketimizin afyon vaziyeti, yetiştirme kabiliyeti, ana hatları çizilmiştir. Kitapta, bunlardan başka daha bir çok malümat ve dikkate değer ista- tistikler vardır. En — sonuna Türk - Yugoslav afyon anlaş- ması, Lahey afyon mukavelcîlı, uyuşturucu maddeler inhisarı hakkımmdaki kanun suretleri de eklenmiştir. zen bir kâbus olduğu gibi.. Çar- lrk, acunu kaplamak hevesini güdüyordu; Sovyet Rusya, sulh ve Mmilli hürriyet davalarının â- vukatıdır. Sulh avukatı olduğu içindir kiş Dunu pekleştirecek her töşebbüsü yapıyor. Bugün- kü andlaşma, harp tehlikesini sımsıkı bağlıyan ağır zincire ta- kılmış yeni ve sağlam bir hal- kadır Bu güzel halkadan dola- yı çekiç ile orakı candan kutlu- larız. Y.0.B. görseydi çabucak kavrayışı ve yapmacıksız akıllılığı ile çok kimsenin dikkatini çekebilirdi. Fakat zei şin kızı olduzi için, Sacr&-Coeur de Jösus tarikatine can ve gönülden bağlı, jesuite- leri sevmiyen Fransızlara şid- detle düşman rahibeler manastı rında büyütülmüştü. Madame de Rönal o manastırda öğren- diklerinin manasızlığını vaktin- göstermişti; fakat bu unuttuk- larının yerine başkâ bir şey öğ- renmediği için sonunda hiç bir şey bil uştu. Büyük bir servete riçin daha Tanrı'ya açmak için duyduğu şama edinmişti, bi gözükürdü ve her ne denirse den onu Verriğres erkekleri ka- de anlayıp unutmak dirayetini — pek belli olan temayül neticesi, kendi içine kapanır gibi bir ya- — IJ J Gerçi büsbütün gönülsüz gi- derisin ona razı olurdu (bu yüz- —