HAYRANLIKLARIMI”7 Düne & Fransız yii, İtalyan sanatı, esi, Avusturya o- Sirkeci garına ayak basar b; diline döla « dığı meşhu B Düne kadar diyorum, bugün Öyle değil mi? Hâlâ tercüme, a- dapte veya intihal edilen kitap- yerli kumaşlarımızı halka İngi - ronesansın - ye üi ; gençler seksen seneevvel bir Alman ya- Hudisini attığı ekonomi politik nazari n kir sanıyorlar; konservatuvara Viyanadan muallim ve mütehas sıs getiriyoruz. Fakat bu üstad milletler ara- sına yenileri karışmaya başladı ve âdeta bize eskilerini unuttu - racağa benziyor: Belgraddan ge len Türkler, oradaki - operadan tutunuz, bir viranenimn, kereste- leri biçimli kesilmiş tahta perde lerine kadar her şeye hayrandır- lar; Atinanın ucuzluğu, rahatlı- ğı, sevinci, güzel sanatlardaki aşkı ve canlılığı burada bir şöhrettir; S büyük Şi ya gazeteleri - nin. çidtliyeti $ hayatınmı cazibesi, hattâ, hattâ, Arnavut - lukta çıkan fikir ve sanat mec- mualarımın temizliği, güzölliği dillere destandır, Bunlar snob muha şişirilmiş alelâde kıymetler mi - dir? Sütçü Bulgarın, şıracı Ar - | navudun, Rum garsonun mezi - | yetleri mübalâğa mı ediliyor ? Hayır! Onların memleketinden gelen Türklerin hepsi doğru söy İüyorlar: ne Belgrad operası gi- | bi operamız, ne Bulgar gazete - leri gibi gazetelerimiz, ne Arna- | vutluk mecmuaları gibi mecmu | alarımız, ne Atina samat hayatı gibi hayatımız, ne Bük- reş gibi caddelernden fiekiyeler halinde carililik fışkaran bir şeh- rimiz var, Artık Fra giliz sanayiini, İtalyan sanatinı, | Alman felsefesini, Avusturya o- perasını meşketmekten vaz ge - çelim. Onlar bize fazladır ve â- deta medeniyetin metafizik de- receleri gibi uzaktır. Balkan- ların çıraklığını kabul etmeğe mecburuz. Ustalarımız hudutla- rımıza kadar geldi. Onlardan da biraz ders alamazsak artık İra - na, hattâ Efganistana hayran olmaya başlayacağız. Peyami SAFA İdman bayramı Kız ve erkek lise ve orta mek- rin idman bayramı bugü den evvel saat 10 da Kadıl yünde Fenerbahçe stadında ya- pılacaktır. Bu sene idman bayramınma 5 bin kız ve erkek talebe iştirak e- decektir. 'TAN *” im tefrikası Erikçiçekleri * MAHMUD YESARİ | ğa, kayda tahammül edemiyor - | sun. Yanmdaki Necdet dediğin genci, mantonu tutturmak, şem- siyeni, çantanı taşıtmak için. u- şak gibi taşıyorsun... Onunla a- gizli kapaklı bir münase- — Mersi! " — Ufukton uflka dölaşan bir rüzgir gibisin! Ve dik dik baktı: — Seninle uzun uzun ko - nuşmak istiyol . Yalnız, seni evime davet edemiyeceğim. Be- nim misafirlerim eksik olmaz. Bu müânasız kalabalık, seni sıka- caktır. Misafirlerini ağırlayan bir salon kadımı olarak, sana, kendimi gükinç göstermek iste- #siyorum. Senin evin nasti? — ÜSÜNDÜKÇE | a | ayelelerde | ** Bükreşte “toplanacak “olan | | Bundan başka Roma konleran- | tüm, Avdetimde tekrat.Belg | da azalar noktai nazarını söy « | letkeni)bende Türkiyenin gö | Tevfik Rüştü | Aras dün geldi Cenevrede Uluslar Kurumu konseyinin toplantısında baş - kanlık etmiş olan Dış İşler'Ba- | kanı Tevfik Rüştü Aras dün'sa- | bahıki'trenle İstanbula dönmi istasyonda merasimle karşılan- maştır. Tevfik Rüştü Aras/ Ce nevteden dönerken Belgradda ve Solyada Yugoslav ve.Bulgar hükümet atdlamlarile yaptığı gö- rüşmelerden memnundur. Bu - gün Ankaraya dönecektir. Tevfik Rüştü Aras 10 mayıs- Balkan antantı konseyinde bü: lunmak üzere-mayısın haftasın- | da Bükreşe gidecektirBu top- lantıda Balkan antantmın imza- sından bugüne kadar elde edil. miş olan neticeler gözden geçi- rilecek ve Balkan mümessille- rini alâkadar'eden siyasal ve e- konemik işler görüşülecektir. sında Balka santantına dahil memleketlerin. takip: edecekleri müşterek programın. görüşüle - aĞi halaaım ea lerinlar ada İlaesa konleransında - Balkan antantı devlet K bir program takip edeceklerdir. 'Tevfik Rüştü Aras dün Ana- dolu Ajansına vaki olanı beya- matında demiştir ki: — Cenevrede bilhassa dos- tum Romanyanın kıymaetli hari- ciye nazırı Titülesco ile görüş. t taki Yugoslavya hariciye m teşarı Bay Puriç ile görüştüm. Giderken ve gelirken Sofyaı i yeni hükümetin ricalile e fikir taatisine imkân ol- Cenevre «konseyinde ruzna- mede mevcut meseleler hakkın- nüşünü ve Boğazlar işini vaki ölan beyanatınila — naklettim. Büyük komşumuz ve dostumuz Soövyet Rusyanın kıymetli ha - riciye nazırı Bay - Litvinof'un Baynumu g: — Küçük'bir apartıman... Fa- kat-şık değildir, ve konfor da a- rama, Gözleri-parladı, iki elini biri'- birine vurdu: — 'Daha 'iy Yalnız... * Yüzü kararıvermişti: — 'Gün görmez, kapanık bir apartıman miı? — Pencereden başımı - çıka - sokağa vuran güneşi görebilirim. IKaşlarının arası buruştu: — Şimdi'bahâar!.. Güneş iste- rim ben... Açıklık, yeşillik, renk, ışık isterim... Bit kır kahvesin- de buluşalım. Durdu, düşünüyor gibi idir — Hayır... Oralarda rahat ko- nuşamayız. İşleri güçleri başka. larını dinlemek olan yavan zevk- Hiinsanlardan hiç hazetmem... O halde?... Sağrelini, şakağına dayamış - tı, birden sıçtadı: — Benim, Erenkö; köşküm var... Daha kiraya verik medi, galiba2.. Yarın, eşya gön- | verici bir vazifedir.,, nde bir | kadınlar kongresi üyeleri Ankaraya gittiler Boğazlar meselesinde konsey huzurunda bizi teyit ettiğini bu- rada kaydetmek memnuniyet —— Atatürk'ün kabul edeceğ heyetgittii Arsrulusal kadınlar birliği kongresine iştirak eden murah- hasların çoğu dün memleketle- rine dönmüşlerdir. Loyid Tri- estino acentesinin Heloir vapu- ru dün sabah bir çok murahhas- ları alıp Pireye ve Brendiziye götürmüştür, Atatürk'ün kabul edeceği o- | 15,15de hareket eden trenle An- karaya gitmişlerdir. Bunlar ya- rın şehrimize döneceklerdir. Murahhaslar kongreden elde edilen neticelerden memnun - durlar, — Yalnız 1 lira Taşdelen suyunun Üsküdara indirilmesi işi, bu sene de kalı- yor. Yapılacak tesisat için, 200 bin liradan fazla bir masrafa ih- tiyaç görülüyor.Halbuki bu mü- aakner at yamar e G n bütçesine Taşdelen suyu faslı olarak yalnız (1) lira koymuş - tur. tuz iki kişilik heyet te dün saat | '© M İ eökran ada OKS Balünamıyee Bdi 1838 Şin | İ sayan BüREMİYGENAD "AKORE — Berberlere Yardım Berberler mektebindeki üçer aylık kurslardan, son devrede (10) u kadın olmak üzere 15 ta- lebe mezun olacaktır. Bunlar, mayıs sonunda çıkacaklardır. Şimdiye kadar (45) kişi çıkmış- tır. Berberler cemiyeti son bir yıl içinde (200) azaya bedava hü - viyet cüzdanı vermiştir. -(500) liralık ta nakdi yarâım yapılmış tr. Maden ihracatı çoğaltılacak | racatımızım arttırılması için mü- him bir rapor hazırlamış, Anka- raya göndermiştir. Ekonomi Bakanlığı, raporu beğenmiştir, İhracatı kolaylaştırıcı tedbirler | alınacaktır. Buluşuna, pek sevinmişti : — Çamlar, erik, şeftali ağaç - larr arasında, cici bir köşk... O- rada bahar, hayat kaynar. Sesi, sevinçle titriyordu: — Aklıma geldiği, ne iyi ol- du! Sıçrayarak ayağa kalkmıştı: — Ya, kiraya verildi ise?.. Baş ka köşk aramalı? Ben, şimdi bir otomobile atlar, avukatıma gi - derim. Yarma bırakmamalı, bu işi, hemen halletmeli... Elini uzattı: — Ben, gideyim... Sana haber gönderirim. Matbaalarda aratır- sam, seni bulurum, değil mi? Necdet, kapı kapı dolaşıp — bul - sun. Allahısmarladık, arkadaş... Elimi sıktı ve yürüdü, fuva - yenin kapısından çıkarken dön- dü: — Eğer gelmiyecek olursan, karışmam, elimden güç kurtu - lursun. Bunu, iyi bi Terkosun Pahalılığı Belediye sular idaresi verilen su mikdarının yarı yarı- ya kaybolduğunu tesbit etmiş - tir. 1934 yılında şehire su mikdart 12,592,282 metre mi- kâbıdır. Yapılan tetkikattan an- laşılmıştır ki, şehirde sarfedilen | su ancak 6,298,854 metre mikâ- bıdır. Arada kalan 6,203,428 metre mikâbr suyun yollarda kaybolduğu anlaşılryor. Sular i- daresi, | ıybo! uyun gölden , temizler nesi, şehi. a.ar getir mesi icin de mas- raf yapmaktadır. Bu su kayıbı- nn önüne gecmek içih, bütün şebekenin değiştirilmesi, başta Taksim merkezlerinin yeniden yapılması icabetmektedir. Bu - nun için de Mmilyonlarca lira lâzımdır. Terkos gölünden bir metre mikâbı su çıkarmak için yalnız kömür masrafı aşağı yu- karı bir kuruştur. Diğer al- lar ayrı.. bu vaziyette terkos i- daresi, yalnız kaybolan suya kö- mür masrafı olarak senede (70) lere pahalı verikliğini söylen tedir. ği Sipahi ocağında kurslar Sipahi ocağında yeni açılan binicilik kursuna Universite fa- külteleri ve yüksek mektepler ta lebesinden şimdiye kadar yüz kadar talebe yazılmıştır. Bunla- rın içinde genç bayanlar da var - dır. Kurs talebesi yazın uzun bir koşu yapacaklardır. —— Almanca dersleri Kuwvetlendirecekler Kültür Bakanlığı liselerdeki Almanca tedrisatı kuvvetlen - dirmek için iki mütehassıs Al- man muallirni mütehassıslar İstanbul mek teplerinde bu yıl sonuna kadar tetkikat yapa caklardır. Gelecek ders yılı başmııda da birer lisede ders okutmağa başlayacaklar - Fâr. dim, Yarı açık duran bahçe kka - pısından içeri girerken, sarı, u - zun bir köpek hırlamağa başla - dı. İri yelpaze dallı çam ağaçları arasına saklanatı köşkün ön bal- konunda al kimono giymiş bir kadım göründü ve köpeğe hay - kırdı: — Sus Hektoör... İçeri gel... Ve beni görmüştü, elini sal - ladı: — Bonjur Yetari... Sinema fuvayesinde konuştu- ğum uzun boylu, siyah manto - lu kadın, bir ateş, bir alevdi bu- gün... , Beyaz, penbe çiçekler açmış ik, şeftali ağaçları arasından yürüyordum. Kadın, balkondan kaybol - muştu. Çamları da geçip köşke yaklaştığım zaman, onu kapının mermer merdivenleri üstünde, beni bekliyor buldum. ğ Tramvaydan inip sağdaki cad | deye saptım, Köşklere bakarak yürüdüm. Tarif edilen köşkü dertir, döşetirim, bulmakta pek güçlük —çekme - Teni, erik çiçekleri kadar be- yaz, yüzü, şeftali çiçekleri ka - dar penbe idi. Henüz otuzunu doldurmamış, bir genç kadın da, ancak bu kadar taze, genç verilen | P| TT YA getirtmiştir. Bu | 26 -4 - 935 İTENLER K BESEMAE Diş Bâkanı Tevfik Rüştü Aras dün Cenevreder. döndü - Atatürk'ün kabul edeceği Arsıulusat | KÜÇÜK HABERLER l * Deniz ticaret müdürü Müfit De- niz, Ege limanlarnıda yaptığı tetkik- ler neticesini bir raporla Ekonomi Bakanlığına bildirmiştir. * Uzatılmakta olan Maçka tramvay yolu bir kaç güne kadar bitirilecek ve hat işlemeğe açılacaktır. * Askeri tekalitler cemiyeti idare beyeti dün toplanarak azalara yapıla- cak yardımı kararlaştırmıştır. * Edirnekapı Sıhhat merkezi bu « gün Karaglmrük merkez binasında bir müsamere verecektir. ilâliahmer Beyazıt kolu yeni hasının açılma resmini yarın saat 20,30 da yapacaktır. * Şehrimizdeki misfir Romen tale- besi bugün 16 da Tepebaşı ti- yatrosunda bir konser verecektir, #Ankarada 28 nisanda toplanacak Hilâllahmer wmumi — kongresine işti- rak edecek olan Iİstanbul mi ları bugün gideceklerdir. * Bu hafta Bulgaristan ve Roman- yadan şehrimize 300 den fazla göç- men gelmiş, Trakyaya gönderilmiş - tir. * Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Ustündağ, bugün Ankaradan şehri- mize gelecektir. v yöleSiZü ında dün keşif yapılmıştır. Mül Emlâk müdürlüğü — de hazırla- makta olduğu raporu, pazar günü Ma liye Bakanlığına gönderecektir. * Arttırma ve Eksiltme Kanunun- da pazarlık ile alınacak şeyler ve ya- pilacak işlerin ilâna bağlı olmadığı vilâyete büldirmiştir. * Feminizm kongresinin — toplan- diği Yıldız. merasim, salonunun, bu ibi büyük kongreler için kâfi gelme- lmaştır. Salonun — genişle- esi ve daha çok kimsenin rahatça yer alması için bazı yeni tertibat vü- cude getirilecektir. * Deniz lisesi son sınıf talebesinin imti bitmiştir. Önümüzdeki talı günü Deniz İisesinde merasim yapracak, mezun — talebeye diploma- ları verilecek ve kılıç takılacaktır. ediye tarafından — hazırlanan bir istatistiğe göre İstanbulda 453 çeşme vardır. Bunun 195 i kırkçeşme, 98 i Ha- midiye, 73 Ü Toksim suyu ve 87 si de Halkalı suyudur. * Belediye İktisat müdüriyeti as- akkımdaki raporunu be- reisliğine vermiştir. * Istanbulda buğday stoku fazla ol. Eti Bankası Kuruluyor Yeni kurulacak Eti Bankası yakında işe başlayacaktır. Ban- ka, doğrudan doğruya maden işletmesi ile uğraşacaktır. Ilk önce, Ergani bakır, Keçiburlu Kükürt, Bulgardağı simli kur « şun madenleri işletilecektir. Ay- rıca bir de jeoloji enstitüsü ku- rulacaktır. Jeoloji enstitüsü, yalnız araş- tırma yapacak, işin teknik tara- fına bakacaktır. Maden um müdürü Bekir Vehbi, bir iki gü- ne kadar demir sanayli müdür - lüğü vazifesinde — çalışmasına başlayacaktır. Maden umum mü dürlüğüne, eski havza müdürü Reşit Osmanın getirilmesi mul- temeldir. — Elektrik şirketi Elektrik şirketi umumi heye- ti dün toplanmıştır. Bu toplar tıda şirketin bir yıllık faaliyeti gözde geçirilmiş, sonra idare | meclisi seçimine geçilmiştir. U- mumi heyet eski idare meclisi üyelerini yeniden seçmiştir. Toplantı sonunda şirketin 35 milyon İsviçre frangı sermaye- sine yüzde 45 nisbetinde, yani hisse senedi başma 11,25 İsviç- re frangı temettü tevziine karar verilmiştir. Ş — çe Adliye sarayı Nafıa Bakanlığı iki mühen « disini, yeni adliye sarayı için tet kiklerde bulunmak üzere şehri - mize göndermiştir. Mühendis « Jer, tetkikat yaparak Ankaraya dönmüşlerdir. aa — Baba günü kutlulandı Haydarpaşa lisesi muallim kıs mı talebesi tarafından dün şe - hir tiyatrosunda tarih muallimi Şerifin 68 inci yıldönümü ve mu â]iimli inin 48 inci yılı kutlulan Önce İstiklâl marşı dinlendi, dânsları takip etti. Bundan son- ra (gün batıyorken) piyesi, (Mahcuplar) komedisi oynan - dı. Bu kutlulamaya “baba gü - nü,, denilmekte ve her yıl tekrar lanmaktadır. ——— | Boğaza yeni vapurlar Şirketi Hayriye, Avrupanın vapür müesseselerile muhabere ye devam etmektedir. Gelecek mevsime yetişebilmek için şirket en uygun şerait gösteren mües- seseye bugünlerde dört vapur ısmarlayacaktır. —a — duğu için ekmek Hyatının indirime- sine karar verilmiştir. * Yollarda — otomobil ve motcsik- let kullananların - ehliyetnamelerin'n kontrolü için yeniden emir verilmiş- tir. * Belediyeler bankasına — Tstanbul namına şimdiye kadar yatırılan ser « maye miktarı 2,5 milyon lirayı bul « muştur, * Dün akşam Halkevinde Tıp tale. besine doktor Akif Şakir tarafından bir konferans verilmiş ve projeksi - yonla levha'ar göstermiştir. | görünebilirdi. Elimi sıkarken gülümsüyor - du: — Atlatacaksın, gelmiyecek- sin, diye korkuyordum. Köşke gi Beyaz boyalı, hasır koltuklarla süslenmiş, çok sade ve çok temiz, geniş bir so- fadan geçtik. O, önümüze gelen kapıyı aç- tı: — Gir, dedi. Burası, köşkün salonu olacak- tı. Sofa gibi, bu oda da gayet sade döşenmişti. Sofadan giri len kapmın karşısında, bahçeye açıları büyük bir camlı kapı var- dı. Odanın sağında, büyük bir kuyruklu piyano duruyordu. Küçük tabureler, cigara is - kemleleri üzerindeki çiçeklikle- re fulyalar, sümbüller ve ağaç lardan koparılmış - çiçekli erik, şeftali dalları konmuştu. Hep şehir içinde, kapanık o - dalarda, elektrik ışığı altmda çalışmaktan bunalan, kararan 1- çim ve gözüm, bahar ışıklarile kamasmışstı . Al kimonolu kadına bakıyor- düm . O, bakışlarımdan anlamıştı, güldü: — Buğün kaç yaşmdayım? — Ancak otuzunda varsın... Çok şen bir kahkaha attı: — Eibette... Ve kimonosunun sarkan kol- larını çekerek piyanonun küçük taburesine oturdu, ellerini tüş- lar üzerinde #ezdirmeğe basla- dı; hem calıyor ve hem — de pü- rüzsüz bir sesle söylüyordu. Haberin var mı senin, habsi yok mu senin, ey işv ? Yine pür şevku emel, yine pür şevkü emel ge'di bahar! Evet... Bahar, onun ruhunda da doğmuştu. O, beyaz, penbe, erik, şeftali çiçekleri arasında, taze çimenli ufuklardan, bay - gin çiçek kokulu ufuklara akını eden bir bahar rüzgârıydi... Şarkıyı bitirince, piyanonun kapağımı. tokatlar gibi kapadı ve ayağa kalktı: — Seninle, baharda tanıştı - ğımız, iyi oldu. Ayağa kalkarken kimonosu - (Arkası var) 1 k',,..