14 Sayfa «Bon Posta» nin tefrikasi: 16 İkinci. bir intilâk oldu ve ben Sırtüstü yara yutalandın NX Umumi Harbde isabetli bir topçu ateşi alında kalan bir Fransız nakliye kolu Hadisatm bundan sonra nasıl bir seyir | kendi kendime: «Abdal herif, diyor -Jetti. Tabit inzibat çavuşu, onun tav - takib edeceğini merakla ve sabırsızlık” ia beklemeğe başladım: Acaba diğer tren zamanında durabilecek mi idi?. Fakat hayır, durmasına imkân yoktu. çünkü aradaki mesafe ancak yüz yarda &k bir şeydi. Gelen trenin lokomotifi, bundan önceki infilâk gürültüsünden daha böyük bir gürültü ile, devrili va- gonlar yığınına çarptı. Birinci infilâktan doğan gürültü ve heyecan iki misline çıktı. İnsanlar dört bir tarafta bağırışarak (o kaçıyorlardı. Ben de hendeğimden fırlıyarak infilâ- kin olduğu yere koştum. Bizzat sebeb olduğum felâketin doğurduğu zararları gözlerimle görerek bir fikir edinme - mek için hiç bir sebeb yoktu. Sonra, beni hendeğin içinde, gizlenmiş bir va” ziyette bulmaları da doğru değildi. Fa- kat, asker nakleden trenin yoldan çık- tığı, ve bir kaç yolcu vagonun devril diği yere gelmeden, ikinci bir infilâk 'daha oldu.. fakat bu pek müthiş bir sevdi, Ben sırt üstü yere yuvarlandım, Fakat gene talihli bir adam imişim: çünkü düştüğüm yer, otlarla kaplı yur müşek bir topraktı. Faket ne de olsa, ayağa kalktığım zaman, vücudümün bir çok yerlerinden kanlar aktığını gör- düm. Ufak bir muayeneden sonra, bu yaraların ufak tefek berelerden ibaret olduğunu görünce yüreğim ferahladı. Ne olmuştu?, Çok geçmeden her şeyi bütün teferrüalile öğrendim: Asker nakleden trenin Tokömetifi doğruca, mühimmat dolu bir vagonun üstüne binmişti. Bu çarpmanın şiddetinden, ağır mermi oOvagonlarından bir iki tanesi infilâk etmişti. Manzara çok müt- hişti, Fakat buma rağmen sevincimden “deli gibi olmuştum: Çünkü artık mese- le, volun 24 saatlik bir kapanışı mese- lesi olmaktân çıkmıştı. yüzlerce insan, düzinelerle vinç çalışsa, bu yol gene bir haftadn önce temizlenemezdi. Ben vazifemi, hem de büyük bir mu- vaffakiyetle başarmıştım. Derhal giz- lenerek Bua-Bernar'a dönmem ve orâ- da, beni kendi hatlarıma götürecek o - lan pilotumu beklemem lâzımdı. Fa kat gelgelelim ben böyle hareket et - medim, İçinde bulunduğum müthiş ve feci manzaranın dehşetinden kendimi kurtaramadım. İnfilâk eden trenlerden birinde yüzlerce insan varmış. İnfilâ - kin şiddetinden, bunların büyük bir kısmı yaralanmış veyahud ölmüş. yo- lun her tarafı, ir n ve feryad eden yaralıleria dopdolu idi. Bu benim ta - hammülümün fevkinde bir şeyd!.. Ken- dimi, İçimden gelen temiz hislerin ce- reyanınâ bırakıverdim. Halbuki harb- de, bu gibi bislere kulak vermek, pek de iyi olmuyor. Neyse. hemen bana en yakın olan yaralılara doğru koştum ve elimden geldiği kadar onlara yardım! eimeğe başladım. Yaşıyanların yatala- rını sarmak için ölülerin çamaşırlarını | soymak ve yırtmak mecburiyetinde ka hyordum. Büyük bir gayretle, canla başla çalışıyordum. Arada sırada da, dum, defol buradan. Şimdi nerede ise seni enseliyecekler.. şimdi burada bu- Yunan herkesten şüphe edilecek.. bura” sını çevirip 'infilâk yerinde bulunan berkesi tevkif etmek işten bile değil... Çılgın herif kaç buradan!» Fakat, bir taraftan bunu söylerken diğer taraftan da, yardımsız bir halde yerde yuvarla- nan bir zavallıyı görüyor ve hemen 0“ na yardırı etmeğe koşuyordum. Nihayet çok geçmeden takatten kesil- dim, Maddi ve manevi yorgunluk, in- filâk sahnesinin doğurduğu aksülamel beni harab etmişti, 'Tabif bu arada infi- lâk sahasına yüzlerce insan gelmişti. Doktorlar yaralılaria meşgul olmağa başlamışlardı. Bir sıhhiye neferi de ba” na doğru koştu. Beni bitirin bir halde, görünce, artık işi paydos etmemi söy - lemekle iktifa etmiyerek,. doktora da götürdü. Doktor süratle yaralarımı sardı ve beni hastaneye gönde: Dok” tor yaralarımı sararken, yardım işine sokuldu. Doktor, binbaşı ile yaptığı kısa bir kanuşma esnasında beni göstererek; — Bu adam, dedi, her türlü mükâfa- ta hak kazandı. Büyük bir gayretle ça” ıştı ve çok müsbet işler gördü. Binbaşı bana doğru dönerek adımı ve alayımı sordu. Sorulan suallere cevab vermek mecburiyetinde kaldım. Bin - başı, bu güzel hareketimi, alay kuman- İdanına bildireceğini söyledi. Nişanla taltif edilmem ihtimali bile olduğunu ilâve etti, Hastanede daha esaslı bir tedavi gör- mek üzere sıhhiye otomobiline bi rirlerken, kendi kendime: «Gel de di pirincin taşını ayıkla diye söylen“ dim. Ben ne budala bir adamdım!. Ne di- ye diğer hislerimi dinlemedim de he - İmen Süzan'a koşup gitmedim?. Orada pekâlâ yaralarımı sardırabilir, hemen Bua-Bemar'a gidebilirdim, Şimdi beni hastaneye sevkediyorlardı. Oradan ka- çıp kurtulmak herhalde çok güç bir iş olacaktı. Hastanede bana çok iyi muamele et- tiler.. herhalde, shhiye otomobilinin şoförü, infilâk yerinde benim göster - miş olduğum fedakârtık ve yararlığı ballandıra ballandıra hastanedekilere anlatmış olacaktı.. bana bakan doktor, büyük bir ihtimamla benim hafif yara- larımı sardı. Bundan sonra beni yata” ğa yatırdılar. o kadar yorgundum ki, bütün heyecanlarıma rağmen bir saat kadar uyumaktan kendimi #lamami * şım.. uyandığım zaman yanıbaşımdaki yatakta yatmakta olan birine gözüm ilişti, Bilir misiniz bu kimdi? Yanımda yatmakta olan bu adam, beni yolda çe- | viren ve Hüllük'a sür'atle gitmem için bana yol gösteren inzibat çavuşu değil mi İniş? Derhal, kendimi mazur gösterecek bazı yalanlar düşünüp bulmam icab bakan bir binbaşı da doktorun yanına siyesini niçin tutmadığını sormakta geçirmedi. Ben de ona, yolumu şaşır- dığımı bunun için tarif ettiği kamyonu bulamadığımı söyledim. Tabif bu ma- kul bir mazeret olamazdı: Çünkü de- diklerimin doğruluğunu kabul etsek bile. o takdırde yaya olarak yoluma ni“ çin devam etmemiştim? Buna makul bir cevab vermek imkânsızdı. Ben de bunu tekdir ettiğim için, bAlA infilâ- kın tesirinden kurtulamamış bir sersem rolünü oynamaktan başka çare göre“ medim, (Arkas var) Günün Bulmacası Soldan sağa 1 — Alfabede «Ks» dan «Ns ye kadar harf- leri okuyunuz. 2 — Kır eviâd. 3 — Derun - Bir içki - Nehi Jâhfkam, 4 — Rütubet - Sonunda «Ms olsa bütün- Pislik $ — Validem - Duvarcı ületi 6 — Hayvanların otladıkları yer - Cami de namaz kıldıran rının yaptığı - Başında «Bu olss $a- rab, 8 — Rabıt edatı - Bir vüâyetimiz - Vi - liye p — Cerbet 10 — Bir nevi biçak Yukarıdan aşağı: 1 — Bir müshü “lâc $ — Çok konuşan 3 — İlâve - Koruk - Hayret nidam, 4 — Cemi edatı - Nehi lâhikası - Bas « mak masdarından emrihazır. 5 — Etrad - Fırtına 6 — Yanmıyın şeffaf madde - Adetler. 7 — Ölü mü? - Bir nota - Çok büyük. & — İstirham nlidası - İki tarafı kesen biçek - Ban'at, 9 — İsanın doğduğundan hesabianan ta- Hb 10 — Bir nevi şekerleme, stv 761010 Ek İsi renal ? | fani 1 SİNİ m LAR İNİEİRİEİSİTİ ” kilan ANEMİ Y — Bir göz rengi - Sonunda «La olsa “| Liseler arasında tertib edilen futbol ve voleybol müsabakaları Bu münasebetle Pazar günü Taksim stadında liselilerin iştirakile büyük merasim yapılacak Mektebler arasında tertibi kararlaştı- rılan beden terbiyesi spor müsabakaları-| na 3 Nisanda Taksim stadyomunda başla- nacak. bu münasebetle büyük merasim| yapılacaktır. Kalabalık bir davetli kütlesi önünde yapılacak olan merasime, Şehir bandosu!" tarafından İstiklâl marşile başlanacaktır. Hazırlanan programa göre müsabakalara resmi ve büşuşi kız ve erkek bütün Lise, ai öğretmen ve san'at okulları sporcu tale-| besi iştirak edeceklerdir. Erkek talebeler beyaz pantalon giyecek, kız talebeler de jimnastik kıyafetinde hazır larını yanlarına alacaklar ve Türk bay- rağı getirmiyeceklerdir. Yalnız İstanbul kız muallim mektebi Türk bayrağile mekteblerin önünde geçecektir. Mera- simde, mektebler burufuheca sırasile yer alacaklardır. Her mekteb #er kişilik takımlarla iştirak edeceklerdir. Liselerin sporcu talebesi, 2 Nisan günü saat 14 te Galatasaray lisesinde toplan- mış bulunacaklardır. Merasime, Galatasaray erkek Jisesin- den saat tam 14 te başlanacak ve sporcu talebe takımları yanlarında öğretmen ve- ya öğretmen yardımcıları olduğu halde birbirini takiben İstiklâl caddesi tariki- le Taksime gidecek ve Cümhuriyet abi- desine çelenk koyacaklardır. Bu esnada sporcu talebe, abidenin etrafında, evvel- ce tesbit edilen şekilde yer alacaklar ve mızıkanın iştirakile İstiklâl marşını söy- liyeceklerdir. Bundan sonra stadyoma gi- bulumacak-| lardır. Mektebler merasim günü flâma- a dilerek tahsis edilen mahallerde yer ala» caklardı Ebedi Şef Atatürkün hatırası- na hürmetle 3 dakika süküt edilecektir. Müteakiben okullar tarafından o geçid resmi yapılacaktır. Merssimi, İstanbul vek muallim mektebi beden terbiyesi öğretmni Ferhad idare edecektir. Merasimden sorra yapılıcak futbol ve voleybol müsabakaları programı hazır. lanmıştır. 16 resmi ve hususi İse arasin- da bir turnuva olurak yapılacak müsaba- kaların teşkilâta bağlı hakemler tarafın- dan idare edilmesi için vi n karar ö- zerine lisanslı hakemle: Nuri, Şazi, »med Âdem, Adnan, Tarık, Halid Ga- İlib, İzzet Muhittin, Feridun, Necdet ve Şevkiden mürekkeb hakem heyeti bu ak- şam beş buçukta Masrif Müdürlüğünde bir toplantı yapacaklardır. Futbol maçları bu hafta Pazar günü Taksim stadyonunda Galatasarayla İs- tanbul Wsesi takımları arasında yapıla- çak, diğer maçlar gene Taksim stadında | olacak, fakat Cumartesi günleri İkişer maç oynanacaktır. Maçların müddeti yarım saatten bir sa- ate kadar kabul edilmiştir. Berabere bi- ten oyunlar onar dakika temdid edile cektir. l Maçlar gene berabere bittiği takdirde ikinci hafta tekrar edilecektir. Voleybol maçları Kabataş ve Deniz '- caret mektebi salonunda yapılacak. tur. muivaya gelecek hafta başlanacaktır. Kız- lar arasındaki müsabakalar da İstanbul kız lisesi salonunda yapılacaktır. Tiyatro: Şehir tiyatrosunda “Korkunç Gece ,, (Raştarafı 8 inci savfada) Korku, şaka, cinayet, ve cinayet faili- nin bulunması bütün bunlar piyeste çok iyi yaşıyor. Seyirci yanlış tahminler yapıyor, pi - yesin devamınca, katilin ortaya çıkanıl ması meselesini kendi düşüncesine göre hesabhyor, fakat hiç te böyle değil. ve | bilhassa bu tarz eserlerle çok görülen, yere düşürülmüş bir mendil, kapıya ta - kılarak kopmuş bir düğme gibi polis ro- mahlarının banal delillerile her şeyi is- bat cihetine gidilmiyor. Piyesin muhar - riri de esasen sahneye çıkardığı polis ro- manı muherririnin de bu tarafile eğle - niyor, * Korkunç Gecenin dekoru güzeldir. Yalnız deniz feneri iyi gösterilmemiş. Sa- Jona skseden ışığın birdeniz fenerinin ışığı olduğu yeknazarda anlaşılmıyor. * Korkunç Gece için; umumüyet itibari- X güzel oynandı denilebilir, Hüseyin Ke- mal piyesin ruhuna vâkıftı, rolünü çok ustaca yaptı. Katil-olamaz hissini veri - yordu, şakacı idi, bulunduğu her sahnede onun hâkim olduğunu sezmemek imkân. -İ sız. İ, Galib tTolünü daha iyi yapabilirdi. Kuvvetli olması lâzım gelen sahnelerde mütereddid hareket ediyordu. Cahide iyf idi. Ve bilhassa son perdede kocasile a « rasında geçen sahneyi güzel yaşattı. Mahmudu bu sene birçok temsillerde fevkalâdo bulduk. Mahmud her piyeste aldığı rolü benimsemiş, muvaffakiyete başarmıştı. Bü piyeste nedense diğerle - ndeki gibi olamadı. Mahmudun piyes « teki rolü, aptal değildir, biraz korkaktır. "Halbuki Mahmud korkaklığı aptallıkla karıştırdı. Makyajı biraz garib olan Sami rolünü Iyi yapıyordu. Nevin, Müfid, Suavi, KA ni muvaffak oldular. İsmet Hulüsi e ei Ankara borsası Açılış” kapamış Hatları 27 -3-99 i Mİ | Nöbetçi eczaneler A re ye “stanbul elhetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri), Alemdarda : (Esad), Boyamdda: (Asador), Samatya - da: (Toofllos), Eminönünde: (Aminms - ya), Eyübde: (Hikmet Atlamas), Fener- de: (Hüsameddin), gehremininde: (NR - sım), Şehsadebaşında: (Hamdi), Kara - gümrküte (Suad), Küçükpazarda: (He- met Ösmll), Bakırköyünde: (İstepan), Beyoğlu cibetindekller: İstikldi caddesinde; (Dellasada), Ge- lalada: (Hüseyin Hüsnü), Taksimde : Uimonclyan), Pangalada: (Nargileci » yan), Beşiktaşta: (Süleyman Sırrı). Boğariçı, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (Ömer Kenan), Sarıyor - de; (Osman), Kadıköyünde: (Büyük. Üş- ler), Büyükndada: (Şinasi Rısa), Hey - belide: (Tanaş). (23 Nisan Çocuk bayramı) Çocukların bayramı yaklaşıyor. Yev- rulara İyi bir bayram geçirmeleri için hazırlanalım, mmm İs mmm — ill -