13 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

13 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ruzveltin tekzib edilen nutku doğru olsaydı ne gibi neticelerle karşılaşırdık? Amerika - İngiltere - Fransa grupunun deniz kuvvetlerini Almanya-İtalya-Japonya grupuna aid donanma ile mukayese (“Son Posta,,nın deniz işleri mütehassısı yazıyor | 1933 senesmden sonra, o zamana Kadar Için için hazırlanan, emri vakiler birer meydana çıkmağa başladı. Ren Alındı, Sar meselesi halledildi, Habeşis- fan - İtalyan davası baş gösterdi, İspan- Ya meselesi aşağı yukarı halledildi, A» Yusturya ortadan kalktı, Çekoslovakya #oğrafya kitablarındaki şeklini değiştir- Gİ... Bu münferid meseleler dertop edi- dünya haritasınm, daha şimdiden, $ok değiştiği derhal farkedilir. Bu münferid ve kısmen hallolmuş da- Yaların denizlere ne tesiri vardır? Gerçi Üazetelerin neşriyatı bugünkü (buhranı kara mücadelesi olarak gösteriyor. & kısmen hak vermek lâzım gelir. Bvet, Prankorun muzafferiyeti istikbal. de Fransızları iki cephede harbetmeğe #necbur edecekmiş gibi görünüyor; Ha- istan topraklarının İtalyaya geçmesi Veyşi karadan tehdid ede: bir durum şlır. Fakat ben bu mühim değişmeye rağ- Men bugünkü bubranın daha ziyade de- BİZ meseleleri ile al ar olduğunu te- üz ettirmek isterim, Bunun ik deldi Memleketlerin son senelerde denize ver #ri ehemmiy bunun en bi- Yük misalini Büy gördük... ) 'İçikanın tamamiy sülkiyesine teca- >&z eden Almanya ısında İngiliz or- larını buldu ve muazzam filosunu bu rda mmehvetti... Fakat hâkikette İn- Müterenin bir kara davası için değil, de izlerin hâkimiyetini elden kaçırmamak İçin © vahim mücadeleye atılmıştı. * > 4, Son günlerde (Ruzveli) in söylediği ve yda re yanlış anlaşıldığı bildirilen nu- denizlerin ehemmiyetini bir kat da- artırmış bulunuyor. Nufkun tekzib e- Ülmesine rağmen söylendiğinde hâlâ 1s- ha, enler var. Bunlara hak verirsek sakal iki cepheye ayrılmış olarak kı- kı etmek bir zaruret olur. Bir tarafta a devlet ve yardımcı Japonya; er tarafta da İngiltere, Fransa, Ame- alan mürekkeb demokrasiler ve bun- yardımcısı Rusya... Şu halde vari. Yet nedir İktisadi durum m durumda iki tarafın ordularını, ka- kuvvetlerini tetkik etmek hakikaten kişidir. Bu daha ziyade kara mu- #lerine düşen bir mevzudur, Lâkin be burada gayet basit bir noktaya işa- * ç Sİmek isterim; e emakresiler; Büyük Hârbden İ Jâzım kadar müstemleke ve servet ile | dafi demokrasidir. Gerek tecavüzün ve Amerika donanmasından bir kısım Kalif çıkmış tarafı teşkil etmektedirler. Bun-| dan başka mühim deniz geç'dlerini elle-| rinde bulundurmak suretile refahlarını idame etmek isterler. Belki Cebelüttarık boğası son İspanya hâdiseleri dolayısile | müphem bir durum arzeder. Bununla beraber demokrasiler için bu boğaz ha- yati bir düğüm noktası değildir. O halde demokrasiler bugün için hazırlıklarını stok malzemeye değil, fazla kuvvet vü- cude getirmeye istinad ettirebilirler, Totaliterlere gelirsek mesele başkala- şir. Belki bu grupa dahil devletlerin or- duları Büyük Harbdeki kuvvetlerine taş çıkaracak kudrettedir; belki bu grupa dahil hava kuvvetleri pek zalım bir kas biliyete maliktirler. Fakat gene bu grup deniz yollarının emniyetini temin ede. mezse ne ordularını bir karış yürütür ve jne de tayyareleri bir iş görür. Bunların! hareketi yalnız harb başlangıcındaki bir! iki aya münhasır kalır ve nihayet Büyük İ Harbdeki âkıbet kendilerini karşılar. Bu| yüzden totaliterler, demokrasilerin aksi-| ne olarak, hem kuvvet yapmak ve hem! de stok toplamak zorundadırlar. Yapıl. ması ve toplanması lâzım gelen stok, in- şa edilen gemi tonajından pek fazla yük.! İsektir. | Mütecaviz kim olacaktır? İzi devlet grupu hakkında yaptığımız! şu tetkik bizi bir netiseye götürüyor: To. taliter istiyecek ve demokrat vermiye- J cek... İşte bugünkü buhrsnın esasını da bu teşkil etmiyor mu? Bu iş! sulhan hal. letmek mümkün değildir. Çünkü istenen yerler alelâde bir kıymeti haiz olsa bel- ki demokrasi devletler! fedakârlık yap- mağa razı olurlar. Fakat to'aliterlere ve- rilen, daha doğrusu onların istediği her iokta dünya sevkulceyşinde ehemmiye- timi tarihe göstermiş kıstmlardır: Cezayir sahilleri: Cebelüttarıktan Mal- taya giden İngiliz gemilerinin yolunu tehdid eder, İ “Tumus sahflleri: Akdeniz ortasmın to- | iifterler tarafından kesilmesini mucib olur. Diğer Afrika sahilleri: İngiliz ticareti. ne sekte vurulacak noktalarla doludur. Bundan dolayı istenen yerler, totali- terlere verilecek gibi mevkiler değildir. Şu halde sulhün yapamıyacağı, hallede- miyeceği bu davayı kılıç ve kuvvet hal! ledecektir. Bu davanın mütecavizi kim olacaktır? Şüphesiz istiyenler... Totali- terler... Esasen bu iki rejim arasmdaki mücadelede mütecaviz hep totaliter, mü. orniyada gerekse müdafaanın temerküz edeceği yer de denizdir. Bu bakımdan totaliter devletlere mü- him bir ödev düşmektedir. Uzun zaman- da yapılan donanmalarımı ortaya atmak... Eğer bunlar harb gemilerini, bize paha- İıya maloldu, bir daha inşa edemeyiz gibi vahi düşünceler tahtı tesirinde feda ef- mekten çekirğirlerm Harbi Umuminin Almanyasına döner ve gene o donanmayı ellerile teslim ederler. Deniz mücadelesinin (ki veçhesi var- dır; 1 — Deniz coğrafyası, 2 — Donanma, Denizde geçidler. boğazlar ve hattâ büyük adalar devletlere büyük donan malar kadar yardım eder!er, Lâkin bu- nunla sahillerin donanmaları değistire- bileceğini anlatmak istemiyorum; böyle bir fikir kat'iyen doğru olmaz. Pikrimi daha iyi olarak tebarüz ettirmek için mi- saller söylemek isterim: Meselâ İngilte- renin Britanya adaları (Şimaldenizinde sahili olan bütün memleketleri ticaret âblukasına slmiş vaziyettedir B — Japon ödaları Rusların Uzak- gark filosunu Japon denizinde abluka €- der. C — Boğazlar, Ksradeniz.n kapısıdır. D — Panama ve Kiel kanallarının âskeri ehemmiyeti çok büyüktür. Ayni donanmanın fki muhtelif denizde çalış- masını temin eder, Donanmalar Askert coğrafya şartları yukarıda söy- lenen maddelerden dolayı çok fena olan totaliterler; bu biçimsiz durumlarını an- cak donanma ile altedebilirler, Onlara ne kadar donanma lâzım olduğunu bu- günkü kuvvet mukayesesin: iyi yapabil- mekle çıkarabiliriz. Şimdi: hakiki rakam- lara istinad ederek şu mukayeseyi yapa- hum: Demokrasilerin filosu (1942 deki yekün) idil; Saliş » Zırhlı 212 5 - 9 Tayyare hâmli 17 3 7 ->2 Kruvazör BT 22 38 11 « 158 Muhrib 109 87265 53 ew 404 Denizaltı 12 98 106150 ww 428 (Devami 10 uncu sayfada) Bugünkü Almanya Almanyayı baştanbaşa dolaşan bir İngiliz gazetecisi neler görür? (“Times,,in Berlin muhabiri yazıyor) Almanyada yapılan en son sistem yollar ve köprüler Almanyada bir İngiliz aleyhtarlığılarasında en çok ölü askerler, telörgü varsa bile kat'iyen belM olmuyor. İn -İleri, bombalar göze çarpıyor. İnsan Na. yor: Keşke İngiltereye gelen yabancı.lmeydan okuyarak.kurduğu müdafaa lar da, bir İngflizin Alman toprakla -| kuvvetinden gurur duymıya teşvik için rmda gördüğü bu hakiki saygı ve ne.|nasıl her vasitaya başvurduğunu bil - zaketi görebilseler. Almanya hakkında eskiden edinilmiş kanaatlerin çoğu burada az zamanda değişiveriyor. Bilhassa en kuvvetle inandığımız şu fkisi: Alman resmi mâ kamlarmın . sertliği, ve Almanvmda döküntü namına hiç bir şey bulun». dığı... Biz İngilizler, okumuş fakat memleketinden dışarı adım atmamış Almanların hakkımızda besledikleri bazı zanlara nasıl şaşıvorsak, muhak - kak ki bir Almanda bizim bu yalan yanbş düşüncelerimizi duysa o kadar! şaşa kalır. İnsan. siiphesiz, ilk günler her va - 'bancı memleketin kendi yurduna ben- zemiyen Adetlerini yadırgamıyor. Me. selâ: Acaba şu Almanlar neve trenler. de bütün gün ayakta durun tencere - den disarıva bakıyorlar? Neve demir-| yollarında sayısız gecidler var? Neve tek katlı tramvavlarla bu kadar usak mesafelere gitmeğe katlanıvorlar? Ne. ve arkalarma koca birer vedek takılı kamvonları bu kadar cok da, uzaklara volcu tasıyan otobücler bu kadar a7? Neden Almanlar çicek bahcesi vetiş - tirmekte bizden bu kadar seri kalmıs. lar, nencere önlerini ciçeklemekte bizi bü kadar veride birakmıslar? Alman şehirleri #eceleri neden bizimkilerden çok daha rürültülü? Kendi yatakları, rahat uvkuya hiç elverişli olmadığı halde neden Almanlar ayni kabahati rahat İneiliz yataklarına buluyorlar? Niçin Alman otellerinin yemekleri biz- den daha iyi de ne banyolarında, ne de yatak odalarında sabun yok? Ve niha- yet hepsinin daha garibi, daha gücü: Almanvada patatesi bıçakla kesmek neden kibar bir hareket sayılmıvor?. İnsan bunu nasıl hatırında tutsun? * Fakat iki memleket arasındaki bütün bu ayrılıklar, ayrılıklar pörünüstedir. Ve bunların hiç biri asıl havattaki, e- saslı benzerlikleri, o Almanveyı sövle bir görün geçen turistin gözünden bile, gizlemeyiz. Bavyera ve Avusturyadan baska hiç bir tarafta bir İnciliz; halkm giyinişi. ne bakarak, kendini yabancı bir mem- lekette savamaz. Ne iyi ki burada büyük gazete afiş. leri yok. İnsan yürek oynamasından kurtuluyor. Hele böyle zamanlarda... Alman gazelelerinin endise ve hevecan lu baslıklarına göz gezdiren İngiliz şunu nnutmamalıdır.: Herhalde Al - manyadan İngiltereve dönenler, Lon- dranın gazele havadisleri yüzünden düştüğü heyecanı daha çok tenkid e- diyorlardır. Almanyada sanay! hâm maddesi, ya- pı malzemesi tahdid edilmiş. Fakat ev idaresine tesir edecek şeylerde müsald davranılıyor. Yiyecek pahalı değil, Te- rTeyağından başka her şey serbest satın alınıyor. Yalnız paket kâğıdları pek kötü, muz, portakal, elma gibi dişarı - dan getirtilen meyva da nisbeten az. Kitabcılarla oyuncakcılar, bize ayki- rı bir tarzda, hep harb ve onun realite. leri üstünde duruyorlar. Oyuncaklar mese bunlara lüzumundan fazla ruhi mânalar atfedecek. Şu Cermenler ne de olsa mükemmel bir ırktır. Ayni oyuncak askerlerin içinde traş olmek için yüzünü sabun- lıyan, beline kadar soyunup yıkanmıya hazırlananlar da görülüyor. Her şehrin mutlaka bir Adolf Hitle meydanı, bir çok şehirlerde Herman Görins, Horst Wessel caddeleri var. Bazı sokaklara Rudolf Hess adı ve rilmiş. Fakat ne bir Goebbels ne de bir Himmler sokağı... Avusturyaya yaklasıldıkca «#Nazileş. me» hareketi kendini daha kuvvetle gösteriyor. Almanyada yarfıImhsı yil lar süren «Nasyonalist sosyalist terbi. vesi» burada ayları sığdırılmak isten- miş. Avusturva topraklarına gecen in. san: her sevin venilenmeve muhtac göründüğü bu fakir memleketin Al - manva ile birleşmesini maddi bakım . dan İster İstemez hayırlı buluyor. Fakat “politika bir yana. acaba Avus turya karakteri yola girebilecek mi? * Alman matbuatı harici haberlere İn- gilizlerden çök yer ayırıyor. Nasvonal sosyalizme muhalif hiç bir şey inti etmemekle beraber, normal zamanlar da hiç bir İngiliz Almanyaya aid ha » vadisleri, bir Almahın İngilterede o * Tup bitenleri öğrendiği kadar iyi öğren. diğini iddia edemez. Âdettir, günlük kavat ve düşüncenin havadis diye veril mive değmediği hakkındaki menhus telâkki yüzünden. hiç bir memleket matbuatı diğer memleketlerin halini şişirmeden göstermez. Meselâ: Alman. yada bulunan bir İngiliz Almanyaya dair haberleri İngiliz gazetelerinde o kurken 22 çok şişirimiş buluruz. Amma, Alman gazetelerinin Filistin karışıklıklarını ve İngiliz hava kuv « vetleri manevralarını nasıl mübaleğa İle anlattığını görünce de bozulduğuna pişman olur. Alman köylerinde çit: şehirlerinde dar, karanlık sokak yok. Arasıra uzun bir san'at mazisi olan kasvetli yerlere rastlanıyor. Fakat umumiyetle son itki şafı Almanyayı İngiltere ve İskoçyada- ki sık'cı verlere benzemekten korumuş tur, Üstü kiremit döşeli, sivri damlı ve ni işçı barakalarının yapılışları basit, banyolar: yok amma görünüşleri şirin, Çit; eklimiye müsaid çeniş bir arazi üstünde bile, toprağın bir kısmını kay- betmek sayılıyor. Ve vapılmıyor. Biz İngilizler Alman hükümetinin nilfus kesafetini geniş yerlerde toplayabilece- ğini mümkün görüyor ve onun toprâ. ğa olan ihtiyacını hemen hemen inkâra sapıyoruz. Unutuyoruz ki: İngilterede ziraat politikası mültezim usulüne; Al- manyada ise, kendi tarlasını yorucu me todlarla ekip biçen milyonlarla köylü- ye dayanır. İşte bu köylü; memleketis nin hariçten getirilesek yiyecek ihti - yacını azaltmukte bizden daha iyi mu- vaffak oluyor (Devami 10 uncu sayfada) bnm iz Main ekkkmmelin Gİ kz ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: