17 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

17 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'we çok herkese vâ- Özdemir, iyilikten fenalık gördüğünü söylüyor ve sebe- - yacağını soTuyor: ) yet malzemesini . Te edilmiş olduğu “hunde, muvaftak * — kiyet ihtimallerini — vaffakiyet — de etmeğe çalış- K 10 —sıım. Kabiliyeti derecesinde muvaffakiyet vâdeden hallerden mahrum değildir Küçükpazarda, olup olamıyacağı- | nı soruyor: Muvaffakiyet, az Gedilmiştir. — İhti- tasa kapılmamak kaydile kabiliyeti Üerecesinde — mu- Waffak olması dal- ma mümkündür. z * ' Minnet beklenmiyen iyilikten fenalık gürlllmez Vandan — Hasan - Minnet — bekle- meden ve başa ka- kar —hareketlerde bulunmadık- tan sonra yapılan iyilikler — kadirşi- naslıkla mukabele görün : * Yeise kapılmamak ve çabuk yılmamak kaydile Mersinden — De- mürel, hayatta mu- F — — vaffjak olup olamı- ı * His, zekâ ve atıl. : ganlık itibarile muvaffaki- başta gelenleri el- na göre, çabuk yıl- mamak ve kızmamak lâzımdır. * Olduğu gibi görünen ve hareket eden bir küçük Giresundan Na- ciye, Muvaffak ©a- lup olamayacağını görüyor: " Bazı tiplerin mu- vaffakiyet kayıd- ları olduğu gibi görünmez ve hares ket etmekle de mümkün olabilir. * * Zeki ve duygulu olanların muvaffakiyeti daha knlay olur Giresundan Fer- olup olamıyacağı- — nt soruyor: * Zeki ve duygulu " olanlar derli ve toplu oldukları takdirde muvafla. çoğaltırlar, İyi bir subay olabılır Çorumdan Avni Uslu hangi mes- | | lekte mvajfak ola. | bileceğini yor: | Tipi itibarile 1yi - bir sübay olabi- — SOTUA Enerjisini takviye etmesi kaydile Adanadan - Ce- vâd, hayatının nü- sıl olacağını soru- Enerjisinden mu bekli- | yebilirse de onu el. malıdır. Fotoğraf tahlıllerı & Maddi kııdrtlerı ıııanvı varlıklarla da takviye etmek lâzımdır Balıkesirde Ali Somalı, istikbalini | soöruyor: İstikbal hakkın- © da söz söylemek | mevzuumuz dişin. dadır. Böyle bir iddiada bulunan- Sevmesini bilmek bir mazhariyettir Tesadüflere bağlanmamak kaydile + Balıkesirde Mus- tafa Akın zengin olup olmayacağımı soruyor: Ancak piyango nevinden olar te- sadüflerdir ki in- sanı hiç umulma« dık bir zamanda zengin yapar. Fa- kat bunuün haricin- de temin edilen zenginlik müsbet hare- ketler ve esaslı tedbirlerle meydana ge- lebilir. G Son Posta ' W Fotograf tahlili kuponu DİKKAT | Fotograf tahlili için bu kuponlardan H & adedinin ıünderllmeıl Şşarttır. Adliye memurları için bir barem hazır'andı Yeni barem kanunu dolayısile Adli- ye Vekâleti de kendi memurlarının barem derecelerini gösteren bir cetvel hazırlanmıştır. Bu cetvelde, 25009 den başlıyan asli maaşlar, 3000 e iblâğ edilmiştir. Kanum neşredilerek, mer'iyete gir dikten sonra diğer hâkimlerin de mağ- dur vaziyette kalmamaları için, maaş- larında birer derece terfi yapılacak - tır. Muayyen zaman hitamında neşredi- len terfi listeleri, bununla alâkadar de- Bildir. Bir ihtiyar sokakta düşüp öldü ğında oturan 72 yaşlarında Mehmed, dün sabah Kadıköyünde İskele cadde- sinden geçmekte iken birdenbire dü - şüp ölmüştür,. Yapılan muayenesinde kalb sekte - sinden öldüğü anlaşılmakla defnine ruhsat verilmiştir. TURAN TİYATROSU Bu akşam İsmail Dümbüllü Cemal Sahir birlikte CEYHANLI 3 P. yeni varyete numaraları 18 Kânansani Çarşamba -hm' Hamiyet Yüce Ses ve arkadaşları — ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU Taksimde bugecs (KISMET) Vodwyil 3 perda Pek yakında: İnsan Mabui Erenköyünde Bostancıda Cami soka- | AÇ BĞ “ı”â# rsiJ Yenıden Hulholcu bırer ay cezalandırıldı İçlerinde Beşiktaşlı Şeref ve Fenerli Semih te var Beden terbiyesi İstanbul bölge futbol ajanlığından: Aşağıda klüpleri ve isim- leri yazılı idmancılara lig maçlarındaki sui hareketleri dolayısile hizalarında ya- zılı müddetler için müsabaka boykotu ce- zaları verilmiştir. Bu cezalar tebliğ ta - rihi olan 16/1/1939 tarihinden başlamak- tadır. Alâkadar klüplerce hakemlerin bu #lmancıları müsabakalara ithal etme - '| meleri lüzumu tebliğ olunur. Topkapı klübünden Kâmil Arseven bir ay, Vefa klübünden Mustafa Topsakal - oğlu bir ay, Beşiktaş klübünden Şeref Görkey bir ay, Fenerbahçe klübünden Semih Arıcan bir ay. Hüviyet cüzdanlarında talebe kaydı bulunan futbolcular Beden terbiyesi İstanbul bölgesi fut- bol ajan'ığından: Aslen talebe olmadığı halde hüviyet cüzdanlarında talebe ya - €üzeltilmesi hakkında birleşik klüpleri - mize yazı ile tebligat yapıldığı halde bazı klüplerimizin bu gibi idmancıları lig maçlarına iştirak ettirmekte oldukları hakem raporlarının tetkikinden anlaşıl - maktadır. 22/1/1939 tarihinden itibaren hüviyet mancıların da müsabakalara iştirak et - tirilmiyeceği müttefik klüp ve hakemle - rimize tebliğ olunur. Klüplerimizin bu gibi idmancıları ha- len talebe olmadığı hakkındaki vesikala- rı ve birer tane fotoğrafları ile birlikte bölge merkezine müracaat ederek mu - vakkat Dsans almaları ve hüviyet 'çüz - danlarını da tashih ettirilmek üzere böl- ge bürosuna bırakmaları hususu tavsiye olunur. Sahalar müdürlüğünde yeni bir tayin Beden terbiyesi umuüm müdürlük teş - kilâtı emrinde bulunduracağı sahalar için yeni bir büro teşkil edilmiştir. Sa - halar müdürlüğüne mütekaid binbaşı Ce- mil getirilmiştir. İ Beden terbiyesi istişare heyeti bugün top'anıyor Beden terbiyesi umum müdürlüğü isti- şare heyeti bugün ilk toplantısını Ân - karada yapacaklır. İstişare heyeti azalarından Bürhan Fe- lekle, muallim Mazhar dün akşam An - karaya hareket etmişlerdir. Kasımpaşada bir yangın çıktı Kasımpaşada bahriye hastanesi ar - kasında mütekaid binbaşı Zekinin o - turmakte oldüuğu ahşab evin üst katın- da evvelki gece birdenbire yangın çık- kısmen yanmış olduğu halde söndürül- müştür. Zabıta, tahkikata başlamıştır. Ankara borsası — r0ta——— Açılış- kapanış fiatları 16 - 1 - 939 ÇEKLER Açılış Kapiu, Londra 65.91 5,91 Nev-York 176 40 156 40 Paris 8,3225 3,3325 Milâno 6,65 6,65 Ceneyvre 48,b575 £8.557/65 Amsterdam 68,6) 18,69 Barlin 50,74 50,74 Brüksal 41,36/5 41,3675 Atina 1,0775 1,07765 Bofya 1.b05 1.605 Prog 4,335 4.33ö Madrid 6-91 b.91 Varşora 43 9475 23.9475 Büdapeştö Zö.0Z 26 02 Bükreş L,*025 U, 9025 Belgrad 2,8275 2,6275 Yokohama $4.DOZG 34 5025 Stokholm 30.4275 30,4275 Moskora : 43,B7 23,87 | İSTİKRAZLAR | Açılış Kapanış Türk boreu ı 5 ııı.ı 19 375 — 19 375 zılı bulunan idmancıların kayıdlarının | cüzdanlarında talebe yazılı bulunan id-| mışsa da itfaiye tarafından evin çatısı| Evlâdlaıı yüz koridorlarına KIk _1. - İkin İi unden Adhye düşen analar (Baştarafı 7 nci sayfada) tim, ikisinin de gözü korksun da artık bu eski işi konuşmasınlar dedim. Asıl bu eski işi konuşmamak çocukla- rın yanında böyle fci hâdiseleri mevzuu bahsetmemek ve onların kalbine bu kin- leri aşılamamak ana, babalara düşen bir | vazife değil miydi? * Adliye koridorlarının çok kalabalık bir günü idi. Muayyen bir mevzu takib etmek için orada bulunuyordum. Etrafı- ma bakmıyordum. Bu kadın kendiliğin- den yanıma yaklaştı. Tâ yanıma oturdu. Başımı döndürüp şöyle bir baktım. Üstü haşı kirli bir kadındı. Ayağında ökçeleri çarpılmış, çamurdan ve boyasızlıktan hakiki renkleri belli olmiyan bir çift kundura, üstünde yıkanmaktan solmuş dallı basma bir elbise ve gene ayni eski- likte bumburuşuk bir yeldirme vardı. Kirle beyaz şeylerin karardığını bilir- dim. Bu kadının başındaki siyah başör- tü, kirli siyah kumaşların akçıllaştığını bana öğretti. Bir elini şöyle havada tutu- yordu. Havada tuttuğu eli pansımanlı idi, fakat bu pansıman bezi başındaki si- yaf başörtüden daha kara idi. OÖnun yanına bir ihtiyar kadın daha gelip çöktü.'Bu kadın siyah başörtülü te- miz siyah mantolu, gözlüklü ufaktefek bir şeydi. Sırada üç kişi olduk. Ben hep bir tarafa bakıyor, mevzuu gözden ka- çırmak istemiyordum. Bu sırada yanım- da yüksek sesle başlıyan muhavecreye gayri ıhtiyari kulak misafiri oldum. Eli pansımanlı kadın hafif bir köylü şivesi- le yanındaki kadına soruyordu: — Acaba şurada mübaşirin Naciye diye bağırdığını işittiniz mi? Öteki eski bir İstanbul şive ve ifadesi- le cevab verdi: — Hayır bilmiyorum, efendim, — Aman kadınım... Biz buraya gel- dik.. şahidlik için... Bilmiyorum, hangi mahkemede olacak, sizi çağıracaklar de- nıldi. — Duymadım hanımefendiciğim... Eli pansımanlı kadın konuşmak isti- | yordu: — Ah:, ah dedi, günlerdir mahkeme- lerde, poliste, hastanelerde ırürünüyo- rum, — Geçmiş olsun... — Hınzır herif, iki kızımı birden ya- raladı, ikisi de hastanede yatıyor. Ben evde onun üç çocuğile uğraşıyorum. Bir de hastanelerde kendi yavrularıma bakı- yorum... Benim kim olduğumu bilecek- siniz.. ben hani o karısile baldızını vu- ran havagazı işcisinin kaynanasıyım. Ka- rısını tam yedi yerinden vurdu, baldızını da, beni de işte!... Elmi gostenyor Bu son günlerfn meş- Kitablar arasında Sulara dalan gözler (Baştarafı 8 inci sayfada) Bir tek şey arzulanıyor, hastanın iyi olması.. o iyi olsa, neler yapılacak? «Ne tatlı sarışın ki içime verdi hüzün,» «Düşündüm geçtiğini kocayan ömrü- müzün.» Derken sarışına bakıyor ve sehebi be- lirsiz bir üzüntü duyuyor. «Bu güneş bizden artık esirger ışığınt..» Derken, gene kendini yaşlanmış görü- yor. «Şifadaki kadm» şiirinde bir kadının geçtiği yollardan geçen gençliğin kalb çarpıntılarını duymak mümkün: eIzini gölgelerde arardık o kadının.» Mısraile başlıyan bu şiirin her mısra- ında o kadını görmek istiyenlerin ruh he. yecanını onlarla birlikte hissediyoruz. Onlarla birlikte gölgelerde izini arıyoruz. Halid Fahrinin bu kitabında âöahe çok güzel ve daha çok içli şiirler var, Kıy- mietli şairin bu eseri Türk şiir âlemi için 'bir kazançtır. İsmet Hulüsi Tevzi yeri: Remzi kütüphanesi -Bir hırsız kaçarken yakalandı Arnavudköyünde Tayyarecisuphi so- kağında Dimitrinin evine hırsızlık maksadile giren sabıkalılardan İhsan, bir pardesü ile bir şapka çalıp kaçar - ken yakalanmıştır. Suçlu hıkkmda tı- kibata başlanmıştır hur hâdisesini yanındaki kadın hıtl!*"_ ' yor: | — Ha.. evet diyor biliyorum. Acaba N# | den yaptı bu işi bu adam! Sebeb ne lüı "' — Neden çıkacak, nafaka vermem”” B için... Zaten nafaka vereceği de y0 t | kızım barışmıştı. Eve getirmiştik 0"' | Sabah kalkti. Herif tutturdu İlle ki di git, nafakadan vazgeçtim, de diî"" | Kızım da: «Zaten davamız var mh”d | günü bunu söylerim» dedi. O zaman £ Fı sinirlendi çekti bıçağı, kazımın Üüsü ,1 atıldı. Yedi yerinden yaraladı. Kız © *ı deş: hasta idi, o atıldı yataktan, onuü " vurdu. Beni de... Ah bu evlâd belâsı ı Şimdi işimi gücümü bırakıyor, mlh’ melerde ayrı, karakollarda ayrı M yarla gu | yorum, İşin fenası büyük analık ta Burada gezinip dururken iki çocu | canına kıyanın üç çocuğu evde bakım$” £ Öteki kadın: 4 | — Ah hanımefendiciğim diyor, yınız öyle hainin, hayırsızın evM atın sokağa, gebersinler! Bakınız beb yap''nm da neler çekiyorum. Kın“" evlâsım. Bana neler yapıyor! Ayrıldf" babasından, saçımı süpürge ettim, ; baktım, kendimi ona vakfettim, kulu lesi oldum, dünyada varım, yoğum .# Hastalıklı bronşitli büyüdü. B lıklı eviâd büyütmek dört ııhhatli yetiştirmekten güçtür. Civanlığımı. i' zeliğimi bilmedim. Dünyanın bütün # mini, kahrını onu karşımda gorünc' ı nuturdum. Üzülmesin diye bir dahâ- lenmedim. Sonra büyüdü, büyüdü d’ na mükâfat olarak ne yaptı biliyor " P sunuz. B Yanağını kapıyan başörtüsünü "” sıyırıyor, sol yanağının üst kısmının & rib bir şişkinliği olduğu görünüyor: | — İşte o bunu ayakkapısının topt” iki sene evvel yaptı. Çene kemiğim © | dı. Böyle sakat kaldım. Yalnız bü öleyim diye başıma demirle vurdü- kiz evlâd hanım... Demirle vurdu. Şî | beyin kemiğim çürüyor. Onun vü E belki tir sene, belki iki sene son!l ceğim!... Gayri ihtiyari söze karışıyorum: — Onun hakkında bir dava mı açt diyorum, Onun için mi buralardâ nuyorsunuz? g — Hayır, diyor, öz evlâdım, insan © lâdının âaleyhinde dava açar mı? V" bir komşu ile davası var, buraya B* Elindeki bir tilki kürkile şık bir $& — yı gösteriyor: — Ben burada çantasile kürkün'-" tup onun mahkemeden çıkmasını " yorum, İçini çekiyor, gözlerine biriken rı elinin tersile siliyor: ala — Âh.. ah, diyor, köpekler ana sı-l’* “ Dünyanın en garıp korkunç şehrı (Baştarafı 9 uncu sayf9 Hong-Kongun kendine hâs bır İ telâkkisi» var ya!.. W Muhakkak ve müsbet bir şey var$? da bu berbad ahlâklı şehirde kazanıldığıdır. Orada para akıyof” ma paranın cinsine bakmamalıdir: gy Fransız mütefekkirinin dediği | ranın kokusu yoktur...» Geceleri kabareler, barlar IM maz. Sabahlara kadar öyle 551' âlemi yaşanır ki... Buralarda bir yer bulmak içm' evvel telefon ile yer tutulmalıdi" Mağazalarda, çayhanelerde, nelerde, klüplerde, nakil vasıt yer bulmak kabil değildir. Meşhur Hind şairi Rabindrl“'g gore Hong-Kong için demiştir kı — «Hong-Kong» saatte yüz dâ şıyor! Çok yerinde bir teşbih! Şehirde ker gün beş, altı clnayd bulur. Fakat polisin de haftada katil yakalaması da <mutadı içine girmektedir. p Burada herkes kendinin poîw kes kendi emniyetini korur. Hong-Konglu Çinliler, ecnebi hürmet beslerler. Fakat hem buldukça boğazlar, buldukça öld Hoş bu da bir telâkki mesele’id.ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: