Baan a Gülsüm: Hizmetçi. Erhan: 11 yaşında erkek çocuk. Gülay: 10 yaşında kız çocuk, Erhanın kardeşi. Bayan kapıcı: Perde açıldığı za - man Erhanla Gülay ellerinde birer ço - Kimyager Bilirer çalışkan, bir adam- | cuk gazetesi koltuklara oturmuşlardır. de gelir gelmez hemen lâboratuvarına | zunu alır, bir yandan da şarkı söyler: girer, saatlerce çalışırdı. — Ne keşfedeceksin? — Öyle bir £. Hiç bulacağım ki, hiç saçı olmiyan insan, bir kere başına sürdü mü, hemen saçları çı- kacak ve saçsız- lktan — kurtula- cak. » Bay Bilirer hiç durmuyor çalışıyor- Gülsüm — «Toz alırım, toz alırım;» «Bu işlere bayılırım..>» «Masa kirli, yok temizdir..» «Bizim bayan çok titizdir.» «Bu iş biter var bâaşkası.» «İşin olmaz hiç şakası.» K «Zim bom bom bom zim bom bam..: «Zim bom bom bom zim bom boam..> Çocuklar bir ağızdan — Zim bom bom. Gülsüm — Gürültü patırtı istemem, Ethan — Ay biz söyleyince mi gürültü du; ilâçları ilâçlara karıştırıyor, bır şi- | oldu. Demindenberi, öten sen değil mi- şeden öbür şişeye boşahıyoz, çalıştıkça | sin? sevinci artıyordu. Nihayet bir zaman| Gülsüm — Ben geldi ki: mi ötüyorum. — Oldu! n Erhan — Öyle Diye Fakat o oldu der| demez önündeki şişe — birdenbire patlad. Bay Bi- RrEü * lirerin üstü başı PS — yondı ve bühassa başındaki — saçla- rından eser kalmadı. Karısı gürültöyü duyup lâboratuvara girı - — Ne oldu, ne var? — Benim saç ilâcım. — Senin başında saç kalmamış. — Yaşasın keşfim, dedi. — Keşfin yaşasın mı, sen saç çıkaran ilâç keşfedecektin, halbuki bu ilâç se- nin başında saç bırakmamış, — Bu da keşif ya, fazla saçı olanla- rın saçlarını dökm yarıyor demek-| tir. Fazla saç baş ağrısı yapar, bu ilâç insanı baş ağrısından kurtaran bir udâç| oldu. *eere Tilki Avı: bağırdı.| ya horoz gibi! sarererrerAA AAA AAA AAA YA AA RESİMLİ HİKÂAYELER —— Gülay — Ne de iyi buldun Erhan, ha horozun sesi, ha da Gülsümün. Gülsüm — Siz affetmişsiniz.. Erhan — Biz da- rılmadık ki affedelim. Gülsüm — Demek istediğim benim se- | sim horoz sesine benzemez. Erhan — Ya niye benzer? SON POSTA p Gülay — Yok Gülsüm darılma, ben se- dı. Evinde bir lâboratuvar; vardı. Evi-| Gülsüm elinde bir toz bezi, masanın to - ni niye darıltayım, sana şaka yapmak Tistedim. (Bu sırada kapı çalınır, Gülsüm gi - der, ve döner.) Ethan — Kim geldi Gülsüm. Gülsüm — Kapıcı bayan geldi. Bayla bayana gelen mektuplar .için gelmiş.. Erhan — Hani mektuplar? Gülsüm — Yok! Erhan — Yok'mu, bayan kapıcı gelen mektuplar için geldi; dedin! Gülsüm — İşte onun için geldi ya, postacı geçti, sizin bayla bayana mek - tup yok... dedi. Gülay — Bunun için mi gelmiş. Bayan kapıcı — (İçeri girer) bir şey daha istiyecektim de.. Gülsüm — Ne istiyecektiniz bayan ka- pıcı? Bayan kapıcı — Biraz kar. Gülsüm — Bizde kar yok, buz alıyo - tuz'amma, akşamları alıp karlığa koyu- yoruz. Şimdi olmaz. « Bayan kapıcı — Sizde var, geçende ba- yan vermişti. Ne olur verin ben hasta - yım. Erhan — Annem verdiyse akşam ver- miştir. Karlıktan mı çıkardı? Bayan kâpicı — Hayır, odasındaki do- laptan. Gülay — Siz yanlış görmüş olacaksı - Gülay — Ben biliyorum. Hani kapı «|nız. dan eskiler alıyorum, diye geçen bir es- kici var ya, tıpkı onun sesi. Gülsüm — Siz ne anlarsınız ki benim annem; beni güzel sesli kızım, diye se- verdi. Gülay — Senin annen güzel sesin ne olduğunu bilmiyormuş. Gülsüm — Küçük bayan beni darıltı- yörsünüz. Bayan kapıcı — Hayır doğru gördüm. Hattâ kâğıttan avucuma boşalttı, bir bar- dak su ile iç dedi. Gülsüm — Yanlışlığın var bayan ka - pıcı, her Kalde karı dolaptan çıkarma - mıştir. Bayan kapısı — Hem bayan, karın arkasından bir şey daha söyledi, Gülsüm — İyi ya karlıkta buz var on- serarer ee AAA AAA AAA AAA Tilkinin biri Memiş dayının tavuk- larına dadanmıştı. Hemen her akşam Memiş dayının kümesine giriyor, bir iki tavuğunu alıp kâçıyordu. Memiş da- yı böylelikle günün birinde bir tek ta- vuğu bile kalmıyacağını anlamışt:. Tilkiyi yakalamak ve bu işe bir nihayet vermek istedi. Ti!kinin izleri olan yola tahtadan bir paravan yaptı. Bunun ö. Yumurta yerine civciv : nüne açık olarak bir çuval koydu. Ve çuvalın içine güzel bir et parçası bırak- tı. Çuvalın bir yanına bir ip bağladı. İ- — Bugün, dedi, kümese kadar gitmi- ye de Jüzum kalmadı. Kısmet yolumun üzerinde imiş, Çuvalın içine atladı, eti pin ucunu paravanın arkasına attı. Ve| kaptı, fakat o anda Memiş dayı ipi kendi de oraya geçip oturdu. Akşam o- | çekti, çuval yukarı doğru yükseld.. lunca tilki gene bher vakitki gibi Memiş | Tilki çuvalın içinde kalmış ve yaka- dayının kümesine gidiyordu. Yolda ei|lanmıştı” Memiş dayının tavukları da parçasını gördü, sevindi: artık ondan kurtulmuşlardı. Öteden beriden, öte beri çalıp yaşı- yan hırsızın biri bir gür bir yüumürta- Yumurtalara bakar gibi yapıp el ça-| giyip kaçmıştı. bükluğu ile birkaç tanesini şapkasına Meoğer yumurtalar da bayatmış, hır- enın dükkânı önünde bir sandık yu-|doldurmuştu. Yumurtacı onun ne yap-|sız evine gidip, şapkasındaki yumurta- tığını görmüştü. Koşup yakalıyacaktı. |ları bir yere bırakacağı zaman yumurta — Hele, demişti, şuradan birkaç yu«|Fakat o daha -çabuk davranmış ve için-| yerine şapkanın içinde civcivler gör- murta görmüştü. murla aşırayım da evde pişiririm. ilde yumurtalar olan şapkasını başına | müş, şaşırmıştı. ÜS YA A D ERAYAP ND ıcı ilâç istiyor Bir perdelik komedi: --- Bayan “kapıci - — Şimdi — batırladım, bakin demin yanlığ yana haslâ olduğu - mu söyleyince o ba - na; kırat vereyim, Beçer demişti. Gülay — Kırat mı? Erhan — Kırat mi? Bayan kapıcı — Evet! Erhan — Annem sakın benim oyun- cak atımı bayan kapiciya vermiş ol » masın, Gülsüm — Aman küçük bay, sizin ©- yuncak atınız hastalığa iyi gelir mi? Erhan — Gelir ya, onu bana babam, kızamık - hastalığına tutulduğum zaman almıştı. Hastalığa iyi gelmese alır mıydı? Gülsüm — Sizin oyuncak atınız dolap- ta kâğıdın içinde miydi? Erhan — Hayırf tavan arasında idi. Bayan kapıcı — Bana bayan dolaptan vermişti, hem o kırat beyazdı. Gülay — Ağabeyimin atı da beyaz. Bayan kapıcı — Kâğıda konulmuştu. Erhan — Benim atım kâğıdda de - gildi. Bayân kapıcı — Vallahi — fazlasını bilmem ben, suyla içtim. Gülsüm — mı? Bayan kapıcı — Evet kıratı! Gülsüm Aatı -—E sonra ne oldu? Bayan kapıcı — İyi oldum. Gülsüm — Anladımsa Arap olayım.. Erhan — Ben de! Gülay — Ben de! Gülsüm — Şunu sen yanlış bellemiş olmıyasın Bayan kapıcı, Bayan kapıcı — Ben de onu düşünü - yorum. Gülsüm — Düşün bakalım hele elini şakağına koy. Bayan kapıcı — Elimi şakağıma ko - yarsam aklıma gelir mi? Gülsüm — Bir dene, belki gelir, Bâyan kâpıcı — (Elini şakağına koyar) aklıma gelse, aklıma gelse. Gelmiyor, ne yapayım? Gülsüm — Beyaz dedin değil mi? Bayan kapıcı — Evet! Gülsüm — Sakın başın ağrıyordu da başını sarmıya beyaz tülbent vermiş ol- masın? Bayan kapıcı — Siz benimle, âalay edi- yorsunuz, ben hastâayım, diyorüm. Kıv « serrecer e. Bir ressama üze- İrinde yemişleri bu- lunan bir agaç res- mi yapmasını söyle- Mmiştik, bu resmi ya- pip getirdi. Bu rös. mi biz hatalı bul- duk. Bakalım siz de hatalı bulacak mı- sınız? Hatalı bulur- ganız Tesmi kesin, hatasının ne oldu- ğunü yazın ve bize gönderin. , Bir kişi- ye bir İş Bankası kumbarası, yüz ki- şiye de Son Posta- nn çocük oküyücü. iarı için yaptırdığı kıymetli ve güzel hediyelerden — vere- ceğiz. Bilmeceye ce- vab verme müdde- ti on beş gündür. Bilmeceyi bize gön- derdiğiniz zarfın ü- zerine — bilmecinin bangi tarihli gazetede- Çıktığımı yazmayı ihmal etmeyiniz. Yeni Bilmecemiz | Meraklı ve Faydalı ’ı Eski otomobiller ğ D 1002 de yapılan otomobiller bu tarö yapılırdı. Ve kapıları yanda olmayıp bir. de sayfiye yerinde kullanılan aral gibi arkada idi. W Gözlüklüler memleketi Japonyada miyop gözlüler günden 7 ne çoğalmakta Fİ miş, ilk mektef lere giden çoG’ lar arasında yi yetmiş dördü &” lük mkıyoı-lınn'f Bu göz illetinin günden güne çoğı sebebi bir türlü anlaşılamamakta imif rım İaviim kıvraniyorum da ilâç verifi yorsunuz değil mi? Gülsüm — Bayan kapıcı senin nerf ağrıyor. Onu söyle de ona göre bizde '_ ilâç belki vardır. Ben sana ondan VE Teyim.. Bayan kapıcı — Nerem ağrımıyor H Her yerim. Gülsüm — Öylesi yök! En çok nerf | ağrıyor? Onu söyle? Bayan kapıci — Vallahi bilmem ki bf şim mi ağrıyor desem, bacağım mi yor desem, kolum mu üağrıyor desem. Gülsüm — En çok €n çok? Bayan kapıcı — Karnimi ağrıyor. Gülsüm — Ha şünu şöyle söyle. Bayan kapıcı — Hem çok ağrıyor. of? Gülsüm — Şimdi sana bir ilâç veri ” TİM. (Bir dolâbı açar, içinden, bir kâğıt $" karır.) Bayan kapıcı — İşte bu! Gülsüm — Ne? Bayan'kapıcı — Geçen sefer hastalaf” dığım zaman bayanın banasverdiği li Gülsüm' — Buna bikarbonat GEF’L' derler. Bayan kapicı — Ben de d(-mindı-nb'# size bikarbonat dösut, dedim ya! Bayan Gülsüm — (Seyircilere dönefl Allah için siz söyleyin, demindenberi çok şeyler dedi amma, bir kere olsun karbonat dösut, dedi mi? d * m...:.o"