Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SON POSTA —ei Amenka hususi muhahırimızın mektupları Ruzveltle Landon Reisicumhur - olmak için nasıl çarpıştılar ? F “ dünyanın en iyi adamıdır,, , hem de “ & Yeni dünya şehirlerinde eşek ve fil resimlerinden ne vakit geçilmez? - Büyük memurlar seçimle niçin en fazla alâkadar olan insanlardır? - Bir adam için hem en fena adamıdır ,, denirse netice ne olur? e Nevyork, Birinci- teşrin (Hususi) -— Amerika tarihi bir gün yaşamaya hazır lanıyor. Yeni Cum- hurreisi seçimi yapı lacak. İki nüfuzlu fırkanın, demokrat- larla cumhuriyetçile rin, mukadderatını tayin edecek olan bu seçim, yalnız ken di kabuğu içine çe- kilmiş olan - Ameri- kayı değil; kendi dertlerile başını kâa- şiyamıyacak bir hal de bulunan Avrupa yı dahi ilgilendiri- yor. Dört sene evvel Cumhurreisliğine se çilen ve ülkesini â- deta diktatörlüğe ka çar şekilde idare e- den — Demokratlar namzedi Ruzvelt bu seçimde en kuvvetli namzet olarak ile- ri sürülüyor. Karşısında kendisinin Re isicumhurluğa seçildiği yılda Kanzans valisi olan, söz söyleyişi tesirsiz, lâkin edebiyatı güzel, oldukça şahsiyet sahi- .bi, Landon bulunüyor. Cumhuriyetçilerin namzedi teceddüt fikirli Landonun intihap mücadelesin- de gözettiği ve ileri sürdüğü fikirler şunlardır!: Amerikanın mazisinde milli ülküyü alâkadar eden her iyi teşebbüsü muha- faza etmek... Amrikanın hayati mese-| lelerini, ferdiyetçilik an'anesini, mütte hiden müdafaa eylemek hususunda ak- h selimi kullanmak.. Bunun için de, Re isicumhur seçildiği ve «Beyaz Eve» gönderildiği takdirde, bunca yıllık, an- anevi «Âmerikan sisteminin» mahvedil mekten kurtulacağını açıkça söylemiş- tir. Sesinin tatlı âhengi, gülümsemesi' ve tesur icraatı ile birçok Amerikalıların kalbini kazanan Demokratların namze di Ruzvelt ise bu yeni intihap mücade- lesinde, âdeta bir çeşit mal satan tacire benziyor. Bu mal itimattır. İktısadi kal- kınmada itimat, sosyal emniyette iti - mat, iş sağlamlığında, itimat... 1932 intihap mücadelesinde, Ruzvelt Amerikan halkına müphem bir inkılâp havarisi gibi görünmüştü. O zamanlar, Reisicumhur olduğu takdirde, Ameri- kalıları, yepyeni ve müreffeh bir yaşa- Yışa, geniş bir çağa ulaştıracağını va- 226 szss Ruzvelt'i namzet gösteren Demokratların afişlerinden biri deden, ve bu suretle değişen şartlara karşı mütemadiyen değişen metotlar kullanan Ruzvelt, . bu sefer, vaitlerini | yerine getirdiğini, işlerinde muvaffak olduğunu kuvvetle haykırıyor. Ve sadece kalkınma sâvaşında muvaf fakıyetler elde edilmekle iktifa olun - mayıp, Birleşik Amerika hükümetine daha iyi ve daha emin bir istikbal ha - Zırladığını ve temellerinin küvvetle “a- tı]dıgmı ileri sürüyor. Nasıl propaganda yaptılar ? İki parti de Cumhurreisliğini kazan- mak için akıl ve hayale sığmıyacak ça- relere başvuruyorlar. Yüzlerce halk ha tipleri, fırka çığırtkanları, en ücra köy- lere varımcaya kadar gidiyor, kendi namzetjeri için rey vaadi, toplamaya çalışıyor, türlü türlü teminat veriyor- lar, Her yerde, sokak başlarında, kilise- lerde, ana caddelrde, Ünivrsite, mek- tep salonllarında bin bir çeşit tezahü- ratta bulunuyorlar. Küçük, büyük, renkli renksiz reklâmlar dağıtarak, tay yarelrden propagnda broşürleri attıra- rak, efkârıumumiyeyi kendi taraflarına kazanmak istiyorlar. Demokratların remzi müheykel, te- vekkül ve iktısadı canlandıran «eşek» ile, Cumhuriyetçilerin alâmeti farikası cidden ağır başlı fil, günün en çok gö- rülen ve tesadüf edilen resimleri olmuş tur. Cumhuriyetçilerin resmen iddiala- rına göre; şimdiki Cumhurreisi Ruzvelt bir dönektir. Fikri sabiti olmıyan, si- yase' inceliğini bil- miyen, müsrif, uça>- ri, özüne, sözüne ve işine belbağlanılamı yan bir adamdır. Ge ne, âyni iddiaya ba- kılacak olursa, Ruz- velt, gayrikanuni va sıtalarla, meclis ve âli mahkemeyi iste- diği gibi oynatan, teşkilâli — esâsiyeyi değiştiren, — ülkeyi kâypak, ve başıboş akliyle idare eden bir şahsiyettir. Buna mukabil De mokratlar da şu mu kabelede bulunuyor lar : ç Cumhutreisi, içti- mai yükselmeyi ön- ceden bildiren bir â- lim, hükümet maki- nesinin dağlık ve taşlıkta, hiç bit ârı- zasız yürümesini temin eder en akıllı bir teknisyen, Âmerikanın koruyucu ve kurtarıcısı, ve milli bünyenin yeni baştan yapıcısıdır. Demokratların inan dıkları gibi, tehlikeli mazi ile, müem- men istikbal arasında, büyük bir cesa- iretle en'kuyvetli köprüyü. atan: hıç şüp- he yok ki Ruzvelttir. — Amerikada Reisicumhur seçımı ; yüçin mühimdir? Amerikadaki intihap mücadelesi, her hangi bir fırka mücadelesinden bambaş da bir fırkanın, bir intihapta, bahusus Reisieumhur seçiminde galip gelmesi, artık ülkede yalnız Ve yalnız o fırkanın ümdelerinin temeltaşı olması demektir. Hariçte, Amerikayı temsil eden elçiler- den tutunuz <da, yüksek makamları iş- gal eden memurlara kadar değişir, yal- nız ve yalnız galip fırkanın adamları iş başına geçerler. Amerikan intihabında, yalnız Reisi- cumhur değil, muavini, valiler, mua - vinleri, müddeiumuümiler ve :,aıre de değişir. Dağıtılan broşürler Mücadele esnasında dağıtılan broşür ler hakkında okurlarımıza bir fikir ver mek için Landon taraftarlarının neş - rettikleri şu propaganda ilânına bir göz atalım: Baş sayfada (iki adam ve iki iş) ser- levhası, bunun altında, Ruzvelt ve Lan (Devamı 12 inci sayfada) Cumhuriyetçilerin propaganda broşürlerinden biri: Bu broşür havayiel zaruriyenin halihazır flıitlm ile bu îıyıtlımı kaçta kaçının vergi olarak alındağını göstermekte, vergilerin çokluğuna işaret etmektedir. Te miyorum ya.. ka bir mahiyet arzeder. Zira Amerika- HSAF S açiürrek ). EYEenizı ç — Bir sarhoş ve Bir cürmümeşhud İkinciteşrin Z - Bekri Mustafanın hayrülhaleflerinden birile gece yarısı şehir haricinde yapılan bir tenezzühün hakiki hikâyesi Yazan: Osman Euelkı gece baktım, geç vakit, Bek- | derim.. ri Mustafanın hayrülhaleflerinden biri tam manasile zum olmuş, yalpanın, orsa bocanin bini bir paraya, kale dı- şarısından sözde yerine yurduna, evi- ne barkına gidiyor ve belli idi ki bu adam bir pazar gezinti ve eğlentisin -| ti den- (!) dönüyordu. Yalpalamalar, orsa, bocalar o kadar zorlu ki babalık neredeyse, olanca hı- zıyla ya sağa, ya sola yuvarlanacak ve artık güneş doğuncıya kadar hiç kalk- mamacasına geceyi orada geçirecek.., Yanına yaklaştığım zaman ekstra bir savrukla kendini yarım soldan gerı et- 'ti, bana seslendi: — Affedersiniz... Sizi.,, rahatsız et- Rım ederim... Kusuru- ha e TSDEEİ buyurmdyınız' ! ( Oldu_f,u yerde bütün vücudile bir Min gay:- Şerefimle yaşar... Bir a - (Peşimden yürümiye sava * ri haddin... damım... şarak) ona sebep... Namusum hakkı için... Gece vakti... Hiç kimsenin şe- refi ile... Oynamak bendenize yakış - (Ben biraz açıldığım için arkam sıra sesini yükselterek) şey... Bay bilâder... Affedersiniz ...Sizi rahatsız ettimse..; Kusuruma bakmayın... Bendeniz bu hususta,.. Zatıâlinize ...Tarziye ver - meğe... Derhal hazirım... Malüm ya... Bendeniz... Sizi değil... Bir karıncayı bile incitmek... İstemem... Öhhö, öh- hö, öhhö, öhhü... ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı Ben bir hayli ilerlemiştim. Şimdi sar- hoşun yalnız sesini duyuyor; fakat söz- lerini pek anlıyamıyordum. Bu aralık herif birden acı acı ba - girdi - #— Vüây kafam!... Hay duvar gibi se- Kör müsün be?... * (Artlık - bana — yazılacak bir.. mMmevzu — çıkmıştı.. - Olduğum yerde — duraklayıp onu — dinlermne - ğe başladım. Ve o, sözlerine ay- nen şöyle devam etti:) Yolun ortasın- hosça da:., Duvarın.;, *İşi ne?.. Affedersiniz azizim... Kabahat... Sizde değil, ben- denizde... (Şimdi hem yalpalıyarak bana doğru geliyor, du). Affedersiniz azizim... Kabahat... Sizde değil, bendenizde.:. Zatiâliniz... Bendenize değil... Bendeniz zatıâlinize çarptım... Sakın ha... İstirham ede - rim... Bendenizi karakola... Filân fa- lan:.. Şikâyet mikâyet. etmeyiniz... Vay dinine yandığım... Kafam da am- ma... Sızlıyor ha... Şey... Dur yahu, koşma, beni bekle... Beraber gidelim... Benden davacı değilsiniz ya azizim... Haaa rica ederim.. Bendeniz şerefimle yaşar bir adamım... Gece vakti... Böy- le... Kimsenin... rahatsız olmasını is - temem... Biraz fazla kaçırmışım... O başka... Onu itiraf ederim... Ve lâkin âlemin huzurunu selbetmem... Varsg davacım çıksın... Benim zulmüm ken- dime... Öyle değil mi Bay bilâder.. Cevap verdim: n Oylef — Öyle ise;.. söyle!... Şey... hem söyleniyor - Git bizim eve '_ selâm Pardon... İstirham e - Cemal Kaygılı . Affedersiniz... - Sizi rahatsız etmiyorum... Değil mi?... Bendenizden bir güna... Davanız... Yok yal... — Estağfurullah! — Yok, rica ederim... Bendeniz şe- refimle yaşar... Bir adamım... Gece vak- . Şunun şurasında... Kimseyi taciz ediyorsam... Malüm a... Şey... Ben - deniz... İşte görüyorsunuz... Biraz kat; fayı.., Çekmişim... Amma.., Kimseye bir ziyanım... Olmadan... Kuzu gibi... Evime... Gidiyorum... Davacım - var- sa çıksın ...Meydana... Eğer... Cürmü meşhuda... Taallük... Eden... Bir ha- lim.,.. Varsa... Cezama... Razıyım..: Bendeniz.,. İçerim... Fakat sulan - mam... Gece vakti... Âlemin... Raha- tını bozmam:.. Onun için..: Benim bu halim.... Bir cürmü meşhut... Teşkil etmez,.. değil mi... Bay bilâder... Za- tiâliniz de... Şahitsiniz ya... Benim... Şimdi... Cürmü meşhutluk... Bir ha- Yok... Rica ederim... İstirham ederim.., Hâkipayiniz - ola - yım... Söyleyiniz... Kimseye bir zara- rim dokunuyor mu?,, Böylece bir hayli yol almış ve ben ar- tık kendi gideceğim yere doğru ayrılan dolambaca gelmiştim. Bu ara'ık adam- cağız firaklı firaklı bir çığlık daha bas- t — Vay kolum! Zavallının bu sefer, galiba ayagaı ta- şa takılmış, yanüstü yere yuvarlan - mıştı. Tekrar bana seslendi; — Bay bilâder... Ben.... Fena yu - | varlandım.,. Lütfen... Beni kaldırı. « VET, .. Bereket versin, benden önce oradan geçen beygirli bir bahçıvan yanaşma - sı imdadına yetişti. Onu kolundan tu- tup ayağa kaldırdı. O zaman - sarhoş, cebinden çıkardığı kapalı bir rakı şi- şesini yanaşmaya uzattı:! lim... Var mı7... — Oldu olacak..« Evlât... Ne kadar zahmetse... Lütfen... Şunu dâa açıver bana..: Sevaptır! . Yanaşma, gayet haklı olarak ona çı- kıştı: — Zift iç be herif, ziftin pekini iç! Geberiyorsun, hâlâ rakı içmeğe ça - lışığorsun? Tuu Allah belânı versin se- nin! Vay bayım vay, sen misin bunu söy* liyen, yaşlı ve yarı sapık sarhoş bu se- fer de şöyle bağırmaya başlamasın mı? — Duydunuz ya, baylar, duydunuz ya... Herif... Beni alenen:.. Tahkiın.. Etti... Bana zift iç... Herif... Dedi.. Allah belânı.:. Versin.. Dedı in Yağ ma yok... Bu..; Bir... Curmu me::huı.. ur. (Bana seslenerek); - — Şahitsin ya... Bay bilâder... Bir polis... Yok mu,.. Orada... Bu herif « ten... Davacıyım... Bunu derhal:.« Yakalayıp.... Mahkemeye ,. — Zira... Ben... Şerefimle... Yaşar... Bir ada * mım... Yanaşma. beygiri yedeğinde söyle * nerek gideken, sarhoş onun arkasın * ;dan en ağza alınmaz küfürleri savuru* malar ara * ı tekrarlı * yor, ve-0 yaman sövüp sn sında arada bıı $ü haka yordüu: (Devamı 12 inci ıayfadı)