4 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

4 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ll gü İkinciteşrin ŞÜ-N Fusl1A —F TELGRAF HABERLERİ İspanyol ihtilâlcileri bu akşam Madride giriyorlar İhtilâlciler Madride 6 mil yaklaştılar. Payıtaht ağır topçu ateşi altına alındı Paris 3 (A.A.) — Muhtelif İspan- yol cephelerinden Parise gelen son malümata göre, General Frankonun kuvvetleri muvaffakiyetle ilerleyişle- rine dün de devam etmişlerdir. Öğle- den sonra bu kuvvetler Madridin ka- pılarına varmış bulunmakta idiler. Bu sırada Nasyonalist hava filoları şehrin üzerinde devamlı uçuşlar — yapmışlar- dır. Madrid civarlarına: asılan bir be- yannamede hükümet nasyonalistlerin şehrin bir kaç kilometre ötesinde bu- lunduklarını itiraf etmektedir. Bu ara- da hükümette bazı değişiklikler — ya- pılmıştır. Başbakan Lardgo Kaballero Vazifesinde kalmış ve Marksist ve a- narşist birliklerinin dört azası bakan tayin edilmiştir. * Madrid, 3 (A.A.) — Nasyonalist tayyareler Madridin dış mahallelerini ve Vallencas köprüsünü üç kere bom- bardıman etmişlerdir. Bir mağazanın önünde duran gruptan üç çocuk öl- müş ve diğer bir mahalde on beş kişi yaralanmıştır. Sabıkalılar Valence, 3 (A.A.) — Madrid hü- kümeti-' &3 Paris Büyük Elçiliği vası- tasile Marsilyada toplanmış bir İspan- yol vapuruna bindirilen 2,500 Mark- sist buraya vasıl olmuştur. Çoğu iş- den kaçan gençlerden ve sabiıkalılar- dan mürekkep olan bu kuvvet Milis kollarını takviye edecektir. İdamlar Devam Ediyor Paris, 38 (A.A.) — İspanyadaki Guadalajana halk mahkemesi dün ye- niden on beş kişi idama mahküm et- miştir. 1 i Sefalet Bayonne, 3 — Havas ajansı mu- habirinden : San Sebastien'de Karlistlerle Fa- şistler arasında müthiş arbedeler ol- muştur. Karlistler, kendilerini bıçaklarile müdafaa etmişlerdir. Sen Sebastin- de nüfus muharebenin — başlangı- cındanberi 80,000 den — 20,000 ne inmiştir. Şehirdeki ticari faaliyet tamamile durmuş ve tacirler sefalet i- çinde kalmıştır. Bağdatta 50 bin kişinin iştirâkile büyük nümayişler yapıldı Hükümet gazetelere sansür koydu, bütün posta ve telgraf muhaberatı kontrol altına alındı «Londra, 3 (Hususi) — Trakta kuru- lan yeni hükümeti kutlamak için dün gece Bağdatta meşale alayları tertipl edilmiş; mitingler yapılmış ve nutuk- lar söylenmiştir. Bu tezahürata 50,000 kişi iştirak etmiştir. Bugün gazetecileri kabul eden yeni Başvekil Hikmet Sü- leyman, memlekette ferdi hürriyetin müdafaa ve halkın refahının temin edi- leceğini söylemiştir. Bağdat, (4 (Hususi muhabirimiz- den) — Askerler Bağdatta dündenberi vaziyete tamti ve mutlak bir surette hâ- kim olmuşlardır. İdarei örfiye ilân e- dilmiş gibi bir vaziyet vardır. Hükümet gazetelere sanisür koyduğu gibi bütün posta ve telgraf muhaberatını da kon- trol altına almıştır. Her türlü toplantı— İngiltere Kralının nutku Kral Parlâmentoda İngil- terenin harici ve dahili siyasetini anlattı Londra 3 (Hususi) — Parlâmen- to bugün Kral Edvard'ın nutku ile ve mutad merasimle açılmıştır. Hava yağışlı olduğundan Kral Buc- kingam sarayından Westministere ka- dar kapalı araba ile gitmiştir. Parlâ- mento salonuna girdiği esnada İngiliz krallarına mahsus tarihi kıyafetini ta- şıyan genç hükümdarın — tacı ayrıca götürülmüştür. İlkevvel Protestanlığa sadakat ye- mini yapan Kral, bilâhare parlâmen- “toyu açış nutkunu söylemiştir. Bu nutkunda, hükümetin harici si- yasetine temas eden Kral İngilterenin Milletler Cemiyeti çerçevesinde kala- cağını ve Lokarno prensiplerine mer- butiyetini beyan ettikten sonra, Mı- sırla yapılan anlaşmanın tasdik edile- ceğine ve Filistin hâdiselerinin tahkiki için yakında bir komisyonun hareket edeceğini söylemiştir. Bundan sonra dahili meselelere te- mas eden Kral, gelecek sene Hindis- tana gideceğini söylemiştir. Kralın bu nutkundan sonra muh- telif parti liderleri söz almış ve verile- cek cevap hakkında tekliflerde bulun- müuşlardır. Londra 4 — Kralın nutkunu dinle- lar menedilmiştir. Mukabil hareket mi ? Bağdat, 3 (Hususi muhabirimiz - den) — Civarda bulunan bazı kabile- lerin Yasin Paşa hükümetine sadık ka- larak bugünkü hükümti devirmek üze- re harekete geçecekleri hakkında bir ret reisinin birleşerek Bağdat üzerine yürüyecekleri söyleniyor. Birinci fırka ya ait tayyareler etrafı tarassut etmek- stedirler. Kahire 3 (A.A.) — Mısır gazete- leri İrak hükümet darbesi aleyhinde bu lunmaktadır. «Elbalag» gazetesi ihti- lâlin İrak araplarile Arap olmıyan un- surlar arasında bir muhasama uyandır- masından korkmaktadır. Bulgar Kralı M. Stoyadinoviç'e ziyafet verdi Sofya 3 (A.A.) — Kral Baris, Kretchm'de Ankaradan dönen Yugos- lav başvekili B. Stoyadinoviç'e bir zi- yafet vermiştir. Stoyadinoviç, Bulgar Başvekili Köseivanof ile de görüşmüş ve sonra Bulgar hükümeti tarafından kendisine tahsis e dilmiş olan trenle Belgrada hareket etmiştir, İzmit kâğıt fabrikası ayın altısında açılacak Ankara, 3 (Telefonla) — İzmit kâğıt fabrikasının işlemeğe açılış merasimi bu ayın altıncı cüma günü saat onda yapılacaktır. Sümer Bankın hazırladı- ği proğgrama göre davetliler ayın beşin- de 19,45 trenine bağlanacak hususi bir vagonla buradan İzmite gideceklerdir. Açılış merasimine Başvekil İsmet İnö- nü riyaset edecektir. dikten sonra Avam Kamarası, kısa bir istirahati müteakıp, — Kralın nutkuna verilecek cevabı müzakere için . yeni- den toplanmıştır. Cevap, İngiliz parlâmentosu tari- hinde ilk defa olarak bir kadın, Mis Horsburgh tarafından okunmuştur. Londra, 3 — Avam Kamarasında bugün beyanatta bulunan B. Baldvin perşembe günü dış siyasa hakkında geniş müzakereler yapılacağını ve İn- giliz - Mısır muahedesinin de tasdikin- den evvel yakında müzakere edılece— gini bildirmiştir. şayia dolaşmıştır. Civardaki üç aşi -| ğ ; P. Yunan gazeteleri Atatürkün nutkundan | Hararetle bahsediyorlar - (Atina, 3 (Hususi) — Katimerini gazetesi Büyük Millet Meclisinin tekrar mesaisine başlaması müna - sebetile Türkiye Cumhurreisi Ata- türkün irat ettikleri nutuktan hara- retle bahsetmektedir. Gazete, Türki- yede başarılan işlerin iftiharla dolu bir bilânçosunu gösteren bu nutkun Balkan Antantının sulhçu mefküre- sini de ihtiva etmekte olduğunu yaz makta ve: «Nutku bütün Yunanlı- ların dikkatle okumaları lâzımdır.» demektedir. Cumhuriyet Bayramının Akisleri Türk milleti örnek bir millet beraberlıgı duygu ve dü- şünce birliği göstermesini bılmıştır Ankara, 3 (A.A.) — Memleketin her köşe ve bucağından merkeze ge- len ve sayısı tahminlerin pek çok fey- kinde olan telgraf ve haberlerin verdi- ği intıbala üç bayram gününün müs- tesna havsamı şu şekilde hülâsa ede- biliyoruz: Büyük Türk milleti Büyük Şefi A- tatürk'ün önderliği ile kazandığı en büyük bayramın 13 üncü yıldönümü- nü kutlamakta tam ve örnek bir mil- let beraberliği, bir duygu ve düşünce birliği göstermesini bilmiştir. Memle- İketin her tarafından her ulusal ku- rumdan, her toplantı ve nümayişten merkeze akisler bunu göstermektedir. Bir cümle ile hakikat tesbit edilmek istenilirse şöyle denebilir: . Cumhuriyetin 13 üncü yıldönümü millete mal olan bir bayram olmuştur. Memleketin her köşesinde halk safla- rının ve halk kalabalıklarının hepsinin geçit resmi yapan ordular gibi her yerde ÂAtatürk'ün manevi hurzurun- dan geçercesine hareket. ettikleri gö- rülmüstür. Bu üç bayram gününde bü- tün Türk milleti ayakta ve misli gö- rülmemiş bir heyecan tufanı içinde neye sevmdıklerım ve ne ıçın sevine diklerini tam kavrıyarak bayram et- mişlerdir. Türk milleti Cumhuriyetin 13 ün- cü yıldönümünü Büyük Şefi Atatür- kü bağrına basmanın paha biçilmez mazhariyeti içinde en coşkun bir se- vinç en şuurlu bir heyecanla hep bır ıarada kutlamıştır. .îVAÇ ET &- ' ALEMİNDE. © Belçıl:a ile Fransanın arasında kara Iıedı. ” M. Musolinin Milânoda söylediği nutuk s m zamanda Belçikanın Fransa- dan ayrilarak başlıbaşına bir si- yaset takip etmeye İkarar vermesini, Belçikanın Almanyaya bir temayülü gibi telâkki edenler var. Hakikat böyle değildir.. Umumi harpten sonra, eski müttefikliğin bir icabı olarak mütema- diyen büyük müttefiki Fransanın ar- kasından yürümeyi âdeta bir vazife bilen Belçika, son Fransız - Sovyet Rusya ittifakını müteakıp, aradaki bağ hılığa bir nihayet vermeye karar ver- miştir. Çünklü Belçika, mühim bir sâ- nayi memleketidir. Geniş işçi tabaka- larile meskündur. Bu küçük memle- | kette vukua gelebilecek bir işçi hare- keti, pek tabii olarak Fransadan yar- dım görecektir, Çünkü, Fransada, va- ziyete Halk cephesi hâkimdir ve bu cephenin hükümeti, Sovyet Rusyanın müttefikidir. Küçük Belçikanın eski ve büyük müttefiki Fransaya karşı son günlerde takındığı dargın çehrenin mânası bu korkudan doğuyor ve bütün Günün mühim meselelerinden biri ve belki başlıcası, M. Musolininin lânoda — söylemik Musolininin olduğu nutuktur, lıîllllnn nutku | M. Musolini, İta yanın Akden’ bir ada, Akdenizin de İngiltere için sa- dece bir yoldan #baret bulımdugu kaydettikten sonra İngiliz - Italyan mi nasebatının bu bakımdan tetkik e mesi lâzımgeldiği üzerinde duruyor gilterenin, Akdenizde bulunduraca kuvvetlerin İtalyayı şiddetle alâkadar edeeegmde ısrar ediyor. Görünüşe na- zaran, İtalyanın bütün gayreti eski dostu İngilterenin dostluğunu kazan- maya matuftur. Fakat, bunun için kes- tirme yolu ihmal ediyor. Alman dost-ı luğu ile İngilterenin alâkasını tahrik ediyor. Bu manevra ne dereceye ka- dar İngilizler üzerinde tesir yapar ve muvaffakıyetli bir netice verir? Bura- sı kestirilemez. Fakat İtalyanın he müsbet bir netice elde edemediğine bakılırsa, tuttuğu yol, en doğru yol ol- mesele bundan ibaret bulunuyor. 0644444 Konuşma: masa gerektir. — Selim Ragıp e : Tenakuza dair 4 Yazan: Nurullah Altac Bir muharririn muhtelif fikirleri, hükümleri arasında tenakuz aramak doğrusu hayli eğlenceli bir iştir. Bu yolda sarfedilen gayretin boşa çıktığı da pek nadirdir: boş bir vaktinizde, şöyle herhangi bir muharririn değil, en mazbüt sistem sahibi diye tanınmış bir filosofun eserini açın, tenakuz ara- yin, bulursunuz. O tenakuzları, eserde yoksa, sizin kafanız yaratır. Vauvenar- gües: «C'est faute de penetration gue nous concilions si peu de choses» di- yor., (Serbest tercümesi: Bizim birçok fikirler arasında tenakuz görmemiz, on lara hakkiyle nüfuz edemeyişimizden- || dir.) Hele anlamamağa, nüfuz etmeme- ğe karar vermişsek, tenakuz bulmak işi büsbütün kolaylaşır. Benim on beş yıldan beri yazdığım yazılar içinde #biribirine hiç uymıyan, biribirinin tamamile zıddı hükümler bulunduğunu bilirim. Bu «suç» yüzü- me vurulunca da pek mahcup olmam. Ne yapayım, o zaman öyle düşünüyor- muşum, şimdi böyle düşünüyorum... Şimdiki düşüncelerimi dünkülere mu- hakkak uyduracağım diye samimi ka- naatimi gizleyim mi?.. Fakat, doğru- sunu isterseniz, eski düşündüklerimle bugünkü düşündüklerim arasında o ka- dar büyük, telifi imkânsız farklar bu- lunabileceğini sanmıyorüm: bit insa- nın bugün, dünkünden büsbütün baş- ka olabilmesine nasıl ihtimal verilir? Onda elbette, belki kendisinin de sez- mediği, sezse bile ifade edemediği bir «birlik» vardır. Bir insanın tamamile değişebileceğini kabul etmek, onda fev- kalâde bir kuvvet bulunduğunu tasav- vur etmektir. Ah! tamamile değişebil- seydim! Nefi'nin, Nabi'nin, Nedim'in birçok beyitlerine, Baki'nin Sultan Süleyman mersiyesine hayran olduğum halde iki- de bir eski edebiyatımızı inkâra kalkı- şıma şaşanlar, ya o hayranlıkta, ya bu inkârda samimi olmadığımı sananlar var. Hayır, hayranlığımı söylerken de, Avusturya Hariciye Nazırı Berline gidiyor Viyana 3 (A.A.) — Matbuat mü- messillerinin bir toplantısında söz söy- leyen Dış İşleri Bakanı Schmidt teşri- nisaninin sonlarına doğru Von Neu- rath'ın bir davetine icabet ederek Ber- line gideceğini bildirmiş ve demiştir ki: «İl Temmuz anlaşmaları - bütün ümitleri tehakkuk ettirmiş ve umumi bir rahatlık ve memnuniyet kendisini göstermiştir. B. Musolini'nin Milano nutkunda Ayvusturyanın istiklâli kat'i tebarüz ettirilmiştir. İtalya tarafından ekonomik meselelerde gösterilen an- B üpee 'sürmüş ve mühim hiç bir hasara sebe surette | inkâr ederken de hakiki kanaatimi söy- lüyorum. Anecak birinde hissimi, yan! ta küçükten beri aldığım terbiye ile e- dindiğim kanaati; ötekinde ise fi ; yani zamanın, okuduklarmun hâd lerin tesiri ile hâsıl olmuş kanaatimi söylüyorum. Ben o hayranlık ile bu in: kâr arasında bir ayrılık bulundugun Ş göremiyorum. Mademki o iki kanâat bir tek kimsede bulunabiliyor, demelş- ki biribirine o kadar zid değildir. — Geçenlerde biri bu sütunlarda, biri başka bir gazetede iki yazım çıktı. İki- sinde de Âhmet Muhib Dranas ile Ca hid Sıdkı Tarancı'nın adları geçiyordu. Bu gazetedeki yazımda o iki şairin zılarında lüzumsuz, dili bozan talk ve tehirler bulunmasını bir kusur di- ye göstermiş, öbür gazetede yine o şa: irlerin yeni vezinler bulmak için gös- terdikleri gayreti alâka ile takip € ğimi söylemiştim. B. İbrahim Ho iki yazı arasında tenakuz bulmuş.. şairin falan yazısını begenmıyomm .ı_:î ye artık onun hiç bir eserini bege ; meğe, hiç bir gayretine alâka gös memeğe mi mecburum? Bu, yüzün zü güzel bulmıyan bir kimseye: «A hın bir eserinde kusur buldun, o ha kâfir oldun!» demek kadar garib ol Ben bu pahaya elde edilecek tenaküz- suzluğa razı değilim. ” Hadi ben de İbrahim Hoyi'ye bir te- nakuzunu göstereyim. Benim için: « ğerli münekkid ve üstadım N, A diyor. «Değerli» kelimesi .bir tak yani yukarıdan aşağı bir iltifat if eder; bir kimseye «üstadım» deme ise yukarıdan aşağı iltifatı kabul e yecek bir mahviyet vardır. «Değe ile «kıymetli» nin hakiki mânaları b dir ama mecazi mânalarında çok fark vardır. Üstad, tilmiz için «değerli» yebilir, tilmiz «üstad» için o kelimi kullanamaz. İbrahim Hoyi de benim çin «değerli» sıfatını kullanacaksa « tadım» demesin, o iki kelime yanyan hiç yakışmıyor. -. Leh Ordusu şefi — —— Mareşal oldu Varşova, 3 (Ünited Pres mu rinden) — Leh ordusunun erk â b reisi General Ritz — Şmişgli b müteveffa Pilsudski yerme Mareşal_ - lân edilmiştir. | Ritz Şmigli şimdi - bilfiil dilgat sayılmaktadır. Tokyoda zelzele Tokyo 3 (A.A.) — Kuvvetli zelzele, bu sabah Tokyo halkını u dırmıştır. Sarsıntılar on dakika | biyet vermemiştir. laşma zihniyeti, Avusturya lel kaydedilecek bir keyfiyettir. »

Bu sayıdan diğer sayfalar: