SON POSTA Muharriri: A, R. Kaynaşan Tefrika No.: 92 Silâhlar !.. Kafile Üçe Ayrîlmıştı.. Üç Kol Ayrı Ay.'rı Mıntakalar- dan Geçip Halkı Harekete Geçireceklerdi.. Patrona Halili, bu ihtilâlin başında görmek, çarşı esnafına emniyet vermişti. Çünkü Patrona Halilin hayatı, çarşı esnafı ara- sında meçhul değildi. Bu adam, genç yaşında uzun müddet gemi- cilik etmiş, nihayet (patrona) denilen (ikinci sınıf amiral) gemisinde de bir hayli zaman (serdümemn) likte bulunmuştu. Fakat sonra, birçok * Bebeplerden dolayı gemicilik ha- yatına hitam vermiş, çarşı - tellal- ları arasına girmişti. Doğru sözlü, hilekârlıktan hoşlanmıyan, herke- sin iyliğine koşan bir adam ob- duğu için, esnaflar arasında çar- çabuk tanınmış ve sevlivermişti. Bu sebeplere binaen onu şimdi bu ihtilâlın başında görenler; bu isyan ve kıyamın ciddiyetine hök- metmişler, ihtilöl kafilesine ilti- hak eylemişlerdi. , Heyecan içinde bulunan Pat- rona Halil, nutkunu bitirir. bitir- Mez: — Ey ümmeti Muhammet!.. Terkim (1) yerimiz, Et meydanı- dır. Bizimle bile, kazan kaldıra- cak Yeniçeri şehbazları bi ora- da beklerler. Şer'i davamıza olan ehli iman, oraya buyursun. Diye bağırmış, çarşının Beya- zt kapısına doğru yürümiye baş- lamıştı. Beyazıt meydanında kafile büsbütün çoğalmıştı. Kahvelerde Oturan İeventler, cebeciler, top #rabacıları, medreselerden dışarı Uğrayan (Talebeiulüm ), kafile- ye karışmışlardı. Şimdi, bütün bu kafilenin Üstünde, nereden çıktığı belli olmuıyan rengârenk bayraklar uçuşuyor, coşkun - bir deniz dalgasını andıran tekbir Sadaları, Istanbulun mavi ve ber- rak semasına doğru yükselerek korkunç akisler husule geliriyordu. Kafile, burada üçe ayrılmıştı. üç kol, ayrı ayrı mıntakalar- geçecekler, halkı harekete getirecekler ve nihayet, Yenlçeri şlalarının merkezi olan (Etmey- danı) nda birleşeceklerdi. Tez elden tedarik olunan da- Vullar çalınıyor, kahveler ve dük- kânlar cebren kapatılıyor, halk Zorla ihtilâle sürükleniyordu. Ak- taray caddesi, direklerarası, oluk tibi akan halkı almıyordu. Son- güneşinin hafif sesle ka- Tşan solgün ışıkları altınday Üz- lerce silâh kaynaşıyor, parlayıp tnen bir ateş gibi, bütün bu kafilenin üstünde kıvılcımlanıyordu. * İhtilâlcilerden ayrılan bir heyet Seyirtmiş, sür'atle Et meydamına #iderek vaziyetten Yeniçerileri berdar etmişti, Kışlalarda bulu- han efrat, ihtilâlcileri karşılamak » derhal meydana dökülüver- Tişti, Kanter içinde kalan ihtilâlci'er Meydana gelir gelmez biribirlerine l"'llııılır. kucaklaşmışlar — ve &, (Birinci cemaat) ile ( Cin- tilerden beşinci orta ) nın kaza- bayrağını ortaya çıkarmışlardı. 'erviş Mekmet, hemen ortaya Zeçmiş, omuzunda taşıdığı bayrağı —h"lllnk dibine dikmiş, bir elini tğına koyup gözlerini yumarak: B.'— Allah, Allah.. Eyvallah ... Ü k an.. Sine püryan.. Kılıç İ an., Bu meydanda nice baş- lar kesilür, hiç olmaz Kahrımız, — kılıcımız. — düşmana ziyan.. — Kuliuğumuz, — padişaha fyan, .. Üçler.. Yediler.. Nurunebi.. Kerem Ali.. Pirimiz, hüönkârımız; Hacı Bektaşi Veli. Demine dev- ranına Hü, diyelim Hüüüül.. Gülbank çekmiş ve bu gülbankı mütcakip, yüzlerce halkın ve Yen'çerin'n ciğerler'nden taşan: — Hünul... Sesleri, uzayıp gitmişti. Kışlaların kazanlarında derhal şerbetler ezilmiş, ( Ehli imanın selâmeti) için (Fisebilillâh ortaya dökülen) ihtilâlci halka ikram edilmişti. Ayni zamanda, Patrona Halil İle ihtilâla en mühim unsurların- dan Kahveci Ali ve Manav Mus- li, (ortacami) de Yeniçeri cemaat ve onbaşılarile birleşmişler, ihti- lâlin ne şekilde sevk ve idare edileceğine dair müzakereye gi- rişmişlerdi. sorân... * Sonbahar olmasına rağmen hava, sıcaklığını muhafa edidiyor- du. Onun için devlet erkânı, kâ- milen boğaziçladeki yalılarında; Çamlıca, Filorya, Halkalıköy ve sairedeki köşklerinde idi. Sadaret kaymakamı ve Ibra- him paşanın damadı, (Kaymak Mustafa paşa ) bi'e o sabah bo- ğaziçine geçmiş.. Çengelköyünde- ki (Bagiferah) namı verilen köş- künün bahçesinde, serince bir gün geçirip, tatlıca . bir son turfanda kuzu püryânı yemek istemişti. Bu suretle İstanbulu devlet erkânından hâli bulan ihtilâlciler, serbestçe hareket etmişler; hiçbir manla — karşısında — kalmadıkları için kâfi derecede kuvvetlenmiş- lerdi. Mamafih isyan haberi, derhal Istaebulun dört köşesinde akset- mişti. Bunu duyan (Sadaret ket- hüdası, Mehmet Paşa) harekete gelmiş.. konakta bulunan beş on kavasla gidip asilere meram an- latmak İstemişti. Fakat, Çenberli- taşa gelir gelmez, Ibrahim Paşa- nın en hararetli dostlarından sabık defterdar Şemsi efendiye teşadüf etmişti. Şemsl efendi, büyük bir telâş ile: — Hey, paşaml. Kande gider- sin?.. Ehlüayâl sahibi olduğun Halde, böyle hatarlı bir işe nasıl cür'et edersin?.. Eşkiya güruhu, almış yürümüş. Rivayate bakılırsa, babalarını dahi gözleri görmez, Ibrahim paşa İle onun men- subatını pâre pâre edeceğiz; deyu çağırışırlarmış. Zati — saadeliniz, velinimet paşa efendimizin hem damadı, hem de kethüdasısınız. Mübarek canınıza kastınız mı var? Dönün geri, demişti. Bu sözler, Mehmet paşanın cür'etini kırıvermişti. Paşa, der- hal konağa avdet etmiş.. Hemen (ayağına tez) iki adammı Sirkeci Iskelesine göndermişti. Bu adamlardan biri oradan Uç çifte bir kayığa binip Çenğelköye gidecek ve ( Istanbul kaymakamı kaymak Mustafa Paşa) yı vak'- adan haberdar edecekti. Diğeri de Üsküdara geçip, İbrahim Pa- şayı haberdar edecekti. : (Arkar var) Matbuat Kongresine Davet İstanbul Basım Kurumundan : Matbuat umum müdürlüğünce, 25 Mayıs 1935 tarihinde Ankarada top- lanacak olan — matbuat kongresine İstanbuldan — gidecek murahhaaların seçimi ile isimlerinin 10 Mayısa kadar bildirilmesi işi vazife olarak Kurumu- muza verilmiştir. Bu seçimi yapmak için aşağıda isimleri yazılı gazete sahiplerinin veya kendi mamlarına seçime iştirak İçin garete sahiplerince verilmiş yazılı vekâletnameyi hamil arkadaşların 7 Mayıs 1935 Salı günü saat 13,30 da Basın Kurumu merke- zinde yapılacak toplantıya gelmelerini dileriz. Çocuk mecmuası: Afacan, Çocuk sesi, Çalışkan çocuk, Mektepli, Olgun çocuk. Mes'ek mecmuaları: Top, Spor haftası, Muallim sesi, Sınıf muallimi, Mimar, Bara mecmuası, — İstanbul Berirlyatı, Tedavi notları, Farmakalog, Diş tabipleri, Tıp dünyamsı, Verim, Otoklüp, Askeri tibbi baytart, Tüber- külor, Tedavi seririyatı, Ameli elek- trik, Esnaf, İstanbul Baytarı müe- muası, Hukuk, Göol-Spor, Ormancılık. Salon Mmecmuası: Hafta, Holivut, Yedigün, Büyük Gazete, Yarım ay, Perşembe. Mizah mecmuası: Köroğlu, Karagöz, Akbaba. Külhtür meecmuas: Uyanış, Yeni adam, Fikir hareketleri, Darülbedayi, Yeni Türk, Yaşamak yo'u, Müzik ve san'at, Mülkiye siyasal bilgi, Yolların sesi, Bilgi, İçki düşmanı, İz, İzlerimiz, Yücel, Öz dilimize doğru. Fransızca: Boyoğ'u, La Turgule, La Röpubligue, Jurnal d" Örlent, İstanbul. Rumes: Dimokratia, Apoyevmatini, Ermenicet Arevelk, Aztarar, Nor- lur, Jamanak, Almancat Türkisehe Post. Kitapcı ve matbaacılar Şehrimizde —bulunan küçük ve büyük bütün matbaacı ve kit: pcıların Matbuat komgresi için aral-rından birer murahhas seçmeleri için 8 Mayıs 1935 Çarşamba günü saat 18,80 da Kurumumuz merkezinde bir toplantı yopılacaktır. Ayrı ayrı düvetiye gön- derilemediğinden şahsi davetiyo yeri- ne geçmek Üzere alâkadarların o tarihte İstanbul Bama kurumu mer« kezine gelmeleri ilân olunur. Bir Büyücülük Davası Hoca Şakir Nefes Mi Yapıyormuş ? Dün Birinci ceza mahkemesinde bir bü,ücülük davasına bakıl- mıştır. Büyücülükle suçlu olan elli beş yaşlarında Kasımpaşada oturan Şakirdir. Mahkeme çok heyecan ve alâkalı geçmiştir. Şahitlerden 18 yaşında bayan Mediha: — Benim çok başım ağrıyordu. Bu adamı getirdiler. Sı:nlı bir tütsü yapayım, bir de muska ya- zayım, bir şeyin kalmaz, dedi. Ben de cahilim hnae bileyim! Bir şeyler yaptı. 625 kuruşumu aldı. Bayan Ayşe: — Bu bizim kiracımızdı. İki n içinde ziyaretcileri ak :Şıy:'hı:lıdı. B)l’ı merak ç:âik. kendisine sorduk: Benim kazan- cım bu yüzden, dedi. Sonra ziya- retçilerden de araştırdık : — Bilmiyor mısınız ? Bu meş- hur büyücü hocadır. Nefesi kuv- vetlidir. dediler.. biz de kendisini derhal evden çıkardık, Suçlu cürmünü temamen inkâr etmekte, biçbirşeyden haberi ol- madığını iddia etmektedir, Esnaf Ve Kazanç Vergisi Esnafın kazanç vergisindeki nisbetsizlikten şikâyetl ve Ticaret odamına — müracaatleri — netilcesi, Odanın esnaf şubesi bu müraca- atleri tetkik etmiş ve esnaf arasında bir anket açmayı muvafık bulmuştur. Anket sualleri esnaf cemiyet- lerine gözaderilmiştir. Bunlara ve- rilecek cevaplar tetkik edilecek, bundan sonra bu İş Oda mecli- sinde “görüşülecektir. Saylfa 13 Olempiyakos- Güneş Ma- çını Misafirler Kazandı Neticel1-2dir Ve Misafir Oyuncular Bu Galibiyeti Hak Etmişlerdir Güneş kalesi önünde Olempiyakos muhacimleri Dün Taksim stadyomunda Yu- nan takımı Olempiyakos ikinci maçını yaptı. Cuma günü Fener- bahçe ile yaptığı maçı üç bir kaybeden Yunan takımının dün yapacağı oyunda galip — gelmesi ihtimali olmadığı Fener maçındaki oyunundan belli İdi, Güneş takımı İstanbulspor ve Pera kulüplerinden aldığı en kuv- vetli oyuncularla takımını takviye ile Yunanlıların karşısna büyük bir kuvvet halinde çıktı. Yunan- hler kendi kadrolarında hiçbir değişiklik yapmamışlardı. Oyuna Güneşlilerin hücumile başlandı. Istanbulun en- kuvvetli oyuncularını bir araya toplıyan Güneşin hücum hattı karşısında Yunan takımının dayanabilmesi bir mucize olabilirdi. Daba ilk dakikalarda oyuna hâkim olan Güneş takımı, sağdan, soldan yaptığı hücumlarla Yunan kalesini hemen çember içine alıvermişti. Bu hücumlarda başlıbaşına — âmil olan Bambino işlek oyunile bir sağ içten ziyade bir merkez muha- cim gibl hücum battını idare ede- rek işletiyor, bu suretle oyun kolaylıkla iki taraftan yapılan hücumlarla inkişaf ediyordu. Rebiden başlıyan bir höcum Necdelin kuvvetli bir şütile Yunan kales'nin direğine ve oradan da büyük bir hızla geriye geldi. To- pu olduğu yerde yakalayan Rasih hafif bir şütle yirminci dakikada ilk sayıyı kaydetti. Bu sayıdan sonra Yunanlılar fazla gol yememek gayretile esa- sen müdıfaa ile geçen oyunlarını tam bir müdafaa haline koydular. By suretle geçen ilk devre Gü- neşin hücumlarile geçti. Yunanlılar bu arada ellerine düşen bir fırsatı hep birden 1ska geçmek suretile kaçırdılar. Solaçıklarının çektiği yegâne şüt de direğe çarptı. İlk devre Güneşin ( 1-0 ) lehinde bitti... Ikinci devre başladıktan pek az sonra Güneş hücum hattından Necdeti çıkardı yerine, Celâl Şe- fiki aldı. Hücum hattı bu suretle daha kuvvetli bir şekil aldı ise de hep beraber oynamamış ve şahsi oynayan oyuncuların gevşek dav- ranmaları — Yunanlıları — gayrete getirmişti. Güneş müdafaasının aksamıya başladığı sırada Ynanlılar hücum- ları arttırdılar. Bir ara Güneş hücum hattı da oyuna seyirci kalmıya başlamıştı. Yunan takımı yaptığı hücumların birinde Yunanlı muhacimlerden birini Güneş mü- dafaasının hatalı — bir — şekilde durdurması yüzünden bir penaltı kazandılar, Sayıya tahav- vül eden bu ceza vuruşu Yunan takımının gayrete gelmesine çok yardım etti üstüste yaptıkları hü- cumlarda bir de kornerden İstifade ederek ikinci ve oyunun son sayı- sını yaptılar. Güneş hücum hattında ufak bir gayret başladı ise de vakit geçmişti. Fayda vermedi oyun bu suretle Güneşin 1- 2 mağlübiye- tile bitti. Güneş takımı: Corcoviç, Fa- ruk, Reşat, Enver, Hasan, Ismail, Salahattin, Bambino, Rasih, Necdet Rebli den mürekkepti. Hakem Beykozdan Şazi idi, Kulaç Yüzme Rekoru Kırıldı Paris 5 — Yüzücü Jak Kartone 200 metrelik kulaç yüzme dünya rekorunu 2 dakika 39 saniye 6/10 saniye ile kırmıştır. Evvelki rekor 2 dakika 42 saniye 4/10 idi ve Alman Sletasa Bitti. Boks maçı Paris 5 — Orta ağırlık boks şampiyonu Marsel Til, on dör- düncü ravundda Gsüngeri atan Çekoslovakyalı Caksi yenmiştir. Roma Manlalı At Yarışları Başladı Roma, 5 — Arsulusal onuncu manialı at yarışlarına düm baş- lanmıştır. Birinci yarışa 159 at iştirak etmiştir. Bunlara binenler Fransız, Irlanda, Felemenk, Ro- manya, İspanyol ve Portekiz zabitleri idi. Birinciliği Italyan Yüzbaşı Bakka, Manola adlı atı ile; ikinciliği de Irlandalı binbaşı Divyer, Lase adlı atile kazanmıştır. Basketbol Şampiyonası Cenevre, 5 Basketbol Avrupa — şampiyonluk — finalinde Letonya Ispanyayı yenmiştir. Ga- lip mevkiindeki milletler şunlardır: Ispanya, Letonya, Çekoslovakya, İsviçre, Fransa, ö Kızılayın Azasını Çoğalt- mak İçin Ankara, 6 (Hususi) — Kızılay kurumunun (21-29) Mayıs arasın- daki aza kaydı haftasi için yap- tığı hazırlıklara devam etmektedir. Rusyaya Giden Heyet Dönüyor Moskova, 5 (A. A.) — Dün Voks sosyetesi Başkanı B. Arow- sev, Moskovada bulunmakta olan Türk saylavları ile Türk gazete- cileri adına bir ziyafet vermiştir. Türk konukları dinyeper elek- trik santralını gezmişlerdir. Ko- nuklar, Harkof —ve Kiyef'i de gördükten sonra Ödesa yoluyle Türkiyeye döneceklerdir.