6 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p. ş Yazan : " Ai ş Rıza K Seyfi î v :1 12 - Sayfa şON l’OSTı». Mayıs 6 Deli Aslan Tefrika No. sı: 158 Süyariler Elli Atı Sürüp Götürmüşlerdi * *r *T SŞ | atını ta bağla- — kan içinden sürüp | İşte bu sebeplerdendir ki: Bu akşam kalenin kapı altındaki oda- da Şahin Bey yoldaşlar ile vazi- yeti konuşur iken, Subuska üzerine gelen düşman kumandanlarından, onları Gpek yakından tanıyarak, bahsediyordu. Zaten bütün Macar ve Al- man hudut beylerile birçok ma- ceraları olan Türk Beyleri Şahin Beyin bu meclisinde eksik değil- di; ve Şahin Bey vaziyetin ağır- lığını — gidermek için şataretle bazı işlerden bahsetmek siyase- tini bu akşam münasip bir söz ©© açma yolu addeylemişti, Işte böylece, keyifli bir halde | yan tarafına döndü ve orada oturan beyaz palabıyıklı — bir sipahi beyine hitap etti: — Dayı Hasan, seni neş'esiz görüyorum; yok sa (Zerrinoğlu) kü artık sözü İstediği yola koy- muştu, h . Dayı Hasan Bey çubuğunu kuvvetli kuvvetli iki defa daha çekti: — Ağalar bilir siniz ki: (Na- dajdi) kahramanlık davasındadır; sonra bilirsiniz ki: (Nadajdi), ko- ca Alman imparatorunun daima yardımını aldığı ha'de bu mini mini kalemizden gsenelerce daha bir tek taş koparamadı; hele şu- nu daha iyi bilirsiniz ki: Kendi kahramanlığına okadar güvenen (Nadajdi) yi er- meydanında rezil - edip geri döndü- ren genç yiğitle- rimiz de yok de- ğildir. Şimdi (De- ile(Nadajdi) yine Üstümüze ge- A N d, diye mi kay- gılisin ? Şahin Beyin bu sözüne karşı bir az daha uzak- ta oturan bey- İerdenbiri gülerek cevap verdi: — (Nadajdi) ye bizim dayı Hasan Bey kız- masın da kim kizsin! — Geçen- lerde (Nadajdi)nin B İvarileri — dayı Hasan Beyin elli götürmüşler.. Bu sözlere he- def olan Dayı Büygük Macar kumandanlarından ;lıp bilahare kıral S h Hasan Bey, kuür- — olan Jan Huagyadi |bizimle yaptığı muharebelerle şöhret naz bir müdafaa tavrile karşılık verdi: — Yoldaşlar, benl — kızdıra- mazsınız; çünkü (Nadajdij)ğnin yür elli hergelesi bugün benim ahır- larımda yem yiyor; — hangimizin kârlı olduğunu Allah bilir! Gerçek o sıralarda (Nadajdi)nin müfrezeleri Subuska yaylasından Dayı Hasan Beyin kırk elli atım ulmıştı. Hasan Beye çatmak için bundan yakışıklı bir fırsat olmazdı. Fakat şakacı olduğu — herkesçe Dilinen Dayi Hasan Bey öyle hü- cumlardan yılacak adamlardan değildi; o, herkese tuhaf ve sus- turucu bir cevap verebilirdi. Hem bu ihtiyar asker de Şahin Beyin asıl istediğini anlamıştı. Ak, pa- labıyıklarını büktü ve oradakilerin yüzlerine ayri ayrı bakarak: » — Şahin Beyin okadar kork- tuğu bu ( Nadajdi ) efendi yok munııı Diye başladı... O zaman san- at'arı ölmek ve öldürmek olan muharipler, Dayı Hasan Beyin kale kumandanına karşı giriştiği bu ustaca taarruzdan dolayı, bir- bine bakarak güldüler. Şahin Bey de, mavi gözlerini kırpıştı- garak: — Ey, söyle bakalım, Dayı Hasan; Şahin Beyin okadar kork- tuğu ( Nadajdi ) ne yapmış?.. Dayı Hasan Bey lâkaydane çubuğunu yaktı ve mecliste otu- ranlara bakarak: — Ağalar, dayılar, beyler; dedi; size büyük kahraman deni- len bu ummacı ( Nadajdi ) hak- kında tatlı bir hikâye göv'lesem dinler misiniz? Herkes tascik manasına baş- larını eğdiler... Şahis Bey de gülüyordu; afin- almıştır| li Aslan) bu mecliste olmadığı için sözüm yüzüne karşı öğmek olmaz... (Nadaji) ye Deli Aslanın iki sene evvel bıyıksız bir deli- kanlı İken yaptığı İşi elbet katır- larsınız. Kumandan Şahin Bey tekrar işe karıştı: : — Dayı Hasan; dedi; sana bir şey yalvaracağım; şimdi Deli Aslanın Bu Macar beyine yaptı- gı işi bırak da Alman elçisini iki sene evvel İstanbula götürürken Deli Aslanın yaptiğı bu işd çıkan tahaflığı bize anlat... v Dayı Hasan — beyin gözleri parladı, çubuk iki defa daha çe- kildi; sonra söylemiye başladı: — Ağalar, tanrı bir doğru Böylüyorum; altmış yaşındayım; bu serhadta çok yiğitler gördüm, fakat bizim Deli oğlan gibisini analar çok seyrek doğurur. Şahin bey doğru söyler; kaza ölümden kurtulursa Deli Aslanın elini az- rail bile güç büker. ( Şebeş ) ka- lesi altında yoldaşlara yardıma gidip (Rezin oğlu) nu ve (Na- dajdi ) yi bozduğumuz İşi bilirsi- niz. Bu işde Deli Aslanın yarar- lığını da hatırlarsınız. Şimdi Şahin beyin .dediği — Alman elçisi hikâyesine gelelim: İki sene evvel Nemse İmparatoru bizim padişaha bir elçi gönderdiya; herif galiba kâfirdi ve Nemse çasarının biz hudut beylerinden olan şikâyetini padişaha — anlatacakmış. Onun için, bu yandanda karşılığını vermek Üzere bizim hudut palan- kalarından birer bey de sefirle Istanbula gittik. ( Arkası var ) — Filipin İsyancıları Japonyanın Yardımını İstiyorlarmış Manilla, 5 — Filipinde İsyan eden Sakdalistlerin başkanların- dan Ramos'un teslim edilmesini Japonyadan dilemek niyetindedir. Tokyodan alınan telsiz haberleri- ne göre Ramos birtakım nüfuzlu Japonların yardımını kazanmıya çalışıyormuş. Müstakil Filipin adlı bir ga- zete çıkarmaktadır. —Amerikaya karşı Japon — yardımımı dileyen bir de beyanname neşretmiştir. * Manilla 5 — Tehassun etmiş olan birkaç yüz asinin — Üzerine yerli bir jandarma kolu sevkedil- miştir. Zabıta, asilerin — elyevm Japonyada bulunup — mühimmat yetiştireceğini vadeden bir mek- tubunu ele geçirmiştir. Venedik Konferansı Toplandı Ve İşi Bitirdi Venedik 5 — İtalyan - Macar ve Avusturya mümessilleri —ara- sında müzakere — başlamış, bu hususta bir tebliğ neşredilecektir. Öyle anlaşılıyor ki Macar murah- | hası bilhassa ökonomi sahasında İtalya ile Yugoslavyanın yakın- laşmaları tezini müdafaa etmiştir. Yeniden silâhlanma bahsinde ise Macaristan bu İşin görüşülmesini istemiş, fakat Italya bu işin Uluslar Kurumuna ait olduğunu iddia — eylemiştir. iddiaları benziyor. Amerika Otomobil Sanayl- inde Grav Detroit 5 ( Amerika —Şevrole otomobil fabrikalarını, Ruffalo- daki montaj atölyelerini kapamış- tır. Bu suretle Mişigan mıntaka- sında — 33200 kişi daha işsiz kalmıştır. Ford Fabrikasında Başka Kaçakçılık Yapılıp Yapılmadığı Araştırılacak Ford — fabrikasında 29 bin liralık bir. gümrük kaçakçılığı yapıldığından dolayı açılan dava- dan sonra iki ayda yapılan bu kaçakçılıktan başka kaçakçılık Macaristanın konferansı uzatacağa yapılıp yapılmadığı tetkik edile- | cektir. Bu münasebetle Ticaret Odası mümessillerinden ve güm- rük memurlarından mürekkep bir ehlivukuf heyeti teşkil edilmiştir. Eczacıların Kazanç Vergisi Değiştirme Teşebbüsleri Netice Vermedi Doktorların kazanç vergisl hakkındaki teşebbüsleri müsbet netice vermesi Üzerine eczacıların da Ankaraya gönderdikleri heyet dün dönmüştür. Yapılan teşebbüs- ler netice vermemiş, yılında eczacıların kazanç vergisi değiştirilemiyeceği anlaşilmıştır. Furuncular Tröstü Belediye Yeni Teşekkül |Hakkında TahkikatYapıyor ( Lüi ) isminde cebbar, inatçı bir | Bazı küçük furunlar narhtan aşağı ekmek satarak büyük furun- lara rakabet ediyorlar. furunlar bu rakabetten kurtulmak için birleşmişler ve küçük furun- ları Batın almaya, bu suretle bir furuncular tröstü yapmaya başla- mışlardır. Belediyede bu vaziyeti tetkike başlamıştır. 1935 mali | Büyük | BEKLENEN KARTPOSTAL ! Baştarafı 11 inci yüzde ) mahzun baktı: — Bugün de birşey yok ma- dami. dedi. Ve sonra onu tesel- llye çalıştır — Merak etmel, Belki postada kaybolmuştur.. Hani bazan olur yal.. Misis Hirsting o kadar dur- gun, o kadar müteessirdi kl pos- tacının bu sözlerini işitmedi. Ağır ağır kapısını kapadı ve içeriye girdi. Postacı da hem yoluna devam etti, hem bu kadının bir- kaç gündenberi niçin bu kadar merakla bir mektup beklediğini düşündü. Nihayet hatırladı. Ken- | di kendine: — Evet, dedi, kocası ölmeden evvel her sene onlara kısa ve komik bir keart gelirdi. Misis Hirsting gömüldüğü kol- tuktan dalgın gözlerle — dışarıya bakıyordu. Şimdi cadde tatilden dönenlerle dolu iİdi. Renk renk otobüslerle arabalar halkı şehre taşıyordu. Yaya kaldırımdan insan sürüleri akın ediyordu. Misis Hirsting'in — gözlerinin önünde çok eski seneler geçti. O da bir zamanlar melekler gibi mavilere bürünmüş genç bir kızdı. Kırmızı yanaklı, — parlak gözlü, uzun boylu güzel bir delikanlı ile nice deniz kıyılarında dolaşmıştı, yüksek yarların — üzerinden nice guruplar seyretmişti. Sonra her akşam pencerenin altından geçen- lerin ayak seslerine nasıl kulak verirdi. O, delikan'ının koşa koşa gelişini nasıl anlardı. — Dışarıya bakar bakmaz gülümseyen, parlak mavi gözlerle nasıl karşılaşırdı. O sırada — Misis Hirsting'in gözü epeyce uzaktaki bir otobüse ilişti Hemen — yerinden fırladı. Acele ile kapıya koştüu. Çünkü Sam ile Sara dönüyorlardı. Sam biraz yorgun görünüyor- | du. Sar her zamanki gibi neş'eli idi. Misis Hirsting kaynı ile karr sını İçten gelen bir hararetle ge- lâmladı. Sam başile mukabele etti. Sara Şemsiyesini - salladı. Biran içinde otobüs geçip gitti. Misis Hirsting'in göğsü birden- bire daraldı. Sanki içinde kabaran hıçkırıklar boğazına kadar yükse- liyorlar, dışarıya taşamıyorlar, onu boğmıya çalışıyorlardı. Zavallı kadın bu şiddetli te- essürü ilk defa duyuyordu. Alelâ- cele sokak kapısını kapadı. He- men odasına çıktı ve kocasının koltuğuna atıldı.. O zaman göz- yaşları bir sel gibi aktı. Kadıncağız kocasının ölümüne bu kadar ağlamamıştı. Teessürl Samdan veya Saradan bir kart gelmediği için değildi. Unutulmak!.. Aranmamakl!.. Yalnız ve bikes kal- makl.. İşte bu, müthişti... dir Duvardaki saat onbirl çalar- ken postacının sesi duyuldu. Ken- disini çağırıyordu. Hemen gözle- rini sildi. Üstünü, başını düzeltti, Kapıya indi. Ihtiyarın kolu içeri- ye uzandı, Beyaz bir kart bıraktı. Misis Histing titeyen ellerile kartı. yakaladı. Hemen gözlüğünü taktı. Bu; her zamanki gibi kır- mızi burunlu komik bir resimdi. Arkasında mavi mürekkeple ya- zılmış iki kelimelik bir tebrik vardı. İmzaya baktı. Okunamıyor- du, silik gibl duruyordu. İmzanın okunamaması şüphesiz ehemmi- yetsizdi. Ha Sara göndermiş, ha Sam, ne ehemmiyeti vardı... Bi- raz geç amma Blackpool den her zamanki gibi bir kart göndermiş- lerdi yal.. Misis Hirsting yavaş yavaş konsolun Üstündeki çekmeceya yaklaştı kapağını kaldırdı. Kartı içine koydu. Pencereden giren ve çekmecenin içine vuran —güneş kartın üstünü İyice aydınlatıyor- du. Bereket versin Misis Hirsting pulun üzerindeki damgaya dikkat etmedi ve çekmeceyi kapadı. OÖ sırada uzun caddenin öbür ucuna varmış olan ihtiyar pastacı Misis Hirsting'in kartın damgasını farketmeden sakiadığını bilmiş olsa idi son —derece memnun olacak ve içindeki — korkudan kurtulacaktı. Çünkü haline acıdığı için ihtiyar kadına Oo kartı postacı yollamıştı. I Emlâk ve Eytam Baııkası Ilânlaı_I Kiralık Emlâk Esas No. sı Mevkii va Nev'i Depozito 14/2 Beyoğlunda Âşıklar meydanında Cumhuriyet 30 Lira gazinosu bitişiğinde 2/1 No. li dükkân, 302 Istanbul'da — Tahtakalede 4 No.lı odalı 35 » dükkân. 168 Büyükada'da Yalı mahallesinde Altınordu — 150 ,, caddesinde 19, 21, 23, 25 No. lı plâj oteli, Yukarıda mevkileri yazılı yerler bir yahut üç sene müddetle kiraya verilmek ve 11 Mayıs 1935 Cumartesi günü saat onda iha- leleri Şubemize gelmeleri. (101) x yapılmak Üzere açık arttırmaya çıkarılmıştır. Isteklilerin * Kadıköy Sulh Birinci Hukuk Hâkimliğinden * Kadıköyünde Osman ağa mahallesinin kâğıtçıbaşı sokağında 15 No.lı hanede oturmakta iken nerede bulunduğu bilinemeyen Beliğe. Emlâk ve Eytam Bankası tarafından aleyhinizde açılan kira karşılığı seksen yedi lira kırk sekiz kuruşun tahsili hakkındaki da- vanın bakılan muhakemesinin bitiminde ilânen tebliğ edilen gıyap kararına karşı bir göna itirazda bulunmamış ve mahkemeye gel- “memiş olduğunuzdan vakiaları kabul etmiş addile müddeabih seksen yedi lira kırk sekiz kuruşun bin yirmi kuruş masarifi mu- hakeme ve yüzde on Ücreti vekâlet ve yüz seksen kuruş müeccel ilâm harcının tahsiline kabili temyiz olmak üzere 6/4/935 tarihinde gıyabınızda karar verilmiş olduğundan başkâtip ihbarnamesi tıbllî makamına kaim olmak üzere ilân olunur. l05 Pa |— İstanbul Belediyesi İlânları ] zer ı * Cihangir yangın yerinde 5/17 adada 205/1 harita numarada 0,75 santim yüzünde ve 21/25 metro murabbaı sahasındaki B. Mali arsaya 233 lira 75 kuruş kıymet tahmin olunarak satılmak üzere açık arttırmaya konulmuştur. Alâkalı olanlarla satın almak isteyen- ler 17 lira 54 kuruşluk muvakkat teminat makbuz veya mektubile beraber ihale günü olan 18/5/ 935 Cumartesi günü saat 15 de Daimi encümende bulunmalıdır. B. u2338" /

Bu sayıdan diğer sayfalar: