İ STANBUL Yağmurlu gecelerde kendimi dar attığım islak meyhaneler... hep dar sokaklar boyunca. Hür san'atkârlar, serseriler, müflis asiller, Mavi duman arkasında kaldı yüzleriniz. Tanrı ki hepinizi gökyüzünden seyreder, Buruk bir meyvedir ağızlarınızda keder; Rahmettir dökülen yüzünüze akşam üstü, Perde perde ve derin derin şimal kavsinden. İstanbul... her gün karanlıkta oğlıyan tanbur Ve sonra bitip tükenmeden yağan bu yağmur... Baki SÜHA Bozcaada Kumsallarında serinlenen ada. İri kıyım gemilerinin güvertesinde, Olgun: incirlerinin rüyası görülür, Kızgın bir yaz öğlesi. İnbikten çekili sularında, Hantal tekneler gerinir. Ve nur yüzlü sandaleılar, Nuh Peygamberi görürler rüyalarında. Ağlara düşen balıklar mes'uftur, Ekstra zeytinyağlı tavada şükrederler hallerine. Minare boyu sulara kavuşup, Serinlemek ihliyacında, Sığ sudaki ihtiyar iskele. Sevindirir Allah baba çocuklorı, Oltalarının ucuna takorak. Gümüş pullu balıkları. Kuşların yüreklerinin, En hızk çarptığı bir öğle vakti, Kumsallarında serinlenen ada. Mümtaz ZEKİ Bir dilek dostlarım ve Ben Nerde, nerde aradıklarım? Denize boktım; Hatıramdaki Çocuklar gibi oynaşan Dalgalara.. Ve mahrum bırakıp beni, Sizleri görmekten, dostlarım, Kapanıp, denizle kiktlenen utfka,, Bulamadım.. Bulamadım ... Sırtına bindirdim gözyaşlarımı Köpüklü boz doldaların ... Gönderiyorum, Sizlere dostlarım. Ortaklaşa paylaştığımız Günlerimi gönderin bana.. Ama, dostlarım Nerde ... Nerde aradıklarım? M. Sunullah ARISOY Bana öyle geliyor Rüzgâr ne güzel esiyor Dağlar ne kadar yaklaştı bugün Belki, şu craba Beni almağa geliyor. Rüzgâr, oranın nefesleri, Kokular, oranın sözleri.. Bana, oroda bulmak istediğim birileri var gibi geliyor.. “p Refik Fikret SAĞNAK | — 67 Servetifünun — 2418 7 |