Zerrelerim kadehlerini uzatarak: — Bir yudum Diye yalvardılar. Bardaklarını ellerinden aldım. Yerlere çarparak kırdım. Ve biç bir şey dinleme- mek için dışarı fırlattım. Kuşlar hislerini pençelerinde, gözlerini gagalarında taşıyorlardı. Kelebekler, kalplerinin havanla- rında üğüttükleri hayallerini ka- natlarına sermişlerdi. Yapraklar, dudaklarında dondurdukları koku- larını avuçlarına almıştı. Dallar, boğumlarında kırılan ümitlerini parmaklarına dolamışlardı. Rüzgâr uğuldadı. Bulutlar ko- yulaştı. Ufuklar bulandı. Gökler manalaştı, Şimşekler yıldırımları, yıldırım- lar, şimşekleri takib etti, Kuşlar gagalarını açarak haykırıştılar. Kı- vılcım damlalarından göz yağmu- runa tutuldum. Alev demetinden his yangınına düştüm. Yıldırım şerrareâinden koku ve kırılan ümit- lerin cehennemine yuvarlandım. Yalan zerrelerim kadehlerini uzattılar; — Bir yudum ealev.. Diye yalvardılar... Nihat BAŞTA © Dünya edebiyatı 64 — dendevam-— bilhassa Lyrismede disiplinli ve klâsik temizliği haiz bir sanata dönüş başlar, Bu hal 19186 yani geçen büyük harp sonuna kadar devam etmiştir. Ondan sonra to- taliter rejimlerin hüküm sürdüğü memleketlerde edebiyat tamamile milli istikametler aldı. Rusyada 1925 de iddialı bir edebiyat cere- yanı başladı. Bu yeni Rus edebi mesleğine göre muharrir «Ruhların mühendisi» telâkki edil. mektedir. İşte elli yılın edebi hareketle- rini kısa bir panorama halinde gözden geçirdik. Bu arada bizim edebiyatımız ne haldedir? Bu mü- him bir mevzu. Bunu ayrı konuş- mak lâzım, İlerde bol bol konu- şacağız. Şimdilik bu kadar söyii- yebilirim : dışlarda ve edebiyat yolunda jhep yeni bir ketvan yol aldıktan ve dağıldıktan sonra he. berimiz olmuş ona katılmak sev- dasıne, düşmüşüz. Daha kısa söy- . liyeyim: Geç kalmış yarım yol- culuk.. Gelecek yazımda muhtelif ede- biyatın oynadığı rolü ve edebiyat esaslarını belirtmiye çalışacağım. Ondan sonra mevzularımızı yay- mak ve derinleştirmek kolay ola- caktır, İhsan BORAN ö MOZART — 66 dan devam — ladılar. (Don Juan, operası az al- kış topladı. Mozartın konserlerine olan alâka çabuk gona erdi, Ona olan alâkayı başka bir sanatkâra tevcih etmişlerdi, Talebeleri gittikçe azalmakta, geliri de daima küçülmekteydi. Ve ancak bir cihet, Gluckun vefatan- dan sonra, ona İmparator ve Kral sarayının <oda ve muâiki beste- kârı» ünvanını vermiş olan Kay- zerin, geneliği 800 Gnlden tutan hasis bir tahsisatın önu yakında düşeceği acı sefaletten korumak- taydı, 1788 senesinde Mozart, tüccar Micliael Puchberge para için ilk ümitsiz mektubunu yazdı. Gittikçe sıklaşan bu mektnplar sabirsızlık ifade ediyordu. (Cosi fan Tutte) operasının az olan hasılatıda onu ümitsizlikle içine düştüğü para &ıkıntısından kurtaramadı. 1799 senesinde Mozartın yalnız iki talebesi vârdı. En lüzumlu mas- rafiarını kapamak için, bestelerini değerinden aşağı satmağa mecbur oluyordu. Ev eşyalarından lüzum- suz olanlarının hepsi rehine git- tikten başka Mozart hastalanmağa da başladı, Yorucu seyahatler, sıh- hatini kaybettiren bastalıklar yü- zünden son seneleri en acı ümit- sizlikler içine gömüldü. Viyanada, ilk temsilinde bizzat idare ettiği (Zauber Flote—Sihirli Flüt) operasını halkın soğuk kar- plane onun buson gayretini de 1 1792 senesi İkinojteşrininde tiyat- - ro direktörü şüpheniz egerin yüzün- cü temsilini ilân edebilirdi. Bu emsalsiz musikinin güzelliğini halk çok geç takdir edebildi. Zira Mo- zart 1791 senesi & İlkkânununda otuzaltı yaşında ölmüştü. Son eseri (Regiem) (4) idi. Meş- hul birinin esrerengiz bir surette sipariş etmiş olduğu bu eser hak- kında Mozart, bir dostuna yazdığı mektupta: <Vaktimin geldiğini halimden artık hissetmekteyim. İstidadım yüzümü güldürmeden ömrüm sona erdi. Hayat çok gü- zeldi, Ve ölüm şarkımı böyle bi- tirmekteyim. Onu bitirmeden bi- rakmamalıyım.» demektedir. Nöbetler içinde sarsılmasına rağ- men bilâfasıla bu eserine çalıştı. Fakat tamamlayamadan (5) ölüm vuun şuurunu söndürdü. Ümitsiz yatağa atılan Contanse, onunla birlikte ölmek istiyordu. Sıhhatinden endişe eden dostları onu ayırıp götürdüler. Mozartın mirası fakirane idi. Yalnız borç kaldı. Ve onun musi- kisinden zevk almış'olan bütün dostlarından hiç biri bu muhterem cenazenin gömülmesinde bulunm&» dılar. Cesedi böylece meçhul kalan bir mezara. gömüldü. Lâkin mnsi- kisi onu ölmez kıldı. “a “İsmen ve şahsan tanıdığım oğlunuzun, en büyük bir bestekâr olduğunu, Âlishın huzurunda na- muslu bir adara afatiyle söylüyo- rum., Yosef Haydn'den Leopold Mozart'a Yazılan bir mektuptan (4) Okunuşu : Rekülem. Ölüm havasi 16) Bu eserbilâhare Mozart'ın talebesi P. X. Suzemayer tarafından ikmal edi. miştir. Hususi Eğlencelere KARAGÖZ HAYALİ MAHMUT AK ÇAY Adres: nara NR Bakis Ömer Hati İş yerim; Nurdösmaniye Ahmad İlaet İbaasI Talefan : 21016 10 gön evvel haber vetilmelidir. M1 — Servetifünun — 2418 e ği