24 Aralık 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

24 Aralık 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m BÜYÜK İHTİLÂL — 63 üncü sayfadan Dâvam — Robespierfe tarafından soğuk riya- zi bir ragiyonla karşılaşması, Va- dier'nin ve Biaud Varim'in kurnaz- ca hareket etmekK'ömelleri bu oda- da görünür. kuvvetiyle bunları efkışlar ve Ro- main Rolland, Vadiereye şöyle dedirtir: — “İyi kâlpli insanlar, fakat mideleri dahâ kıymetli., Kendisi yaşayabilmek için en iyi arkadaşlarını darağacına tered- düt etmeden gönderen bu insanlar « bir köyü ve bir ağacın gölgesin- de uyumayı» tahayyül ederler" Neticede, Saint Jüst”ün dürüst davranmak tezini çürütecek, Dan- ton, Camille Demoulin, Heros de Sachel Phillippaut Fabre' Deglaâh- tin, Vesterman'ın adi bir surette idame mahkümiyetleri kararlaştın- lır. Ve binbir entrikayla bunları pis bir işe dahil edip, adi hırsızlar gibi mahkeme etmek kararı verilir, Üçüncü perde bu mahkemeyi temsil eder. Entrikayla mücadele etmeye kalkışan Danton ve arka- daşları yeni entrikalarla ölüme mahküm edileceklerdi. Burada Donton'un hoş konuşma kabiliye- ti fevkalâde tebarüz ettirilmiştir. Heros de Sachel'in alaylı, Fab- re Deglantin'in Satiri'gue oVester manın küfürbaz, Phillippaut'nun hiddetli ve Danton'un temiz fer- yadı entrika arasında sönmeye mahkümdur, Netice de şeytani plân tahakkuk ettirilecek ve bunların kafası kesilecektir. Danton eu çok güvendiği halkın gözleri önünde onun <« sadece mu- zalferi istediğini.» söyliyerek ölü-- me gidecektir, Entrikanın ne müthiş ve ne kuvvetli rol oynadığı, Fabre Deg- lantın adlı tiyatro müellifinin te- miz fakat alaylı cümleğile anlatıl- maktadır: “Kafamı kesin, çünkü dişim ağnyor!,. Danton, halkın hıçkırık- iarıyla, isyanı arasında sehpaya götürülür. Ve bu kalabalık, haki- katen “Muzaffer'i alkışlar, çünkü , bir dakika evvel, kendilerine “Ka- tiller! câniler!, dedikierinin, yiyecek getirdikleri haberini alınca var G6 .— Servetifünun — 2418) Robespierre rolünde H. Kemal Gürmen, bir karakter yarattı. Bir Louis Jouvet soğukkanhlığı vej edasiyle konuştu: Mimik ve Jest, kelime ve haraket &es ve tAVIr Hüseyin Kemal'i bize kariyeninin &u yüksek bir zirvesinde gösterdi. Bazen haklı olarak çıkıştığımızı zannettimiz Hâdi, IDanton rolünde yerinde ve kuvvetli oynadı. Rolü- nü etüd etmiş benimsemiş ve bü- tün karakteriyle şahsiyetini yaşattı. Creation: yaptı. Hadiyi candan alkışladık. Mü- kemmei oynadı ve muvaffak oldu. “ Comille Dam oulin rolünde Ta- lât biraz silik kaldı. Belli ki ro- lünü istenildiği gibi etüd etme- miğti, Phillippaut rolünde Müfit, Fo- âguie Tinvil rolünde Mümtaz, Heros de Sachel rolünde Kani, Vadier rolünde Zibni, Vesterman rolünde Sami, hakikaten muvaffak oldular. Eleonore Demaulen rolünde, Samiye icabettiği şekilde değildi. Biaud Varin rolünde Necmi biraz endişesiz ve renkaiz oynadı, Saint Just rolünde Avni, tam ka- rekterini bulmuş mükemmel 9y- nadı, Ne yazık ki, bir orestion yapacak derece de uzun bir rolü yoktu. i “Büyük İhtilâl, muvaffakıyetle temsil edilen bir eserdir ve reji- göründe bu muvaffakıyette rolü ona çok, pek çoktur. Bundan ötürü ve bize yarattıkları tiplerle fev- kalâdeliklerini veren sanatkârla- rımıza, tebriklerimizi, buradan 14 kadratlık sütunlarımızdan gönde- relim, .HAKİKİ BELAGAT İyt bir nutkun meziyeti ruhları sürüklemek olduğuna göre, hatip olmak isteyenlerin, kaç nevi ruh olduğunu bilmesi ieap eder. Ruh- lar bir kaç-nevidir ve birbirlerin. den farklı evsafı haizdirler. Bu taksim yapıldıktan sonra muayyen evsafı haiz muayyen nutuklar tef- rik edilir. Meselâ, şu veya bu ruhb- İar şu Yeyu bu hususa, şu nutuk- lar ve şu sebeplerle kolaylıkla ikna edilebildiği halde diğer bir takım ruhları şu veya bu hususa ikna etmek güçtür. Bütün bu in- celikleri bilen hatibin, bundan sonra, onları bütün harekötlerde hayatın bütün hallerinde 'keşfede- rek bir bakışta ayırt etmesi icap eder; aksi . takdirde, mektebe de- vam ettiği zamanlar hocalarının kendisine öğrettiği şaylerden faz- lasını bilmemeğe katlanmak mec- buriyetinde kalır. Hatip, hangi nutukların kim- lere kanaat telkin ettiğini söyle- mek küdretini ibraz ettiği ve bi- rine rastladığı nüfuz ederek kendi kendine: “Bana tavir edilen şu mahiyette bir ruh işte karşımda; onu şu veya bu hususa ikna etmek için şu veya bu şekilde hitap edeceğim, diye- bildiği; bütün bu bilgileri öğren- diktan ve fazla olarak ne zaman konuşulacağını, * ne zaman susula- cağını, hakimane, şikâyet âmiz ifa- denin, mubalaganın ve öğrendiği bütün nutük nevilerinin, bütün bu şeylerden sırasında istilade ve - sırasında iştinap edeceğinden emin olacak tarzda, ne zaman kullanı- lıp ne zaifan kullanılmayacağına vukuf peyda etiiği andadır ki söz gan'atını mükemmelen elde etmiş otur. zaman ona derhal Platon'dan Vehbi BELGİL GRONOS

Bu sayıdan diğer sayfalar: