Eminönü Halkevindeki k O N SER |İYazan: MO 1 aye KOÇER)| 6 birinci kânun pazar günu sant 15 de Eminönü Halk evinde Halkevi san'atkâr ve müzisiyenleri tarafından bir kon&er verilmiğtir. Orkestra şefi Cemil Türkmanın idaresinde yapılan ve muvaffaki- yetle neticelenen bu konserde garp musikisine ait muhtelif kls- sik eserler ve bazı popüler hav&s- lar çalınmıştır. Konsere evvelâ İstiklâl marşı çalınarak başlanmış, bunu mütea kip muharrir Nüsret Safa Çoşkun tarafından bir kaç söz söylenmiş tir. Bundan sonra programın 1 inci kısmı çalınmıştır. Fr. Kuklau opun Periler tepesi isimli (avertür)i Fr. Seohubert'in en iyi ve en po- püler eserlerinden biri olan Bitme. miş senfonisi muvaffakiyetle çalın- mıştır. Bu iki parça çalındıktan #onra 10 dakika kadar bir müddet istirahat edilmiş ve konsere ara verildikten &onra tekrar devam edilmiş ve prografnın ikinci kısmı çalınmaya başlanmıştır, Yine. Fr. 8chubertden Serenad isimli eser çalınmıştır. Bundan sonra Orkestra şefi Cemil Türkma- nın bestelediği yerli bir parça ve melodi olan Hasret şarkısı isimli eser çalınmış ve Nedret Kogça oğlu tarafında söylenmiştir. Bu eserde lirik motif ve pastoral olan bir köy bavası canlandırmaktaydı, Halkevi orkestrasının refaktile yapılan bu şâ&usolar garp tekniği ile yapılmış iyi bir tecrübe eseli mahiyetinde sayılabilir. Şarkı hti- zünlü ve nostaljik bir havayı ifade etmekte ve hasret duygusunu mü- tevekkii bir hisle yaşatmaktaydı, Garp musikisinin dinamik heyeca- nını vermiyordu. Bir az monoton ve iistik kalmakla beraber gerp tekniği kaide ve ölçülerine riayet edilerek, garp üslüp ve metoduna uygun olarak yapılmış olan bu yerli beste ve melodi iyi bir eser ve deneme olarak bizim için bir kâzanç sayılabilir. Bu terz musiki eserlerinin san'atkâr ve muzisienler tarafından yapılarak halka tanıtıl- ması ve yayılması çok müspet ne- ticeler verebilir. Bugibi eserler ve musiki hareketleri ilerde tahakkuk edecek olan musiki kültürümüzün, musiki inkilâbımızın doğmasına ve olgunlaşmasına sebeb olacaktır. Musiki alanında bu gibi yar- dımcı kuvvetler mesabesinde olan ufak tefek eserler melodiler bu gün parıltı halinde olana da yarını hazırlayacak ve yarın doğacak olan eserlere gebe olabilirler. Bu gibi (avant-garde) müzik hareket- leri istikbal için büyük bir içaret sayılabilir. Klasik eserlerin doga- ,cağını müjdeleyebilir, Çalınan ve Nedret Kocaoğlu tarafından şarkı olarak söylenen bu yerli eser ve besteden sonra konserde A. Livi- gini Mısır balesi ve A. Ketelbey'in Hülyalı Mısırı R. Bilenberg'in Kara Ormanın Değirmeni adi: e- gerleri son olarak'da Mozart'ın Türk Marşı ve EB. Waldtevfel'in bir valsini Halkevi müzisyenleri büytik bir muvaffakıyetle çalmış lardır. Bilhassa Motart'ın Türk marşı eserini şayanı dikkat bir anlayışla, eserin manasını kavrg- mış olarak çalmaya muvaffak ol. muşlardır. Bütün sazlar arâların- da iyi anlaşmış ve tam bir kay- naşma halinde Mozart'ın bu eserini çok güzel çalmışlar ve dinleyiciler üzerinde çok müsbet bir tesir bı- rakarak alkışlanmışlardir, Bu gi- bi garb musikisine aid konserlerin sik sık verilmesi Halkevi aslonla- rında ve bütün Halkevi şubelerin- de tekrar edilmesi hiç şüphesiz müzik kültür ve terbiyesi bakı- ımindan çok mühimdir. Aynı za- manda yerli olarak yapılacak ve bestelenecek olan ufak mikyasda eserler ve melodilerin konserlerde balka dinletilmesi, çalınması, çok faydalı olacaktır. Bu bususta sap- atkâr ve musikişinaelarımıza dti- şen vazife çek ciddi araştırmalar - yaparak eserlerini halkın ruhundan yaratmaya çalışmalarıdır. Bu gibi araşdırmalar ve denemeler yapı- lırken Garb teknik kaide ve ölçü- lerini ve harmoniyi iyi bilen mt- zisyenlerimizden istenilen ve bek- ienen şey halkın sesinden ve halk folklorundan agsami derecede isti- fade ederek yerli motifleri garb tekniği ile yuğurarak yaratmela- rıdır. Türk san'atkörler; halka in- meli, halkı arsmalı ve Türk ru- hünun kaynaklarından fışkıran sesleri yakalamalıdırlar. Bilhassa srab ve acem tesirlerinden kur- tulmaya çalışılmalıdır. Pastoral, lirik, degeriptif ola- bilecek bu gibi şarkılar daha re- alist bir hava içinde daha dine- mik ve kuvvetli bir ifade ile can- landırılmalıdır, Bizi tâm mânasile ifade edebilecek Theme'lerle ya- pılmalıdır. Mesele yalnız gerb tek- nik kaide ve ölçülerini bilmekten ibaret değildir. Södece alafranga musikinin tesirinde kalarak arab ve beam müsikisinin tazyıkından doğan resetionla hakiki milli rah ve sesimizi inkâr etmek demek de değildir, Mesele içtimai bir dâva olarak ele alınmalıdır. Garb fikri- nin, garb kültürünün dünya mik- asında şamullâ olan eserlerini realitesini kendi reslitemizle mez- cederek yaratmalıyız. Ancak o z&- man hakiki ve ileri bir musik! doğabilecektir. Garb klâsikleri ns- — Dövamı geltcek sayıda — « 45 <— Servetifünun — 2416