Diojen KENDİNİ Oktay Akbarın Sineğin kızı ve insanlar Mavi bir gök ve altın bir gü- neş altında Pazarın sevinci bir kat daha artıyor. Sokaklar gelele, insaular kaldırımlardan taşıyor. Ağaçlıklı yol boyunca ellerim cebimde yürürken dudaklarımda yarısını hatırlamak için bütün ze- kâmı gitmiağ ettiğim bir şiirin son mısraı Var.. ap beri dilime bir sakız gibi yapışmış bu ımısraı bir öürlü silkip unutamıyorum. Bu pazar beni cebi boş ola- rak buldu. Gidebiletek yegâne yer bizim emekdar kKahvemizdir. Çünkü orada beş kuruşla böş saat oturulabilir.. Adımlarımı çoğalttım. Sol kö- gedeki dükkândan bir gazete aldım. Fakat ilk sayfadaki manşetler beni ürküttüğü için, emek. derhal iç sebime, bükerek 80 Ve sul köşedeki ei kutusu- na, evde pullamış olduğum mek- tubu attıktan sonra bir cürüm iş- lemiş gibi derhal oradan hızla u- zaklaştım. Bizim kahve günlerini beş ku: ruşa satan insanların kalıveâidir. Dertlerini avutamayan insan- lar kahvenin önünden geçen İn- sanların adedini saymakla teselli bulmaya çalışırken, sigara dumân- ları tavanlarda rumba oynar,. Kahvemizi tenha gören olma- mığtar, o dalma doludur.. İhtiyar mütekaitler pencere ke- narındaki daimi masalarında gi- yasi nutuklar verirler. -Yegâ- ne meğgeleleri günün bütün ga- zetelerini evlenme ilğnlarına ka- “dar okumak olan bu adamlar kah- venin daimi müdavimleridir, Kahveci Ahmet, sormaya Jlü- zum dâhi görmeden sade nohutlu kahve ile yarım dürüne - sayısız ellerden geçmiş - tecrübedide ga- zetöyi derha) önlerine sürer. Kitabından Kahvenin diğer abone müşte. rileri talebelerdir. Gençler günlerine burada ce- naze töreni yaparlar. Ve yine bu- rada felsefeyi okuduklar “Pi- iozofi,, kitabından daha iyi öğre- nirler, Bizim kahvenin arka kabısi da- ima açıktır; zira her hangi bir 8. O.S. vukuunda talebe dostlar bu yoldan azami derecede istifade ©- derler. Gürültü ve kargaşalık içinde, can sıkıntısından patlayan insan- ler ayakları ile step,sou moda bir türküyü dudakları arasında ezer- ler. Bazı eN bezmişlerin gö- ARIYOR Üçüncü parça zü duvardaki saattedir. Onlar - yalnız vakit geçirmek için - de- kikaların kaçışını, akrep ve yel- kovanın biribirini kovalamasını seyrederler, Öbek öbek dağılmış masalarda iskambil oynayan insanlar gsaatle- rini sineğin kızı için feda ederler, Yelkovanla akrebin yarışı hiç bir zaman gona ermez. Ekseriya bir komancı yeni çık- mış bir şarkıyı çahp, yanık bir sesle söylediğinde, romantik ruh- luların gözleri pırıldar ve #anki sigara dumanı kaçmış gibi elleri- ie gözlerini saklarlar., — Devam 47 de — Karıya Şimdilik Kurşunlu da, İnsarlardan ziyade Bulutlarla iyi aram Bulutlarla çok iyi anlaşıyoruz Bulutlarla tanışmadan dost olduk Bulutlorla komşu yaşıyoruz. Burada hayat telâkkisi, Şaşarsın karım, çok tuhaftır Bulutlara hasret, şu bu, (Ahâ - Vâh) lâftır. Şiddet kabili oftır Göz yaşı zoaftır karım. Lâkin kalbim, bu baş belâm, Bu en büyük düşmanım. Bulutların bu çılgın âşıkı ; Sebebi tfelâketim olacak vesselâm Haydi hoşça kal... Ordaki bulutlara Burdaki bulutlardan selâm. rıektup Faik BAYSAL 41 — Servetifünun — 2416 j