SERVETİIFUÜNUN Sahibi ve müessiaj A, İmsan Tokgöz Neşriyat Müdürü ; Ji. Fahri Ozansoy Fiyatı 15 Krş. UYANIŞ SİYASİ — EDEBİ —İLMİ — sSOSYAL— HAFTALIK GAZETE © Kuruluşu 189) Ya 59 — cın 9) No. 2404 Tolgraf : Sersetifünun İstanbul Telefon: 231013 17 Eyll 1942 Perşembe Hafta Hasbıhali: Dünyanın hali — Kış felâketleri — Hayatı sadeleştirip çalışkan olmalı — İşte Eyfel kulesi, işte Mısır ehramları Köyde oturuyorum, yaz havasi görülecek idi. Nerede ? Dünyada her işde bir değişiklik var! Bir haftadır durmadan, yağmur dökü- lüyor! Bizim kıyılarda denizin rengi bulanık! Termometre 18 dereceye kadar iniyor. Denize girmek için buradaki evlere mis&- fir gelenler pencerelerin arkasın- da... Sandallar kenarlara çekilmiş- tir; bunların içi tatlı su dolu! Muharebeden öce hergün İstan- bula vapurlarla gidilip gelinirken oda haftada bire indi; şimdi birde oda yok! Yağmurda karşı yakaya sandal ile geçip trene binmek hiç kolay değil. Yağıyor, yağıyor! Seller akıyor !, Değirmen iskelesi- nin altında yığılı olan kışlık odun- lar yazın kesilmek ağırlığına ma- lik iken üstüne birde yağmır bindi. Bu tatsız dertleri bir arka- daşım acı yürekle anlatıyor idi. Yanındaki bir diğeri şöyle dedi: — Canım havadan, yağmurdan, pahalılıktan şikâyeti bırakalım, dün Avrupa gazetelerini okudum, Bütün Avrupanın yiyecek, içecek derdi o kadar büyük ki tarif ede- mem! Havalar biraz soğuk olunca ne yapacaklar! Biz dünyanın en ssadetli tarzını yaşıyoruz. Ama pahalılık varmış! Buna çare var... sartları azaltmalı, ihtiyata ve ka- naate çok dikkat etmeli | Cihanın kıvrım, kıvrım dertler içinde ya- şamasını, görüp duymakla bize in- saf gelmelidir. Tam bu esnada yağmur son derece kuvvetli olarak bizim kör- fezin dışından içeri doğru akıyor» du. Gazeteleri okuyoruz... Ameri- kalı siyasi bir adam bizim şetlerle görüşmek üzere Ankaraya gelmiş iki gün misafir kaldıktan &onra hakkımızda tatlı şeyler söyliyerek gene Mısır yolunu tutuyor. Alman ordusu müthiş surette Rusların üze- rine yürüyor. Karadenizin şimaldeki ashillerini aldılar. İki taraftan milyonlarla askerler silâh kullanı- yor, bombalar atıyor, tayyareler düşüp parçalanıyor, şehirler, köy- ler ezilip yanıyor! Hergün binlerce asker ölüp gidiyor... Ne müthiş haberler ! Misafir gelmiş olan arkadaşla- rın en yaşlısı şöyle dedi: — Haydi gidelim, dünyanın ne olacağını düşünmekte fayda yok! Bizim bir tek derdimiz vardır. O da önümüzdeki kışı iyi ve ba- yırlı geçirmek için hazır durmak- tan ibarettir. Dünyanın heline bakarsanız ben cennettöyiz derim. Ben burada ilâve ettim. — Hepsi doğru. İş içinde olan- lar fazla kazanır, fazla masraflar Vazan: Ahmed İhsan TOKGÖZ Değirmendere - 1d Eyldi - 1943 yapar. Fakat iradı değişmeyen memurlarımız ne yapacak! Maş- raflarını nekadar Kissalar gene nafiledir, Ben her şeyden ziyade çoluk çocnk sahibi memurları dü- şündükçe ve gördükçe çok yanı- yorum, Bu dertler kişin daha acı ola- caktır, Hükümetimizin buna çare bulacağına hiç şüphe etmiyorum. Arkadaşlarım gitti; coşkun de- nize, kapanık yağmurlu göğe, mahsülleri bozan müthiş yağ- murun on gündür durmadan de- vamına baktıkça bende ziyade üzülmeğe başladım. Kötü hava meyva ağaçlarını bozdu. Sebzeleri şaşırttı. Bu mevsimde çok sevdiğim tatlı domatesi bulamıyorum. Köy- lü hayatında yaşadığım için mah- süllerimizin temizine ve iyisine daima alışıkım. Mahut yasaklar kalkalıberi tereyağı ve sade yağ biraz bulunur oldu-ama kilosu üç buçuk liradan aşağı değil, Halis tereyağı olsun, ben onunla pişmiş ve yarım kahve kaşığı miktarında katılmış olan sebzeyi yiyeyim ve yoksa karışık ve hiyleli yağlara mideler uzak olsun! Burada bir daha tekrarlıyalım. 1939 da başlıyan yeni muhârebe dünyada asla görülmeyen karanlık — Lütfen sayıfayı çeviriniz — 205 — Servetifünun — 2404