sarih Cevdet, 1231 vekayii E arasında yazar: «Olvakit zengince adamlar bazı ebni- yel miriye amanetine tayin ile devlet sayesinde edhar eylemiş ol- dukları mebaliğin bir mikteri sari ettirilirdi. Bu kabilden olarak Ka pıcıbaşılardan Zağrai âtik kazası ayânı Hacı Meh- med ağa, badel- müsaliha Nikbo- lu kalesi bina €- dn HANIMEFENDİ Tabakana mahallesinden Aşık Hüseyin ben Sarac Mehmedin des- tanından öğreviyoruz ki, 1183 se- ferine iştirak eden eski Zağra ci- vanlarını kıyafetleri pitoresk oldu- ğu kadar zengindi: çaprastlarının, sitebenlerinin, düğmelerinin, silâh- lıklarının, enam ketelerinin, tozluk bağlarının, tüfek ve tabanca kun- daklarının, fişenk- liklerinin, üzerle- mini (onasbolun- muş ve umuru kâ- | Kapıcıbaşı Mehmed Ağa | rindeki sair eğya- nın zinetleri ol#- za anın tevekkil eylediği Mustafa ağanın bazı tadi- yatından dolayı memlekette ihti- Iğl zuhur ederek Mustafa ağanın oradan firar et- mekle bu sırada bazı müfsidin bil- içtima Haoı Mehmed ağanın ko- nak ve çiftliklerini tazyik eyledik- leri malüm padişahi olıcık...,, Hanımefendinin dördüncü kuşak- tan ceddi olan eski Zağra âyanı Ka- pıcıbaşı Mehmed ağanın kabri, İs- tanbulda, Beyazıt camii mezarlı- ğında, türbenin gokak tarafındaki penceresinin önündedir; sandukanın etrafında gül ve karanfil kabart- maları vardır; üzerinde bir Selimi sarık bulunan baş taşındeki kita- besi manzuindur: Hüvel - hayyül - baki Ah dünyayı denin kimseye yok şefkati, Akibet dekri fenanın mevt değil mi himmeti. Dâd yâ kânil kerem ey padişahı bi zevdl Af eyle cürmün bi hakki lâtaknazu ayeti, Bendei devlet ser bevvabin rütbesin ikras ile Hem Zagrai - Atik kazası dyanlığı hizmeti. Mimetin şükrün edâda kusurum varsa eğer, Ey rahimi ya gafur itme derig rahmeti. Eyledi azmi beka Eihac Mehmed ağu, pir sat, Terk, idüp masivoyı mesken itti Cenneti, Kim gelüp kabrin ziyarsi eyliyen ikvanları, Okusunlar rizaen lillâh Kulhüvallah ayeti. Sene 1236. 9. Ş. (Şevval). Bu kabir taşının türbeye bakan yanında, sağ omuzu âltinda ds Şu gatırları okunmaktadır: “Nikbolu kalesi bina emini dergâh âli Ka- ptobaşılarından sabık Zağrai dâtik âyanı merhum Eiheo pir Mehmed — dilimi Fatiha. Sene 1336 Fi Farisi ayni üslübda bir kabir daha vardır, burada da karısının kardeşi Zaim Elhasc büyük Halil ağanın oğlu, Birinci Abdülhamidin Enderun gulemanlarından ve Üçün- cü Selimiu Silâhdarı küçük Halil ağa yatar ki, Kapıcıbaşıdan <ı yıl sonra, 1246 da ölmüştür. Reşad Ekrem Koçu'nun bu isimle hazırladığı romandan dördüncü fragman Pir Mehmed ağa, eski Zağra ılcalarının banisi Hacıkadın ile Dödüncü Murad devri ricalinden Göriceli Koci Bey sülâlesindendir. Babasının adı Süleyman, anasın Rabia dır, İstanbuldaki ölümü için, ya toprağı çekmiş denilir, yahut amansiz İkinci Mehmedin &yanlığı kaldırıp âyanları ufak bahanelerle idam ettirdiği sıralarda, hemşeri ve akrabalarından şöhret ve ger- vetini çekemiyen müfsitlerin ifti- ralarından korktuğu için İstanbul- da gözönüvde yaşamağı tercih et- tiği söylenebilir; burada, «Zağrai âtik menbai fesad» tekerlemesi bir kıymettir. Bozgun sonu rivayetlerine ina- mılıraa, 1182 Rus seferine onaltı yaşında iştirak eden Mehmed ağa, Rusgcuk âyanı Alemdar Mustafa paşa ile yağıd çıkar. Rumelinin des- tanile ögülmüş güzellerindendi; Samur kaşlar olmuş alın yazısı Güzellik beratının yalın yazısı Şekerin pekmezin balın yazısı Süleman ağa der Civan Mehmedim... Rumeli güzeli on beş yaşında Güzellik taçı onun başında Şahinler tünemiş keman kaşında Süleyman ağa der Yiğit Mehmedim.. Göğüs bağır açik gümüş ruskali Belde yatağı mercan kabzalı Ali üsta çizmesi altın nalçalı Süleyman ağa der Şehbaz Mehmedim.. Kırk civan idiler ejder misali biri zamanın Rüstem vüzali Hazir ol vaktine Moskof Kralı Süleyman ağa der sür git Mehmedim.. Zağra civanları atsın tülengi Sultan Mustafa da beğensin cengi Başlarına taksın çifte çelengi e > der Gazi Mehmedim... rak belki ikişer okkaya yakın gü- müş ve sayısız el- mas, zirced, y&- kut, zimrüd, mer- can veakik vardı; özengileri gümüş, eğer takımları sırmalı ve incili rengârenk kadife ve atlastandı. Genç Mehmed, "Turla suyu tıf- yanını ve kartal hezimetini gör- memiş dahi olsa, cocuk denilebi- lecek yaşta namlı silâhşörler sra- sında parmak ile gösterilmesi, bu sefer de çetin imtihanlar geçirdi- ğine delildir. Muasırlarından saray silâhgör- leri başı Müteferrika Mustafa ağ» nın Fevaidi Gaza adındaki eserinde ail&hşörluğun şu dört şartı ile deli- kanlının lr gi tamamlamak mümkündür “Silâhgör olmak için evvelki şart budur ki kaddü kameti gön- der gibi doğru ola, eğer fâris ve eğer yayak asla kendüyn bozmıya; “İkinci şart arslan bakışlı ola; her içinde hazır baş olup heybet ve selâbet ile cümle &zası berk ola, gevşek olmıya; “Üçüncü şart budur ki göğüs kalkan gibi ileri bakmak gerektir; “Dördüncü şart budur ki her fende şivedar ve givefüruş ola, gös- terdiği fenni nazlı göstere ki gö- ren tahain eyliye,. Bu seferden dönüşte Rum ille- rinde ve Anadoluda çok şeyler anlatıldı ve çok şeylere inanıldı : — Vaktinde gâvur ile bizi dö- ğüştürmediler; izin vermediler, yok- aa izin olaydı Kralın tacını ve tah- im başına geçirirdik.. — Koca Abdi paşa kolunda oon- ge bulaşlık.. Kalafailı bire ne durur- sunuz arkamızdan gâvur geldi de- yüp atımı tepti, Biz dahi bire ne dururuz dedik... — Devamı 131 nci sahifede — 127 — Servetifünun — 2397