HA N İkiyülzbin meçhulülahval nizam- stz asker idik.. Yeniçeride bir orla- da birkaç bin adam cemolup kim- seyi kimse bilmez ve babast oğlu- nu arsa bulamaz ve içlerinde bu- lunan adam nemkule adamdır ve nereden gelmiştir kimse bilmez... — Ve bir orladan günde birkaç yüz adam gitse, nereye gilmiştir, kim- se bilmez ve bilse dahi dur, otur demek olmas... — .. Çadırın içinde bir büyük lerazi tle beyaz akçe ve allın lartt- hp bu altın ve akçeleri, varillere dol- durmakladırlar., Çadırın içinde gor- bacı kalafatk ve paşalı kavuklu ve bratahk ve tatar kalpaklı türlü türlü kıyafe adamlar var.. Moskof varil- leri bu müslümanlara taksim eder- ler dururlar.. Herif bunları gösterip bizim Hüseyin dayıya ve Kabakgı- oğlu İreceb'e ve Kocabaş Himmet'e eder, bire yoldaşlar bu gördüğünüz alının kimi devlelinize ve kimi v6- girinize v6 Yeniçeri ağantza ve kavim hanınıza gider. Şimdi verilen akçe İstanbul bahasıdır, İstanbulu dahi salın aldık.. Orduda ve İstanbulda dahi durmıyasınız, vilâyetinize gide- siniz ve esir olmıyasınsz... — İşler hep Şam işi olmuş... — Büyükler yağlı pilâv yesin- ler, bizler kurukuruya Moskof kefe- resine kırılmak nice olsun... — Verdikleri yedi akçe alüfedir, şehadet ile cennet gösterirler... — Devlet risali mürakkai olmuş.. Cehalet taşlamıştı; Rumeli müs- takbel felâketleri duy dı; cenk bi tince âyin âyin oyun başladı, günler gslış verişle geçti, ev, konak, dük- kân, kahve ve sokaklarda dedikodu- lar oldu. Süleyman ağa oğlu Mehmed, gecidi, behadirdi, arkadaşlarına karşı fedakâr, cömerttiş akran Ve emsali arasında pek çabuk geçildi, kasabanın yüz akı dilâverlerinden biri oldu. Baba, işlerini oğula bı- rakta; oğul, tarlada, bahçede, ko- ruda, değirmende ırgad gibi ça- lıştı; çiftliklerinin toprak mahsul- leri her yıl kabardı, değirmenler M E — 127 inci sahkifeden devam — yavruladı, korular köpürüp fişkırdı; hayvan alım satımı çok körli işti; elinin, ayağının, alın terinin ve söz sahibi oluşunun hakkı olarak eski Zağra ve civarının en büyük toprak sahibi oldu. Bu arada ev- lendi, Zağra eşrafından Hacı Emin Mustafa ağanın kızı Hatice hanımı aldı, Zaim büyük Hacı Halil ağa- nın bacanağı oldu. 1201 seferinde Koca Yuguf pa- şanın Hırşava cenginde bulundu; burada bir Hızır masalı anlatılır; Mehmed ağa bir gece atının üstünde uyumuş ve ordudan ayrı düşmüş, gözünü açmış bakmış ki yol yok, iz yok, in yok, cin yok, ortalık zifiri karanlık.. Ufukta bal- kis çakar.. Havada bir yağmur ko- kusu var. Btrafts çakailar olur. Altındaki cins hayvan başlamış garib garib kişnemeğe... Genç s- dam ürkmüş ve ağlamağa başla- mığ; atını da gelişi güzel sürmliş... Az sonra onüne bir ihtiyar çıkmış: — Merhaba oğul, nereden ge- lip nereye gidersin ve neden böy- lesağlarsın 9 —Sorma babacığım, at üstünde uyumuşum, taburdaau ayrı düşmü- şüm,. Beni kaçak sanırlar, akran FEN D | arasında altın adım bakır olur, bana siyaset ederler diye ağlarım.. — Çıkar külâhını oğul, al gu takkeyi altına giy, yum gözlerini, ver atının yularını bana... Mehmed ihtiyarın uzattığı tak- keyi külâhının altına giymiş, göz- lerini yummuş, beş on adım sonrs ihtiyar: “Aç gözlerini!, demiş, açmış bakmış ki, gün ağarmada, taburda, ilerde, alaca karanlıkta mehterhane döğerek gider... İhti- yar da srolmuş,, Mehmed ağa Hızıra rastladığını anlamış. O eenkis gittikleri yerleri hep fethet- migler.., Bugün, Hızırın takkesi kimin elinde kalnııştar, bilinmiyor... Bu cenkte Mehmed ağa ile be- raber yararlıklar gösteren sevgili kölesi Mehmed Şakir şehid olmüşğ- fu, ki yıllaren sonra, bu gencin ruhu için eski Zağrada Mümin ba- ba tekkesi yolunda Cennet dere denilen yerde bir çeşme yaptırt- mıştır Mehmed ağanın 1203 de bir kızı dünyaya geldi, adını Ayşe koydu; işte bu kadın, meşhur Ka- pıcıbaşı kızı Benli Ayşe Hanımdır. Reşad Ekrem KOÇU İNE) Sünnet Düğünlerine, Hususi Eğlencelere İstanbulun emeklar sanatkârı HAYALI MAHMUT NEDİM AKÇAY e e KARAGÖZ KARAGÖZ Adres : İş yerim : Ahsaray cad. Nurosmaniye Bakhal ömer Ahmet İhsan Halit Matbaası. ha Tah e 23448 Tel. : 21018 Bİ iie 131 — Servetifünun — 2397 p çözü