caddesinde, “anadan doğma edip, tipi bir mahlük vardır. Bu, estetik, kültür; sanat, edebiyat fikirlerinden uzakta kalmış bir insandır. Kültür hamlesi Agâh Sırrı, Mus- tafa Nihat ve nihayet İsmail Ha- bib'in edebiyat kitaplarına ancak ereblimiştir. Lisân bilmez. Epik, lirik dıye bir şey tanımaz. Güzelden anlamaz. Onn göre yüz romau yazmış olan İskender Fahrettin - tistâd, ki- tap basan Semih Lütfi münekkit, eserleri en çok satılan Esat Mah- mut bir zirvedir. © On veyâ& onbeş yıldanberi en çok matbaa bulunan caddededir ve en aşağı bir düzine roman beş-altı bin hikâye yazmıştır. Fakat ismini ko- nu komşu, mürettip ve musahhih- ten gayri kimgeye duyuramamıştır. © Bu tipe frenkler «ralait» derler. Yâni akıntıya yıllarca kürek sallamış ve bunun farkına varmaksızın kendin- de hâlâ bir cevher var zannıyle «hummalı» faaliyetine devam eden adam, tipin, en karakteristik hususiyetle- rinden biri de etrafa saldırmaktır. Şuna, buna. Pervaszça. Kültür haysiyetinin çerçevesinden uzak, renkaiz kalemiyle şunu - bunu, eb- lehçesine çekiştirmek, mahalle usu- lü, kahve dedikodusuyla vurmak istemesidir. © Umumiyetle bir resimli mecmuanın musahhihi veyâ bol muharriri olan bir gaze- tenin ambar memuru olan bu can- lının, » bu kadar mütevazi yerlerde NO TL AR | Yazan: Adnan YASSITEPE oo | dolaşmasına rağmen, - burnu Kaf dağındadır. © Antoloji nin ne olduğunu bilmez, fakat bir antolojide ismi geçmedi mi, vay antoloji muharririnin haline! İyi veyâ kötü bir seri isim ona'birşey anlatmaz. O antoloji muharririnin paçasını yakalayıp: Kendi ve meğ- hur sekiz roman yazan dostu X-in neden bu antoloji listesinde ismi geçmediği, için çıkışır. © Antoloji yi tertip eden genç, sanat'la este- tikle alâkası olmıyanları eserine al- mamışlir. Fakat en azı bir düzine roman ve beş - altı bin hikâye yazmış meç- hul muharrir bunu anlıyamaz, Sa- dece terzi kızlarını, hasgasiyete da- vet eden bir meçcmuada meritçesine bir nâmı müstearın peşine takıla- rak bir kaçı hakiki kıymet olan beş altı şâir ve nâsire hücum eder. Ons göre antoloji muharriri bilgi- den mahrumdur. Çünkü şuna ben- zer bir antoloji tertip etmemiştir: İskender Fahrettin, Nusret Sa- fa Coşkun, Peride Celâl, Ziya Şakir, Ragıp Şevki, Mükerrem Kâmil, Fa- ruk Nafiz, Muazzez Tahsin, Oğuz Özdeş, Bürhan Cahit, Reşat Feyzi, Cahit Uçuk, Y. &. © Antoloji muherriri, haklıdır ve cahil değli- dir. bu tip «polemiklerle» son defa ola- rak yorduk. Değmediğini biliyorduk, fakat bu nevi bir tipi teşhir etmekte her zaman için elzemdi. © Antoloji muharririni tebrik edelim! © Servetifünun» bu elli iki yılık emek ve istidat çatısı 3000 - nci sayısını hazırlıyor. Üç hafta sonraki Bayramımıza hs zırlanın | © Beklediği sabah Gavsi Ozansoy'un iki senedenberi tasarladığı romanından ilk par- çayı bu sayımızda veriyoruz. Bu fragmanla, büyük bir niye- tin bir kısmıyla karşılaşıyorsunuz. «Beklediği sabah» insanın hisle, fiilin psikolojiyle örülmüş bir eseri olacaktır. Okuyucularıms, benimle bera- ber bu fragmanı okuyup, Gavsinin bu kitabını beklemelerini tavsiye ederim € İnsel, Gide'in en kuvvetli eserlerinden biri olan «Kalpazanlar» ı Reşat Nuri Darago'nun temiz tercüme- siyle vitrinlere koymuştur. «Ağârın adamı» diye &nılan AÂn- dr& Gide'in “Kalpazanlar,i kendi- sinin de en çok beğendiği eserdir. 123 — Servetifünun — 2397