du... Adımlarını sıklaştırdı ve yam» ruklarını sıktı - fakat birden ken- dini derin bir uçurumun kenarın» da buldu... Dibini, gözleri tespit edemiyordu... Arkasına baktı: bekçi pür öfke elindeki değneği ona doğru fırlatmaya kaldırmıştı... Mahmut birden gözlerini açtı: kapı çalınıyordu : kalbi bu korku- İn rayânın veya kapunun telâşlı çalınışından süratle vuruyordu. Doğruldu: dışardaki vuruşlar sıklaşmıştı. Kalktı, kuzu derisi ile kenar ları kaplanmış kısa psltoyu omuz- Isrına atarak kapuyu açtı. Kararmış siyah dişlerden bir tebessümle bir şişe süt kendini karşıladı : — Mahmut bey, ben erkenci- yim, kusura bakma! Hele have lar iyi oldu-mu!., Orta Mahallenin türkçe mual- limi Kadri efendi, kısa boylu ha- fif kanbur, ön tarafının kartonu hafif kırılmış kasketi ve incecik repksiz elbiseleri ile kapunun ö- nünde duruyor ve af talep ediyor- du. — Uyandırmayayım, dedim; fakat görüşmek te istiyorum... Müjde... Gözümüz aydın... Maaşlar geldi... Bugün veriliyor... Kadri efendi hem gülüyor hem de elindeki süt şişesiyle işaretler yapıyordu. Sonra, cılız vücudunu aralık kapıdan sıkıştırdı : — Süt getirdim, buyurun... Sanki lâfları unutacakmış gibi acele konuşuyordu. Kadri efendi seyrek dişleri a- rasından hususi sesiyle her iki da- kikada bir yaptığı gibi ufak bir tükürük fırlattı. Urangutan'a ben» zeyen guratına bir tebessüm takı- narak, acele, &cele sanki peşinden biri kovalıyormuş gibi parmağını sallıyarak konuştu : — Aylığı almaya bizim mahel- leye gelince sakın bize uğramaya unutma, Ev sahibi zâten seni gör- mediğinden şikâyetçi... Bir iki Iğf la bir iki tzuik'afı| atarız... Zaten. :de çıkarken meze yapacağını söy- ledi. Sonra kasketini yeni bir nu- mara traş edilmiş başından ense- sine iterek: — Devamı var — (1) Erik rakısı $Olnolt koses$i * Yenilerin Sergisi 23 Mayıstan itibaren yeni yeti- şen genç ressamlar tarafından Beyoğlunda Basın Birliği salon- larında bir resim sergisi açılmış- tır. Gençler yaşlarından umulma- dık bir olgunlukla reslist San'at sahasında ilk adımlarını atmışlar- dır. « İransizların dediği gibi dev sanatı yaratmsk için mühinı olan ilk adımın atılmış olmasıdır.» Kendilerine yeniler vasfını iza- fe ettiğimiz bu ressamlar eserle- rile Türk resim sanatınde hakika- ten yeni bir hava getirmektedirler. Umuma açık duhuliyesi serbest olan bu sergiden âlınan intibalar resim karii ve meraklılarını kuv- vetii bir hisle gürükliyebilecek mahiyettedir. © Bu sergi bize gençlerin ileri bir hamle ve enerji ile çalışmış oldukları kanaatini veriyordu.. istikbalde daha mükemmel e» serlerin doğabileceğini müjdelemek tedir. . Bu gibi resim hareketleri münevver zümreyle halkın ciddi olan alâkasını celbederek sanatin hitabet kabiliyetinin hudutlarını genişletebilecektir. Emile Zola, Balzac, Dostoyevski, Gogol, Gorki ve son devrin en ori- jinal bir tipi olan Panait İştrati ve bizdede Yakub Kadri'yi misal olarak gösterilebilir realist sanatın ifadesiyle eserlerinde cemiyeti aks ettirmiş olduklarını şöyliyebiliriz. Alt yapı ile üst yapının mima- rişini, sıkı rmünasebetlerini bulmuş- lar, tarihi akışın birbirine halka- lanan zincirlerini koparabilmişler ve sonra bu çözülmez düğümün sırlarını keşfederek müşterek bir bağ helinde topliyabilmişlerdir. Ancak yaşadıkları muhiti aksetti- ren, realitenin aynası olan, ferdle Yazan: Suavi KOÇER cemiyetinin objectivitösini çizen bu gibi san'at eserleri ebedi olarak yaşıyabilmek imkânımı bulabil- mişlerdir. Ancak bu realit6 dış tesirlerin taklidi seyrinden kurtulup kendi varlığı içinde yaşadığını daime yaratmakla mümkün olabilirdi... “Basitten mürekkebe ve mükem- mele doğru yapılan bu dinamik hareket resim san'atında da ken- dini gösterebilmiştir. Bu sergi in- sanın dünya görüşüyle, insan mu- kadderatını tayin eden şartlarin insanın iç duygulariyle alâkalı bir surette ifade etmiye çalışmıştır. Resim san'atında mücerret gü- zelliği ifade .etmek endişesiyle kıv- ranmadan plastik formun kaygı» siyle ilgili olmadan serbest ve hür olarak insan san'atını yaratmıya çalışmıştır. İnsanı dar bir çerçeve içinde kisırlaştırmadan sâdece şekil gü- zelliğinden kurtulup iç derinliğe ve içten dışa akarak halka ve re- alitöye inebilmek cüret ve cesâre- tini gösterebilmiştir. Geçen sene ayni salonda açılan Liman sergisinden sonra daha ©€- saslı bir çalışma neticesi elde edi- len bu muvaffakiyet san'at ideali- ne bağlılığın mükemmel bir uü- munesidir. Bu uğurda yapılan bü- tün feragatı nefis ve katlanılan bir sürü fedakörliklara mal .olau bu manevi üstünlüğü anladıktan soura gençleri hararetle tebrik et- mek ve takdir etmemek elden gel- mez. Sergiyi ziyarete gelenler şimdiye kadar bundan evvel açı- iana muhtelif ecollere bağlı - ta- mamiyle subjectif bir tarzda ifade edilen garb san'atının tendanceli — Devumi 47 nci sahifede — 4l — Servetifünun — 2389 #