SER V Sahibi ve mileasisi A. İhsan Tokgöz Moşriyat Müdürü ; H. Fahri Ozamsoy Fiyatı 15 Krş. E TI F UYANIŞ SİYASİ — EDEBİ —İLMİ—SOSYAL— HAFTALIK GAZETE © Kuruluşu 1891 Ü na i NUN ru 52 — Gi 92 No. 2390 Telgral : Servetifünun İstanbul Telefon: 21013 ti Haziran 1947 Perşembe Hafta Hasbıhali: Yelkenli çekdirmeler — Bugünkü motörler — Uğradıkları zorlukların farkı — Cihan harbini düşünen köylü — 1920 de İzmit körfezi — Düşman zulümları — Babası oğluna bir bağ vermiş, oğlu babasına bir salkım üzüm vermemiş. Yazan : Deniz çekildi, kıyılar daha iyi meydana çıktı. İzmite doğru giden karşı dağların arkasından fırlıyan ufak parça bulutlar haber verdi ki İstanbul ve civarının yaz rüzgâr! olan gün doğusu başlıyacak! Bü- tün denizciler vaktiyle bu rüzgârı beklerdi. Çünkü gün doğusu baş- layınea çekdirmeler, kayiklar yel- kenleri açar ve içlerindeki yükle- rile yola çıkardı. Bunun bir de İnbât denilen ve Marmaradan kör- feze doğru esen rüzgârı vardır; yaz mevsiminde onu da yelkenciler severlerdi ama gün doğusu gibi devamlı ve kuvvetli olamazdı. De- girmenderedeki ufsk köy evimizin penceresi önündeyim. Deniz tara- tına, denizin haline ve gün doğusu rüzgürının geleceğini haber veren alâmetlere bakdıkça otuz yıl evvel- ki Değirmendere iskelesi gözümün önüne geliyor. Rüzgâr bekliyen çekâirmeler, kayıklar en a2 on tö- ne olmak üzere sırayla demirli du- rurdu. Onların denizde atılmış demirleri ve bir de karaya bağlan- mış halatları vardı. İçleri odun, kömür, türlü mahâullerle dolu o- lardu. Şimdi iskelede motörler var, onlar da bekliyor. Çekdirmeler yo- la çıkmak üzere rüzgâr beklerlerdi. Şimdi yalnız Cihan muharebesin- din doğorduğu darlık yüzünden mazot veya benzin bekliyorlar! Mubarek tabiat rüzgârını esirgemi- miyor; fakat muharebeler doğuran azgın insanlık, kendi icad ve imâl eylediği motörleri hareketten mah- rum birakıyor, motörleri işleten benzini insanların ölümü ve yıkı- mı için bomba halinde bütün Av- rupa şehirlerine: tam mânasiyle yağmur gibi yağdırıyor! Kolonya hsrâap olmuş, yıkılmış, gehir ahalisi dağlara gidiyormuş! İngiltere'de muhtelif şehirler do ayni akibet- lere uğruyorlarmış. Bunları bana biraz evvel köyde kahvehane rad- yosunu dinliyen bir köylü arkadaş söyledi ve soruyordu: — Avrupanın sonu ne olacak? Ben cevap verdim : — Hiç gibnini yorma; yurdu- muzun rahatına, havanın güzelli- gine bak, şükret, Mahsül nasıl $ Hele kiraz para ediyormu ? -— Bereket versin, kilosu 20 den satılıyor. Elimize, geçen yıl. dan fazla para geçiyor ama herşey pahalı olduğu için fazla paranin tadını duymuğoruz. — Buna da şükret. Yalnız ma- aşları ile veyâ tokaüdlükle geçinen ne yapsın! — Onu da köyde hergün gö- rüyoruz. Yüreğimiz parçalanıyor. Ahmed İhsan TOKGÖZ Değirmendere « 9 Haziran - 1943 Yüreğim parçalandı demek bi. zim dilimizde tam türkçe eski bir tabirdir ; Bundan daha hafifi «yü- reğim sızladı» dır, Ağır felâketle- re birınol terkib kullanılır. Acaba cihanın ve Avrupanın içine düş- tüğü müthiş yangına nasıl tâbir kullanmalı 9 İnşana durgunluk ge- liyor. Sonra köylü arkâdaşa sor- um ; — 1918 den sonra Türk kur- tuluşuna kadar bizim köyün ve İzmit körferinin başına gelenleri hatırlıyormusun * — Pek iyi hatırlamıyorum ço- cuktum. — Öyle ise dinle: Düşman bütün körfezi ve İzmi- ti işgal etmişti. Deniz münskale- lerini kâmilen kesmişti Bahçecik cıvarındaki büyük çuha fabriksla- rını yakmıştı. Sizin meyvalar ve mahsuller ortada kalmıştı; mey- va alıp giden kayıkları yoldan çevirdiler, İzmitte hapseylediler, O zamanki büyük muhârebenin sonunda bir Yıldırım Ordusu teğ- kil etmiştik onun tekmil mühim- matı Derincede idi. Onları orada düşman zs«pteyledi. Daha gonr& İzmitten hareket eden düşman ta- kımları bizim köye yaklaşmağa başladı. Yolda rast geldikleri köy- — Lütfen sayıfayı çeviriniz — 37 — Servetifünun — 23490