Gazete müvezzileri İstanbulun gazete müvezzileri arasında, çoğu, baldırı çıplak pır- pıri çocuklar idi. Gençlerin meyhane zamanı «O zamanlarda biz gençlerin İe- tanbul tarafında meyhane veakiı, ikindi ile akşam arası idi. Müşte- rinin adedi dördü beşi buldumu hesabı görür, ağızlarımızı siler, evin yolunu tuttururduk,.. Gece hırsız kaçıran öksürüğü İstanbul sokaklarında sokak fe- nerleri yoktu; bu yüzden, büyük şehrin asayişini temin etmekte çok zor oluyordu; geceleri, sokaklar- da, hırsızlar dolaşırdı. Gece goka- ğe çıkanlar, ellerine muşamba fe- nerler alırlardı; ayrıca, bir kaç adımda bir, köşe başlarında da hızlıca ve zoraki öksürürlerdi ki buna hırsız kaçıran öksürüğü der- lerdi. Geceleri tenvirat Solmaklarda Belediye fenerleri yoktu; bundan ötürü, ortalık ka- Zramrken herkes evine gider, ye- Yeniden günün mevzularından biri halini alan Transilvanyadan bir Romen (Motz) kadını CAVİTYAMAÇ Maymun Sokağına Güneş Vurdu Yalnızlığın Kitabı İçinde : kendinizi, günlerinizi, akşamlarınızı , mevsimlerinizi bulacağınız kitap. meğini yedikten sonra, gece, kah- veye, saza, yahut bir ev toplanı- şına gidecek olurşâ, eline muhak- kak bir fener alarak çıkardı. Gözlükçüler İstanbulda gözlükçü dükkân- ları Beyoğluuda, Galatada, köp- rü başında ve Bahçekapısında idi. ayrıca seyyar gözlükcülerde vardı fenni gözlükcülükde, hemen yok gibiydi. Bir hekime mürscaat ederek gözlük alanlar mahdutdu. “Şehrimizde gözlük piyasası pek muhtelifdir. Meselâ Verde (bu ke- limeye bak) dan alınan bir göz- lüğe 30, Galatadan alınan ayni gözlüge 25, köprübaşından ve Bah- çekapısından Alınan 15, seyyar gözlükcülerden alınan 15 kuruşa veriliyor. Eğer hekimin raporu varsa fiat iki misli artıyor, Sey- yar gözlükcülerin dolaştıkları yer- ler de, köprü üstü gazinoları idi. Gülistan bahçesi Şişlinin eğlence yerlerinden idi. Biri alaturka biri alafranga iki çalgı takımi vardı. İçkisini mezesiz verirdi; hesap pusulalarında meze faslı daima kabarırdı. Bir elma iki kuruşa, bir portakal üç kuruşa, kılıç balığı adı altında verilen palamut dört kuruş, barbunyanin ufağı beş ku- ruş, bir dilim kaşer peyniri iki kuruş, suda pişmişi üç kuruş idi. Gülüstan bahçesi (dönüşünde de tramvay arabaları “sarhoş arabası,, halini alırdı. «Türkü, mani, şarkı, sızma, tükürme» gibi haller dajma görüldü. Hacıbey İstanbul tarafının meşhur mey- hanelerinden. Hacı Reşit (Çaycı) Direkler arasının, edibba ve şüera mahtfeli olan bir çayhaneşi- nin şakacılığı ile maruf sahibi ve bilhassa Baba Yaver adında bir zat ile olan mülâtafeleri meşhurdur. Ahmet Raşim, çaycıya hemen da- ima “Hacı Reşit bineva,, der; Ha- cı Reşidin çayhanesi, son divan taraflarının edebiyatı cedide aleyh darlarının mahfeli idi. Ramazan- larda, iftardan sonra pek kalabalık olurdu; aşağıdaki manzume, Rasi- min Haci Reşid hakkındaki lâtife- lerindendir. Çayınız rengindir lâleb dilber adar Sohbeti ihvanınız şirindir şeker kadar Gerçi ben mehcuriyim, hoştur yiue dükkânınız Men'baı abıbeka ve çeşmei kevser kadar. Hanati Beyoğlunun meşhur kumarha- ne : meyhanelerinden., — Devamı gelecek sayıda — 211 -— Servetifünun — 2378