Sahibi ve mülessisi A. İhsan Tokgöz Maşriyat Müdürü : H. Fahri Ozansoy Fiyatı 15 Kış, UYANIŞ SİYASİ — EDEBİ —İLMİ —SOSYAL— HAFTALIK GAZETE 2 Kuruluşu 1891 VE TI FUNUN va 5) —cm 9| No. 2374 Telgraf : Sersetilünun İstanbu! Telefon: 21013 19 Şubat 1042 Perşembe HAFT A HA S B I HAL İ Pariste Pantheon mabedi, oradaki büyüklerin yaptıkları inkılâbı sonrakiler ne yaptı? Avusturyalı filozof bir şalrin İsviçrede dağ başına çekilmesi — Küçük memurlardan yardım isteriz, Yazan : Terihe karışmış bazı isimler vardır ki onları bır vesile ile tek- rar duyduğum, veya bir yerde oku:- duğum zaman derin düşüncelere dalarım. Bunlardan bir tanesi Pant- heon'dur, Pariste sol mahalle deni- len ve büyük mekteplerin ortasın- da bulunan Pantheon bir mabettir, Burada geçen asrın büyük inkilâ- bında kültür vazifeler görenlerin mezarları toplanmıştır. Moliere, Montesguien ve meşhur Victor Hügo'nun bile sandukası burada- dır; ve yanlarında böylece tarihe karişmış yüzlerce büyük adamların adları okunur. Pantheon'u ilk zi- yaretim 1891 dedir, yani Serveti- fünun'u İstanbulda kurduktan son- ra Avrupaya ilk seyahatimde ol- muştur. Pantheon'un kapısından ilk girdiğim zaman beynimi ve yüreğimi saran hisler daima taze olarak bende yaşar. Orada üstüste sıralanmış tabutların yukarısında dpvarı baştanbaşa dolduran bir yazı vardır ki şudur: Aux grands hommes, Ja Patrle raconnalssante (Büyük adamlara vatan minnettardır) Acaba 51 yıl önce, yani henüz Servetifünun'un ilk numaraları İs- Ahmed İhsan tanbulda çıkarken ve Pantheon mabedini ilk ziyaretim ve içinde yatanların adları duvardaki büyük harfler niçin benim daima bey- nimde yaşıyor? Çünkü o tarihte be- nim yaşımde bulunanlardan biraz tahsil görmüş olanların hepsi de Fransa büyük inkılâbının candan ve gönülden âşıkıydik. 1789 Fran- sız inkılâbının bütün dünyayı sâa- dete kavuşturduğuna iman etmiş- tik, Ah! bir kere de bizim yurdu- muz bu inkılâbın hakiki tatbikle- rine yani tam meşrutiyet rejimine kavuşşa da Avrupanın elde ettiği saadete bizde iştirak etsek diye yanar tutuşurduk! İşte bu derin imandan dolayıdır ki 1891 Mayı- sında Fransa inkılâbının kültür mabedini ilk ziyaretim ve 1789 Fransız ihtilâlinin siyasi bir ocağı olan Bastille zındanını gezişim, ben- de böyle şilinmez hâtıralar birak- mıştır. Nerede o zamanki inaçlar ve çok heyecanlı duygular? Nerede bugün dünyanın gösterdiği acıklı ve karanlık günler! Dünyanin dahi, gökyüzünü dolduran seyyarelerden bir tanesi olduğuna nazaran zavallı, arz yıldızı her gün biraz daha Iğı- ğını kaybediyor demektir. Bu Bö- gü çok meğhur filezof ve hem şair olan Rilke'nin bir mısratndan alı- TOKGÖZ İstanbul - 18 Şubat - 1943 yorum. Rilke Avusturyalıydı, O kadar eski zaman adamı değildir. 1914-18 harbinde silâh taşıdı. Ken- disi de bundan evvelki büyük Av- rupa harbinin dehşetlerine karıştı. 1914 harbi başladığı zaman Alman- yada idi; silâh omuzda ateşe girdi ama hiç bir zaman dimağından in. sanlara has olması lâzım gelen şefkat ve merhamet hislerini çıkar- madı. Onun için insanları halk eden kuvvet, bir büyük yaralıya dönen Avrupa kıtasını mutlaka bu kan deryasından kurtaracaktır de- mişti, Yüksek ruliln Rilke! Meza- rından başını kaldırda Avrupanın bugünkü halini gör! Hem senin mezarın çok yüksek bir tepe üze- rindedir; başını çıkarabilsen cihanı saran ölüm ve yıkım yangınını çö- buk görürsün ! Rilke üç yıl müddet büyük muharebede ateş içinde ya- şadıktan sonra 1916 da haata düş- müştü. İnce ruhlu şâir ve filozof olan hasta askeri, Viyanada har- biye nezaretinde şihhatine uyacak bir vazifeye getirdiler. İki yıl sonra Avusturya İmparatorluğunu Avru- pa emperyalietleri parçaladılar; Ril- ke artık oralarda durmadı; İsviç- reye geçti. On yıl daha yaşadıktan sonra Avrupanın mubarebe illetin- — Lütfen sayıfayı çeviriniz — 157 — Servetifünun — 2374