TELLİ KAVAK (EM) Yazan: G enç ve heniz dirseklerinde mektep sıralarının yeri olın Samim Kocagöz hikâyelerini bir araya topladı. «Telli Kavak» yeni neslin zevkle okuyabileceği bir hikâye kitabıdır. Genç hikâyecilerimiz ifrat ve tefrit içindeler, Bir kısmı hikâyede vak'aya hiç ehemmi- yet vermiyor. Sırf psikolojik tahlil ve şiir kudretile karii sü- rükleyip götürmek istiyor. Sait Fatk'de olduğu gibi. Diğer bir kısmı da tamamen vak'aya sa- dık kalıyor. Onda da üslüp müh. mel, karakterle zayıf ve hikâye tahlilden mahrum kalıyor. Samim Kocagöz iekniğine o kadar bağlı, o kadar gömülü Mi, hikâyelerinin nerede başla- dığı ve nerede bileceği riyazi katiyetle söylenilebilir. Hikâye- de bu kadar tekniğe bağlı kal. mak ve datma insan muhayyi- lesini kontrol eden, hayatla in- bakımı temine çalışmak biraz da beyhude gayrel değil midir? Niçin bir hikâye yazmak için bir vak'a aramağa ve onun re- alüeye bağlı kalmasına dik. kat etmeli ? Her hikâyede mut. laka bir vak'a unsuru mu lâzım? Ye şayel öyle ise bunun hayatla alâkasını niçin yüzde yüz te. min etmeğe çalışmalı ?.. Hikâyeci bizim, bu memle- ket çocuklarının bildikleri gey- leri yazıyor, Bazan onda, şiir, gür fikri, aşk, aşk fekri, vak'a. da, vak'a fikri halinde kalıyor. Fakat bu, samimi ihtisas ve ha. yallerini anlatmağa mukiedir Sahab Sıtkı olmyan hümüz acemi bir hikd- yecinin beceriksizliği ve hare- ketsizliği değildir. Ve hattâ 86. zü kısa kesen, esasa münasebeti olmıyan şeylerden nefret eden ve yalnız vekayiin muayyen ve melin cevkerini vermek istiyen adamın gayreti de değildir. O. nun anlallıkları bu sâde ve seri ruhlar bu fazla görümüşüne rağ- men yumuşak, zengin ve karı- şıktırlar, : Belli ki, bunların hepsi in- sandır, canlıdırlar. Şamim Kocagöz, samimi ve zaysf insaniyel hikâyeleri anla- tıyor. Onlar da, cank, oynak, se- vimli, ruhu tamamen doldurmak. sızın taşan hislerin köpüğünü almıya, fevkalâde müsail bir ahenk ve benlilik ateşinden eser yok. Bazları hiç bir zevki ve inceliği olmıyan, fakir ve soğuk hakikati unutturan hikâyecikler, Samim Kocagöz, tekniğiyle, vak'alarının kuruluşu ile, halid mevzuu ile Sabahaltin Ali ru- hunun devamı, Sabahattin Ali, o kadar can- h ve taze intibalarla Türk hi- kâyesine girdi ki, tesirinde ka- lanlar pek muvaffak olamadılar, Netekim, «Güllü» nün kah- ramanı Kâmil, Arap Hayri'nin ayni değil mi? <Sandık»ta ümen ve gair hi- kâyeci Said Faik ne kadar belli, <Yarını. Çok işitiik. Ana- dolu'nun neresini anlaisak, bu kadar güzel, kimden bahsetmek bu kadar canlı olabilir. Bizde bütün bir köy vak'aya kahra- man olarak Sadri Ertem ile hi- kâyeye girdi. Derd daha büyük, görüş daha recl, üslüp daha kwvraktı, » Samim Kocagöz-ün buraya kadar anlattığı hikâyeler ya go- cukluğuna ati Anadolu'da işit- likleridir, bunlar da o kadar sise bulula gömülü ki, onları çekip çıkarırken mutlaka aksı- — Devamı 127 inci sayıfada — Son karar Bir kadehin içinde, hem ölmek hem yaşamak, Arzusunu tadarak, yudum yudum içerdi. Şimşekten eş gözlerle kırbaçlayıp okşamak Bu yeni ikliminde her ikisi de birdi. Bağrım ki buğulanmış bir izfırap fanusu Çağrır gibi geliyor ufuklardan dalgalar; Bu hiz ile aşmakfan sakınmam okyanusu Erişmek hayaliyle verilince son karar. Ziya YAZGAN 1923 — Servetifünun — 2371