Cahide BAŞOL Fecriâti mensuplarının tiyatro hakkındaki düşünceleri— Fecriâti'de hiciv ve mizah Hareket vasıtasıyla hayat tiyat- roğa zekâdır, tarzı icradır, eğlen- dir. Serib ve mektebi entrikalarda mâli komedilerinde bu vasıtayı ig- timal etmişlerdir. İptilâlarda, fikir- lerde, hareketlerde esası azim ve arzuyn inkâr görülür. Begeriyet bir nakılin elinde esirdir. Bu hal dai- ma müellifin vicdan ve bissiystına rüon'dan bir «Subjectivitö» den baş- ka bir şey değildir. Halbnki bir müellif eşhasının hissiyat ve teba- yiini tayin ettikten sonra kendi vicdan ve hisgiyatından ftecerrüt etmelidir. Bu suretle yapılmıyan âsar, âdi bir san'atın vücude ge- tirdiği âsardır ki pek az yaşamağa mahkümdur. Böyle müellifler ne kadar büyük adam olurlarsa ol- annlar bunlar san'atkâr değil birer “egnaf,, tır, Mamafih tiyatroda (Mâtier) a- damları katiyen takbih olunamaz. Bir şaize, bir hatibe kavaidi lisa- niye, san'atı tahris ne derece lğ- zımsa, bir tiyatro müellifine de bu o kadar lâzıdır, Lâkin bir tiyatro müellifi bunu suiistimal etmiyerek eserini tarsin ve tezyin etmek, beğendirmek için bir vasıta ma- kamında kullanmalıdır. Tiyatro iştilâhınca bir acceasair makamın- da kalmalıdır, ve fikrin esiri ol- mayıp fikir onun tahtı esaretinde bulunmalıdır.,, “Füfit Ratip, Şahabettin Sü- leyman'ın “Fırtına, isimli piyesi do- layısıyla yazdığı bir makalede (42) Onun tiyatrosunu tahlil eder: Çıkmaz Sokak muharriri hayatı 'içtimaiyemizin bizi mes'ut olmak- tan meneden bütüu noksanlarını yavaş yavaş bulmuştur. Şimdiye- kadar yazdığı eserlere dikkat edi- DİZ, şimdiden sonra yazacağı eser- lerden bu dikkati esirgemeyin, gö- receksiniz ki gayri ahlaki bir mu- , 43) Fırtına, muhatriri Şehabettin Sü- leyman. Münif Ratip. Servetifünun. 1986. 933. 115. 104 — Servetifünnn — 2369 im. m XXI harrir olmak iddiasında bulunmak- la sevinen bu genç edibin eserle- rinde gördüğü hayatımıztu intir zamsızlığı ve çirkinliğidir. Şehabettin Süleyman eminim ki hayatta sradet ve zevki yalnız göz: lüğünün tepesinden seyredilmiştir. Ruhu nazarı hiç bir zaman haya- tımızın mezelleti faciasının pbüfu- zundan kurtulamamıştı. Meselâ size bir eserinde “Çıkmaz sokak, ında bir zevki mülevvesin girdiği bir aileyi baştan aşağıya kadar sefil ve betbaht gösterir. Diğer bir ese- rinde genç ve mariz bir san'atkâ- rın inkisarı hayâl ve arzosnnu, sinnü salimize yakışmıyacak arzu- ların hayatımıza verebileceği inti- zamsızlıklarıs — istemiyerek, bil- miyerek — göstermekten kendisini menedemez. Diğer bir eserinde “Kanun,,ut nası) vahşetlere müga- mahakâr davrandığını keskin ve cüretkâr bir kalemle anlatır. Ve nihayet fırtınaşında ayni fikrin, sanı fikir tebetdülâtının bir arada yaşayan bir sile efradı arasında nasıl başka başka noktayı nazar- lardan muhakeme ve telâkki edil- diğini gösterir. Ne yazıktı ki Şehe- bettin Süleyman'ın bu kuvvetli ve nâfiz ikna etmek kuvvetine mâlik kalemi yine bağırdığı mev- zular üzerinde cemiyetin tashihine çalışmaz. Ne kadar yazıktır ki Şe habettin Süleymanın bütün meY- zuları hep ahiğki iken muharrir kendi noktayı nazarı sam'atiyle bir hücum ve bir müdafaadan kaçar ve yalnız gayei zevk ve teceşsüsü muhafaza eder. Halbuki o, bütün bunlardean muvaffak olabilmek için bütün evsafa meliktir.,, Müfit katip bunlardan başka meşhur tiyatro müelliflerinin ma- kalelerinden terçümeler de yapmış ve bazı piyes muharrirlerinin ha- yatı hakkında da mâlümat ver- miştir. Hiciv ve Mizah Fecri Âti'de bazı gençlezin mis zah ve hicile de oğraştığı görülür. Bunlardan eski edebiyatçılarımızın tarzını kendisine bazan vasıtası yaparak mizahi neşideler ve hic- viyeler vücode getiren Fazıl Ah: met'te kuvvetli hatlarla şahısları karakterize eden bir hnmaur var dır, Fazıl Ahmed'in bu nevi yazı- larının bir “Temindeki Naşideler,, ismiyle basılmıştır. Hamdullah Snphide kısa bir müddet mizah ve bhicivle nğrag- mış, “Davul, isimli bit baftalık mizahi gazetede 1324 yılında baş muharrirlik yapmış, “Haşad,, na- mı müsteariyle ve sade bir dille mizahi yazılar ve şiirler yazmıştır, Refik Halid'e gelince bu nev'e evvelâ “Kalem,, mecmuasında Fecoı Âli'deki arkadaşlarının port- releriyle başlamış, “Cam,, ve şeh- rahite devam etmiştir. Vek'amü- vis,, ve “Kispi,, müstear adlarıyla iktidar mevkiinde bulunan İttihat ve Terakki fırkasının icraatıoı teb- kit eden ve zamaninda büyük üir rağbet kazananlar yazılardan ba- zılasrı “Kispinin dedikleri,, ismiyle toplanmıştır. Refik Halid'in hicvi ve mizahında nüktelerden, telmih- lereen ziyade keskin bir tenkit, müstehzi ve muhafazakâr bir k&- rakter nazarı dikkatı celbeder, Felsefe, İçtimaiyat, Terbiye Fecri Âli'de Fazıl Ahmet ve Köprülüzade M, Fuadın felsefe, içtimaiyat, terbiye hakkında, esas- ları Frasızcadan olmak üzere bir çok tercümr ve mekaleleri görü- lür. Bunların yüksek bir kıymeti olmasa dahi bu yolda bir uğraşma hevesini tebarüz ettirdiklerinden ehemmiyste şayandırlar,