K AHMED iyatro'nun “Tanzimat, bag- T larında Avrupanın bize ge- tirdiği yenilikler arasında başladığı malüm, Tiyatro edebiya- tının da, bundan 85 sene evvel bu bu memlekete ilk def'a sahne ve mükâleme lisanı getiren “Şinasi Efendi, nin mübarek kaleminden gıkdığını biliyornz (1). Tıbkı bunlar gibi sahnede en önce Türk ektörü olarak söz söyle- mek şerefi ve devamlı çalışmak gayreti de merhum Âhmed Neciyb Efendi'ye âiddir. Türk tiyatrosu tarihinde esaalı bir merhale olan “Güllü Agob,un “Gedikpaşa, da kurduğu “Osmanlı dram kumpanyası, ndan evvel &$€e- şekkül eden “Dolmabahçe tiyat- rosu, nu ve Beyoğlu pasajındaki “Neüm, un tiyatrosu gibi arkası rg e teşebbüsleri ile bugün #i- TÜR K Yazan: CEMALEODDİN SERVER yatromuzun bir asırlık möâzisi olduğu âşikâr. Buna rağmen tek tiyatro tarihi, np “Tarihçe,, gine bile malik değili İlk Türk ili “Ahmed Necib Bfendi,, nin hayat ve şahsiyeti hak- kında yegâne bilgimiz hiçden ibâ- reğ.. Her halde bu yoksuzluğun do- gurduğu cesâretten hız almak'gayre- tiyle olacak ki; tiyatro ile meşgul gö- rünen bazı Ukalâ, ,Ahmed Necib, da ee 1008 İn, pm aşı manşaraları vardır! Hudutlarda Türk kanı sel gibi akarken ve her tarafta Türk evlâtları muhacir kafileleri halin- de ezilirken, İstanbulda, İzmirde, Trabzonda müthiş zenginler türe- mişti. Bunların onda mutlaka yedi tanesi Türk değil idi. Türk sırtın- da yaşayan kenelerden idi | Garip bir cihet daha vardırki asl Türk olanlardan vagon müsa- desi alıp hariçten mal getirenler yahut memleket mevcudu malları veya mahsulleri stok yapanlar sayıca pek azdı. Bu işlerin başında uğrs- şıp zengin olan Türkler muhare- benin sonunda iktisadi ve ticari vukufsuzluktan ve bu işi kumar gibi kullanmaktan dolayı iflâs etmişlerdi !! Berlinde Kayizhof oteline yerleşip orada kocaman bürolar açarak çok para sahipleri .görmüştüm. Bunların içinde kah- rından ölenlerin cenazeleri yar dımlarla Okaldırılmıştır!! Böyle misaller ortada var iken inganla» zın yine ihtikâra, vurgunculuğa gitmelerine şaşmam. Çünkü insanlar hırsın, yarurun ve kolay muvaffaki- yetin verdiği yüksek maddi mev- kie çıkınca, puslasını kaybeder, 26 — Servetifünun — 2363 Fakat yirmi yıl evvelki büyük muharebenin verdiği derslerden ibret alıp Milli mücadelede baş- Janan, temiz tarzlara 1939 harbi başlayınca derhal avdet lâzımge- lirdi. Şimdi epi geç kaldık! Zarar yok; zararın neresinden dönsek kârdır derler! İhtikârla mücade- lede bir azıcık olsun muvaffakı- yetler olacaktır. Benim asıl ara- dığım mühim nokta bütün yurd- daşları iktisadi felâketlerden ko- runme birliğine zorlamaktır. Buda şimdiki muhârebenin hatıra ve ha- yale gelmiyecek surette çok müt- hiş iktisadi felâketler hazırladı. ğını ve bu felâketlerden kurtul. mak için servet sahibi olmakda fayda ollmadığını bütün millet evlâtlarına anlatmağa çalışmakla kabil olur. Evet, açık söyliyelim, Avrupa herbi öyle müthiş bir âfettir ki onun iktisadi fırtınaları tasavvur olunamıyacak derecede yıkıcı olacaktır. Fnkaz altında kal- mamak için hırsı ve güruru bırak- malı, milli mücadele başındaki te- miz dahili idareciliğe mutlaka dön- melidir. Ahmed İhsan TOKGOZ AKTÖR Ü NECİ adını, “Ahmed Hehim,, e çevirmek- de beis görmediler ve nedendir bilinmez dâima ilk Türk artisti olarak birinci yerine ikinciyi, yâni “Ahmed Necib Efendi, den çok onra Bahneye intisab eden ve ancak “Vodvil, janrında muvaffak olan “Ahmed Fehim Efendi, yi, evvelâ almakda âdetâ israr ettiler. “Gedikpaşa, sahnesinin dokuz Türk (Üs Sun siyyada) (m ürkeşde dramatik ner'in ilk ör- neği ve “Şinasi Efendi'nin icad-r- tâb'ı olan şâir evlenmesi, isimli bir “Fasıl, dan ibaret komedi, ilk gayri resmi Türk gazetesi olan 6 Rebi'ulâhır: 1278-1279 Teşrin-i- evvel: 1277 ve 22 'Teşrin-i- evvel: 1861 Milâdi yıllarında birinci nüshası çıkan “Terceman-!-Ehvâl, ga zetesinin ikinci nüshasından itibaren 3, 4, Sinci sayılarında tefrika edilmeğe başlanmışdır. 1927 de Ahmed Râsim merhumun derin bir inceleme mahsulü olarak vü- cüde getirdiği “İlk büyük muharrirlerden Şinasi, (o isimli kitabında omünderic- dir. Ayrıca 1940 da muallim Mustafa Nihad Özen tarafından «Remzi kitab- evi» nin tesis etdiği «Edebiyat kütüb- hânesi> serisinin ikincisi olarak neşre- dilen bu eser, «Dolmabahçe tiyatrosu»n- dan sonra İstanbul cehetinde ilk önce 1930 1931 yılları arasında “Çenberlitaş,, da bir «Şâzeli» derhâh'ısdan bozma “ Fikret âile bahçesi ,nde merhüm Kavuklu Ali Bey ve arkadaşları tara- fından temsil olunmuştur. “Tanzimat devrinin, en büyük mü- verrihlerinden olan ve 16 cildlik büyük tarihi ile şöhret bulan “Abdülhak Hâ&- mid'in babası Hayrullâh Efendi, nin henüz basılmamış mühim eserleri içinde .Türk tiyatrosu kütübhanesinin ilk piyesi olan: “Hikâye-i- İbrâhim Paşa * ve İbrâhim-i- Gülşeni, isimli çok dikkate şayan bir trajedi baha vardırki #Hay- rullah Efendi>nin henüz <Tıbbiyye» mektebinde telebe iken «Şinasi» den onbeş yil önce kaleme aldığı bu eser, ilk olarak «İsmâil Hâmi Dânişmend» in çıkardığı <Türklük» mecmuasının ikinci çildinde, İkinciteşrin 1939 tarihli 8 inci sayısında intişar etmişdir.. Nerede oyna- dığını bilmiyoruz.