TEV, Cesâretinin bir parçası, Foana işmini #lmayı düşündüğü ân ona doğru dönüp geldi. Merdivenleri inip çıkan binlerce delikanlıdan birinin bir isim değiştirme ameli- yesini tamamlıyacağıta dâir içinde gizli bir ümit vardı. Fakat alışıl- mış isimler: İonescu, Popescu yahut Vasilescu biç işine gelmi- yordu. (Kaçıktır! diyor Toto), Fakat ona, «Aşk kanunundan» kopye edipte mektub gönderen ilk esmer delikanlı (kız sarışındı!) Annibal Ionescu adını taşıyordu. (— Ben! Evet, ben! diye gös kırpıyor Toto, Bu felâket gibi bir gey oldu, fakat sonundan iyi ar- kadaş olduk.) Bükreşli küzinlerile gittiği bir kaç kış balosunda, o senenin en güzel tango oynıyanı ve bir sine- ma yıldızı kadar güzel suvari a$- teğmeni Popescu Ricarda desâdüf etmişti. İsmini duyar -duymaz kendi kendine söylendi: Popescu Ricard! > Aslan yürekli Ricard. Ve bu &e- bepten iki hafta bedbaht oldu. Fakat küzini Agata, Aslan yiü- rekli Ricard'ın icabettiği gibi çir- kin ve çok milyoner bir kızla ni- şanlı olup, hem o kış evlenecekle- rini - düğün yapacaklarını - aöy- leyince biraz müsterih oldu. Bu aşk mateminden kızcağız kendine Çernea (| soyadını çıkardı. Köye, ailesine eski adreşe yeni ismini verince izahat lüzumu da hâsıl oldu. İlk izahatları başka mektuplarla, diğerleri takip etti, Babası, ihtiyar Anghel Ignat öyle kızdı ki üzerine inme iniyordu. — Bak! diye bağırdı. Böyle bir nsmussuzluğu kim düşünebilirdi! Onu defedeceğim! Bayan Ignat eski bir dostundan bir fikir iste: mesi için ona yalvardı. O zaman, Anghel Ignat, &ıkı- larak gönderdiği o mektubu bana yazıp fikrimi sormuştu. Herkes O- nun kararını duymuş ve şaşmıştı. Şimdi, artık kızından ayrılmama- âr ve kızın ismi yine Adelaida ©- labilmesi için ne yapmak lâzımdı! Güzel zemanlar, geçmiş zamanlar... «Bayım ve sayın dostum, imâ- nıma yemin ederim ki, bugünün çocuklarını hiç anlayamıyorum. Sanki Amerikan malıdır mubârek- ler... Ya onlar delidir yahut ta ben aptallaşmıştım...> 1“) Siyah mânasına geliyor. C. Y. Ne aptallık ve nede delilik mevzubahs değildi... «Herşeyin bir izahı vardır, diye cevap verdim, Bayan Aglae Ignat, Bükreş'e gelip prenses le konuşsun, herşey hâl olur...» # Benim ve karımın &hpabı olan Bayan Aglaita fecii bir #ahneye ha zırlanıyordu. Bundan ötürü kızını bize dâvet ettim. Toto, kızın umum- un arasında itiraftan içtinab edece- ğini söylerken haklıydı: fakat an- nesini «derin» bir gevgiyle kabul edeceğini ilân etti (bu «derini tıpkı siyasi nutuklarda, hatipler gibi söylemişti.) Bundan ötürü Ba- yan Ignat Btfâyiciler sokağı No. 4 “cü ziyaret etmeği kabul etti. Sıkılganlıkla gülümsedi. — Kızım Adelaida Ignat ile İoana Cernes'nın &yni insan olup olmadığını gözlerimle görmek isti- yorum... Btfayiciler sokağı 4 numaraya göbürdüm, Prenses onu mes'ut bir tebesatimle karşıladı, omuzlarından tutup alnını göğsüne doğru eğildi, ve beni sükünet ve emniyet ile selâmladı. Biribirine diyeceklerini konuşmaları için onları serbest bı- raktım. Ondan sonra ahpabımız Aglaita teferruutiyle herşeyi karı- ma anlattı, böyle tarihi bir karşı- laşmanın silik bir dialoğundan başka birşey veremem. Toto'da bu buluşmada söylenilen ve münaka- şa edilen şeyleri duyunca, sureti katiyyede hiçbir zaman böyle «du- varlarda yeşil at» rüyası görön cins kızlarla evlenmiyeceğini ilân etti. (Bu tâbir de onundur.) Uzun uzun bakarak ve derin göğüs ge- çirerek prenseş'e: — Annenin kızı sen delirmiş- Bin! dedi. Kız: — Anneciğim, diye cevap ver- di, ilkten rahatça şu koltuğa yas- lan! — Kız, sen delirmişsin. — Anneciğim, delirmeğim,... — Delirmediysen, bana işmini söyle ! Seni benüz doğurmadan — (0 zamandan yirmi sene geçti) — Ig- nat le beraber şimdi de hatırladı. Eım güzel bir roman okumuştum. — Biliyorum ; «zavallı prenses : Adelaida» fakat sevgili anneciğim benim adım Ioane'dır. — Sana aklının başında olma- dığını söylemiştim, Senin Ağın A- delaida ise neden İonna da olsunt — Adım loana Cernea'dır. -— Eğer senin adın böşley#e, fena çocuk, öyleyse babanın vasi- yetnamesin4 şu satırlanda ilâve ettiğini öğren: «Fakat, diyor o. sevgili kızım, Adelajda'nın ismi başka türlü ite ben onu tanımıyo- rum, Başına evlenme çelenginide geçirmeden şoyadı da Çernes olur ise ona mira4 olarak birşey birakmı- yorum.» Gör, bak neiyi işler yap tın!, Anladın - mıf — Anladım. — Ve birşey söylemiyormusun? — Evet. İlkönce sevgili anne- ciğimin iki ellerini öpeyim; ve 0- nun yanına, dizlerine oturayım. Ondan sonra da bana loana demesi- ni rica edeceğim. — Senin ismin Adela iken, ben nasıl olur da sana loana diyebili- rim? — Sevgili anneciğim, Adelaide olmak istemiyorum. Seninle barı- taktan gonra genin «Ford> üna at- lar ve üç saatte Argeş'in üstünde ki bizim eve varırız. İkimizde ih- tiyar pederimin karşısına çıkar İs- mimin nasıl olduğunu ona sen söy» lersin. — Ne demek istiyorsun! Yâni senin hakiki adın nef — Tona Cernea, — Bunu babana benim mi söyleme mi istiyorsun! — Evet, öyle sevgili anneciğim. — Bu, ikimizin de deli oldu- gumuza delâlettir. — Hayır, sevgili annecigim. Biraz deli benim, çünkü bir çocuk hoşuma giaiyor. Buna da şaşıyor- musun? — Hayır, hiç şaşmıyorum. Fa- kat kim olduğunu bilmek istiyo- rum... — Şimdi, derhâl öğrenirsin. Zengin bir çocuktur. Bilhassa aile çocuğudur. İsmi Andrei Dragotes- cu. İoana Cerne&'nın anası Baysan Aglita Ignat'ın gözleri büyüdü, İçlerinde hayret ve dehşet, vardı. — Vay, güzel kızım. Bu nasıl oldu) Dragoteacu'lar büyük sile- dir. Milyonerdiler... — Evet, anne. — Acaba bu Andrei Butenii de Vale köyüne sahip olanların oğ: lumudur? Şimdi o çiftliği biz aldık... — Galiba öyle sevgili anneci- gim. Andrei'in babası çok seneler 227 — Servetifünun — 2353