YA RADARI Şair Fikretin mezarında — Gençliğe — En önde bulunmak için erken gidiyordum, Yüzlerce ziyaretçi tahayyül ediyordum; Dünyada, diyandum, vatan olmaz: kuru yerle, İ Sırt sırta İaşarlar “nice millet ölülerle. Lâkin yine biçare ümidim boşa çıktı, Gördüklerimin hepsi de aç ruhumu sıktı: Yüzlerce değil belki de altmış kişi vardık, ipeği #irafin hürrnet ile sardık; andım, konacak kabrine hep taze çelenkler, Umdum ki gelenler yeni bir şey diyecekler.. Daldım, bu sönük, sâde merasimden utandım, Bakdıkça düşündüm hani gençlik diye yandım. Ey kafile, hâlâ kuru rüyâmı kitâbın, Mazi ile, ecdad ile hiç yokmu hesabın Boş elle geleydin ama yoksun, bu nasıl iş, Fikret günü gençlik 'de bulunmağsa ne müthiş?. NE diye üç beş ölü var hepsi ziyansız, yle gidenler yatıyor nari ve nişansız. Bir yılda da bir deko eğilmezse çocuklar, Vallahi açılmaz ne kadar gifsek ufuklar; Âkit gibi ecdadına bir bük yüce yerden, Voz geçme şu Fikret gibi yüksek ölülerden, Alçaltana ançak yücelik var diyeceksin, “Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin.. İhsan BORAN ma köğeleti, o tarihlerde İstanbuf- da Hemen hiç görülmezdi! İntfzam nümunesini ben Tevfik Fiktetten aldım demekten asla çektitmem, “tevfik Fikref böyle intizam ve geratet ve Yüksök mefküre ruhilb büyüdüğü ve yaşadığı için yaradı- lışın onun yüreğine hediyp etdiği celâdet kuvveti de dalma yükşek durmuştur. Mefküresine uymıyan "hâdiseler karşısında derhal fevgran eder, hiç bir tehlikeyi. düşünmez, kendi menfaatlerinin bozulacağını aklına getirmez, düşündüğünü ol- duğu! gibi söylerdi, 1908 '#nkılâ- Üaridki o hâreketin bağında olanla- rı sön dörecö severken oöhjlürih sonradan giyaşet icabı kendi imef- kâüresine uymayan yollarda gittik- lerini görünce aralarından ve şeya- setden çekildi, aşiyanını kurdu ve meşhur «doksan beşe doğru!; maBr sumesini yazdı.Servetifânun dahi bu tarihi manzumeyi hemen ilk-sahife- sini tezyin:gderek ueşreyledi. Şahsi temaslarla ve hususi konuştünlarla edindiğim kapaatlsrin mahisulu olan Yyâzılarıne anletir ki Tevfik Fikret çok yüksek bir insandi, yüksek bir kabiliyeti #ikriyeye ve temiz ruha melikti. Fakat siyaset âleminde hattâ iktisad ve ticaret âleminde yaşamağa onun mefkü- resi ve celğdeti müsaade etmezdi ve böylede oldu. Recaizade Ekrem merhuma Padişalnu' irade ile ver- diği maaş zammını kabul eyledi diye Tevfik Fikret üstad Ekreme kınıldı. Fakat düşünmedi ki Ekrem merhum bu zammı reddetse idi gözdbe uğrâr ve belki nefyolunurdu. Ozamanlar her gazetenin mürettib ve makinecilerine ve hamallarına kadar nişanlar veriyorlardı bizim matbaadakiler de istedi; kendimizi Wsteye koymadan takdim eyledik; edâmlarımız kömilen nişan o ve rütbe aldı. Fikre merhum buna ve iltifata karşı yazdığımız teşek- kir fıkraşına dehi darılmıştı. Fikretin son derece temiz ruh» Ju ve yüksek viodanlı ve insanlar- da bulunamıyacak hasletleri ara- şmakla kendini üzer olduğunu bil- &iğimiz için biz seg çıkarmazdık O da zamam geçince bize hak ve- rirdi. Nasıl ki 1000 numarali nüş- hayı çıkardığımız. zaman Serveti» fünana çok yürekden ve gevgi ile dolu bir telgraf göndermişti. Tev- fik Fikretin bir celâdeti de İngil terenin Boerleri cenubi Afrika mağlük eylediği zaman küçük milletin bakkını aramakla tebarüz etmişti. İşte ben Fikreti bu fevkalâde hassalar içinde gördüm, tenıdım ve sevdim. Eyüb Halkevi del&- letile merhumun mezarı başında yapılan merasime karşı bir daha yürekten minnettarlığımı tekrar eder ve onun büyük hatırası kar: şisında hürmetle eğilmeği vazife sayarım, 4 uş Tevfik Fikret'in celâdet hassa- sından bahsetmek bana Gerveti- fünun Âilesinden ocelâdetli hare- ketle kendilerini tanıtmış arkadaş- ları hatırladım, Bunların başında merhum Süleyman Nagif gelir. İstanbul'u 1918 de müttefikler iş- gal etmiş idi. Fransiz Generali Frangedeperey kır atının Wzerinde olarak Galata'da yerlere serilen Türk sancaklarının üzerinden yü- rümek ahmaklığını yapmışdı. İş- gel askerlerinin (memleketimizi ayak altına alması ve bizim mu- kaddes sancağımıza böyle hakaret yapması Güleyman Nazif coş tardu; tam celâdet gösterdi ve meşhur « Karagün > adlı makale- sini neşretti, İşgal kuvvetleti Na- zifi tevkif eylediler. Bodrumlara attılar. Kurşuun dahi dizecekler idi. Kendisi bunlardan asla fütur getirmemiş ve hâkimlerini daha insaflı davranmağa mecbur etmiş- di. o Süleyman Nazif Hdebiyatı Cedide silesinden yüksek ruhlu bir arkadaşidi. Sefil ruhlu ve kendi menfaati için en kilçük dal- kavukluk yapanları affedemezdi, Çoklarına lâyık olduğu dersi ver- miş ve tabii düşman kazanmıştı. Tevfik Fikret'in vefatı bundan evvelki büytik muharebe yıllarına rast gelir. Fikret vefat edince Türk ocağını ilk kuran sevgili ar. kadaşlardan Hamdullah Subhl Be- yazit Halk Öcak salonunda Fik- ret'in hâtırasını izaz ettirmiş ve gençliği toplamış idi. O gece ben- de bütün yürekten gelen düştince- lerimi söylemiştim. Aradan çeyrek asır geçti, bugünde şu satırları yazmakla çok derin ve tatlı duy- gular içinde bulunuyorum. Ahmed İhsan TOKGÖZ 183 — Servetifünun — 7350