4 Eylül 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

4 Eylül 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ARTHUR RIMBAUD Hayatı Rimbaud'nun ölümü ve son sözleri Harrar şehrine dönmek bir fik. ri sabit halinde mütemadiyen (Rim:- baud)nun zihnini kurcalıyordu, O hâlâ mucizevi bir hadisenin kendi- ni iyileştirip günün birinde çok sev- diği(Harrar)a kavuşturacağını umu- yordu. Doktorlar hayallerinin az bir zaman sonra hakikat olacağını söyleyerek onu teşilli ediyorlardı. Herşeyi bilen kız kardeşi (İsabelle) le gelince boynu bükük ümitsiz, meş'um günü bekliyordu. (Marsilya) ya geldikierinden bir ay sonra (İan- belle) annesine yazdığı 22 eylül 1891 turihli mektupta Rimbaud'nun son günlerinden ve ölümünden şöyle bahsediyordu: (ânne, ağabeyimin haatalığı be- ni çok üzüyor. Bu yüzden azaplı günler ve geceler geçiriyornm. Hiç neşem kalmadı. Artık onun gibi ben de gülmeyi unuttum. Zavallı hasta, gülmek değil gördüklerini tanımayacak kadar dalgın. Bundan sonra hayat bizler için çok acıl düşün anne, Rimbaud ar- tık iyileşmiyecek. Onu ilelebet kay- betmek üzereyiz. Gün geçtikçe kan- ser bütün vücuduna yayılıyor. Doktorlar hastalığı önlemek için di- ğer bacağını da kesmek istiyorlar, Son günlerde bu huysuz hastadan herkes iğreniyor. Kimse yanına yak- laşmayor ona teselli vermiyor. Şu anda izdirabına ortak olan, büyük bir sabırla onu candan tedavi eden yalnız benim.. Siz annesi olduğunuz halde sorarım yabancılardan farkı- nız nef Oğlunuz can çekişirken siz Roche şehrinde istirahatte ve bana dargınsınız. “İyi bir izdivaç teklifini reddedip hasta kardeşimi tedaviye geldim diye.. Şimdi siz üzülürken ben vicdani vazifemi yi yaptığmı için seviniyorum.Ağabe- me öyle bağlıyım ki! onunla kardeş sevgimizin geç inkişaftına rağmen dünyada bu sevgiden daha ülvi ve heyecanlı birgey histedemiyo- rum. Gün geçtikçe onu daha fazla severek acıyorum. Hasta çok sinir- H, yalnız kalmaktan korkuyor ve 168 — Servetifünun — 2350 vi JEAN MARIE CARRE'DEN ÇEVİREN: Neriman KURTBAY mütemadiyen hayatından şikâyet- te... İsabelle beni terkedersen inti- har ederim diye kaç defa beni teh- dit etti.. Zavallı Rimbaud öyle sayılla- dı ki onu gören bir ölü zanneder yüzü sararmış, göz kapakları sark- mış dudakları mosmor, gözleri ya- rı açık ve çukura kaçmış. Şu da- kikada yegâne arzum onun dindar olarak ölmesidir. Sizin de bildiği- niz gibi Rimbaud Allahın varlığına inanmadı. Saison en enler eserinde ve Habeşistan mektuplarında bunu açıkça izah ediyor.. Şimdi onu din- dar yapmak Katolik mezhebine inandırmak öyle gorki!,. Bunun için gece gündüz dua ediyorum. O da- Rimbaud'nun Ckarllevile deki mezarı ve Eserlerine Dair ima geçmiş günlerini anıyor ve onları tekrar yaşamak arzusuyla çırpınıyor. Anne Rimbaud ne kâ- dar çok Arabistanı sevmiş hayret ettim. Her akşam, kızgın çöllerini hurma ağaçlarını, beyaz minareli eamilerini, meşlahlı güzel gözlü ka- dınlarını sayıklıyor ve her cümle- nin gonunda Allah Kerim diye in- liyor. Onun Katolik mezhebinden ziyade İslâm dinine meyli var ve Müslüman olarak ölmek istiyor. Ölüm yaklaştıkça hayatı daha çok seviyor ve dört elle sarılıyor. Nef- ret ettiği ve çok azap çektiği dün- yadan nedense hâlâ bıkmadı. Etraftaki sihhatli, neş'eli insan- ları kıskanıyor, onlara baktıkça ağlıyor küfrediyor ve çırpmıyor. — İsabetle,diyor nasıl üzülme- yeyim ben korkunç mezarda Şçü- rürken sizler tatlı güneş şuaları 8)- tında gezecek ve eğlenecekâiniz. Ben ise bu sözlere cevap vere- meyecek kadar zihnen meşgulüm. Onu ölürken nasıl dindar yapacs- ğımı düşünüyor ve çareler arıyo- rum., Cumartesi akşamı, Rimbaud- yu sevenler hastanede toplanarak ona dua ettiler. Pazar sabahı bü- yük ayinden sonra odasına gitti ğim zaman daha sakin buldum. Gunahklarını çıkarmaya gelen papa 31 kabul etti, ve usluca dinledi. O artık ağlamıyor fakat çok şaşkındı. Beni ilk defa görüyormuş gibi yü- züme hayretle baktı baktı ve s0n- ra yanına yaklaşmamı işaret etti. Gittim.Biz kardeşiz, aynı kandânız, diyordu doğru söyle, sen Allaha inanıyor musun «- Eve inanıyorum. Sade ben değil senden çok olgun alimler Allah vardır diyorlar ve bunu yaz: dıkları eserlerinde de ispat ediyor- lar diye cevap verdim. O acı acı gülerek evet dedi. Bence eserleri okunsun diye inanmış gibi görü- nüyorlar. Onlar birer mühtekirdir İsabeile anladın mı? Bu din mese- lesi onun asabını çok bozmuştin. Yataktan doğrulmaya çalışarak oeli- mi tuttu. — Söyle kardeşim, dedi: Allah var mı? Bu varlığa inanmak lâzım mı! — davamı son sayfada —

Bu sayıdan diğer sayfalar: