İNYASIN İTALYAN EDEBİYATINDAN : İTİRAFLARI )'Jasin: İ Ade NEGRİ Çeviren İ Yaşar ÇİMENİ Sevmek pe demektir? Kendi- mizi bir başka yaradılışamı hesret- mek yoken onu, kendisini tamh- mile bize hasretmiş olarakmı gör- -mektir? Bana &öorarsanız, ben çöcuğumdan başka kimseyi sev- medim. Hayatıma yalnız bir erkek karışdı. O da bana, bu sevdiğim çocuğu bahşetti, Anne olacuğımı;hissettiğim va- kit, henüz otuz yaşında idim. Mi- iânods yalnız yaşıyordum, Zengin» dim. Hiç bir eksiğim de yoktu. Aklım başıma gelince artık, vasi yede ihtiyacım kalmamıştı. İyi bir mürebbinin nezareti altında yetiştirildiğimden, evime de &on derece bağlı kalmıştım. Her şeyi anlamak ve görmek istediğim gibi, emir etmek de hoşuma gidiyordu. Bilhassa, benliğime hakim dluşum- dan büyük bir hâz duyuyordum. Evlenmek hiç aklımdan geç- memişdi. Ufak yaşdan bebeklerime karşı büyük bir sevgi beslemişdim. Tıpkı hakiki bir anne gibi. Onle- ra Sevdiğim kız arkadaşlarımın i- simlerini koymuğtum. Fakat bir gür olsun, bu taş bebeklerime bir yaldncı baba da bulmak aklımdan geçmiş değildi. Çok şeytandım. Gözümden hiç bir şey kaçmıyordu. Birçok defa- lar, anneimi, babamın çapkınlık ve huyauzlukları yüzünden üzülerek sğladığını gördüm. Babam, boğul- mak üzere iken, duyun yüzünde kalmak için can kurtaran şimidine 190 — Servetifünun — 2350 sarılan kimseler gibi, daima haksız davalardan haklı çıkmak isteyen bu tabiatlı bir adamdı. Annem ondan çok çekiyordu. Geceleri &- vin kuytu köşelerinde gizli gizli ve için için hıçkırıyordu. Fakat bütün bunlarw rağmen yine, on- dan tatlı tebeşsümünü esirgemi- yordu. Ben onun bu üzüntülü ha- lini kaç kere görmüş... Ve : — Anne, Bırak gu htuysuz ada- mı da git. ben de seninle beraber geleceğim. Demiştim. O vakitannem bana: — Kızım. Bizim gibi ailelere sırlarını dışarı vermek yakışmaz. Öleceğimizi bilsek, yine buradş kalacağız, diye cevab vermipti. İşte, bir ıztırab beşiğinden farkı olmıyan annem, bütün bu zor şart- lar altında dahi evine bağlı kal- mığtı. Henüz genç denilebilecek bir yaşda, acı ve ıztırablarının müde- faa edilememesinden müteeessir olarak hayata gözlerini yamınmuştu Hattâ, son dakikada hayata göz- lerini kaparken bile, uzun yıllar kendisini işkence içinde inleten kocasından tatlı tebessümünü sak- lamamış ve esirgememişti. Onun ölümünden sonra bön de çok çektim. Dünyamı göremez oldum. İçimden annemin -iLtiks- mını almak hisleri coşuyor ve t3- şıyordu. Lâkin bu intikamı, kim- den, nasıl ve ne şekilde şlabilece- ğimi bilemiyordum. Netice itibgrile bü babamdı. Ben ise onun evMdıy. dım, Sonra anneoiğim, &on nefesini verene kadar onu taparçaâsına 86V- migti. Bir muvazene kanunu vardır. Bu kanuna aykırı olarak birçok aile çocuklari, ebeveynlerinin bis tün arzuları hilâfına hareket eder- ler. Ben bu kuvveti kendimde bu- Ismıyordum. İçimden bir kavvet bana: — Sen ne son derece aşağıdan alan ve ne de yuvasına karşı ihâ- neti düşünen bir kadın olmaye- caksın, Diyordu. Aldatılmak, hayır: aldatmak, hayır: Zihnimi alt üst eden bütün bu düşünceleri, erkeklerin : — Kısrak mahmuşlandıkça şah» lanır; sözlerini unutarak kadınları çıldırtdıklarını zannediyordum. Ta- bist itibarile de çok nazlı idim. Büns rağmen, herkes benden hoş- İanıyor ve beni arıyordu. Babam da bir gün, kızı adde- debilecek çağda bir genç kızın kol- ları arasında gözlerini hayata yu- munc& çok ağladım. Bir taraftan da annemin hayatta olmayışına sevindir. Zavallı kadın! Bu feci manzarayı görseydi kim bilir ne hale gelirdi * diye kendi kendime soruyordum. Yalnız kalmıştım. Binbir gece masallarındaki gibi definelere sahiptim. Bu acıdan çok geşmeden, birçok evlenme teklifleri ile karşılaştım. Bunlar