4 Eylül 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

4 Eylül 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m siadam lal ad inik 3 vd Fecçrliaâti'ciler ile ServetiTünum'cuların birleştikleri esaslar — Fecriâti de san'at telâkkisi Bu ağzılıklar bize Feeriğüicile- zin müttehit olmadığını gösterir. Fecriâtlellerin Serveti Fünuncular- la ayrılıp birleştikleri esaslar Gençler, Edebiyatı Cedideye İ- tiraz etmekle kendilerini onlardan tamamen ayrı bir varlık sayıyor- lardı, Fakat Serveti Fünunculardan acaba tamamen ayrılabilmişler mi- dir? Bu nokta üzerinde durulmaya değer. Feoriâti teşekkülü pek muh- telif istidatları bir araya topladığı işin umumi bir hüküm vermek doğru değilde, içindeki bir kaç kud- retli gahstistisna ederek, ilk zaman- larda Serveti Fünunun tesiri altın- da kaldığını ve onun devamından başka birgey olmadığını söyliyebi- liriz.. Fecriâti de Serveti Fünun gi- bi garbin tesirindedir. Şiirde mua- sır Fransiz symbolişme'ini örnek olarak almıştır. Kullandığı lisan, - meselâ Betik Halit gibi sade türk- geyle yazahlar olmasına rağmen » vezin, şekil aynidir. Yalnız serbest nazıma fazla yer vermiştir. Bununla beraber Fecriâtinin Serveti Fünundan ayrıldığı nokta. lar de vardır; Serveti Fünunun bü- tün faaliyetini hemen hemen dev- resinde göstermişti. Halbuki Feeri- Âtiye mensup gençler olgun eserle- , xini sonradan vermişlerdir. Serve- $i Fünuncular hemen hemen bir mecmua etrafında toplandıktan sonra tsnışmışlardı. Fecriâticiler bu toplantıdan evvel birbirlerini tanı- yorlardı. San'at nazariyeleri Serve- ti Fünuncular gibi «San'at için san'at» değil daha ziyade «Fert için san'sö>, «Hayat için san'at &ir. 'Fecriâti, edebiyatta yerli hayatı ol- duğu gibi tasvire daha fazla ehem- miyet vermiş, ayrıca Serveti Fü- nunun müselsel üstübundan kurtul- maya gayret etmiştir. Menşürelerin yanında tantazi adıyla bir nevi te- sigine çalışmış, Serveti Fünunda vE pek az yer tutan edebiyat tarihi, mizah ve tiyatro üzerinde de uğ- raşmıştır, Bununia beraber Feoriâti öde- biyatı ferdi ve çok defa maragi bir tehasaüsten dışarıya çıkmış değildir. İnkilâbın bu edebiyaf üzerinde va- tani hirkaç şiirle, bir iki piyeğten başka tesiri olmamıştır. Köprülü zade M. Fuat bu noktağa <İnkilâp edebiyatı» isimli makalesinde (15) temas ederek sebeplerini şöyle izah ediyor: «Gençlik gaye addettiği inkilâ- bın mahiyetini öğrenince inkisârı hayale uğradı. Herkesin siyaset gir. dabından sürüklendiğini ve resi kârde bulunanların kendisine karşı adeta muhaşım bir vaziyet aldığını görerek tıpkı istipdat zamanında olduğu gibi, yine Samain'leri, Rög- »ier'leri, Verhaoren'leri, Verlain'leri okumağa devam etti ve inkilâba karşı lâkayd davrandı. Hayatları- nın uzun genelerini Abdülhemit idaresinin tazyiki altında korku ve melâl içinde mütevekkil ve şabür geçirmiye alışmış olmalarının da bu hususta tesiri mühimdir.» Hakikaten Feoriâti edebiyatının maraziliğinde istibdat içinde yetiş- menin, garp örneklerini yanlış an- layış ve seçişin mühim bir rolü vardır, Fecriâti'de “San'at,, telâkkisi <İnsan için san'at», «Hayat için san'at», «San'at şahsi ve mubterem- dir.> Fecriğti'nin san'at hakkındaki bu telâkkileri Şahabettin Süleyma- nın «Çıkmaz Sokak» isimli piyesi- ie ei itirazlar üzerine tavazzub etti: «Resimli Kitap» mecmuasının «Musshebeyi Edebiyyes stitunların- da Rait Necdet yazdığı bir maka (15) inkılâp edebiyatı. Köprülüzade M. Fuat. 1838. 1 No. Iu «Hak> ilâvesi lede, edebiyatın inhitat ettiğinden. gençlerde hiç ümit olmadığından, eserlerinde yalnız aşkı ve kadını terennüm ettiklerinden, Şahabettin Süleyman'ın «Çıkmse Sokak» adlı piyesinde hayatın teşrik edilmeme- si lâzım bir safhasını tez olafak almasının münasip olmadığından. buhsetmişti, Yakup Kadri buna Serveti Hünunda cevap verdif1ğ). Ona göre: «San'at kadar san'atkâr da htirriyeti kâömileye muhtaçtır. San'at şahsi ve muhteremdir. Ona şunu tşrennüm et veyaetme dene- mez. Nigin şunu veya bunu teren- nüm ediyor değil iyi terennüm ede- biliyorlar mi? Demek lâzımdır. «San'at için san'at» nazariyesi Öl. müştür. Onun yerine «İnsan için san'at», «Hayat için san'at» nasa- riyesi hakim olmuştur. Şahabettin Süleymanın «Çıkmaz Sokak> piye- sine gelinçe bu tezli bir piyes de- ğildir. Muhezrir şahıslardan higbi- rini müdafaa ve takbih etmiyor. Hayattan bir parça almıştır. Eğer hayatta levs varsa bu müuharririn kabahati değildir.» Bu cevap üzerine M. Rauf, Ya- kup Kadriye mukabele etti ve sra- larında bir münakaşa açıldı (17) M. Rauf san'atın hür olmadığını ve beşer cemiyeti yaşadıkça ve ka- nunumuz viodan oldukça hiçbir za- man da olamıyacağını, san'at ve edebiyatın fazilet ve vicdan ile mukayyet olduğunu, faziletimizi rencide edecek eserlerin yasılmama- sını müdafaa etti. |86( Resimli Kitabın «Mubassbeyi Ede- biyasi: münneebetiyle, Yakup Kadri, Vic- dan makalesi münasebetiyle, 3, F. 1328. 905. 35 Serveti Fünun. J325.(959. 358) ve(980. 371) San'at ve ahilik hekkinde, Ss, F. 1325. 962. 406 (17) San'at ve ahlik. M, Rauf. Serveti Fünun, 1815. 961. 903 Vicdan M. Raut. Serveti Fünun. 1825. 968.8 Çıkmaz Sokak tenkidatı münasebetiyle Serveti Fünun. 1876. 968. 65 189 — Şerretiflinun — 2350

Bu sayıdan diğer sayfalar: