Türk Tiyatro Tarihine BİR BAKIŞ Bizde henüz bir tiyatro ede- biyatı tarihi yazılmamıştır. Edebi- yat kitaplarındada pek az malü- mat vardır, Tiyatro edebiyatı ne- vileri hakkındada fikrimiz yok gibidir. Halbuki bugünkü dünya tiyatro edebiyatı başlı başına bir ilimdir. Bir orta mektep talebesi bile, bugün Racine, Corneille, Şhakespeare hakkında malümata sahip olmalıdır. Kendi milli eser. lerini olduğu kadar dünya tiyatro edebiyatını da bilmelidir. İstanbul Şehir tiyatrosu Shakes- peare'in bazı eserlerini temail ede- rok diğer dünya şaheserler ile Şhakespare'in bazı eserlerinin ki- tap halinde çıkmasına sebep ol- muştur. Bize kalem sahiplerinden evvel Otello'yu tanıtan zavailı Kâmil Riza olmuştur (1). O de- virde Kâmil Riza (2) Vahram Pa- pasyan ile en münevver kalem sa- hiplerinden fazla Şhakespersare'i bize tanıtmışlardır. Çünkü tiyatro bazariyattan ziyade aksiyon sanati- dir. Sanatkâr herhangı bir meslek sahibi gibi bazı şartlara tabi- dir. San'atkâr doğar, muhitte onu meydana çıkarır. Muhit ol- mıyan bir yerde ise san'at ile be- raber san'atkâr da ölmeye mah- kümdur, Tiyatro olmıyan bir memiekette san'atkârda yoktur. eşriyab muayyen bir san'at içindir. Halbuki tiyatro salonunun kapıları her sınıfa, açıktır. Aksiyon daha ziyade bir ifade vasıtağıdır. Ban'stkâr bir eşeri her sınıf halka anlatmağa mecburdur, ve her sınıf halkı memnun eden bir tiyatro, hakiki tiyatrodur. Bunun için zamanlar tiyatroyu nevi lere ayırmıştır. Bütün güzel san- atlerin terkibi olan tiyatro bir memlekette ne kadar çok ve nevi- lere malik ise edebiyatta orada daima bir aksiyon halindedir. Bu (4) Otello Kâmil diye bir şöhrete sa- hib olan «Kâmil Riza» Meşrutiyetten sonra rliyan sahne sân'atkârlarınım başında ge- lir; bizde ilk büyük trajede sanatkârıdır (8) Bugün Rusyada olan Vahram Pa- azyan dünyanın en büyük trajedi sanat- kârlarından biridir uzun müddet İstanbulda tiyatro sahasinda çalışan bu sanatkâr Bü- ” yük harpten sonra Rusyaya gitmiştir, Dua Işıklı mihrabında. © beyaz meleklerin Tanrım, kıyıda sesin, Rüzgârlarda nefesin Ve sözün Kitabında. Ahenginle sar beni, Nur ilâhilerini Dinleyim rebabında. Tanrım, beni aydınlat, Bir an yeniden yarat Uzaktan, derin derin, Ses versin mehtabında. Mezarlıkda Dostlar duracaklar bir ağaç atla kapında, Vaorlıktaki farkın sonu hep kazma sapında. Dar sandığın evden ne kadar dar şu mezarlar, Hiç bilmediğin yurda, dönük burda duvarlar; İster sağa ister sola asla dönemezsin, Boy verdin uzandın ama büy gösteremezsin... En fazla sevenler atacak üstüne toprak, Birgün olacak, düşmüyecek bir kuru yaprak;- Kabrinde ayak basmadan ansız çökecektir; Bir taş yıkılırken sana nisyan dökecektir. Hiç sanmaki gok bekliyecek bir kara servi, Bir kazma kürek seslenecek : başkası geldi.. Halit Fahri OZANSOY İhsan BORAN o kadar mühimdirki neşriyat üz6- rinde bile tesiri vardır. Fransada Avantgarde tiyatrolarının tiyatro edebiyatı sahasında oynadıkları rol çok mühimdir. Daima klâsik egerleri temsil eden Oddâon ve Komedi Fransez'e karşı mücadele eden Avantgarde ve Bullevard tiyat- roları daima drijinel eserler temsil ederek edebiyat sahasına yeni ha- valar getirmişlerdir. Hususi tiyatro» isrla resmi tiyatrolar arasında bu gibi farklar vardır ki biri kendi âleminde, öbürü ise dünya çapında çalışır. Komşu Balkan devletleri Os- manlı İmparstorluğundan çok daha evvel operalarını, milli tiyatrolarını ve konservatorlarını kurmuşlar ve garp san'at Âlemi ile temasa baş» mışlardır. Halbuki Türklerde tiyat ronun 8 bin senelik mazisi vaıdır. Çin saraylarına kadar tesir eden Türk temaşasını softalık ve Ors- manlı İmparatorluğu geri bırak- Toağa sebep olmuştur, Milâddan (174-209) yıl evvel Türk siyasi vahdetini şanlı bir surette tesis eden Oğuz Han zamanında şairlgg O devrin bir nevi aktörleri idi. Hekimlik, sihirbazlık, musikişinas- lık gibi bir takım hususiyetleri gar hısalarında cemeden şairlerin Halk üzerinde derin bir nüfuzu vardı. Halk mâbudlars kurban adamak için onların fikrini alırdı. « Çama » dini âyinlerinden do- gan Türk temaşası (Pey - Şu) Çin terihçisine (göre omilâd dan evvel Türklerde tiyatro mev- cuttu. Bugün toprak altından çi kan eçerler din tarihleri ile kar- şılaştımılarak derin araştırmalarla tiyatrouuu Türklerde 8 bin gene evvel mevcut olduğunu ve ilk vata- Bının Orta Asya olduğu meşdara koymuğur. S. Nahıt BİLG — Devamı 164 ncü sahifede — X 159 — Servetifünun — 248 ei ii,