Aİ 20 Yıl Sorra Omuzumda, alın terimle ağırlaşmış aba, Ünümde mihnet yüklü bir deve, Yirmi yıl yolculuktan sonra Uğradım doğduğum eve; Kafamda biraz bilgi, birçok acaba Ve yığın, yığın hatıra... Mevsim yaz, hava ılıklı Evimiz yine eskisi gibi kalabalıktı Anlaşılan nasırlı ellerile zaman Geçmiş günleri silip atmış her yerden. Gümüş fıskıyelerden, mermer havuza Düşen sular gibi her an Kahkahalar dökülüyordu pencerelerden. Hiçbir değişiklik yoktu yapıda Babam gülümsiyerek Karşıladı beni kapıda.. Bir vakitler hastalarına baktığı Şefkat dolu gözlerle Baktı alnımdaki çizgilere Dedi : oğlum yorulmuşsun Yokuşmuydu yolun ? Yoksa seni anlamıyanlorla mı Dolu sağın solun ? Beni, bana hatırlatan bu sözlerle Ürperdim birdenbire. Omuzumdan düştü abam Kolları arasında beni içeri aldı babam... Oturduk, annem ölü kardeşlerim, Nedense en baştaydı benim yerim Babam, tentene örtülü minderde Uzanmış yatıyordu Ve büyük savaşı anlatıyordu. Baktım, geçen yıllar güzel yüzüne Bir çizgi bile konduramamış.. Toprak parlak gözlerini donduramamış.. Mevsim yaz, hava ılıktı Evimiz yine eskisi gibi kalabalıktı... Ziya İLHAN Olsaydı.. Biraz uzasaydı bu nekahet, Mevsim bitmeseydi, Yeşil yeşil kalabilseydi bahçe * İyi adam olacaktım | Gavsi OZANSOY Zaman Ve kuşlar geçtiler mevsim gibi, Uzak iklimler ötesine. Yüklendiler günahlarımızı Uçuşan renkli bulutlar yine... Sabah, sevimli ve yeşil bir rüyadır, Uyanır dağlar ardından. Haklarını helâl eden insanların Nasipleridir avuçlarında kalan. Denizler ve gökler; mavi ve sonsuz; Ve daima hakikat : Toprak. Simsiyah bir elin tuttuğu saban, Bir alın ki dalma temiz ve ak.. Özleyiş; onlarda her zaman içten, Ve rüyalar toprağa ait. Renk ve ziyaların sonrasız zenginliği, Nemli gözlerde bakışlar sabit.. Kenan HARUN 163 — Servetifünun — 2322