— Hoplaaa! Hoplaat.. Şimdi fil Tantini'nin numarasi. Palyaçolar taklalarını bitirdi- ler. Çocukların ağızlarını kulakla- rına kadar açmışlardı. Bu kadar neşeden sirkin yamalı çadırı sal- lanmıya başladı. Şimdi palyaçolar atların koşuşunu taklit ederek ay- rılıyorlar, yanaklarının kalın boys- larına tokatları şaklatarak uzak- laşıyorlar. Biri alacalı ve geniş pantalon- larını kaybediyor, diğeri büyük kunduraların içinde kayboluyor. En geride olanın başından kırmızı peruk ile sivri takkesi uçuyor. Seyirciler, o ân bir kepenk ks- dar kırışık alnını ve yüzündekiçi- Zırtkan una karşı pek hâzin sırıtan gari kel başıni görüyorlar. Palyaço, geriye Perağu almağa koşuyor - çünki bu programa da- hil değil, fakat at bakıcının ayağı Peruğa bir top gibi birtekme âti- yor saç yığını havada bir uçarak yere yuvarlanıyor. Paiyago: — Oküz! diye mırıldaniyor. Fakat yüzünden tebessümü atmı- yor, topaliıyarak Peruk ile takke- yi yerden alıyor ve orkestranın 2l- tındaki eski atlas perdenin arkagı- na bir kuşun gibi koşup bir iki alkış bekliyor, Fakat kimse alkış- lamıyor. Şimdi fil Tantini'nin sırası. Bir bayan, canşıkıntısile locada sigara içiyor. Esâsen, ön &ıra 86- zircilerinin hepsinin yüzünde ayni süsli okuyabilirsin : Daha bitmedi. Daha sürecek mi” Telli pullu elbiseli orkestra şe- 34 —Servetifunun — 2511 fi yukarıda sopasını kaldırdı. Bir an için. Sonradan yine in- âdirdi. Davullar ve klarnetler bir marş tutturdu, perde âcilen bir tarafa çekildi ve arene uykulu, sallan&- rak, arkadan bir sopa ile itilerek fil Tantini girdi. Locadaki kürklü bayan ürkerek zıpladı. Yanındaki kazak bıyıklı adamda uykudan uyandı, Ön sıradaki kadınlar derhâl ikinci mraya geçtiler, Bu buruşuk deri dağının bu saatte bütün ihti- yarlar gibi uykusu var ve kimseye hiç bir ehemmiyet vermiyor. Bir çocuk parmağile göstererek; — Tantini'nin kuyruğunda ne- var1 diye sordu, Renkli basma topuna bengiyor, Fakat hayır. Ts- laşlar arasına çevik bir adamcağız atladı, Deminki Peruk ve takkeli adamcağız, Cüce Bimbo. Palyaço Bimbo. Kendi kendine: — Haydi bakalım Tantini bu akşam kim daha fevkalâde! Sen mi yoksa Binbo mu 9 Bakalım han- gimiz daha çok aikış şişireceğiz. Ellerini sakızla (o uğuşturarak hayvanın kuyruğuna bir ipe sarı- hr gibi asılıyor biraz şallanıp üre- rine tırmanıyor. Hâlâ kimse alkışlamıyor. Solük soluğa, koluyla terini si- lerken küçük ayağının altında hay- vanın girtini hissediyor. Tantini'de İbtiyarladı. Bel ke- miği dışarı doğru fırlamış. Büyük bir dikkatle çalışması hâfif yürüyüp yukarıdakilere de dilini çıkarması lâzım. ROMEN EDEBİYATINDAN : SI m Ez Yazan : Neagu RADULESCU E Çeriren : Cavit YAMAÇ Her adımı taşradaki bir pana- yırı ve bir iki hafta kaldığı has- tâneyi hatırlatıyor. İlk sıralardan bir kadın onu dikkatle takib ediyor. Onuu hünerlerinı dikkatle ta- kib edenler pek enderdi. Onun hokkabazlıkları büyük Teantini'ye bir ilâve idi. Programda bile sâde Büyük Tantini Yazılı idi. Nazarları üzerinde hişseden Bimbo, gayri tabii bir aceleyle bütün hünerlerini döküp tüketiyor. Ona bakan bayan tıpkı sirkin sa- kallı kadını Vera Goluba'ya ben- ziyor ve gine de onun kadar sağ- lam görünüyor. ş Acayib şey. Diz kapaklarını bir karıştan ziyâde aşmadığı hâlde kadınlâr Bimbo'nuu boşuna gidi- yor, Sirkin müdürü Adamsky ona bir cüce kadınla evlenmeşini bile teklif etmişti, Bu kadıncağız Med- rano trupunda idi ve Bimbo'nun cuunla evlendiği takdirde mü- dür bu fırsatla şehirde bütün hay- van ve artistlerle bir resmi geçid yapacaktı, Belki böyie meşhur olabilirdi. Fakat: o bütün bir öğleden son- rayı vagonunda ağlıyarak geçirmiş ve o akşam kederinden öynama- miti : Olamaz Bimbo'nun kalbi 76 santimlik bir kadın istemiyor. O, şişman ve büyük bir kadın istiyor